1971-Nerde o eski pazarlar...

murtaza5

Yönetici
15 Tem 2009
13,222
366,565
1971-Nerde o eski pazarlar...
Her pazar sinema oynardı eskiden.
Biz Türk filmlerini orada izlerdik.
Şimdiki imkanların zerresi bile yoktu o yıllarda.
O yüzden iple çekerdik her pazar günü...
Sonra filmin kahramanına özenir,
onu taklit ederdik.
Bazen TARKAN olurduk,
bazen KARAMURAT.
Atlardık tahta atımıza,
koşardık mahallede dört nala.
Pazarın keyfini çıkarırdık
çocukça, her pazar günü...
Tahta at dediysem,
bildiğiniz bir odun parçası işte.
Yoksa kim bulmuş tahtadan atı.
Nalına bile razıydık biz.
Yokluktan sanmayın sakın.
Bizimkisi daha çok varlık içinde yokluktu.
Ama olsun be,
mutluyduk ya,
at niyetine
odunada
binerdik her pazar günü...
Bir de demezler mi;
“Napıcaksın onu,
çocuk musun sen?"
Yok!
bakmayın siz onbir yaşında göründüğüme,
ben aslında seneye evlenmeyi düşünüyorum!
Elinin körü!
Onbir yaşındayız işte.
Çocukuz tabi!
Ama bir şey diyemezdik.
Normali bu zannederdik.
Akranlarımız da öyleydi çünkü.
Kimsenin yoktu ki bizim olsun.
Ama biz yoklukta da oynardık her pazar günü...
Sonra maç dinlerdik,
anteni kırık radyodan.
Kısa dalga denen bir yer vardı.
Sonradan öğrendim ki,
onun ortası, hatta uzunu da varmış.
Ama bize kısası lazımdı.
Oradan Trt'yi bulurduk önce.
Sonra hep beraber yumulurduk başına her pazar günü...
Cızırtı mı dinlerdik maç mı belli değil.
Bazen yayın giderdi, sırf cızırtı kalırdı geriye.
Ama biz onunda çaresini bulmuştuk.
Önce yumruğunu bi güzel sıkıyorsun,
sonra balyoz gibi tepesine iniyorsun.
Yoksa sen o antenin nasıl kırıldığını sanıyorsun.
Ama cızırtı dinlemek bile güzeldi her pazar günü...
Öğleden sonra büyükler toplanır, sohbet ederdi.
Gırgır, şamata gırla giderdi.
Onlar muhabbetten keyiflenirdi,
bizde masadaki ikramlıklardan.
Hani kahvede oyun oynayanların
başına üşüşen beleşçiler vardır ya.
Onun gibi bir şeydi bizimkisi.
Bir nevi yancılık yapardık her pazar günü...
İlk aşklar genelde o yaşlarda başlar.
Aşk dediysek öyle şimdiki gibi değil tabi.
Uzaktan uzağa, içten içe beğenmek, hoşlanmak.
Şimdikilerin "platonik" dedikleri şey işte.
Yada ciğercinin kedisi
gibi vitrine bakıp bakıp iç çekmek.
Herkesin gönlünde böyle iç çektiği birisi vardı elbet.
Bazen iki arkadaş aynı kıza göz koyar
ve birinin aradan çekilmesi için kıyasıya yarışırlardı.
Halbuki kız ikisinide iplemezdi.
Bizede eğlence çıkardı her pazar günü...
Ama bir tanesi vardı ki, tam bir afeti derya.
Ona aşık olmayan yoktu bu civarda.
Neredeyse semtin bütün gençleri aşıktı ona.
Onu bir kerecik görebilmek için
sokak kedileri gibi dolanırlardı mahallede her pazar günü...
Sonra kızı erken yaşta evlendirdiler de
bizim sokak kedileri telef olmaktan kurtuldu bir pazar günü...
Ee
bizim gözümüz gönlümüz yokmu?
Elbet orada da yatıyordu bir dişi aslan yavrusu.
Biz de tarardık saçımızı, düzerdik paçamızı.
Biz de uğrardık mahallesine her pazar günü...
Eskiler söylerdi de anlamazdım.
Şimdi düşünüyorum da;
1971-Nerde o eski pazarlar.​
 
Üst