bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,217
NeverLand
TombofDraculaMagazine03-01fc.jpg
IMG_0001-110.jpg

5 ve 6. sayıları stoktan abimiz tarafından önceden paylaşılmış olan serinin 3. kitabını sunuyorum sizlere.
Elbette ki profesör abimizin göz kamaştıran arşivinden.
Keyifli okumalar herkese.


Dracula isimli macera, 2. sayının devamı niteliğinde ve Tomb of Dracula dergisinin 1. sayısında Black Genesis ismiyle yayınlanmış. Yazan: Marv Wolfman, Çizen: Gene Colan ve Bob McLoad
Ölüm Mahkemesi isimli macera da yine Tomb of Dracula dergisinin 2. sayısında Court of the Death! adıyla yayımlanmış. Senaryo Marv Wolfman, çizimleri ise Frank Robbins, John Romita ve John Tartaglione ortak çalışması.
Atmaca macerası ise Eerie dergisinin 61. sayısında yer almış. Çizimleri Wally Wood senaryo ise Bill Dubay tarafından oluşturulmuş.

 

machine_code

Kıdemli Üye
30 May 2015
150
703
2myw3lt.png



Kitap için Üstad Bakunin ve Profesör ve Stoktan' a çok teşekkür ediyoruz...

Üstad Bakunin' in açıklamalarındaki bazı kelimeler referans alındığında, bize göre, pek çok esinlenmenin olduğu aşikardır...Örneğin,...

Black Genesis ' Genesis Niger ', Kara Tekvin demektir ve kökeni de Ahd-i Atik' in ' Vetus Testamentum ' ilk kitabı olan Tekvin Kitabı' dır ' Liber Genesis '

' Ahd-i Atik kökenli bu ve benzeri esinlenmeler pek çoktur, örneğin Black Sabbath /Sabbatum Nigrum, Witches' Sabbath /Sabbata Malefica,...etc... '

The Tomb of Dracula ' Draconis Sepulcri ', Bram Stoker' in ' Abrahamus Stoker ', Dracula ' Draco ' adlı romanında tek bir yerde ve " Dracula's Tomb " olarak geçer...


2remg54.jpg



Yayınevinin adının ' Evrim ' nereden esinlendiği ise malum... : )

Darwinizm, bilindiği gibi, kökenleri binlerce yıllık antik dönemlere kadar uzanan, hatta neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir felsefedir, örneğin Aristoteles, Physicae Auscultationes' de ne diyordu_?...

" Öyleyse vücudun farklı parçalarının da doğada sadece tesadüfen bulunmasını önleyen ne var? Örneğin ön dişler, gerekli olduğu için keskindir, yiyecekleri parçalamaya uyarlanmıştır; azılar yayvandır, yiyecekleri çiğnemeye yarar; madem ki bu amaçla böyle değillerdir, bu durum rastlantının sonucudur. Bir amaç için bir uyarlanma olarak görülen öbür parçaların durumu da böyledir. Bu yüzden nerede olursa olsun, sanki bir şey uğruna varmış gibi görünen bütün şeylerin (yani bir bütünün parçalarının hepsinin) bir iç kendiliğindenlikle duruma uygun yapılmış olanları korundu; ve böyle yapılmamış olanları yok oldu, ve hala yokolmaktadır. "

Neyse...Biz, konuyu başka bir açıdan inceleyeceğimiz için, komplex olan bu konuya girilmemesi efdaldir...


Darwinizm ve Dracula ilişkisi...

Bram Stoker' in Dracula' sında, Profesör Van Helsing, Mina Harker' dan kötücül kontu tarif etmesini ister:

" Şimdi siz konuşacaksınız. Bu iki kuru bilim adamına o parlak gözlerinizle neler gördüğünüzü anlatın. "

Mina cevap verir:

" Kont bir suçludur ve suçlu tipindedir. Nordau ile Lombroso onu böyle sınıflandırırlardı ve bir suçlu olması dolayısıyla da, kusurlu bir zihni vardır. "

Bir suçlu olduğundan, kusurlu bir zihni vardır, öyle mi_?...

Darwinizm' in ' ırkçılığa da temel oluşturan ' en kötücül argümanı ' biyolojik determinizm ', hanımefendi Mina tarafından bundan daha güzel bir şekilde ifade edilemezdi... : )

Jonathan Harker' ın günlüğündeki Kont Dracula betimlemesinin de, biyolojik determinizmin fanatik savunucusu Lombroso' nun, doğuştan suçlulara ilişkin anlatımlarına dayandığı kuşkusuzdur...

Harker: " Kontun yüzü... kartalsıydı, ince burnunda yüksek bir kemer vardı ve burun delikleri tuhaf bir biçimde kıvrılıyordu. "

Lombroso: " [Suçlunun burnu] tersine... genellikle bir av kuşunun gagası gibi kartalsıdır. "

Harker: " Kaşları çok yoğundu, neredeyse burnunun üstünde birleşiyorlardı. "

Lombroso: " Kaşları çalı gibidir ve burnunun üstünde birleşme eğilimindedir. "

Harker: " ...kulakları solgundu ve üst kısımları son derece sivriydi. "

Lombroso: " ...dış kenarın üst kısmında bir çıkıntı vardır,...sivri kulağın bir kalıntısı... "

Lombroso' nun bahsettiği bu çıkıntı, Darwin's tubercle olarak bilinir ve Darwinizm' e göre, primatlarla ortak kökene dikkat çeken körelmiş ve atavistik bir özelliğe işaret eder ve ilk defa bay Darwin tarafından The Descent of Man kitabında dile getirilmiştir...

