Yüksekova

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,076
NeverLand
yuksekova.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Hakkari İli’ne bağlı bir ilçe olan Yüksekova, kuzeyde Van ili, kuzeydoğu ve doğuda İran, güneyde Şemdinli ilçesi, güneybatıda Irak ve Çukurca ilçesi, batıda da Merkez ilçe ile çevrilidir.

İlin doğusunda yer alan ilçe toprakları, dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlçenin kuzeyini Mordağ (3.087 m.), güney kesimini İkiyaka (Sat) Dağının batı bölümü, batısını da Cilo Dağı engebelendirir. Bu dağlar Güneydoğu Torosların uzantılarıdır. Ağrı Dağı’ndan Türkiye’nin sonra ikinci en yüksek noktası olan Uludoruk (Reşko Tepesi) (4.135 m.) Merkez ilçe sınırı yakınındadır. Diğer önemli yükselti ise Şemdinli ilçe sınırı yakınında yüksekliği 3.711 m.ye ulaşan Sat Dağı’dır. Hakkari dağlarının doğu bölümünü oluşturan bu dağlık bölgenin yüksek kesimlerinde buzullar ve bunların oluşturduğu göller bulunmaktadır.

İlçe topraklarından kaynaklanan akarsuların büyük bölümü Dicle Irmağı aracılığı ile Basra Körfezi’ne ulaşmaktadır. En önemli akarsu kuzeybatıda doğal sınırı oluşturan Büyük Zap Suyudur. Nehil Çayı ilçe sınırları içerisinde, Avorabarşin Çayı da ülke sınırları dışında Büyük Zap Suyuna katılır. İlçenin doğusundan kaynaklanan Esendere ve Meşgan Deresi de bazı küçük akarsularla birlikte İran’da birleştikten sonra kapalı bir havza oluşturan Urmiye Gölü’ne ulaşır. Dağların yüksek kesimlerindeki en büyük göller Gelyano ve Bay gölleridir. İlçenin orta kesiminde ise Türkiye’nin en büyük ve yüksek düzlüklerinden biri olan ve ilçeye adını veren Yüksekova yer almaktadır.

Deniz seviyesinden 1950 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 2.291 km2, toplam nüfusu ise 53.400’dür.

İlçede oldukça sert bir karasal iklim hakimdir. Bitki örtüsü step görünümündedir. Bazı kesimlerde meşe ve ardıç toplulukları görülmektedir.

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yarıdan fazlası kırsal kesimde yaşayan halk genellikle hayvancılık ve ticaretle uğraşmaktadır. Ekime elverişli topraklarının azlığı nedeni ile kısıtlı miktarda buğday, patates, soğan, baklagiller, elma, ceviz ve üzüm yetiştirilir. Hayvancılıkta canlı hayvan ticaretine yönelik, yaylacılık yöntemi ile çok sayıda küçükbaş hayvan yetiştirilir. Kıl keçisi ve koyun yetiştirilir ve elde edilen kıl ve yünlerden kilim ve çadır dokunur, çorap örülür. Hayvancılığa bağlı olarak süt ve süt ürünleri tesisi ile bir et kombinası vardır. Ayrıca ilçede arıcılık da yapılmaktadır.

1273.jpg


Yörenin tarihi çok eskilere inmektedir. Gevarruki Vadisinde rastlanan çok sayıdaki kaya resimlerinin Neolitik Çağda (MÖ.8000-3500) avcılıkla geçinen topluluklar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. MÖ.XIII.yüzyıl Asur kaynaklarında Nairi olarak geçen yörede, Urartular yaşamış, daha sonra Krallık kurmuşlardır. Bölgenin dağlık ve engebeli olmasından dolayı ulaşımı sağlamak amacı ile bir çok yol yapmışlardır. Bunlardan sivil ve askeri amaçlı Ordu Yolu Yüksekova’dan geçmektedir. Urartulardan sonra yöre, Asurlular, Kimmerler, Medler ve Perslerin egemenliği altında kalmıştır. Daha sonra Atropaten Krallığı, Seleukos ve Part egemenliğine girmiştir MÖ.I.yüzyılda Romalılar ile Partlar arasında çekişmeye neden olan yöre, MÖ.III.yüzyılda Romalılar ile Sasaniler arasında, MÖ.IV.yüzyılda da Bizanslılar ile Sasanilerin çekişmelerine sahne olmuştur. VII.yüzyılda Arap akınlarına uğramıştır. Ardından Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevilerin akınlarına uğramış, ancak dağlık yapısı nedeni ile çok fazla etkilenmemiştir. Genellikle bağımsızlıklarını koruyan aşiret beyliklerinin hakimiyetinde kalmıştır.

XVI.yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Halkının büyük bölümü Müslüman Kürtler ile Nasturilerden, küçük bir bölümü de Ermeniler, Keldaniler ve Yahudilerden oluşmakta idi.

XIX.yüzyıl sonlarında Van vilayetinin Hakkari sancağına bağlı Gevar kazasının sınırları içerisinde idi. XX.yüzyıl başlarında Barzani aşireti ile Nasuriler arasındaki çatışmalara sahne olmuştur.

I.Dünya Savaşı sırasında Rusların işgaline uğrayan yöre, bu işgalden 1918’de kurtulmuştur. Eski adı Gevar olan yöre 1936 yılında ilçe durumuna getirilmiş ve adı da Yüksekova olarak değiştirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Urartular dönemine ait Ordu Yolu, Ordu Yolu üzerindeki Keleşin ve Topzama Stelleri, Büyük Çiftlik (Hırvata) köyü kalıntıları ; Derav Vadisi Gegevran köyü yakınlarında XI.yüzyılda kayalara oyulmuş Gegevran Köyü Kiliseleri ile Kerpil Köyü Kilisesi bulunmaktadır.

Musaşir (Büyükçiftlik)

d-1.jpg


Hakkari, Yüksekova ilçesinde Aroş Deresi’nin başlangıcında bulunan kalıntıların Urartu dönemine tarihlenen Musaşir antik kenti olduğu sanılmaktadır. Urartu ve Asur kitabelerinde sık sık ismi geçen Musaşirin kenti Urartuların kutsal bir kenti idi. Bu kentte arkeolojik araştırmalar yapılmadığından bununla ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır.

00440821.jpg


Asur Kralı II. Sargon M.Ö 714’de Musaşirin’i ele geçirmiş, burada bulunan ve İspuini ile Menua krallıkları arasındaki Haldi Tapınağını yağmalayarak ele geçirdiği ganimetlerin bir listesini çıkarmıştır. Asurluların ele geçirdikleri eserler arasında Kralı İspuini’nin oğlu Sarduri’nin heykeli, mabede armağan edilmiş boğa, buzağı ve inek heykelleri de bulunuyordu. Asurluların düzenlediği bu kitabe Asur tabletlerinde günümüze gelebilmiştir. Günümüze gelebilen Asur kitabelerinden bu listenin içeriği öğrenilmektedir.

00062437.jpg


Musaşir kenti ile ilgili bir kabartma Dur Sargon’da bulunmuştur. Bu kabartmadan Musaşir kenti ile Haldi Mabedi ayrıntılı biçimde tanıtılmıştır. Günümüzde nerede olduğu bilinmeyen bu kabartma ile ilgili olarak XIX.yüzyılda Flandin’in bir çizimi bulunmaktadır. Buna göre Musaşir’de konutlar yassı çatılıdır. Bu evlerin bazılarının birden fazla katları vardı. Haldi Mabedi ise beşik çatılı idi. Çatının boşluklarında ise baklava motiflerine yer verilmiştir. Bu tür bir üst örtü ilk defa Haldi Mabedinde uygulanmıştır. Haldi Mabedinde ve sivil konutların üst örtüler ve çatıları Frig kaya mezarları ile yakın benzerlikler göstermektedir. Bu durum da Urartular ile Friglerin ticari ve siyasi yönden yakın ilişkileri olduğunu göstermektedir. Flandin’in çizdiği resimlerde Kral II.Sargon’un ganimet listelerini içeren tabletlerde ismi geçen heykeller de görülmektedir.

Kerpil Köyü Kilisesi

Hakkari Kerpil Köyü’nün ortasında yükselen tepenin üzerinde dikdörtgen planlı iki bölümlü bir kilise kalıntısı bulunmaktadır.

Bu kilisenin duvarları düzgün, koyu renkli taştan yapılmıştır. Yan duvarlarındaki yarım payeler ise kilisenin üzerini örten tonozları taşımaktadır. Giriş kapısının üzerinde oldukça güzel bezemeli bir taş vardır.

Günümüzde kilisenin bir bölümü ev diğer bölümü de samanlık olarak kullanılmaktadır.

Gagevran Köyü Kiliseleri

Hakkari Derav Vadisinde Gagevran Köyü yakınlarında II.yüzyıldan kalma kayalara oyulmuş kiliseler bulunmaktadır. Bu kiliseleri ilk kez Prof. H.Boebec incelemiştir. Bu yapılar 35.00 X 55.00 m. ölçülerindedir. Duvarlarının içerisinde kayaların oyulmasıyla nişler açılmıştır. Kiliselerin içerisinde İncil’den alınma sahneleri içeren freskler bulunmaktadır.

Kuş Cenneti

Hakkari, Yüksekova’da, deniz seviyesinden 1925 m. yüksekliğinde, 2.800 hektarlık geniş bir alana yayılmış olan Yüksekova bitki örtüsü ve su yönünden oldukça zengin bir bölgedir. Yüksekova’nın ortasından Nehil Çayı akmakta olup, çevresi insan boyundan daha yüksek olan saz ve kamışlarla kaplıdır. Ayrıca burada bol miktarda bozulmamış orkideler yetişmektedir. Çevre bilimcilerine göre de doğal dokusu bozulmamış Türkiye’nin ender bölgelerinden biridir.

Yörede kuluçkaya yatan kuş türleri bulunmaktadır. Bunların başında da; erguvan, balıkçıl, saz delicesi, çayır delicesi, leylek, turna, toy, ve kızılbacak, kızıl akbaba, yılan kartalı, doğu atmacası, küçük orman kartalı, kaya kartalı, küçük kartal, doğan ve puhu kuşları gelmektedir.
 
Üst