En Güzel Tarih Serisi

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
496
9,493
Tam bir yılı yani 365 günü düşünelim,
Bu 365 gün, dünyanın oluşumundan bugüne kadar geçen süreyi simgelesin,
Dünyanın varoluş süresi olan dört buçuk milyar yılı, 365 gün olarak betimleyelim
İlk tek hücreli canlıların günümüzden üç buçuk milyar yıl önce oluştuğunu kesin bir şekilde biliyoruz (Bkn. Önceki sunumlar)

Bu durumda,
Tek hücreli canlılar 284 gündür yaşıyorlar.
Su altı canlıları, 48 gündür yaşıyorlar.
Bitkiler, 40 gündür yaşıyorlar.
Heyecanla filmlerini seyrettiğimiz dinozorlar tam 15 gün yaşamışlar.
İlk insan türleri (konuşma becerisi olmayan fakat alet yapma becerisi olan, ateşi kullanabilen) sadece 10 saat yaşayabilmiş,
Bizim türümüz olan Homo Sapiens ise sadece 1 saattir yaşıyor;
365 günün sadece son 1 saatinde dünyada yaşıyoruz. Bu bir saatin ise sadece yaklaşık 1 dakikasında toplum kurabilmişiz,
365 günün sadece yaklaşık 1 dakikasında toplum kurabilmemize ve kültür oluşturabilmemize rağmen türümüzün dünyanın hakimi olduğunu, dünyanın sadece bizim için oluştuğunu düşünüyoruz. Sadece 1 dakikadır toplum hayatımız olmasına rağmen önceki 365 gününde şu an gördüğümüz şekli ile var olduğunu ve bir anda oluştuğunu düşünüyoruz.

Bizler, insanoğulları, olayları kendi zaman ölçeğimize göre, ortalama seksen yıllık sürelere göre algılıyoruz, Küçük bir çocukken gördüğümüz çoğu şey bugünde hiç değişmemiş olarak gözümüze görünüyor. Bu yüzden tarih ile ilgili algılayabildiğimiz zaman süreci, gördüğümüz ve yaşadığımız zaman ile sınırlı…
Bu durumda insanlığın etrafında gördüğü bitkileri, ağaçları ve diğer her şeyi, yaşamadığı geçmişte de sanki bugün gördüğü gibi, hiç değişmemiş halde olduğunu düşünmesi son derece normaldir.

Ancak bilim ve tarih, algımızı değiştiriyor.
Unutmayalım ki “öyle olduğunu düşünüyorum” , “benim fikrim bu yönde” şeklinde bize öğretilen ve ezberletilen dar kalıplar yerine sadece “bu konuda bilimsel araştırmalar, gözlemler, deneyler bizi nereye götürüyor” şeklinde geliştireceğimiz sorgulayıcı araştırmalar, insan aklını geliştirebilir ve ileriye taşıyabilir.

Sorgulayıcı araştırmalar için ilk adım ise etrafımızın tarihini öğrenmek olmalıdır









 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,255
7,225
Tarih sevgisi okulda okuduğumuz derslerden çok; Reşat Ekrem Koçu , Va Nu gibi yazarlarımızla , yahut Şahap Ayhan, Münif Fehim gibi sanatçılarımızla bende başlar. Evliya Çelebi'nin akıl almaz tasvirlerinin yeri başkadır. Sn. @cagan73 'ün üzerinde önemle durduğu "Sorgulayıcı " araştırmaların hiç şüphesiz gelişimimizde payı önemli. Hepsi de birbirinden "güzel " bu "tarih " kitapları beğenilmeyecek gibi değil.
Özetle, @cagan73 paylaşımlarını içeren dosyam büyümeye devam ediyor. Çok teşekkür ediyorum Sn. @cagan73
 
Son düzenleme:

kayıntı

Yeni Üye
19 Haz 2022
113
509
Muhteşem kitaplar, muhteşem tanıtım. Teşekkürler sayın cagan73.
Başta ünlü Fransız gazeteci Dominique Simonnet olmak üzere diğerlerinin sorduğu sorulara Fransa'nın en önemli bilim insanlarının uzman oldukları konularda, verdikleri cevaplar.
Bu format ve ustaca sorulan sorular kitapları (bazen background gerektiren ağır konular olsa bile) sihirli bir şekilde kolay okunur hale getiriyor. O kadar ki ben ilgim olmayan konulardaki (bulabildiğim) kitapları bile okumuştum.
Okumayan tüm arkadaşlara tavsiye ederim. İlgi duyduğunuz bir konudan başlayın, ne dediğimi anlayacaksınız.
Son bir söz; bu seri 11 kitap olarak görünüyor. Sayın cagan73@ listede İnancın En Güzel Tarihi ve Özgürlüğün Özgürlüğün En Güzel Tarihi eksik görünüyor. Kitaplığıma baktım, bunlar bende de eksik. Muhtemelen baskıları yapılmadı.
Sevgiler Saygılar
 

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
496
9,493
Değerli @kayıntı , ilginiz için çok teşekkür ederim,
"İnancın En Güzel Tarihi" kitabını detaylı olarak inceledikten sonra bu seriye hiç yakıştıramamış ve edinmeye dahi gerek duymamıştım. Ancak kendisinde bulunan bir arkadaşımız varsa serinin eksik kalmaması adına çok güzel olacaktır. (Konu ile ilgili Richard DAWKINS çıtayı o kadar yükseltti ki... Bakınız: )

"Özgürlüğün En Güzel Tarihi" kitabını ise maalesef incelemek için bile bulamamıştım ben de çok merak ediyorum. Umarım kendisinde bulunan bir arkadaşımız vardır. Zira benim bulabilme imkanım bulunmuyor.
Bu arada Dünyanın En Güzel Tarihi yazarlarından Hubert Reeves bu vesile ile tekrar analım: Hubert Reeves
 

kayıntı

Yeni Üye
19 Haz 2022
113
509
Değerli @kayıntı , ilginiz için çok teşekkür ederim,
"İnancın En Güzel Tarihi" kitabını detaylı olarak inceledikten sonra bu seriye hiç yakıştıramamış ve edinmeye dahi gerek duymamıştım. Ancak kendisinde bulunan bir arkadaşımız varsa serinin eksik kalmaması adına çok güzel olacaktır. (Konu ile ilgili Richard DAWKINS çıtayı o kadar yükseltti ki... Bakınız: )

"Özgürlüğün En Güzel Tarihi" kitabını ise maalesef incelemek için bile bulamamıştım ben de çok merak ediyorum. Umarım kendisinde bulunan bir arkadaşımız vardır. Zira benim bulabilme imkanım bulunmuyor.
Bu arada Dünyanın En Güzel Tarihi yazarlarından Hubert Reeves bu vesile ile tekrar analım: Hubert Reeves
Anlaşılan “Özgürlük Karşısında İslamcılık” bölümü yüzünden İş Bankası Yayınları'na yayımlatmamışlar:
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
592
3,136
İnancın En Güzel Tarihi ve Özgürlüğün Özgürlüğün En Güzel Tarihi eksik görünüyor. Kitaplığıma baktım, bunlar bende de eksik. Muhtemelen baskıları yapılmadı.

"Özgürlüğün En Güzel Tarihi" kitabını ise maalesef incelemek için bile bulamamıştım ben de çok merak ediyorum. Umarım kendisinde bulunan bir arkadaşımız vardır.
Anlaşılan “Özgürlük Karşısında İslamcılık” bölümü yüzünden İş Bankası Yayınları'na yayımlatmamışlar:

Bu eşsiz sunumunuz ve eşsiz bir kütüphane için zamanınıza ve emeğinize sağlık sn @cagan73
Her biri birbirinden güzel bu yayınlar için çok teşekkür ediyorum.

Tüm bu yayınların daha fazla kişiye ulaşması için ayrıca kendi sitenize ekliyorsunuzdur umarım sn @cagan73

Bahsedilen
"Özgürlüğün En Güzel Tarihi"
kitabının kapak görsellerini gördüm , basılmış ama genelde satış için stokta olmadığını belirten sitelere rastladım.
İngilizcesine de rastlayamadım.

Bu eksik kitabın Türkçesi, varsa İngilizcesi ve de orjinal ocr pdf ine ulaşılana kadar
şimdilik aşağıdaki toplayabildiğim ama aslına ulaşana kadar doğruluğundan emin olamayacağım
bilgilerle yetinmek gerekebilecek


------------------------------------------------
------------------------------------------------

La Plus Belle Histoire de la Liberté (Özgürlüğün En Güzel Hikâyesi), André Glucksmann, Nicole Bacharan ve Abdelwahab Meddeb’in birlikte kaleme aldığı bir diyalog kitabı
Bu eser, özgürlük kavramını farklı tarihsel, felsefi ve kültürel açılardan inceleyen üç entelektüelin bakış açılarını bir araya getiriyor
Kitapta özgürlüğün sadece Batı düşüncesinde değil, aynı zamanda Doğu ve İslam dünyasında da nasıl bir anlam kazandığı tartışılıyor

Kitabın İçeriği:
1. Özgürlüğün Felsefi ve Politik Boyutu – André Glucksmann:

André Glucksmann, özgürlüğün felsefi ve politik anlamına odaklanır. Glucksmann’a göre özgürlük, Batı medeniyetinin temel taşlarından biridir, ancak bu kavram her zaman bir mücadele sonucunda kazanılmıştır. Özellikle totaliter rejimlerin ve otoriteryen sistemlerin özgürlüğü tehdit ettiği modern dünyada, bireysel haklar ve özgürlükler için verilen savaşın önemini vurgular.

Glucksmann, özgürlüğün felsefi kökenlerine inerek Antik Yunan’dan başlayarak modern felsefeye kadar uzanan bir düşünce zinciri kurar. Sokrates’in adaleti ve bireysel özgürlüğü savunmasından, Jean-Jacques Rousseau’nun “genel irade” anlayışına kadar, özgürlüğün felsefi anlamda nasıl şekillendiğini inceler. Ona göre, özgürlük, bireyin topluma karşı savunma mekanizmasıdır ve her türlü tiranlığa karşı bir direnç göstergesidir.

Ayrıca Glucksmann, totaliter rejimlerin nasıl bireysel özgürlükleri ortadan kaldırma girişiminde bulunduğunu ele alır. Nazizm, Stalinizm gibi rejimlerde özgürlüğün yok sayılması ve bireyin devlet karşısında zayıflatılması konusundaki analizlerinde, özgürlüğün sadece bir hak değil, aynı zamanda sürekli olarak savunulması gereken bir sorumluluk olduğuna dikkat çeker.

2. Amerikan Demokrasisi ve Özgürlük – Nicole Bacharan:
Nicole Bacharan, özgürlüğün Amerikan demokrasisindeki yerini ve Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihsel gelişiminde bu kavramın nasıl bir rol oynadığını tartışır. Amerika’nın bağımsızlık mücadelesi ve anayasası, özgürlük ideallerinin somutlaştığı önemli tarihsel olaylar olarak ele alınır.

Bacharan, Amerika’nın özgürlük kavramını kurucu değerlerinden biri haline getirdiğini ve bu kavramın Amerikan kimliğiyle özdeşleştiğini vurgular. Amerikan Devrimi sırasında ortaya atılan bireysel özgürlük, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi değerler, modern demokrasilerin temellerini atmıştır. Ayrıca, Amerikan Anayasası’nda yer alan özgürlük kavramlarının, zamanla nasıl evrildiğini ve Amerikan iç savaşı, köleliğin kaldırılması, sivil haklar hareketi gibi tarihsel dönemeçlerde nasıl genişletildiğini analiz eder.

Bacharan, günümüz Amerika’sındaki özgürlük anlayışının da derin bir incelemesini yapar. Modern dünyada Amerika’nın özgürlük ve insan hakları konusundaki tavrını değerlendirirken, özgürlüğün sadece bir hak değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik ve adaletle nasıl dengelenmesi gerektiğini tartışır. Özgürlüğün yalnızca bireysel bir hak olmadığını, toplumsal sorumluluklarla birlikte ele alınması gerektiğini savunur.

