Kazancakis - Aleksi Zorba

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,394
Kazancakis - Aleksi Zorba
Fotoğraf ve multimedia kolajlı bir sunum denemesi

Türü: Roman
Yazan: Nikos Kazancakis
Yayım yılı: 1946 (Yunanca ilk baskı)
Romanın özgün adı: Vios Kai Politeia Alexi Zorba (Alexis Zorbas'nın Hayatı ve Maceraları)
İngilizce adı: Zorba the Greek (Yunanlı Zorba) 1952'de ilk İngilizce baskı
Türkçede ilk basım: Ataç Kitabevi, 1963
Türkçe çeviri: Ahmet Angın (Yunanca aslından çevrilmiş)
Ataç'ın sayfa sayısı: 295 (transfer sonucu buradaki 210 sayfa)
Fiyatı: 12,5 Lira
Multimedia ve fotoğraf eklentileri: Scanfan
17 MB, s-pdf


KAZANCAK_S_N_KOS_Zorba_kapak.jpg

(mega)
(MediaFire)

Yunan edebiyatının ünlü ismi, eski Osmanlı vatandaşı, şair ve filozof "Nikos Kazancakis"in 1946'da yazdığı "Aleksi Zorba" adlı romanı 1964'te sinemaya da uyarlanmış, başrollerinde "Anthony Quinn", "Alan Bates" ve "Irene Papas" oynamışlardı. Filmin çok ünlü olan müziğini de "Mikis Theodorakis" bestelemişti. Bu kez kitabın tekstinin arasına bu filmden alınmış bol sayıda fotoğraf, afiş, plâk kapağı görüntülerini serpiştirdim. İlk başlardaki sayfalardan birine de filmin enstrümantal tema müziğini iliştirdim (tıklayarak dinlenebilir). Son dört sayfada da Vikipedi'deki ilgili film maddesi yer alıyor. Yani bir tür kolaj çalışması gibi oldu. Aslında roman 1946'da yayımlanmış (Yunanca) ve İngilizcede de ilk defa 1952'de çıkmış olmasına rağmen hem roman hem de yazarı ancak 1964'te sinema filmi çevrildikten sonra dünyaca tanınmaya başladılar. Yani film romanın da çok önüne geçti. Bunda müziğinin de katkısı var sanırım. Bu nedenle film görüntüleri ve müziği eşliğinde romanın daha çok anlam kazanacağını düşünüyorum. "Youtube" açık olsaydı muhtemelen filmin linkini de konunun altına eklerdim. Çevirinin Yunanca aslından yapılmış olduğunu da belirtmek gerekir.

Konusu bir Yunan adasında geçen romanda mutluluğu bulamamış entellektüel bir İngiliz genç yazarla (o da aslında Yunan asıllıdır), orta yaşlı bir Yunanlı köylü olan "Zorba"nın öyküsü anlatılır. Dışa dönük, hayata şehvet derecesinde bağlı, ara sıra beklenmedik davranışlar sergileyen, sürekli şarap içen, kaba saba görünüşlü "Zorba"nın kalbi aslında insan sevgisiyle doludur ve çok ilginç bir hayat felsefesi vardır. Birkaç ay zarfında genç İngiliz yazarı derinden etkileyecek ve onu değiştirmeyi başaracaktır.

Nikos Kazancakis 1957'de 74 yaşındayken Almanya'da öldü, cenazesi doğduğu kent olan Kandiye'ye getirildi. Kilise onun Ortodoks mezarlığına gömülmesine izin vermedi (Kazancakis hem bir komünist hem de dinsizdi). Bu nedenle onu kentin surlarından birinin içine defnettiler. Mezar taşında
« Hiçbir şey ummuyorum; hiçbir şeyden korkmuyorum; özgürüm »
yazıyor.


Not: Tarama "SymphoniC"e aittir. Onun 2,5 MB'lık taraması baz alındı. Hemen hemen hiç mevcut olmayan sayfa marjları arttırıldı, eskitilmiş kağıt fonu eklendi. Bunun için önce Word'e (doc) çevrilip yeniden pdf yapıldı. Daha sonra multimedia ve fotoğraflar belgedeki uygun yerlere ilâve edildi. Hacim 17,5 MB oldu. Sayfalar "flatten" yapılmadı (zaten yapılınca 192 MB oluyordu). Flatten yapılmadığı (yani fotoğraflarla sayfalar kalıcı olarak kaynaştırılmadığı) için isteyen fotoğraf ve benzeri eklentileri kitaptan çıkartabilir ve kitabı yeniden sadece tekst haline getirebilir.
Bu da . Küçük boyutlu olduğu (oldukları) için mobil cihazlar için daha uygun olabilir.

