- 31 May 2017
- 28
- 971
Sevgili “ÇİZGİ DİYARI Tutsakları” yeniden merhaba !
Aslında, yazıma “Çizgi Diyarı Sakinleri” diye başlayacaktım ama…
Hakan Alpin dostumuzun uzun yıllar yayınladığı “Darkwood Sakinleri”
dergisinin unutulmaz, belleğimizde yeretmiş adını kullanarak hazıra
konmak istemedim… Bırakalım o güzel isim, şiirsel deyim fazla kullanılıp
ismin yaratıcısı unutturulmadan, “Çizgi-roman Tarihimiz”deki yerinde
örselenmeden kalsın.
“Türk Çizgi-Roman San’atı”na yeni bir şey katan, kendi yarattığı bir
güzelliği kazandıran herkese hakkını vermeliyiz. O “güzelliği,
“çaktırmadan” kullanmaya kalkan “avantacı”lara fırsat vermemeliyiz.
Ülkemize, “Türk Çizgi-Roman Ansiklopedisi” gibi, büyük bir tutku,
sabır ve emek isteyen olağanüstü bir eser kazandırmış olan Hakan
Alpin dostumuzun hakkını hep koruyalım, teşekkür etmeyi unutmayalım.
Birşeyi daha unutmayalım: Hakan’ın 1998 yılında 12. sayısını
yayınladığı, Türkiye’de bir ilk olduğunu sandığım “ATILGAN- Bilim Kurgu
Dergisi”ni… ( Az kalsın unutuyordum,Hakan Alpin, ilk Türk uzay
kahramanını – yani, yerli malı “Flash Gordon”u - da yaratan çizgi-
romancımızdır. Ben hatırlattım, adını siz gençler bulun )…
İşte bu yüzden, ben, “Çizgi Diyarı Tutsakları” deyimini kullandım ,
“Çizgi Diyarı Tutkunları” da diyebilirdim. İlki daha matrak geldi,
Hoşuma da gitti. Bakarsın tutar, kalıcı bile olabilir.
Kalıcı olursa, şimdiki “tutsaklar” gelecek kuşak “tutsaklarına” bu deyiş
Suat Yalaz’a aittir diye not düşerler de, biz de “kalıcı” oluruz inşallah.
“ÇİZGİ DİYARI KOMANDOLARI”NA TEŞEKKÜR…
Geçen gün, Suat Yalaz Odatv.com’ daki “Tüm yazıları” sütununa bir
göz atayım dedim. Benim yazılarımdan bazıları eksikti., Onları tesbit
edeyim derken bir de baktım, “Çizgi Diyarı” sitemizin o bildik
panoramik tablosu çıktı karşıma !..
Quel alaka ? dedim, aşağılara indim. Ertuğrul Özkök’ün, 18 yıl önce,
Beyoğlu’nda, ressam dostumuz, KARAOĞLAN hastası Aslan Eroğlu’nun
düzenlediği “ bütün eserleriyle SUAT YALAZ” sergisi üzerine
Hürriyet’te yazdığı övgü dolu yazısı karşıma çıkınca.. Helâl olsun bizim
engel tanımaz, zor nedir bilmez “komandolar”a dedim.
Ertuğrul Özkök’ün yazısının başlığı da:
“ Karaoğlan 40 yaşında mı, 39 mu? “…
****
Bu bahaneyle, hem siz dostlara bir “merhaba” diyeyim hem de teşekkür edeyim dedim.
Değerli ressam Aslan Eroğlu’nun, o hiç alışılmadık, yerden tavana tek
sayfa KARAOĞLAN ve SoNY-RİNGO resimleri, renkli kapak
karikatürleri ve bir köşede TV ekranında gösterilen KARAOĞLAN
filmleriyle çok büyük ilgi gören o sergisinin broşüründen birkaç sayfayı
EK olarak gönderiyorum.
Artık, sizin profesör dediğiniz, benim “ordinaryüs”lüğe terfi ettirdiğim ,
Boş zamanlarında avukatlık yapan Haluk Yücesoy kardeşim, ne yapar,
nasıl yapar, kimi görevlendirir de, bu yazıyı ve resimleri sanki ben
ustaca düzenleyip kendi köşeme göndermişim gibi yayınlatır bilemem.
Selamlar, sevgiler.
Suat YALAZ
( Karaoğlan lakaplı, Che Guevera görüntülü Ahmet Bozkurt dostumuz
kendisine “dansör” dememden alınmış gibi… Yaa, kardeşim, “Maskeli
Balo” nasıl uydurmaca ise, “dansör” lafı da o kadar uydurmaca..
Sana “dansör”sün dedikse, Gene Kelly gibi yağmur altında danseden
bir starsın demedik… Ama, birkaç düğünde “halaybaşı”lık kesin
yapmışındır, gel, inkâr etme. )
[/COLOR][/SIZE]
Moderatör tarafında düzenlendi: