Paris-Damas
- Konuyu Başlatan Osidi
- Başlangıç tarihi
balkan
Onursal Üye
- 27 Şub 2016
- 4,042
- 43,554
Paris - Şam, Ölümcül İlişkiler
Yakın Doğu'nun toplumsal ve siyasal karmaşıklığının, İncil zamanlarına kadar uzanan uzun tarihiyle bir ilgisi olduğu yadsınamaz. Aile içi kavgalar ve kötü komşuluklar yüzyıllardır süregeldiğinde, nedenlerini tespit etmek, hatta adil çözümler bulmak imkânsız hale geliyor. Zaman olarak bize daha yakın olan Suriye örneği bu noktada çok anlamlıdır. Akdeniz'den başlayarak İran, Türkiye ve Irak'a kadar uzanan, kültürel toplulukların bir mozaiğinden oluşan bu coğrafya, Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Altın Kapı'nın egemenliğindeydi. O dönemde yönetimi Fransa'daydı. İkinci Dünya Savaşı kartları yeniden dağıttı, ardından birkaç yıl süren pan-Arabizmle damgalanan dönemin ardından Hafız Esad 1970'te iktidara geldi. 2000 yılında ölümüne kadar iktidarı bırakmadı ve oğlu Beşşar iktidarı devraldı.
Bu diktatörlük şiddeti, totalitarizmi (uluslararası terörizmin kullanımı da dahil) ve SSCB ile, ardından Putin'in Rusya'sıyla ayrıcalıklı ilişkileriyle dikkat çekiyor. Rejim değişikliği, bölgesel ve iç savaşlar, değişen ittifaklar, fırsatçılık, yolsuzluk, ekonomik krizler; hiçbir şey Esadların ülkeleri üzerindeki kontrolünü etkilemiyor veya sarsmıyor gibi görünüyor. Ama bu, çabalamamaktan kaynaklanmıyor. Nitekim Fransa, bu topraklarla olan tarihi ilişkileri nedeniyle sık sık Suriye yöneticilerini etkilemeye çalışmıştır. Jean-Claude Bartoll ve Nicolas Otéro, Paris-Şam'da ölümcül ilişkiler üzerine şok edici bir soruşturmaya girişiyorlar.
Alt başlığı "Fransa ile Esad Klanı Arasında 50 Yıllık Kirli Anlaşmalar" olan albümün içeriği, kapağından duyuruluyor. Ölenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor, gerçekçi politikalar ön planda ve finansal veya endüstriyel çıkarlar asla uzakta değil. François Mitterrand'dan Emmanuel Macron'a kadar tüm Fransız cumhurbaşkanları ve Fransız diplomatlar, Suriye üst düzey yönetimindeki üyeleri kandırmak ve kendi piyonlarını öne sürmek için çabaladılar. Özetle: Yıllardır yapılan her girişim kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu başarısızlık dramatiktir ve gezegenimizin bu bölgesinde hüküm süren karışıklığı çok iyi göstermektedir. İnsani maliyet ne yazık ki daha az korkunç değil.
Hafifçe yeniden düzenlenmiş fotoğraflardan oluşan ve diyalogdan uzak anlatım, BM veya Uluslararası Af Örgütü'nün uzun bir resmi raporu kadar yalındır. Öte yandan, klinik gerçekçiliğine rağmen bu soğuk ve oldukça durağan anlatım, Suriye'nin içinde bulunduğu genel vahşete gayet iyi yanıt veriyor. Bu eserin vizyonunu Riad Sattouf'un Geleceğin Arap'ı ve özellikle Fadi'deki vizyonuyla karşılaştırmak ilginç olacaktır.
Klasik, son derece belgelenmiş, net görsellerle bezenmiş bir çizgi roman belgeseli olan
"Paris – Şam, Ölümcül İlişkiler", günümüzün jeopolitik barut fıçılarından birinin açık ve öz bir anlatımını sunma özelliğine sahip.
Teşekkürler Üstat @Osidi.
Yakın Doğu'nun toplumsal ve siyasal karmaşıklığının, İncil zamanlarına kadar uzanan uzun tarihiyle bir ilgisi olduğu yadsınamaz. Aile içi kavgalar ve kötü komşuluklar yüzyıllardır süregeldiğinde, nedenlerini tespit etmek, hatta adil çözümler bulmak imkânsız hale geliyor. Zaman olarak bize daha yakın olan Suriye örneği bu noktada çok anlamlıdır. Akdeniz'den başlayarak İran, Türkiye ve Irak'a kadar uzanan, kültürel toplulukların bir mozaiğinden oluşan bu coğrafya, Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Altın Kapı'nın egemenliğindeydi. O dönemde yönetimi Fransa'daydı. İkinci Dünya Savaşı kartları yeniden dağıttı, ardından birkaç yıl süren pan-Arabizmle damgalanan dönemin ardından Hafız Esad 1970'te iktidara geldi. 2000 yılında ölümüne kadar iktidarı bırakmadı ve oğlu Beşşar iktidarı devraldı.
Bu diktatörlük şiddeti, totalitarizmi (uluslararası terörizmin kullanımı da dahil) ve SSCB ile, ardından Putin'in Rusya'sıyla ayrıcalıklı ilişkileriyle dikkat çekiyor. Rejim değişikliği, bölgesel ve iç savaşlar, değişen ittifaklar, fırsatçılık, yolsuzluk, ekonomik krizler; hiçbir şey Esadların ülkeleri üzerindeki kontrolünü etkilemiyor veya sarsmıyor gibi görünüyor. Ama bu, çabalamamaktan kaynaklanmıyor. Nitekim Fransa, bu topraklarla olan tarihi ilişkileri nedeniyle sık sık Suriye yöneticilerini etkilemeye çalışmıştır. Jean-Claude Bartoll ve Nicolas Otéro, Paris-Şam'da ölümcül ilişkiler üzerine şok edici bir soruşturmaya girişiyorlar.
Alt başlığı "Fransa ile Esad Klanı Arasında 50 Yıllık Kirli Anlaşmalar" olan albümün içeriği, kapağından duyuruluyor. Ölenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor, gerçekçi politikalar ön planda ve finansal veya endüstriyel çıkarlar asla uzakta değil. François Mitterrand'dan Emmanuel Macron'a kadar tüm Fransız cumhurbaşkanları ve Fransız diplomatlar, Suriye üst düzey yönetimindeki üyeleri kandırmak ve kendi piyonlarını öne sürmek için çabaladılar. Özetle: Yıllardır yapılan her girişim kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu başarısızlık dramatiktir ve gezegenimizin bu bölgesinde hüküm süren karışıklığı çok iyi göstermektedir. İnsani maliyet ne yazık ki daha az korkunç değil.
Hafifçe yeniden düzenlenmiş fotoğraflardan oluşan ve diyalogdan uzak anlatım, BM veya Uluslararası Af Örgütü'nün uzun bir resmi raporu kadar yalındır. Öte yandan, klinik gerçekçiliğine rağmen bu soğuk ve oldukça durağan anlatım, Suriye'nin içinde bulunduğu genel vahşete gayet iyi yanıt veriyor. Bu eserin vizyonunu Riad Sattouf'un Geleceğin Arap'ı ve özellikle Fadi'deki vizyonuyla karşılaştırmak ilginç olacaktır.
Klasik, son derece belgelenmiş, net görsellerle bezenmiş bir çizgi roman belgeseli olan
"Paris – Şam, Ölümcül İlişkiler", günümüzün jeopolitik barut fıçılarından birinin açık ve öz bir anlatımını sunma özelliğine sahip.
Teşekkürler Üstat @Osidi.
Son düzenleme: