O Yaz - 2013 Yazına Kurmaca Bir Bakış

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,303
O Yaz - 2013 Yazına Kurmaca Bir Bakış (Ekim 2013)







Kurgu öykü, 1440*1920 pxs 244 sayfa, 41 MB CBR


O Yaz:






Gezme Ceylan
bu parklarda
seni gazlarlar...



Kitabın içerdiği kurgu öyküler:

# Kaplumbağa Ayaklanması
# Gökten Üç Kapsül Düştü
# Bizim Gibi Başka İnsanlar
# Belki Şurada, Ağaçların Altında Küçük Bir Demokrasi Vardır
# Gezi Günlükleri
# Yepyeni Tarihi Yapılar
# Düdüklü Tencere
# Bizim Anlatmamızda Fayda Var
# Ağaç
# Sopa
# Diline Yabancı Olduğu Bir Ülkeden, Dilini Bildiği Bir Kıyımı İzlemek
# Dünyanın En Güzel Şehri
# La Lutte Continue (Dava Devam Ediyor)
# Turuncu Çiçekli
# Şehirde Karnaval Var
# Benim Polisim
# Anısı Biz Olalım
# Bağzı Şeyler
# Bir Düşe Uyanmak






Bu fotoğraf, olayları izleyen bütün dünyada "Direniş ruhunu en iyi anlatan" fotoğraf seçilmişti.








Kitabın içermediği gerçek öyküler:

Mehmet Ayvalıtaş (20) İstanbul, 2 Haziran 2013.
Gezi Parkı direnişine destek için otoyol kapatıldığı sırada üzerine sürülen aracın çarpması sonucu öldü.




Abdullah Cömert (22) Antakya, 3 Haziran 2013.
Gezi Parkı direniş eylemi sırasında başına aldığı darbe sonucu öldü.




Mustafa Sarı (27) Adana, 5 Haziran 2013.
Polis komiseriydi. Eyleme müdahale sırasında tedbir alınmamış bir alt geçit inşaatından düşerek hayatını kaybetti.




İrfan Tuna (47) Ankara, 6 Haziran 2013.
Gezi direnişine karşı polisin kullandığı aşırı miktardaki biber gazınının tetiklediği kalp krizinden hayatını kaybetti.




Ethem Sarısülük (26) Ankara, 12 Haziran 2013.
1 Haziran'da Gezi Parkı protestolarında polis memuru Ahmet Şahbaz'ın açtığı ateş sonucunda başına isabet eden bir mermi ile yaralandı.
Birkaç gün içerisinde tüm organları iflas etti ve 14. günün sonunda öldü.
Ailenin suç duyurusunda bulunmasından 7 gün sonra olay yerinde keşif yapıldı.

Cenazesi otopsisinin yapılması için Keçiören Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Uzmanlar dışında ailenin avukatları Kazım Bayraktar ile Teoman Özkan ve savcıyla birlikte bir gözlemci uzman katıldı.
Otopsi, fotoğraf ve video olarak kaydedildi.
Beynine saplanmış 9 mm çapında bir mermi çıkartıldı. Merminin 4.8 metreden ateşlendiği öngörüldü.
Ailesi organlarını bağışlamak istedi; ancak otopsi nedeniyle kullanılamayacak hale gelen organlar nedeniyle bu istek gerçekleşmedi.

3 Eylül 2014'te katil zanlısı polis memuru Ahmet Şahbaz'ın 7 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasına,
bu cezanın 1 yılı denetimli serbestlik olduğundan şahsın 4 yıl 2 ay cezaevinde kalmasına karar verilmiştir.
Ancak 8 Aralık 2014'te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Şahbaz'ın,
"karşısındaki grubu görüp, hedef gözeterek ateş ettiğinin" anlaşılması karşısında,
hakkında "kasten adam öldürme" suçundan hüküm kurulması gerekirken,
"olası kastla öldürmek" suçundan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemişti.

Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar:
* Sanık ilk duruşmaya peruk, takma bıyık, takma kaş ve renkli gözlükle yüzü gizlenerek getirildi.
* Peruğun düşmesiyle kimliğin gizlendiği anlaşıldı ancak mahkeme, suç olan bu eylemi tutanağa geçirmedi.
* İlk duruşmada yapılması gereken kimlik tespiti dahi yapılmadı.
* Dava dosyasında sanığın fotoğrafı ve nüfus kimlik fotokopisi bile bulunmuyor.
* İkinci duruşmada sanığın Urfa'ya tayin edildiği bahanesiyle ifadesinin burada alınmasına karar verildi.
* Gelecek duruşmaya talimat yoluyla çıkarılacak olan şahsın gerçek sanık olup olmayacağı konusunda mahkemenize güvenmiyoruz.
Duruşmaya sanık mı çıkarılacak yoksa dublör mü?”





Zeynep Eryaşar (50) İstanbul, 15 Haziran 2013.
Avcılar’da yapılan protesto gösterisi sırasında polisin aşırı miktarda gözyaşartıcı gaz kullanmasının ardından geçirdiği kalp krizi sonunda öldü.