Bu değerlendirmelerin ortak noktası, Lombroso' nun, ' antropometrik geleneğin versiyonlarından biri olan ', L'uomo Delinquente ' suçlu insan ' kuramıydı...

Lombroso' nun safsatalarının sonu yoktur...Örneğin suçluluk, doğuştan gelir ve kendisine göre maymunsu ' haliyle ilkel ve çocuksu ve suçlu ' işaretleri de pek çoktur,...

Kafatası kalınlığının daha fazla olması, kafatası birleşme yerinin basitliği, kafatasının yüzden geri olması, ' yüzün kafatasından öne çıkması ', basık ve dar alın, göz çukurlarının aşırı büyüklüğü, büyük ve sivri kulaklar, büyük çene ve elmacık kemikleri, ince üst dudak, damağın basık olması, köpek dişlerinin öne çıkması, saç dökülmesinin olmaması, erken oluşmuş kırışıklıklar, nispeten uzun kollar, koyu renk deri, acıya duyarlılığın azlığı, damarsal tepkinin azlığı ' yüzün kızarmaması ',...etc,...

Hatta 1886' daki Uluslararası Kriminal Antropoloji Kongresi' nde, fahişelerin ayaklarının genellikle maymunlarda olduğu gibi kavrayıcı olduğunu ' başparmakla diğer parmaklar arasında geniş bir açıklık olduğunu ' bile savunmuştu... : )

Profesör Van Helsing, Kont' u daimi bir çocuk ' dolayısıyla da hem ilkel hem suçlu ' olarak niteleyerek Rekapitülasyon Teorisi' nden alınan bir argümanı metheder:

" Ah! Ben de bu kadar zamandır insana ait olan beyinlerimizin, Tanrı' nın zarafetini yitirmemiş beyinlerimizin onun asırlardır mezarında uyuyan, bizimki kadar büyümemiş, ancak bencilliğe işleyen, o yüzden de çocuk kalmış çocuk beyninden üstün çıkacağını ummuştum...Akıllı, kandırıkçı ve de bilgili, fakat beyni bakımından kalıbının adamı değil. Çocuk beyinli çok. Şimdi suçlumuz suç işlemeye yazgılı işte; onun da beyni çocuk beyni, yaptığı şeyi ancak çocuklar yapar. Küçük kuşlar, küçük balıklar ilkelerle değil deneyerek öğrenir, öğendiğinde de daha fazlasını yapabilecek hale gelmiş demektir. "

Darwinizm' in fanatik savunucusu Ernst Haeckel, XIX. yüzyılın sonlarına doğru, Rekapitülasyon teorisi' ni ' Ontojeni filojeniyi tekrarlar ' ortaya attı...Bu teoriye göre, bir birey, büyümesi sırasında, ataların yetişkin biçimlerini temsil eden bir dizi aşamadan sırasıyla geçer, kısacası, birey, kendi aile ağacına tırmanır...

Rekapitülasyon Teorisi, insan gruplarını yüksek ve aşağı olarak sıralamak isteyen bilim insanlarına da karşı konulamaz bir kriter sunuyordu...Aşağı grupların yetişkinleri, üstün grupların çocukları gibi olmalıydı, çünkü çocuk, ilkel bir yetişkin atayı temsil ediyordu...Yetişkin siyahlar ve kadınlar beyaz erkek çocuklarına benziyorlarsa, bu durumda beyaz erkeklerin evriminde atalara işaret eden bir aşamanın yaşayan temsilcileriydiler...

Dolayısıyla, sözde, ırkları sıralamaya yönelik anatomik ve genel bir biyolojik determinizm kuramı bulunmuştu...Örneğin, Paleontolog E. D. Cope, Rekapitülasyon Teorisi' ne dayanarak prehistorik sanatı, çocukların ve yaşayan ilkellerin karalamalarına benzetiyordu ve dört grup aşağı insan tanımlamıştı:

Beyaz olmayan ırklar, kadınlar, kuzey avrupalı beyazlara karşı güney avrupalılar ve üstün ırklar içindeki aşağı sınıflar...Örneğin güney avrupalıların aşağı olma halini rekapitülasyon terimleriyle açıklamak için, sıcak iklimlerin erken bir olgunlaşma dayattığını savunuyordu...Olgunlaşma bedensel gelişimin yavaşlaması ve kesilmesini haber verdiğinden, güney avrupalılar yetişkinler olarak daha çocuğa benzer, bu yüzden de ilkel bir halde takılıp kalırlar...Oysa üstün kuzeyliler, daha geç gelen bir olgunlaşmadan dolayı, daha üst aşamalara geçer,...

Sosyal Darwinizm' in havarisi Herbert Spencer ise çok daha kısa ve özlü bir değerlendirme sunuyordu:

" İlkelin entellektüel özellikleri, medenilerin çocuklarında tekrarlanan özelliklerdir. "

Emperyalizmin onur şairi Rudyard Kipling ise, beyazların üstünlüğünü gerekçelendirdiği meşhur şiirinin ' The White Man's Burden, 1899 ' ilk dizelerinde rekapitülasyoncu argümana başvurmuştu:

...............................................

Your new-caught, sullen peoples,

Half-devil and half-child.


...............................................

Yeni yakaladığın karanlık halkların

Yarı şeytan, yarı çocuk






İ ç t e n l i k l e...

Sevgiyle...
 
Son düzenleme:
Üst