- Konuyu Başlatan
- #121
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Kütüphanemde basılı olarak da var, çok güzel bir kitaptır.
Sanatseverlerce daha çok bir pisuvarın yer aldığı 'The Fountain' (Çeşme) adlı çalışmasıyla bilinen ünlü Dadaist sanatçı Marcel Duchamp'ın yaşamını kronolojik olarak anlatan çok ilginç bir kronolojik kitap Marcel Duchamp: un petit jeu entre moi et je. Aslında kitap demek ne derece doğru bilmiyorum, çünkü Belçikalı karikatürist ve BD sanatçısı François Olislaeger, Duchamp'ın yaşamını katlandığında 60 sayfa olan 8 metre uzunluğunda bir şerit üzerine çizmiş (ismi de ilginç: kendim ve ben arasında küçük bir oyun!). Fransa'da doğan, 1. Dünya Savaşı'nı protesto etmek için 1915'te ülkesini terk edip ABD'ye yerleşen bir isim Marcel Duchamp. Kalıplaşmış ve alışılmış sanat kalıplarını reddeden, sanatın burjuvalaşmasına ve kültürel değerlere karşı duran anarşist ruhlu bir ressam. Dada akımının öncülerinden kabul edilen Duchamp, dışavurumculuk, soyut dışavurumculuk, sürrealizm ve pop art gibi akımları da sanatıyla etkilemiş ve sanata yeni bir renk getirmiştir. Yeri gelmişken, ünlü The Fountain çalışmasında neden pisuvar kullandığına da değinmek isterim. Dadaist sanatçılar, eserlerini oluştururken gündelik yaşamda kullanılan nesneleri, fonksiyonlarından uzaklaştırarak sanatlarının ana malzemesi yapmalarıyla bilinirler ve buna 'readymades' (hazır nesne) anlayışı denir. Dadaistlere göre sanatçı gündelik yaşamda kullanılan bir nesneyi alıp, ona az miktarda manipülasyon uygulayarak sanat eserine dönüştürebilir. Çünkü burada önemli olan eserde kullanılan malzeme değil, eserin altında yatan düşünce yapısıdır. Sanatçı o nesneyi kendi seçer ve gündelik hayatta kullanılan fonksiyonundan arındırıp, ona yeni bir anlam, yeni bir açı kazandırır ve böylece o sıradan nesneyi sanat eseri haline getirir. Duchamp da, sözkonusu nesneyi seçmekteki amacını, "güzelliği veya çirkinliğiyle herhangi bir şekilde ilgisini çekmeyen bir nesne seçmek, yani, bakıldığında bir ilgisizlik noktası bulmak” olarak açıklamıştır. Bu eser, sanatçı tarafından gönderildiği sergiye kabul edilmeyince sanat çevrelerinde neyin sanat, neyin sanat eseri olduğuna yönelik ateşli bir tartışma başlamıştır. Dadaistlere göre, The Fountain bir sanat eseridir, çünkü:
Çok heyecan verici bir konu. Muhteşem Duchamp'ı iki eserle bizlerle paylaştığı için sonsuz teşekkürler Sayın @Osidi. Çağdaş Sanat ve Duchamp deyince çağrışım çeşmeleri şelaleye dönüşüyor.Sanatseverlerce daha çok bir pisuvarın yer aldığı 'The Fountain' (Çeşme) adlı çalışmasıyla bilinen ünlü Dadaist sanatçı Marcel Duchamp'ın yaşamını kronolojik olarak anlatan çok ilginç bir kronolojik kitap Marcel Duchamp: un petit jeu entre moi et je. Aslında kitap demek ne derece doğru bilmiyorum, çünkü Belçikalı karikatürist ve BD sanatçısı François Olislaeger, Duchamp'ın yaşamını katlandığında 60 sayfa olan 8 metre uzunluğunda bir şerit üzerine çizmiş (ismi de ilginç: kendim ve ben arasında küçük bir oyun!). Fransa'da doğan, 1. Dünya Savaşı'nı protesto etmek için 1915'te ülkesini terk edip ABD'ye yerleşen bir isim Marcel Duchamp. Kalıplaşmış ve alışılmış sanat kalıplarını reddeden, sanatın burjuvalaşmasına ve kültürel değerlere karşı duran anarşist ruhlu bir ressam. Dada akımının öncülerinden kabul edilen Duchamp, dışavurumculuk, soyut dışavurumculuk, sürrealizm ve pop art gibi akımları da sanatıyla etkilemiş ve sanata yeni bir renk getirmiştir. Yeri gelmişken, ünlü The Fountain çalışmasında neden pisuvar kullandığına da değinmek isterim. Dadaist sanatçılar, eserlerini oluştururken gündelik yaşamda kullanılan nesneleri, fonksiyonlarından uzaklaştırarak sanatlarının ana malzemesi yapmalarıyla bilinirler ve buna 'readymades' (hazır nesne) anlayışı denir. Dadaistlere göre sanatçı gündelik yaşamda kullanılan bir nesneyi alıp, ona az miktarda manipülasyon uygulayarak sanat eserine dönüştürebilir. Çünkü burada önemli olan eserde kullanılan malzeme değil, eserin altında yatan düşünce yapısıdır. Sanatçı o nesneyi kendi seçer ve gündelik hayatta kullanılan fonksiyonundan arındırıp, ona yeni bir anlam, yeni bir açı kazandırır ve böylece o sıradan nesneyi sanat eseri haline getirir. Duchamp da, sözkonusu nesneyi seçmekteki amacını, "güzelliği veya çirkinliğiyle herhangi bir şekilde ilgisini çekmeyen bir nesne seçmek, yani, bakıldığında bir ilgisizlik noktası bulmak” olarak açıklamıştır. Bu eser, sanatçı tarafından gönderildiği sergiye kabul edilmeyince sanat çevrelerinde neyin sanat, neyin sanat eseri olduğuna yönelik ateşli bir tartışma başlamıştır. Dadaistlere göre, The Fountain bir sanat eseridir, çünkü:
İnsanları sanatı ve sanatçıyı sorgulamaya iten ve sanat algısını değiştiren bu eser 2004 yılında, yani Duchamp’ın ölümünden 36 yıl sonra, 20. Yüzyılın en etkili sanat eseri seçilir. Halen, San Fransisco'da Museum of Modern Arts'ta sergilenmektedir.
- Eser sanatçının eliyle meydana gelmemiş bile olsa, eserde kullanılan nesneyi sanatçı seçmiştir ve bu yaratıcı bir süreçtir.
- Nesne gündelik yaşamda kullanım özelliğinden koparıldığı için sanat eseri olmuştur.
- Nesneye sanatçı kendi yorumunu katarak, yeni bir isim verdiğinden dolayı nesne artık yeni bir anlam kazanmıştır.
Değerli @Osidi 'ye tüm paylaşımları için teşekkürlerimi sunuyorum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.
Çizgi filmlerde, çizgi romanlarda beni en çok heyecanlandırıp neşe ile dolduran deniz, göl, akarsu üstündeki güneş parıltıları olduğundan deniz ve suya dair her şeye aşık olan Akdenizli bünyeme harika bir bahar hediyesi oldu. Muhteşem paylaşım için coşkun teşekkürler Sayın @Osidi .
Gala sürrealist aşk üçgeninin ilham perisi. Gala ismini de Paul Eluard veriyor, berduş bir haldeyken ona duyduğu aşk sayesinde kendisini topluyor ve "sen benim ikinci doğuşum,hayatımın galasısın" diyor ,tek aşkına Eluard. Paul'ü Marx Ernst ve sonrasında da Dali için terk etse de ölene kadar Paul Eluard'ın büyük aşkı oluyor. Eluard ölünce Dali ile Gala evleniyor.
Lorca, Dali, Bunuel ilişkisini anlatan çizgi roman oldukça ilgi çekici. Çok teşekkürler Sayın @Osidi .
Endülüs'ün bağrından çıkan ve şiirlerinde geleneksel Endülüs motifleriyle avangard tarzı ustaca harmanlayan büyük şair, oyun yazarı ve piyanist Federico Garcia Lorca'nın, 1919-1928 yılları arasındaki Madrid Öğrenci Evi (Residencia Estudiantes) yıllarını anlatan harika bir çizgi roman "Garçía Lorca, Dalí, Buñuel et les autres... : Le labo artistique de Madrid des années 1920". Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, 1920'lerde Madrid Öğrenci Evi adeta bir kültür ve sanat laboratuvarı işlevi görüyordu. Lorca'dan başka, Salvador Dali, Luis Buñuel, Juan Ramon Jimenes, Margarita Xirgu ve daha bir çok ünlü sanatçı ve yazar Öğrenci Evi'nin müdavimleriydi. Burası aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen entelektüellerin fikir alışverişinde bulundukları bir tartışma forumu işlevi de görüyordu. Ziyaretçileri arasında Albert Einstein, Paul Valéry, Marie Curie, Igor Stravinsky, John Maynard Keynes, Walter Gropius, Henri Bergson ve Le Corbusier gibi ünlü isimler de yer alıyordu. Deneysel sinemanın ilk örneği olarak kabul edilen, Dali ve Buñuel'in ünlü sürrealist filmi Bir Endülüs Köpeği'nin de esin kaynağı Lorca'dır. Henüz 38 yaşındayken, İspanya İç Savaşı başlayınca kurşuna dizilerek öldürülen bu büyük şairi, Erdal Alova'nın müthiş çevirisiyle, aşağıdaki dizeleriyle analım:
Sayın @Osidi bizleri Louvre'a götürdüğünüz için çok teşekkürler.Daha önceki bir mesajımda belirtmiştim. Seyahat günlüğü şeklindeki , çeşitli çizim amaçlı gezginlerin çizim çalışmalarını oldum olası '' estetik '' bulmuşumdur. Çeşitli '' sketcher '''lardan oluşan grupların , ülke ülke gezmeleri sonucu , çizimli seyahat günlükleri , nette bir hayli site oluşturmuş durumda. Kendine özgü , farklı bir turizm çeşidi oluşturan bu konu, bazı defter markalarını bile öne çıkarmış durumda !
Flaurent Chauvet'in bu kitaptaki çizimlerini , yukarıda yazdığım tarzdaki '' sketcher '' çalışmasına benzettim. Kitap boyunca görülen '' freehand '' stili çizimlerin , Louvre Müzesi gibi katı kuraların geçerli olduğu mekanla oluşturduğu zıtlık , kitaba bir bakıma farklı hava kazandırmış. Zaten, Chauvent çizimlerini mizahi gözle yapmış. Ingres'in '' Büyük Odalık '' tablosu , kitap boyunca öne çıkan tablolardan.. Keşke , daha fazla sayfada, farklı Louvre tablolarını, bu kitaptaki çizim anlayışıyla izleseydik diye düşündüm.
Teşekkürler @Osidi ..