Gelelim Tunus lu şair ve yazar Abdelwahab Meddeb ın hazırladığı 3. bölüme
(Yazarın Türkçeye de çevrilmiş İslamın Hastalığı adlı bir kitabına da archive.org da rastlamıştım)

3. İslam Dünyasında Özgürlük – Abdelwahab Meddeb:
Abdelwahab Meddeb, özgürlük kavramının İslam kültürü ve tarihinde nasıl algılandığını ve Batı ile Doğu arasındaki farklılıkları ele alır. Meddeb, İslam dünyasında özgürlük kavramının tarihi kökenlerine inerek, İslami düşüncede özgürlüğün nasıl yer aldığını irdeler.

Meddeb, İslam’ın ilk dönemlerinde bireysel ve toplumsal özgürlüklerin nasıl bir denge içinde olduğu konusunda kapsamlı bir analiz sunar. Özellikle İslami yönetimlerde adalet, bireysel haklar ve özgürlükler konusundaki öğretileri, Kur'an'da ve peygamberin hadislerinde yer alan özgürlük kavramlarını ele alır. Buna ek olarak, Meddeb, İslam dünyasındaki özgürlük anlayışının Batı dünyasından neden farklılaştığını tartışır. Batı’da gelişen seküler ve liberal özgürlük anlayışının, İslam dünyasındaki geleneksel ve dini yapılarla çatıştığını vurgular.

Özellikle modern dönemde İslam ülkelerinde özgürlüğün otoriter rejimler, teokratik yönetimler ve köklü geleneklerle nasıl sınırlandığını tartışan Meddeb, İslam dünyasında özgürlük mücadelesinin zorluklarını ortaya koyar. Arap Baharı gibi hareketlerle özgürlüğün yeniden tanımlandığı modern dönemi de ele alarak, özgürlük arayışlarının sadece Batı’ya özgü bir kavram olmadığını savunur. Ona göre, İslam dünyasında da özgürlük, bireysel haklar ve toplumsal adaletin kesişiminde yer alan bir mücadeledir.
Sonuç:

La Plus Belle Histoire de la Liberté, özgürlüğün birbiriyle çatışan ve bir araya gelen farklı perspektiflerini sunan derin bir düşünce eseri olarak öne çıkar. Kitap, özgürlüğün evrensel bir kavram olduğunu, ancak her kültür, tarih ve coğrafyada farklı biçimlerde algılandığını gösterir. Glucksmann, Bacharan ve Meddeb, özgürlüğü kendi tarihsel ve kültürel bağlamlarında ele alırken, okuyucuya çok boyutlu bir analiz sunar. Kitap, aynı zamanda modern dünyada özgürlüğün savunulması gereken bir değer olduğu mesajını verir.

Bu eser, özgürlük kavramının tarih boyunca nasıl şekillendiğini, farklı toplumlarda nasıl algılandığını ve bugün bu kavramın nasıl yorumlandığını anlamak isteyen okuyucular için kapsamlı bir kaynak niteliğindedir.
----------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------
 
Son düzenleme:

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
496
9,493
Değerli @kemalettin ,
Kitabı edinmeye gerek duymayacak kadar harikulade bir özet sunmuşsunuz çok teşekkür ederim
Arkeoloji ve canlılığın tarihi hakkında bulunan kanıtlar şüpheye gerek duymayacak şekilde bizi aydınlatabilirken toplum bilimleri ile ilgili görüşlerde aynı şeyleri acaba söyleyebilir miyiz? Mesela Mısır daki Müslüman kardeşlerin, Suriye deki köktencilerin veya Libya daki aşiret/kabile ayaklanmalarını özgürlük arayışı olarak nitelendirmek doğru mudur? Ya da bu hareketler özgürlüklerin ilkel ilk adımları mıdır?
Geleneksel otoriter yönetim ile özgürlükçü düşünceler arasındaki mücadele, coğrafyanın ve kültürün zenginleşmesi ile belki de günümüzde çok daha fazla Çin de yaşanacak gibi görünüyor. Bizim ömrümüz yetecek mi bilmiyorum fakat en çok uzak doğudaki devasa nüfusun aydınlanıp, özgürleşip özgürleşmeyeceğini merak ediyorum
Kendi sitemi ise bu aralar çok yoğun bir şekilde güncelliyorum umarım özenle seçtiğim bu değerli kitaplar çok sayıda kişiye ulaşır
 
Üst