Alfred Nobel Le prix de la Paix

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
484
9,499
Mühendis ve mucit bir ailenin sekiz çocuğundan, hayata tutunmayı başaran dört evladından biri olarak 1833 yılında dünyaya gelen Nobel son derece entelektüel ve gelişime açık bir yaşam sürdü.
Küçük yaştan itibaren çok yönlü ve zengin bir eğitime tabi tutuldu. Henüz delikanlı iken İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rusça konuşabiliyordu.

Yaşamı boyunca 350’yi aşkın patent aldı, pek çok sentetik ürün geliştirdi.
Babasının izinden giderek aynı zamanda bir aile geleneği olan ticari hayatı 3 kardeşi ile birlikte erken yaşta öğrenmeye başladı.
Kendisi de bir mühendis ve mucit olan babasının, daha iyi iş imkânlarına kavuşmak için Stockholm, Finlandiya, St. Petersburg, gibi pek çok farklı ülke ve şehire taşınması Nobel kardeşlerin geleceği için önemli bir adım oldu.
İlerleyen yıllarda, kimya üzerine eğitim alması için babası onu Paris’e gönderdi. Özel bir kimya laboratuvarında çalışmaya başladı. Burada, birkaç yıl önce sıvı nitrogliserini keşfetmiş olan Ascanio Sobrero isimli genç bir İtalyan kimyacı ile tanıştı. Ancak oldukça patlayıcı ve kararsız olan bu maddenin kullanılması tehlikeliydi ve bu nedenle pek ilgi görmüyordu.
Alfred Nobel’in oldukça ilgisini çeken bu madde onu özellikle inşaatlarda, madenlerde kullanılabilmesine imkân verecek bir yol bulmaya sevk etti.
Rusya’ya geri dönen Nobel, babası ile birlikte nitrogliserinin teknik ve ticari açıdan faydalı bir patlayıcı olabileceği çözümler geliştirmek için çalıştı.
Sanayi devriminin etkisiyle giderek artan kaynak ihtiyaçları, ticaret yollarının kontrol altına alınabilmesi için dönemin büyük devletlerinin mücadelesi tüm dünyada etkisini gösteriyordu. Bunlardan biri de o yıllarda Rusya’nın Akdeniz’e erişebilmek amacıyla Osmanlı topraklarına baskısı sonucu ortaya çıkan Kırım Savaşı (1853-1856) idi. Savaş, İngiltere ve Fransa’nın da Türk tarafını desteklemesi ile sonuçlanmış ve Osmanlı Devleti ile müttefikleri savaşı kazanmıştı. Rusya’da savaş sonrası ekonomik sorunlar yaşayan Nobel ailesinin bazı üyeleri tekrar İsveç’e geri döndü.
İsveç’e dönen Nobel, nitrogliserin ile ilgili deneylerine devam etti. Uzun süren testler ve denemeler sonrasında, nitrogliserini inceltilmiş kumla karıştırarak şekil verilebilen, macuna benzer bir form elde etmeyi başardı. 1866 yılında gerçekleşen bu keşfine, bir yıl sonra patent alan Nobel, keşfini Yunanca güç anlamına gelen dynamis kelimesinden esinlenerek dinamit olarak isimlendirdi. İnsanlık için kolaylık sağlayan bu önemli keşfinden dolayı 1868 yılında İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından kendisine onur ödülü verildi. Sonrasında bir fitil ile ateşlenebilen, patlatılabilen mekanizmayı da geliştiren Nobel’in bu keşifleri özellikle yol, demiryolu ve baraj yapımı, tünel açma gibi inşaat ve madencilik alanlarında büyük etki yarattı.

Ancak bu keşif, kısa bir süre içinde, insanlığa getirdiği faydadan ziyade, milyonlarca insanın çok daha kolay bir şekilde öldürülmesine sebep olacaktı.

