Emperyal Çağ "Resimler ve İllüstrasyonlar eşliğinde" (2008 ilk ve tek baskı)

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
481
9,451
Emperyalizm ilk erken örnekleri hiç şüphesiz insanların topluluklar halinde yaşamaya başladığı ilk şehir devletlerinin kurulması ile başladı. Antik Mısır ve Mezopotamya da kurulan Babil gibi ilk imparatorlukların, çevrelerindeki diğer şehirleri ele geçirmesi, ilk emperyal örnekler sayılabilir. Bu açıdan uygarlık tarihi her zaman emperyalizm ile iç içe oldu diyebiliriz zira fethetmek her zaman daha fazla zenginleşmenin kolay yollarından biri olarak düşünülüyordu.

Uygarlıkların zenginleştiği Akdeniz kıyıları boyunca, Yunan ve Roma yayılmacılığı süresince fethedilen bölgelerde kurulan bölgesel idareler ile emperyalizm, kurumsallaşma sürecini başlatıyordu.

Bir iç deniz olan Akdeniz’in sunduğu zenginlikler, elbette emperyalizmin farklı boyutlarda gelişmesini sağlayacaktı ( Bkn. : Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları "Resimler ve İllüstrasyonlar eşliğinde" )

Osmanlı İmparatorluğunun elde ettiği toprakları uzun yıllar boyunca elde tutmayı başarabilmesinin sırrı ise her bölgede kurduğu farklı yapılarda ki esnek yönetim tarzları idi. Savaşlarla elde edilen topraklarda yaşayan çok farklı yapılardaki toplumlar, her coğrafyaya özel esnek yönetim biçimleri ile başarılı bir şekilde uzun yüzyıllar boyunca yönetilebildi.

Amerika kıtasının keşfi ise bir başka emperyal imparatorluğun kurulmasına neden olacaktı. Okyanus ötesinden sağlanan muazzam miktarlardaki değerli metaller, İspanya’nın neredeyse Dünyanın her bölgesinde üsler kurarak modern ticaret yolları geliştirmesini sağlayacaktı. Sömürgelerden elde edilen ticari zenginlik ise diğer Avrupa ülkelerinin rekabete girerek birbirleri ile uzun yüzyıllar boyunca savaşmasına sebep olmuş, nihayetinde tek sesli yönetimler yerine çok sesli ve bilimi esas alan yönetimleri kurabilenler diğerlerinin üzerinde üstünlük kurabilmişti.

Karasal bir coğrafya sebebiyle karşılıklı ticaretin Akdeniz kadar çeşitlenemediği ve gelişemediği Çin ve Hindistan gibi topraklarda ise her ne kadar muson ikliminin sağladığı zengin topraklar tarımı zenginleştirse de merkezi bir otoriteye dayanan hükümdarlıkların kurulması ve kutsallığı bozduğuna inanılan bireyselleşmenin gelişememesi, emperyalizmin bu topraklarda oluşmamasını sağlayacaktı.

15. yy da dünyanın en büyük askeri güçlerinden biri haline gelmesine rağmen kapalı bir toplum yapısını aşamadığı için bu özelliğini zamanla kaybeden Çin devleti, sonradan emperyalizmin dünya üzerinde en çok zarar verdiği ülke olacaktı.

Acı ve keder dolu yüzlerce yıllık bir tarihe sahip Çin ulusu halen bu travmayı atlatabilmiş değildir. Bu ülkenin günümüz stratejilerini ise bu travma şekillendirmektedir. Emperyalizmi din savaşları olarak yanlış yorumlayan ve bu yüzden kaçınılmaz çöküşlerden maalesef kurtulamayacak bazı Ortadoğu ülkelerinin aksine Çin devleti, kendi farklı emperyal düzenini kurarak önümüzdeki yüzyıl boyunca Avrupa emperyalizminin mirasçısı ABD nin karşısında kalacak tek küresel güç olacak görünüyor.

…………………………………..

Bu kitabı, ulusları emperyal amaçlara götüren, derinlemesine ve detaylı bir “sebepler, sonuçlar” çalışması olarak göremeyiz. Ancak hızlı ve zengin bir göz atış amacındaki okuyucular için çok yararlı bir kaynak olduğu söylenebilir.

Kitabın, uzun yıllar çok sayıda tarih kitabı ile haşır neşir olan okuyucular için bile büyük bir keyif unsuru olacağına hiç şüphe yok zira her sayfada bulunan orijinal resim ve illüstrasyonlar, eseri bir belgesel haline getirmiş
Keyifli Okumalar...
 
Son düzenleme:
Üst