KARAOĞLAN Buzlu Çöller Tilkisi 2. Bölüm - Güneş Gazetesi

[profesör]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Güneş Gazetesi'nde 12 MART 1985 - 30 MAYIS 1985 tarihleri arasında tefrika edilmiştir.

Arşivini Çizgi Diyarı ile paylaşan sevgili Erhan Dündar ustaya teşekkür ediyorum.

Bu maceranın devamı, daha önce paylaşmış olduğum KIZILTUĞ'UN ÖFKESİ ' dir.

2. Bölümü kendimce düzenledim. 1. Bölümü ham olarak paylaşmıştım. Bu kez bütünlük olması için 1. bölümü de düzenledim. Birazdan 1. bölüme yeni linki de ekleyeceğim.
Saygılarımla​

 

[altay1944]

Müjdeyi verip ardından paylaşma inceliğiniz için teşekkür ediyorum üstad.

 

[KARAOĞLAN]

Sevgili Haluk Bey ;
Bizi çok bekletmedin. Ellerine sağlık.
Kızıl Tuğ'un Öfkesi macerası şimdi anlam kazandı.
Önceki (2. Serideki) çizimi anımsadığımızda içinden çıkılmaz mecralara sürükleniyordu yarım aklımız.

 

[Beymelikli18]

Son söz büyüksün üstadım ellerine sağlık.

 

[sali38tr]

üstad teşekkürler ham taramasınıda rica etsek naçizane

 

[R.Türkmen]

Bugün Haluk Abi ve Orhan- Erhan Dündar üstatlar ile Kızılay'da buluştuk.
Kitapçıları gezdik, tozduk. Konu her zaman ki gibi çizgi romandı. Karaoğlan'dan girdik, Malkoçoğlu'ndan çıktık. Orhan-Erhan ve Haluk Abiler bu paylaşımların bazılarına kapak hazırlayıp kendileri için bir fotokopicide kitap haline getirdiler. Ben de yaptırdım.
Orada gazete kupürlerini görüp biraz inceleme fırsatı bulmuştum bu macerayı. Ve hemen Haluk Abiden istek de bulunmuştum, fazla bekletme abi bizi paylaş arka arkaya diye. Ricamı kırmadığın için çok teşekkür ederim. Ellerin dert görmesin Abi. Yandım Ali'leri de bekliyoruz.

 

[tahsin]

üstad bizleri çok fazla bekletmedin, üstelik beklerken fazla sıkılmayalım diye ,büyük ustanın Karaoğlan kadar değerli eseri yandım aliyi paylaşarak, orta asya bozkırlarından, Anadolu steplerine getirdiniz. çok teşekkürler ellerine sağlık. Erhan Dündar ustaya da şükranlarımı sunuyorum.

 

[kadirnip]

Teşekkürler sevgili Profesör... Maşallah her zaman çok dinamik ve çok paylaşımcısınız... Ellerinize sağlık... Erhan Dündar Üstadımıza da teşekkürler...

 

[vefalı]

Bu sıcak yaz gecesinde inanın serinlik geldi sevgili dostum,teşekkürler bile kifayetsi kalıyor,yüreğine sağlık. :5:

 

[Ayhan Polat]

gerçektende tesekkurler az geliyor artık sevgili profesor. insallah eylül sonuna doğru bende elimdekilerden paylaşım yapacağım. tekrar tesekkurler

 

[tahsin]

alone_volf üstad eylülde paylaşım yapacağını duyurman bizi çok sevindirdi , bekliyoruz, şimdiden teşekkürler

 

[scanfan]

Ben bu tür renklendirmeleri de çok seviyorum. Gerçekçi olmaktan uzak ama çok stilize, modern ve büyüleyici bir renklendirme tarzı. "Savok" dostumuzun bizzat kendisinden aktardığına göre Suat Yalaz usta asla renkli çizmemiş. O halde gazetede bunları renklendiren ressam(lar) kimdi? Keşke bu bilgiye de sahip olabilseydik (Yabancı çizgi romanlarda renklendirenden kaligrafi ustasına kadar emeği geçen herkesten bahsediliyor). Umarım Karaoğlan'ları renklendiren ressamlar Çizgi Diyarı'nın üyesi çıksınlar ve "evet bunu biz renklendirdik ve şu şekilde renklendirdik" desinler. Böyle bir umudum var.

Bu güzel eseri bizimle buluşturduğunuz için size minnettarım sevgili "profesör" üstadım. Var olun.

​

 

[KARAOĞLAN]

"Suat Yalaz usta asla renkli çizmemiş".

Bütün sonradan renklendirmeler için diyeceğim bir şey yok.
Ama "Karaoğlan Hayat Renkli Seri" sonradan değil de bizzat Usta tarafından renkli çizilmiş gibi.

 

[scanfan]

"Suat Yalaz usta asla renkli çizmemiş".

Bütün sonradan renklendirmeler için diyeceğim bir şey yok.
Ama "Karaoğlan Hayat Renkli Seri" sonradan değil de bizzat Usta tarafından renkli çizilmiş gibi.

"Buzlu Çöller Tilkisi" haberi için teşekkürler "profesör" üstadım. Aslında hep soracağım ama fırsat bulamadım, acaba bu tefrikaların ve diğer renkli versiyonların "renklendirme" işlerini de bizzat Suat Yalaz usta mı yapıyordu, yoksa özel bir renklendirmecisi mi vardı? Ya da gazetelerin ressamları filan mı renklendiriyorlardı. Bunu olsa olsa ancak siz Suat Yalaz'a sorup öğrenebilirsiniz sanırım. Saygılar.
​

Ben sordum sevgili dostum.
Hafif bir fırçayla karışık ben hayatımda renkli çizmedim, çocuklar hallediyordu dedi...
Fırça yediğime Zeki, Güngör, Cemil ve Haluk abi şahittir.

Savok dostumuz bunu sanırım Suat Yalaz ustaya bizzat sormuş.

 

[erdallll]

Teşekkurler Haluk Bey arşivimize güzel bir macerayı yine kattık sayenizde.Ayrıca DÜNDAR kardeşlerede arşivlerini açmalarından dolayı teşekkurlerimizi sunarız.Saygılar.

 

[leopulp]

Karaoğlan'ın gazetelerde kalmış bu son uzun macerasının 4 bölümü de 2 ayrı gazeteden derlenmek suretiyle sona ermiş oldu...Haluk Bey bir kez daha altından kalkılamayacak bir minnet borcuna daha soktu biz Karaoğlan ve Suat Yalaz hayranlarını...Ne kadar teşekkür etsek o kadar az...

Buzlu Çöller Tilkisi 1.Bölümü okuyordum bu akşam...Şu yaşıma gelip de halen okumadığım bir Karaoğlan serüveninin kıvancıyla ilk bölümü tamamladım, gerisini hemen harcamamak için sonraya bıraktım...Bu henüz okuduğum ilk bölüm itibariyle daha önceden kafamda şekillenmiş bazı fikirler daha da oturdu...

Her şeyden önce Karaoğlan'ın son dönem maceraları aşırı derecede Ön-Türk kültürü ve mitolojisi soslu...Ne var ki bunu geç de olsa Lal dönemi ilk kez basılan ''Her Kılıç Bir Kın İçin'' serüveninin son versiyonu ile ''Ötügen'in Çağrısı'' serüvenlerinde görmüştük...Adeta tadı damağımda kalmıştı...Şimdi Buzlu Çöller Tilkisi ve devamındaki serüvenlerle de aldığım haz katlanarak artmaya devam ediyor...

Bu noktada bir çıkarımımı paylaşmak istiyorum...

Güneş 158'lik renkli serinin son fasikülünde, asla çıkamayacak olan 159. sayıda başlayacak yeni macera için ''Her Kılıç Bir Kın İçin'' serüveninin anonsu yapılmıştı ama derginin yayını sona ermişti...Bu noktada Yalaz ustanın Güneş'te yeniden yorumladığı ya da sıfırdan yazıp çizdiği son maceralara tam sıra gelmişken dergi yayını bitmişti...Bu macerayı 2000'lerin başlarında renkli olarak Takvim gazetesi verse de renklerin dijital hamlığı malumdu ve ben de o serüveni layığınca biriktirememiştim...Takip eden sene Lal Kitap yayın hayatına başlayıp bünyesine Karaoğlan'ı da dahil ettiğinde, 2. sayı anonsunda bu maceranın yayınlanacağını görerek havalara uçmuştum...Ne var ki Lal bu maceraları hep siyah-beyaz basacaktı ve baskı dolayısıyla bazı çizgi incelikleri kayba uğrayacaktı, nitekim uğradı da...Her Kılıç Bir Kın İçin serüveninin Lal baskısını inceleyen dostlar ve abiler anlayacaktır bu farkı...

Sonrasında siyah-beyaz olarak birkaç sayı sonra Ötügen'in Çağrısı yayınlandı ama yeni sayıda başlamak yerine önceki sayının son 8 sayfasında başlayıp 4 sayıya bölük pörçük yayılması ve Yalaz ustanın o muhteşem kaligrafisini silerek balonları bilgisayar dizgisi ve fontu ile dizdikleri için Lal'in bu müthiş maceranın hakkını veremediğini düşündüm hep...Oysa Güneş gazetesi günlük tefrika döneminde bu macera da renkli yayınlandı diye biliyorum...

Bu akşam Buzlu Çöller Tilkisi'ni okurken daha önceden emin olamayıp şüphelendiğim, ama bu akşam itibariyle emin olduğum nokta şuydu;

Karaoğlan'ın mitoloji ve Ön-Türk kültürü soslu son serüvenleri, aslında birbirinden bağımsız olmayan ve ''saga'' olarak tanımlanabilecek bir bütünlüğe sahipti...Tamamen birbirinin devamı sayamasak da kendi içinde bir zaman dizinine ve karakter devamlılığına sahipti...Bu doğrultuda önce ''Her Kılıç Bir Kın İçin'' geliyordu...Ardından ''Ötügen'in Çağrısı''...Çünkü ''Ötügen'in Çağrısı'' nın giriş bölümünde Karaoğlan'ı bir bölük fedai ile almaya gelen gizemli kadın karakter, ''Her Kılıç Bir Kın İçin'' deki yanar döner Çinli kız Tete idi ve Cengiz Han'ın çadırında biten önceki serüvenin sonunda Tete, yoksul bir çeriye evdeş olarak verilmişti...Bu maceranın üzerinden en fazla 7-8 ay geçmiş olduğunu anlıyorduk ''Ötügen'in Çağrısı'' nın giriş bölümü ile...''Buzlu Çöller Tilkisi'' 1. Bölüm'de karşımıza çıkan Mirtil ise ''Ötügen'in Çağrısı''nda Karaoğlan'a eşlik eden ve olmadık dertler açan Dut Kurusu Aleksandora'nın o macerada pek sık adını andığı annesi büyücüler ecesi Mirtil'den başkası değildi...Hatta 1. Bölüm itibariyle önceki serüvende Aleksandora'ya sonradan ne olduğunu bizzat annesi Mirtil'in ağzından öğreniyoruz...Devamında Güneş'ten ayrılan Yalaz ustanın Yeni Asır'da devam ettiği ''KızılTuğ'un Öfkesi'' ve ''Alangoya'nın İntikamı'' geliyor ki bunlar doğrudan birbirinin devamı serüvenler...

Bu noktada Karaoğlan'ın son sagası ve hemen öncesi için bir zaman dizini yaparsak;

Her Kılıç Bir Kın İçin
Ötügen'in Çağrısı
Buzlu Çöller Tilkisi 1. Bölüm
Buzlu Çöller Tilkisi 2. Bölüm
Kızıltuğ'un Öfkesi (3. Bölüm)
Alangoya'nın İntikamı (4. Bölüm)

Karaoğlan'ın buram buram Orta Asya ve mitoloji soslu bu maceralarının son 4 tanesinin gazete derlemeleri Çizgi Diyarı'nda layığınca yerini aldı...Peki ileride bir gün ''Her Kılıç Bir Kın İçin'' ile ''Ötügen'in Çağrısı'' nın da Güneş gazetesi tefrika edisyonuyla renkli ve kaligrafisi silinmemiş, en sıcak ve düzgün haliyle Karaoğlan başlığında görebilme şansımız olacak mı diye hakkını asla ödeyemeyeceğimiz Haluk Bey'e çekinerek sormak istiyorum...Yukarıda da belirttiğim gibi, Takvim her ikisini tefrika etti ve Lal her ikisini de bastı ama nasıl tefrika ettiler ve bastılar orası fena...''Her Kılıç Bir Kın'' için ile ilgili yukarıda zaten anlattım Takvim'deki tefrika ediliş biçimini...Keza, her iki maceranın Lal edisyonunu da...Bahsetmediği tek şey, ''Ötügen'in Çağrısı'' nı da Takvim yayınladı 2004-2005 gibi ama tamamen siyah beyaz ve doğrudan Lal edisyonundan taranarak, Lal'in takdim sayfasını bile tanıtım sayfası olarak kakalayarak...

Bu iki macera kadar harcandığını düşündüğüm bir diğer macera da ''Delice'nin Dört Kızı'' dır...Yine Lal kitap olarak 1. sayıdan bu serüveni vermeden kısa süre önce Takvim'de renkli basıldı ama gene düz ve soğuk bir şekilde...Bu macera da Güneş dönemine ait diye biliyorum...Sadece daha evvel Milliyet'te ''Bir Yudum Su İçin'' adıyla yayınlanıyor ama o ilk versiyonu ve ne Delice'nin kızları, ne de finaldeki o müthiş güreş detayları yer almıyor...Yalaz usta, potansiyeli olan maceraları son döneminde baştan ele aldığından bu güzel hikayeyi de çeşitlendirip layığınca revize edip okura sunuyor Güneş döneminde...

Sözün özü, Takvim ve Lal dönemlerinde gerek renk, gerekse detay kaybı gibi elde olan ya da olmayan kalitesizliklere kurban giden üç macerayı;

Delice'nin Dört Kızı
Her Kılıç Bir Kın İçin
Ötügen'in Çağrısı

...serüvenlerini Güneş gazetesi günlük tefrika dönemi renkli ve en iyi edisyonlarıyla Çizgi Diyarı'nda bir gün görme şansımız olursa, Çizgi Diyarı kesinlikle en son ve mükemmel bir Karaoğlan arşivine sahip olmuş olacak Yalaz ustanın son dönemi için...Olmazsa da şimdiye dek olan ve bulmayı hayal bile edemeyeceğimiz güzelim Karaoğlan tefrikalarıyla ilelebet ihya olmaya devam edeceğiz...

Tüm bunları, Haluk Bey'in hem Güneş ve Yeni Asır Karaoğlan külliyatını, hem Sabah dönemi altyazılı Karaoğlan'larını, hem de Sabah dönemi Son Osmanlı külliyatını büyük bir emek, ciddiyet ve tamamen tarihe not düşüp layığınca sunmaya yönelik tamamlamaya başladığını görünce çekinerek de olsa gerekçeleriyle birlikte dile getirmek istedim...Belki aklına yatar ve naçizane çıkarımlarımı ciddiye alır da onca işin gücün ve koşuşturmanın arasında bir ara bu üç serüvenin orijinal hallerini de bizlere kazandırır belki diye...Maalesef benim elim kolum bağlı ve bulunduğum ildeki gazete arşivi Güneş dönemini kapsamıyor...O yüzden bu sözleri dile getirirkenki çekincem ve mahçubiyetim büyük...

Tekrar tekrar teşekkür ederim...Ellerinize, emeklerinize sağlık...Adeta Türkiye Cumhuriyeti basın yayın merkezli sanat eseri tarihimize arkeolog titizliği ve emeğiyle not düşülüyor...Ne söylesek az...

 

[ertuğrul]

Söylenecek söz kalmamış.
Harika paylaşımlarla mest etmişsin.
Emek dolu paylaşım için teşekkür ederim.

 

[Ayhan Polat]

sevgili leopulp çok güzel ve doğru tespitler yapmıssınız. Delice'nin Dört Kızı
Her Kılıç Bir Kın İçin Ötügen'in Çağrısı 1 ve Ötügen'in Çağrısı 2 , Lal kitap versiyonlarında kalite olarak çok kayba uğramış. bu dört macerada elimde tefrika olarak mevcut. daha oncede sözünü verdiğim bayboranın oğlu ve altaydan gelen yiğit maceralarıyla beraber yıllık izin alacağım (inşallah) eylül ayında tarayıp paylaşacağım. lütfen biraz daha sabır. sevgili profrsorunde yukunu biraz hafifletiriz.

 

[altay1944]

sevgili leopulp çok güzel ve doğru tespitler yapmıssınız. Delice'nin Dört Kızı
Her Kılıç Bir Kın İçin Ötügen'in Çağrısı 1 ve Ötügen'in Çağrısı 2 , Lal kitap versiyonlarında kalite olarak çok kayba uğramış. bu dört macerada elimde tefrika olarak mevcut. daha oncede sözünü verdiğim bayboranın oğlu ve altaydan gelen yiğit maceralarıyla beraber yıllık izin alacağım (inşallah) eylül ayında tarayıp paylaşacağım. lütfen biraz daha sabır. sevgili profrsorunde yukunu biraz hafifletiriz.

sabırla koruk pekmez(helva) olur derler ya üstad sizden böyle bir girişim bekliyordum.Karaoğlan sevdası öyle bir sevdadır ki beğenmediğiniz bir taramayı görünce içiniz cız ediyor ve varsa elinizden gelen bir şey yapmak istiyor sunuz.Bu mütevazi girişiminiz için şimdiden teşekkür ederken mümkünse tarihe imza anlamı taşıyan taramanızı yüksek çözünürlükte yapmanızı rica ediyorum.iyi günler
sevgi &saygıyla

 

[necdet]

Teşekkürler,selam ve sevgiler.

 

[prince]

Tarihe not düşmek gerekir bu paylaşımlardan sonra.
Teşekkürler üstadım,hem de binlerce.
Emeğiniz ve çizgi roman sevginiz için...

 

[erdallll]

Güzel haberler ardı ardına geliyor inşallah elinde tefrika bulunan arkadaşlar paylaşım yapar bir tek tefrikada olsa bence buraya eklenmesi gerktiğine inanıyorum sonra onlar bile çoğalarak tamamlanabilir.sabırla bekliyoruz.

 

[bes5uc3]

Çizgi Diyarı ortaklaşmasının gücü ile "sen nelere kadirsin" demeden edemiyor insan. Gerçekten önemsemekten öte bir emek. Süreçleşen, sürecin kendisi olan bir emek.

Serüven akış devamlılığı bağlamında Kızıl Tuğ macerasında; birden Bayırgülü'nün çeri poturunu çıkaran sahneye serüven sıçraması kadar açık ve belirgin olmasa da Buzlu Çöller Tilkisi 2'de de son sayfanın bir öncesinde macera sayfa numarasına göre 79. sayfa sanki eksik gibi geldi. Bir değerlendirmesi olan var mı? bilmem.

Üstadım saygı ve selamlar.

 

[KARAOĞLAN]

Çizgi Diyarı ortaklaşmasının gücü ile "sen nelere kadirsin" demeden edemiyor insan. Gerçekten önemsemekten öte bir emek. Süreçleşen, sürecin kendisi olan bir emek.

Serüven akış devamlılığı bağlamında Kızıl Tuğ macerasında; birden Bayırgülü'nün çeri poturunu çıkaran sahneye serüven sıçraması kadar açık ve belirgin olmasa da Buzlu Çöller Tilkisi 2'de de son sayfanın bir öncesinde macera sayfa numarasına göre 79. sayfa sanki eksik gibi geldi. Bir değerlendirmesi olan var mı? bilmem.

Üstadım saygı ve selamlar.

Bana göre bir eksiklik yok. (sayfa numaralarlarında da).
Araya Bayırgülü'nün anlattıkları giriyor ve olay aksamadan devam ediyor.

 

[profesör]

Her ne kadar macerayı Erhan Dündar ustanın biriktirmiş olduğu gazete kupüründen taradıysam da, eksik bir kaç sayfayı da gazeteden taradım. O esnada da genel kontrol yaptım. Gazete tarihlerine göre Buzlu Çöller Tilkisi 1. ve 2. bölümlerinde atlanan veya eksik 1 sayfa bile yok dostlar.

Yakın ilgi ve değerli yorumlarınız için teşekkür ediyorum.

 

[bes5uc3]

Her iki emektar üstadın katılımcı ve yapıcı ilgilerine (daha doğrusu olması gerekeni layıkı veç ile olmalarına) teşekkür ederim. Saygım kere saygı...

 

[Mehmet Serdar Ateş]

Emeğine sağlık değerli Haluk Ağabey,

İyi ki varsın.​

 

[profesör]

Emeğine sağlık değerli Haluk Ağabey,

İyi ki varsın.​

Sevgili Serdar bey kardeşim,
Sesini daha sık duymak beni mutlu edecek.
Seni, İlhan bey (Homeric) dostumu özledim, unutulmaz misafirperverliğinizi, dostluğunuzu
Kütahya Sancağına selam, sevgi ve saygılar.

 

[blue child]

Profösör üstadımıza şükranlarımı sunuyorum, emeklerinize sağlık.Çok teşekkürler.Listede bulunan Buzlu Çöller Tilkisi 1. ve 2. bölümdede 1. bölümün linki bulunuyor.2. bölümdeki linki burada bulunan link ile değiştiştirebilirseniz sevinirim..

 

[R.Türkmen]

Ben bu tür renklendirmeleri de çok seviyorum. Gerçekçi olmaktan uzak ama çok stilize, modern ve büyüleyici bir renklendirme tarzı. "Savok" dostumuzun bizzat kendisinden aktardığına göre Suat Yalaz usta asla renkli çizmemiş. O halde gazetede bunları renklendiren ressam(lar) kimdi? Keşke bu bilgiye de sahip olabilseydik (Yabancı çizgi romanlarda renklendirenden kaligrafi ustasına kadar emeği geçen herkesten bahsediliyor). Umarım Karaoğlan'ları renklendiren ressamlar Çizgi Diyarı'nın üyesi çıksınlar ve "evet bunu biz renklendirdik ve şu şekilde renklendirdik" desinler. Böyle bir umudum var.

Bu güzel eseri bizimle buluşturduğunuz için size minnettarım sevgili "profesör" üstadım. Var olun.

​

Bunu bilmiyorum ama Suluboya tadında olan tifduruk baskıların kapaklarını Ahmet Celal Kandemiroğlu renklendirmişti diye biliyorum. Ekolin boya ile (ecoline-Sıvı Suluboya) olması lazım. Genelde tonlamalı renkli Karaoğlan'ları o renklendirmiş. Kardeşi Ogan abi söylemişti bana da.. Celal abi 2 yıl önce pandemi de vefat etti. Allah hepsine rahmet eylesin.