Medeni Yıldırım (18) Lice, 28 Haziran 2013.
Kayacık Köyündeki karakolun yenilenip kalekol yapılmasını protesto eden insanların üstüne askerler tarafından açılan ateşle öldürüldü.




Ali İsmail Korkmaz (19) Eskişehir, 10 Temmuz 2013.
Gösterilerin ilk günlerinde sivil giyimli saldırganlar tarafından feci şekilde dövüldü. Başına aldığı darbenin etkisiyle
beyin kanaması geçirirken Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından önce polise ifade vermeye gönderildi.
20 saat geciken müdahalenin ardından 1 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti.






İlk yankı, Fenerbahçe taraftarlarından geldi.
Ali İsmail'in Fenerbahçe formasıyla çekilmiş fotoğrafını gören Fenerbahçeli "Vamos Bien" adlı taraftar grubu,
31 Ağustos 2013 akşamında Şükrü Saraçoğlu Stadında oynanan FB-Sivasspor maçında polisleri görür görmez hep birlikte bir marş söylemeye başladı:

“Daha 19 yaşında
Düşlerinde özgür dünyada
Öptüğü/giydiği çubuklu forma
Yaşayacak anısında
Ali İsmail Korkmaz
Fenerbahçe yıkılmaz!"

Marş kısa sürede öylesine yayıldı ki, belki de hayatında Fenerbahçe'nin bir maçına bile gelmemiş olan bu genç, tribünlerde bir simge haline geldi.
Bu marş, o sıralardaki Fenerbahçe'nin iktidar ile arasındaki çatışmalarında dışa vurumu gibiydi.
Fenerbahçe'yle öylesine uğraşılıyordu ki, stadın önündeki kaldırımdan bile vergi istenmişti.
Rakiplerin vergi borçları affedilirken, sarı-lacivertliler vergi ödeme rekorları kırıyordu.
Bu marş Fenerbahçe'nin 3 Temmuz isyanının da dışa vurumuydu.
// Bana Fenerbahçe'yi Anlat, Ahmet Ercanlar //




Ahmet Atakan (22) Antakya, 10 Eylül 2013.
Ankara’da ODTÜ ve Tuzluçayır’daki protestolara destek vermek için Antakya, Armutlu’da yapılan eylemde
polis tarafından kafasından gaz fişeğiyle vurulup, çatıdan düşerek öldü.




Serdar Kadakal (37) İstanbul. 13 Eylül 2013.
Yaşadığı ve çalıştığı Kadıköy’de emniyet güçleri tarafından yoğun ve yaygın şekilde bibergazı kullanımının ardından kalp krizi geçirerek öldü.
Serdar Kadakal’ın hayatını kaybetmesinden üç ay sonra otopsi raporu savcılığa sunuldu.
Adli Tıp Kurumu’nun İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığına sunduğu 24 Aralık tarihli raporunda kesin ölüm sebebi belirtilmedi:
“Kişinin ölüm sebebi hakkında varsa olay yeri inceleme raporunu içerir adli soruşturma dosyasının gönderilerek
Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan görüş alınmasının uygun olduğu kanaatini bildirir rapordur.”
Avukat Demirci, raporun ardından yaptığı açıklamada, “Bu raporda olay yeri raporunun gerekli olduğu belirtiliyor. Ancak bir olay yeri raporu yok” dedi.






Berkin Elvan (15) İstanbul.
15-16 haziran gecesi, Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için çıktı, polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu.
269 gün komada kaldı, 15. yaşına komada girdi. 11 Mart 2014’te öldüğünde 16 kiloydu.






Öyle ya, annesinin kabahati. Çocuğunun eline
"Oğlum Berkin Elvan, bakkala ekmek almaya gitmiştir"
diye noter tasdikli, resmi pullu, çift şahit imzalı belge vermeliydi.



Ulaş Lokumcu, 31 Mayıs 2013'de şunları söylemişti: " "
« Babam Metin Lokumcu, iki yıl önce; 31 Mayıs 2011'de Hopa'da polisin attığı biber gazı yüzünden yaşamını yitirdi.
Metin Lokumcu'yu öldüren devlet, verdiği adli tıp raporuyla gerçeği karartmaya çalışıyor.
Biber gazının kimyasal etkisi yeterli bulunmamış olacak ki, polis bu silahı artık hedef alarak, yaralamak için de kullanıyor.
Vakit geç olmadan biber gazına karşı çıkın çünkü bir gün polis sizi de öldürebilir. »




Saygılar.

*
 
Son düzenleme:

balkatan

Onursal Üye
5 Tem 2009
999
4,731
Çizgiroman forumunu siyaset arenasına çevirdiğin için kınıyorum, üstelik bu ilk defa da değil. (Beğenmeme butonu olmadığı için)
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,067
76,127
hiçbiryerde :)
Olağanüstü paylaşım için teşekkür ederim sevgili agartan.
Hayatımızı zenginleştirenlerle, tekdüze hale getirmek, bizi
köleleştirmek isteyenler arasında bir mücadele bu...
Bu kitabı bir döneme ayna tutacak belgelerden biri
olarak okuyacağım, aydınlıklara ulaşmak için...
Selam ve saygılarımı sunuyorum bu vesile ile...
 
Üst