50 Soruda Serisi

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
488
9,476
Beynimiz, etrafımızdaki her şeyi birbirine bağlamaya çalışacak şekilde evrimleşmiştir böylece “şeylerin” niçin oluştuğunu açıklamaya çalışır, duyular aracılığı ile gelen verileri önceden öğrenilmiş kalıplar ile pekiştirmeye ve anlam katmaya çalışır.
Kısaca beyin, dışarıdan gelen verileri, önceden öğrenilmiş kalıplarına anlam ve değer katacak şekilde kullanır.

Zihin işleyebileceğinden daha fazla bilgi ile karşı karşıya kaldığında genellikle en kolayı seçer; Karşılaştığı verilerin içinden sadece önceden öğrendiği kalıplara uyan ufak bir kısmını işler ve bu ufak kısmı ile kendi kalıplarını doğrulamaya, beklentileri ile uyuşmayan verileri asgariye indirmeye çalışır. Zira inanmak istenilenler ile bulgular temelinde ispat edilen şeyler her zaman çakışmaz
Bu duruma en güzel örnek, modern bilimler bize canlı hayatının yüzlerce milyon yılda yavaş yavaş oluştuğunu, değiştiğini ve değişmeye devam ettiğini ispat etmesine rağmen dünya nüfusunun halen yarısından fazlası canlılığın birdenbire oluştuğuna inanmaktadır.

Doğru olmasını istediğimiz şey yani beklentilerimiz ve kalıplarımız ile gerçekten doğru olan şeyin aynı veya farklı olduğunu nasıl algılayacağız?
Cevap bilimdir. Doğrulanabilen bulgular, ispatlanabilen verilere kolaylıkla ulaşabileceğimiz bilim çağında yaşıyoruz.
Bilim, deneyler ve araştırmalar sonucu bulunan bilgilere başvurur, düşünce kalıpları gibi hata payı bulundurmaz. İnanca dayalı gerçeklik tuzağından kaçınmak için tek umut budur.

Bilim ile düşünmek yerine fikirler, duygular ve inançlara dayalı düşünmenin en büyük yan etkisi ise kendi inançlarımızla uyuşan bireyler ile grup kurup farklı diğer gruplardakileri şeytanlaştırma eğiliminde olmamızdır. Farklı görüşler, kalıplarımız sebebiyle saçma, yanlış veya kötü olarak nitelenir, bu durum toplumlar arası çatışmalarında ana sebebidir.

Günümüz eğitim sisteminde çoğunlukla anlatıya, dinletiye dayalı düşünmek, “düşünülecek şeylerin ne olması” gerektiği öğretilmektedir. Oysa her şeyin tekrar tekrar nasıl araştırılacağı öğretilmelidir;
Kozmologlar, evrenin tarihini kozmoloji, astronomi, astrofizik, spektroskop, genel görelilik ve kuantum mekaniğinden elde edilmiş bulgular ile yorumlamaya çalışır.
Jeologlar, dünya tarihini jeoloji, jeofizik ve jeokimyadan elde edilmiş bulgular yoluyla kurgular. Arkeologlar, bir uygarlığın tarihini polen taneleri, mutfak çöpleri, çömlek kırıkları, aletler, sanat eserleri, yazılı kaynaklar ve kazılardan çıkan başka nesneler gibi parçalan bir araya getirerek ortaya koyar.
Çevre bilimciler, iklim tarihini çevre bilimleri, meteoroloji, buzulbilim, gezegen jeolojisi, jeofizik, kimya, biyoloji, ekoloji ve başka bilim dallarından yararlanarak belirler.
Evrim biyologları canlıların tarihini jeoloji, paleontoloji, botanik, zooloji, biyocoğrafya, karşılaştırmalı anatomi ve fizyoloji, genetik aracılığıyla ortaya çıkarıp açıklar.
Genetik ve Tıp uzmanları, vücudumuz ile ilgili iyileştirme çabalarını hücre analizi, gelişmiş mikroskoplar, canlı deneyleri yaparak oluşturur.

Bu seride, etrafımızdaki her şeyin bilim yolu ile nasıl ve ne şekilde açıklandığını, birbirinden değerli bilim insanlarının anlatıları ile okuyabilirsiniz
Seriyi tüm arkadaşlarınıza paylaşmak için: bu sayfayı paylaşabilir veya aşağıdaki linki gönderebilirsiniz



Not: Seride bulunan "Aydınlanma" kitabını henüz ekleyemedim. Edindikten sonra aşağıya ekleyeceğim.





















 
Üst