Bir süre sonra yeni arayışlar içine giren kardeşler Bakü, Azerbaycan’a giderek burada petrol ticaretine ilgi duymaya başladılar.
Rus yöneticileriyle yakın ilişkileri sayesinde geniş araziler satın alan Robert, Ludvig ve Alfred 1873’te Bakü’de petrol ticaretine başladı.
Kardeşler 1879’da ise kendi şirketlerini kurarak petrol üretimine başladılar. Petrolün sahip olduğu potansiyeli iyi değerlendiren Nobel kardeşlerin önemli gelir kaynaklarından birini petrol üretimi ve ticareti oluşturmuştu.
Diğer iki kardeşten farklı olarak, Alfred her ne kadar Bakü’ye hiç gitmemiş olsa da uzun süre, 1896’ya kadar petrol şirketiyle ilişkisini sürdürdü.
Alfred hayatını kaybetmeden önce hisselerini kardeşi Ludvig’in oğlu Emanuele satmıştı. 20. yüzyılın başlarında siyasi ortam ve savaşların etkisiyle işleri olumsuz etkilenen Nobel kardeşler, 1918 Bolşevik ayaklanması sonrasında büyük ticari kayıplara uğramış ve şirket hisselerini diğer petrol şirketlerine satmıştır.
1864’te Stockholm’deki fabrikasında meydana gelen ve küçük kardeşinin de hayatına mâl olan büyük patlama sonrasında, hükümetin yasaklaması sonucu şehrin dışında kurduğu yeni fabrikasında çalışmalarına devam eden Nobel, patlayıcı maddeler ve silahlar başta olmak üzere, pek çok sentetik maddenin üretimi ve geliştirilmesine devam etti.
Yapay deri, ipek gibi sentetik maddelerin icadı ile çeşitli üretim sektörlerinde kullanılmasını sağladı
Ayrıca 1880’lerde dünyada giderek ilgi görmeye başlayan alüminyum metaliyle de ilgilenen Nobel; hafif, sağlam ve paslanmaya dayanıklı bu metali denizcilik alanında kullanmaya başladı. Tuzlu suyun aşındırıcı etkisine karşı daha dayanıklı olduğu düşünülen ilk alüminyum gövdeli sandalı ve ilk alüminyum yatı 1891 de üretti.
Kısa sürede büyük bir ilgi ve talep gören dinamitin üretimi için başta İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Amerika, İsviçre gibi pek çok ülkede 90’a yakın fabrika kuran Nobel’in sonraki yılları ticari ilişkileri dolayısıyla sık sık seyahat etmesini gerektirse de Nobel yeni araştırmalar yapmayı da bırakmadı. 1880’lerde geliştirdiği önemli icatlarından bir diğeri de ballistit adı verilen dumansız baruttur.

Yaşamı boyunca çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele eden Nobel, hastalık ve yorgunluğun kendisini iyice yıprattığının farkındaydı. Son yıllarında, ölmeden önce sahip olduğu servetinin nasıl değerlendirilebileceği ve vasiyeti üzerine uzun süre düşündü. Kendisine ait bir ailesinin olmaması, zaman zaman kardeşleri ve akrabaları ile yaşadığı sorunlar ve görüş ayrılıkları, savaşlar, sosyal ve politik olaylar yanında Bertha von Suttner gibi kimi yakın arkadaşlarının savaş karşıtı düşünceleri onu vasiyetinde sık sık değişiklik yapmaya yöneltti. Özellikle yaşamının son on yılında çeşitli ülkelerde hakkında çıkan olumsuz söylentilerle de uğraşmak zorunda kalan Nobel’in, 1889 yılında annesini kaybetmesi onu vasiyeti üzerinde bir kez daha düşünmeye sevk etti. Belki de vicdani muhasebesi sebebiyle insanlığa hizmet etme konusunda duyarlı olmaya çalışmış, kendisine kalan mirasın bir kısmı ile insani çalışmalar ve hayır işlerini desteklemiştir.
Alfred Nobel 27 Kasım 1895’te geçerli olan son vasiyetini dört kişinin gözetiminde hazırlayarak imzaladı.

Nobel’in en önemli keşfi dinamit, günümüzde de pek çok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Dünya tarihindeki en önemli keşiflerden biri olan dinamitin, milyonlarca insanın çok daha kolay bir şekilde öldürülmesine sebep olması, Nobel gibi bir dâhinin öngöremeyeceği bir sonuç olarak düşünülemez. 100 yıldan fazla bir süredir verilen Dünya'nın en prestijli ödülünün aslında son derece kanlı bir geçmişinin olduğu da unutulmaması gerekir. (Dinamit olmasa idi savaşlar da yine de bu kadar çok insan ölmeyecek miydi? bu da ayrıca tartışılacak bir konudur)

Edindiği servetinin önemli bir kısmını 1896 yılında ölümünden kısa bir süre önce vasiyeti ile Nobel Ödüllerinin verilmesini sağlayacak şekilde bağışlamıştır.

Nobel Ödülleri
Bilimsel ve entelektüel çalışmalara verilen en prestijli ödül olan Nobel Ödülü, 1969 yılına kadar beş alanda verilmekteydi. Bunlar Fizik, Kimya, Fizyoloji veya Tıp, Edebiyat ve Barış Nobel Ödülü’dür.
İlk ödüller 10 Aralık 1901’de Nobel’in beşinci ölüm yıl dönümünde verildi. Ödüller, Alfred Nobel’in vasiyetine uygun olarak üç İsveç ve bir Norveç kurumu tarafından verilmektedir. Fizik, kimya ve ekonomi alanlarında ödülleri İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, fizyoloji veya tıp ödülünü Karolinska Enstitüsü ve edebiyat alanında ise İsveç Akademisi ödül vermektedir. Yine vasiyete uygun olarak barış ödülü Oslo’daki Norveç Nobel Komitesi tarafından verilmektedir.
Alfred Nobel’in, barış ödülünün neden Norveç Komitesi tarafından verilmesini istediği günümüzde de tam olarak net değildir. Norveç’in daha barış yanlısı olarak görülmesi, İsveç ve Norveç arasındaki yakın ilişkiler veya Nobel’in etkilendiği kimi yazarların Norveçli ve önde gelen barış savunucuları olmasının etkili olabileceği tahmin edilmektedir.
Günümüzde Nobel Ödülleri vasiyete uygun bir şekilde her yıl, ırk ayrımı yapılmaksızın altı farklı alanda bilim insanları, yazarlar ve politikacılara verilmektedir. Bu alanlar; barış, edebiyat, kimya, fizik, fizyoloji veya tıp ve ekonomik bilimlerdir. Zaman zaman kurumsal olarak da ödül verilebilmektedir.
Nobel Ödülleri yaptığı araştırmalar ve çalışmalarla insanlığa ve bilime önemli katkılar sağlamış kişilere verilmektedir.
Yapılan çalışmalar ve üretilen eserlerin önceden yayımlanmış ve de dünyada gözle görülür bir etki yaratmış olması beklenir. Ödül alan kişi ya da kurumlara altın bir Nobel Madalyası, diploma ve Nobel Vakfı tarafından belirlenen, değişen miktarlarda para ödülü verilmektedir. Her yıl 10 Aralıkta yapılan törende verilen diplomaların her biri özgün bir sanat eseri olarak İsveç’li ve Norveç’li sanatçılar tarafından hazırlanır. Madalya ise 18 karatlık el işlemeli altındır.
Edebiyat, kimya, fizik, fizyoloji veya tıp alanında verilen madalyalar birbirinin benzeridir. Bir yüzünde Alfred Nobel’in imajı yer alır. Yine Nobel’in imajının yer aldığı, barış ve ekonomik bilimler alanında verilen madalyaların diğer yüzündeki tasarımları ise farklılık göstermektedir. Para ödülü bir kişiye tam olarak verilebildiği gibi iki veya üç Nobelli arasında paylaşılabilir ya da kişilere farklı oranlarda paylaştırılabilir. Ödülün verilmediği, kabul edilmediği veya teslim alınmadığı durumda ödül tutarı tekrar Nobel Vakfına geri gönderilir. Para ödülü her yıl yeniden değerlendirilerek belirlenir.

İlk ödüllerin verildiği 1901’den yıllar sonra, 1968 yılında ekonomi alanında da ödül verilmesi kararlaştırıldı. Ekonomi alanında Sveriges Riskbank Ödülü, İsveç Merkez Bankasının 300. yılı anısına Nobel Vakfınca verilmeye başlandı.
Ekonomik bilimler alanında yapılan çalışmalar için ilk Nobel Ekonomik Bilimler Ödülü 1969’da Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen’e verildi. İlk kez verilen barış ödülünü 1901’de iki kişi paylaşmıştır. Bunlar Kızılhaç’ın kurucusu İsveçli J. Henry Dunant ve barış savunucusu Fransız iktisatçı Frederic Passy’dir. Mühendis olmak için eğitim gören ancak sonradan felsefe ve şiire ilgi duyan Fransız şair Sully Prudhomme ise ilk Nobel Edebiyat Ödülünü (1901) alan kişidir.
Aynı yıl fizik alanında ilk ödülü Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen, kimya alanında ilk ödülü ise HollandalI kimyacı Jacobus H. van ‘t Hoff almıştır. Fizyoloji veya tıp alanında 1901’de Nobel alan ilk kişi ise Alman fizyolog Emil Adolf von Behring’dir.

Nobel Adaylarının Belirlenmesi
Yıllar içinde ödül kazanan kişi ve kuramların belirlenmesi için çalışan komitelerde ve ilgili kurallarda bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin, Norveç Nobel Komitesi barış ödülü ile ilgili yönetmeliklerde 1977, 1994, 1998 ve 2000 yıllarında çeşitli değişiklikler yapmıştır. Ödül komitelerinin verimli ve kapsamlı çalışmalar yürütebilmesi için her türlü destek verilmektedir. Komiteler genellikle 4 ila 6 kişiden oluşmaktadır. Karolinska Enstitüsü fizyoloji veya tıp, İsveç Akademisi edebiyat, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi fizik, kimya ve ekonomik bilimler ödül komitelerini oluşturmaktadır. Norveç Parlamentosu tarafından atanan üyeler ise barış ödülü komitesini oluşturur. Her yıl pek çoğu daha önce Nobel almış yüzlerce kişi tarafından adaylar önerilmektedir. Önerilen adaylarla ilgili neden ödüle aday gösterildiğini açıklayan bir raporun ocak ayı sonuna kadar ilgili Nobel komitesine sunulması gereklidir. Kişiler kendilerini aday gösteremez. Şubat ayıyla birlikte her bir ödül komitesi kapsamlı ve detaylı değerlendirmelere başlar. Adayın araştırmaları, bilime ve insanlığa sağladığı katkıların değerlendirilmesinde pek çok kişi ile görüşmeler gerçekleştirilir ve çeşitli uzmanlardan görüş alınır. Her bir Nobel komitesi değerlendirme sonuçlarını bir tavsiye olarak ilgili üst kurumlara sunar. Tüm değerlendirme ve oylama aşamaları gizlilik içinde yürütülür. Kasım ayının 15’ine kadar ödül kazanan adaylar belirlenir. Sadece Nobel Barış Ödülü kişilere veya kurumlara verilebilmekte bunun haricinde diğer tüm ödüller kişilere verilmektedir.

Her yıl, sonbaharda başlayıp ocak ayının sonuna kadar süren bu süreçte ödül alan adaylar açıklanmakta ve ödül töreni düzenlenmektedir. Nobel haftası ekimde başlar ve kazanan adaylar 15 Kasıma kadar açıklanır. Ödül töreni genellikle Alfred Nobel’in ölüm yıl dönümü olan aralık ayının 10. günü gerçekleştirilir. Ödüller hayatını kaybetmiş kişilere verilmemektedir. Bu prensip zaman zaman tartışmalara da yol açabilmektedir. Ödüller açıklandığında hayatta olan, ödülü almadan yaşamını yitiren üç kişiye (DagHammarskjöld, 1961 Barış, Erik Axel Karlfeldt 1931 Edebiyat, Ralph Steinman, 2011 Fizyoloji veya Tıp) ödül verilmiştir. Bağışıklık sistemi ve otoimmün hastalıklar üzerine çalışmalar yapan Ralph Steinman’ın ödül kazandığı açıklandıktan bir süre sonra pankreas kanserinden hayatını kaybetmiş olduğu öğrenilmiş; ne var ki Nobel komitesi ödülünü onaylamıştır.

Kaynaklar:



Nobel Ödülleri ve Nobel'in Altmış Yüzü (kitap)

rpwt92aqunqqitn5g.jpg




 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,243
7,167
Yine çok iyi bir sunum ve paylaşım. Sn. @cagan73 , birkaç dostumuz için yaptığım gibi, sizin paylaşımlarınızı da sunumlarınızla arşivliyorum. Dostumuz Sn. @Calligrapher 'in tabiriyle , elleriniz dert görmesin . 😊 😊 😊
Bazı kitaplar için belirttiğim '' umarım bu çizgi roman, dostlarımızın dikkatini çeker ve de dilimize çevrilir '' arzumu , paylaştığınız eser için de tekrarlamış olayım.

Her zamanki harika sunumlarınızdan birini daha okurken , detaylı açıklamalarınıza eklediğiniz '' kaynakça '' bölümü de oldukça yararlı olarak dikkatimi çekti. Kaynakça demişken, dün yazılarımdan birinden, net ortamında önemli bir haber sitesinde kaynak gösterilmeden yararlanıldığını görmek beni düşündürdü. Tabii, '' sağlık olsun '' diyorum. Ama , kaynak göstermek , sizin işaret ettiğiniz gibi bence de önemli.

Çok teşekkürler.
 
Son düzenleme:

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
484
9,499
Değerli @eankara ,
Altı üstü 4-5 kaynaktan, kelime ve cümleleri birleştirmekten ibaret bir yazının, son derece titiz ve derinlemesine yazı yazan sizden övgü alması inanınız beni çok mutlu etti. -Her ne kadar hak etmesem de-
Umarım çok zevk aldığım biyografi yazmayı bir süre sonra öğrenebilirim. Lütfen bu konuda özellikle olumsuz yönde eleştirmeyi de eksik etmeyiniz.
Yazılarınız son derece eğitici ve öğretici olduğundan kültür sağlaması sebebiyle topluma ışık tutuyor. Kaynak gösterilmese bile lütfen aydınlatmaya devam ediniz.
Sevgi ve Saygılarımla...
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,243
7,167
Çok mütevazisiniz Sn. @cagan73 . Sunumlarınızı ilgiyle izliyorum. Açıkladığınız şekilde yazılarınızın kısa veya uzun olmasından çok , bana göre zengin içerikleri bunda en önemli etken. Benimle ilgili yazdıklarınızdan dolayı çok teşekkür ederim ama, bugün benim için en önemli haberlerden birisi , biyografi yazmayı amaçlamanız oldu. İnanın çok sevindim. Daha şimdiden sabırsızlıkla , böyle bir çalışmayı ortaya koymanızı bekliyorum. Dilediğiniz an kütüphanemi bu çalışmalarınız için kullanabilirsiniz, her türlü yardım için çekinmeden başvurabilirsiniz. Elimden geldiğince destek verebilirim.

Saygılarımla

Not : Biyografinizin konusu olan karakteri belirlediyseniz, bence bu işin en zahmetli ve uzun süren kısmı olan " belge toplama faaliyeti " ne şimdiden başlamanızı öneririm. Son dönem başarılı çalışmalarından biri de , Tanıl Bora'nın " Süleyman Demirel " çalışmasıdır , bana göre. Size yol gösterici olacaktır. Yabancılardan Walter Isaacson bir başka favorim. Münif Fehim konusunda eşimle yıllarca süren toplama faaliyeti , bir türlü istediğim aşamaya gelemedi, maalesef.
 
Son düzenleme:

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,370
8,174
Kaynakça demişken, dün yazılarımdan birinden, net ortamında önemli bir haber sitesinde kaynak gösterilmeden yararlanıldığını görmek beni düşündürdü. Tabii, '' sağlık olsun '' diyorum. Ama , kaynak göstermek , sizin işaret ettiğiniz gibi bence de önemli.
Değerli @eankara üstadım, ne yazık ki İnternet ortamında çokça oluyor bu türden emek hırsızlıkları. Pek çok site kopyala-yapıştır yöntemiyle içerik oluşturuyor. Kimi zaman hatalı bir "bilgiyi" bile kontrol etmeksizin kopyalamakta bir sakınca görmüyorlar. Kaliteli Türkçe içerik ne yazık ki çok kısıtlı. Sözünü ettiğiniz hangi haber sitesi acaba, merak ettim.
Bu arada, hem değerli @cagan73'ün hakkınızda yazdıkları ve hem de sizin onun hakkında yazdıklarınızın altına imzamı atıyorum. Her ikinizin de diyarımızda bulunmanız bizler için büyük şans!
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,243
7,167
Çok teşekkür ediyorum değerli dostum @Calligrapher . Ben diyarımız için sizin varlığınızı da, aynı şekilde şans olarak görüyorum. Dostluk, paylaşım , birikime dayalı kültürel unsurlar , bence sahip olduğumuz en önemli değerler. Sağ olun.

Not : Merak ettiğiniz konuyla ilgili açıklamamı, DM alanından detaylı olarak size yaptım. Ama, sanırım alanı kullanıma kapatmışsınız.
 
Son düzenleme:

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,370
8,174
Çok teşekkür ediyorum değerli dostum @Calligrapher . Ben diyarımız için sizin varlığınızı da, aynı şekilde şans olarak görüyorum. Dostluk, paylaşım , birikime dayalı kültürel unsurlar , bence sahip olduğumuz en önemli değerler. Sağ olun.

Not : Merak ettiğiniz konuyla ilgili açıklamamı, DM alanından detaylı olarak size yaptım. Ama, sanırım alanı kullanıma kapatmışsınız.
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim, eksik olmayın.
DM alanını kullanıma kapatmadım, şimdiye kadar hiç kullanmadığım için aslında hiç elimi de sürmemiştim ayarlar kısmına. Şimdi deneme amaçlı ben de size mesaj yolladım, bakalım gidecek mi?
 

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
484
9,499
Değerli @eankara ,
Yönlendirmeleriniz çok değerli, lütfen hiç bir zaman eksik etmeyiniz. Sevgili @Calligrapher ile birlikte kültür seviyemi yükseltiyorsunuz, çok mutluyum, teşekkür ederim.
Hatırlatmanız sayesinde Isaacson'un 2020'de Nobel'e layık görülen Jennifer Doudna biyografisi gözümden kaçmış listeme aldım hemen edineceğim.
Bu tür kitapların ciddi bir dezavantajı var: zaten bilime meraklı olmayan nüfusumuzun büyük kısmı tarafından okunmuyor. Tek bir insanın yüzlerce sayfalık hayatını okumak gereksiz görülüyor, Halbuki bu insanlar olmasaydı şu an hayatta bile olmayacaktık.
Kendi projem: "Fiziği Güzel İnsanlar" ın 3-4 sayfalık kısa bilgilendirmelerini sunmak istiyorum. Kısa bir biyografi doğru sunulursa mutlaka okunacaktır. Bu şekilde belirlediğim 150 civarında insan var, (10 tanesinin kabaca bilgilerini toparladım) sonrasında kitaplaştırmak istiyorum.
Bu insanların çocukluk dönemlerini mutlaka yazmak gerekiyor, zira zeka ve çalışma azimleri bu yaşlarda şekillenmiş, hiç kimse doğuştan zeki ya da azimli olmuyor, tamamen ailelerinin ilgisi veya ihmalkarlığı bir çocuğu şekillendiriyor.
3-4 sayfada bir ömür, örnek alınacak bir hayat şeklinde hissettirilebilir mi, anlatılabilir mi? Bu konuda özellikle olumsuz görüşlerinizi eksik etmeyiniz lütfen.
 
Son düzenleme:

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,370
8,174
Harika bir proje bu, değerli @cagan73, dilerim çok gecikmeden bu düşüncenizi hayata geçirirsiniz. Dediğiniz gibi, ülkemizde okuma alışkanlığı ne yazık ki çok düşük. Bununla birlikte, yüz binin üstünde satan kitaplar da mevcut. Önemli olan bir ilgiyi yakalayabilmek ya da ilgi yaratabilmek. Bunun da ilk adımı konusunun ilgi çekici olması ve dilinin kolay anlaşılır olması (sonraki aşamada ise uygun mecralarda tanıtımının yapılması). Uzun yıllar önce çalıştığım şirketin genel müdürü bir metin yazmamız gerektiğinde mutlaka, "ilkokul öğrencisinin bile anlayabileceği yalınlıkta yazın" derdi. Reklamcılar, köşe yazarları kısa ve öz yazmak konusunda deneyimlidir. Yine de naçizane önerim, kendinizi mutlaka 3-4 sayfa ile sınırlamamanız gerektiğidir. Öncelikle sayfa sınırlamasına bağlı kalmaksızın kısaca bir metin yazıp, sonrasında ise, çıkarıldığında anlam kaybına yol açmayan cümle veya sözcükleri çıkararak metne son şeklini verebilirsiniz. Biyografisini yazacağınız kişilerin çocukluk dönemlerine de odaklanma düşüncenize de kesinlikle katılıyorum. Aile, çevre ve ilk eğitim yılları kişinin zekasının ve yaratıcılığının gelişimde kritik öneme sahip. Özellikle ülkemizde ne yazık ki ne üstün yetenekli çocuklar ilgisizlik ve yanlış eğitim politikaları yüzünden heba oluyor.
En kısa zamanda bu güzel projenizin gerçekleştiğini görebilmek dileğiyle başarılar dilerim.
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
589
3,104
Umarım çok zevk aldığım biyografi yazma......bu konuda özellikle olumsuz yönde eleştirmeyi de eksik etmeyiniz.

Kitabın Fransızca olması nedeniyle indirmek yerine
sizin yazınızı çok değerli bulduğum için saklayacağım. Çok teşekkür ediyorum
Kendi projem: "Fiziği Güzel İnsanlar" ın 3-4 sayfalık kısa bilgilendirmelerini sunmak istiyorum. Kısa bir biyografi doğru sunulursa mutlaka okunacaktır. Bu şekilde belirlediğim 150 civarında insan var, (10 tanesinin kabaca bilgilerini toparladım) sonrasında kitaplaştırmak istiyorum.
3-4 sayfada bir ömür, örnek alınacak bir hayat şeklinde hissettirilebilir mi, anlatılabilir mi? Bu konuda özellikle olumsuz görüşlerinizi eksik etmeyiniz lütfen.
Harika bir proje sn @cagan73
Sanırım hepimiz uzun yazılara konsantre olmak yerine kısa metinli ve bol görselli olanlarını tercih ediyoruz.
DK neden bu kadar başarılı diye düşünmek gerek. Çünkü görsel ağırlıklı ve az metinli
Bence sayfa sayınızı artıemadan metinlerinize örneğin sayfa başına 2-3 görsel eklemeniz okunmasını artıracaktır.
İlerde de 150 civarındaki biyografi yazılarınızı pdf olarak kitaplaştırma konusundan benden önce bahsetmişsiniz. Aynı görüşteyim
"ilkokul öğrencisinin bile anlayabileceği yalınlıkta yazın" . . .
Reklamcılar, köşe yazarları kısa ve öz yazmak ...
Biyografisini yazacağınız kişilerin çocukluk dönemlerine de odaklanma ...
sn @Calligrapher ın çok yerinde tesbitlerine tüm kalbimle katılıyorum
Nokta atışı yaparak, kısa öz yalın anlatım her zaman okunurluğu ve okuyacak kişi sayısını artıracaktır
 

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
484
9,499
Kitabın Fransızca olması nedeniyle indirmek yerine
sizin yazınızı çok değerli bulduğum için saklayacağım. Çok teşekkür ediyorum

Harika bir proje sn @cagan73
Sanırım hepimiz uzun yazılara konsantre olmak yerine kısa metinli ve bol görselli olanlarını tercih ediyoruz.
DK neden bu kadar başarılı diye düşünmek gerek. Çünkü görsel ağırlıklı ve az metinli
Bence sayfa sayınızı artıemadan metinlerinize örneğin sayfa başına 2-3 görsel eklemeniz okunmasını artıracaktır.
İlerde de 150 civarındaki biyografi yazılarınızı pdf olarak kitaplaştırma konusundan benden önce bahsetmişsiniz. Aynı görüşteyim

sn @Calligrapher ın çok yerinde tesbitlerine tüm kalbimle katılıyorum
Nokta atışı yaparak, kısa öz yalın anlatım her zaman okunurluğu ve okuyacak kişi sayısını artıracaktır
Değerli @kemalettin ,
İnanınız bu sayfada yazarken görüşlerini okumak için beklediğim kalan bir kaç kişiden biriydiniz. Okumayı çok seviyorum fakat yazmayı yeni öğreniyorum, lütfen beni her zaman aydınlatan değerli eleştirilerinizi hiç bir zaman eksik etmeyiniz.
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
589
3,104
İnanınız bu sayfada yazarken görüşlerini okumak için beklediğim kalan bir kaç kişiden biriydiniz. ... lütfen beni her zaman aydınlatan değerli eleştirilerinizi hiç bir zaman eksik etmeyiniz.
Aslında özellikle daha önceki Stephen HAWKING Kitaplığı başlığında
" Aşağıda yazacaklarım size değil, Sözüm meclisin dışında yani, çoğumuzun zaten bildiği benim de bir gözlemim"
diye başlayan yazımdan sonra acaba çok aşırı bir liste oluşturmuş olabilir miyim ikileminde kalmıştım, her ne kadar siz
Yazdıklarınızdan çok güzel fikirler edindim, Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla gibi olmuş ama gelin hiç bir şey kaçırmadı
demiş olsanız bile herhangi birşey önermeli miyim düşüncesiyle çekinceliydim.

Şimdi ise
Fiziği Güzel İnsanlar - 1 Marie & Pierre Curie ve İlgili Çizgi Romanlar
başlıklı yeni yazınızın görsellerle zenginleştiğini görünce çok sevindim.

Bilim dünyasına önem verdiğiniz için teşekkür ediyorum sn @cagan73
 
Son düzenleme:
Üst