 
Son düzenleme:

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,046
20,256
Kamlançu
Üstadım girişteki kendisine guru seçmekle ilgili kısmı da tanıtım yazısına ekleseniz tadına doyulmaz bir yazı olurdu. Yine de herkesin okumasını tavsiye edeceğim bu güzel eser için teşekkür ederim.
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,006
20,673
Gaziantep
Kazancakis'ten yalnız "Günaha Son Çağrı'yı okudum.O da güzel bir roman. Ama "Zorba" filmi siyah beyaz olmasına rağmen gerçekten oyuncularıyla müthiş.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,903
5,270

Sayın Scanfan ;

( *Not : Başka bir bölümde "Sayın fındıkfındık'ın "Nikos Kazancakis"in ölüm yıldönümü için açtığı sayfada da bu yazı yer almıştır. Tekrarı için özür dilerim. Ama gerekir diye buraya da aldım. )


Nikos Kazancakis'€™in Türkiye'de popüler olması "€œZorba"€ filmi ile olmuştur ( Anthony Quinn’in olağanüstü oyununun da rolünü unutmamak gerek )


Nikos Kazancakis'in ruh dünyasını anlamak için aşağıdaki satırlara göz atamak gerekir :

"Gencligimden beri en buyuk acım bütün neşemin ve dertlerimin kaynaği, yüreğimle gövdem arasındaki sonu gelmeyen o acımasız çatışma olmuştur... ve ruhum da, bu iki ordunun karşılaşıp dövüştüğü bir arenadır."



Nikos Kazancakis'€™in düşünce dünyasını ve yaşam felsefesini anlamak için de aşağıdaki satırlara göz atamak gerekir : ( Zorba romanının “Önsözâ€ünden )


"€œ... ruhumda en çok iz bırakan insanları saptamak isteseydim , herhalde üç dört ad sayabilirdim :
Homeros , Buddha , Bergson , Nice ve Zorba ( Aleksi ) .
Bunlardan birincisi ( Homeros ) , benim için , ölümsüzlüğü kurtarıcı bir ışıkla aydınlatan , camdan yapılmış parlak bir göz ( Güneş Kursu gibi ) olarak kalmıştır ,
Budha dünyanın içinde boğulup kurtulduğu dipsiz bir göldü ;
Bergson beni , geçliğimde herbiri benim için birer işkence olan , çözülmesi olanaksız , felsefe sorunlarından kurtardı ;
Nice ( Nietzsche ) ise , yeni acılarla zenginleştirdi beni ve bana sıkıntıyı , acıyı ve kararsızlığı gurura çevirmeyi öğretti ;
Zorba ise , hayatı sevmeyi ve ölümden korkmamayı öğretmiştir bana ! "



Nikos Kazancakis'€™in etkilendiğim birkaç SÖZÜ ( aslında o kadar çok ki , ne yazık ki seçmek zorundayım )


Korkak olmamayı şu sözleri ile anlatmaya çalışır :

" İnsan uçurumun kenarına varmadan kanatlanmaz."



Mücadelesiz özgürlük , demokrasi elde edilemeyeceğini şu sözleri ile anlatır [ Buna benzer ( Millet kastedilerek ) Atatürk'ün de sözleri var. ] :


" Özgürlüğü yabancı ellerden bekleyenlere tutsak denir... "€œ

Mezar taşına kazılan ( senin de yukarıda alıntıladığın gibi ) manifesto gibi sözler :

"€œHİÇBİR ŞEY UMMUYORUM,
HİÇBİR ŞEYDEN KORKMUYORUM,
ÖZGÜRÜM."€

Demek ki "€œözgür" olabilmek için

1 - Hiçbir kimseden , otoriden "€œHiçbir şey ummamak"€ ( onunla çıkar ilişkisine girmemek )


2 - "Hiçbir kimseden , otoriten , şeyden "korkmamak"


gerekir.





Bana en ilginç gelen çalışması 13 yılını verdiği ( 1924 -€“ 1938 ) tam 33.333 ( Yazı ile : Otuüçbin üçyüzotuzüç ) mısradan oluşan ; Homeros'€™un "Odysseia"€ adlı serini bıraktığı yerden devam ettirdiği "Odysseia: Devam Kitabı" dır. İnanılmaz bir sabır ve emek ....




Yaşamından bir kesit : 1946’da Yunan Yazarlar Topluluğu Nikos Kazancakis ile Angelos Sikelianos "Nobel Edebiyat Ödülü"ne aday gösterilir. 1957 Yılındaki Nobel Edebiyat Ödülünü 1 oy farkla Albert Camus kazanır. Albert Camus : "€œNikos Kazancakis bu ödülü benden yüzlerce kez daha fazla hak etmişti" der.

Şimdi ben yukarıdaki sözleri neden aktardım. Şundan : Bilen bilir bizde de yıllardır Nobel Edebiyat Ödülüne koca çınar Yaşar Kemal gösterilir. ( O da "€œBen sosyalistim diye bana bu ödülü asla vermezler." der. ) Neyse gel zaman git zaman Türkiye'€™den Orhan Pamuk bu ödülü alır. Konuşmalarında bir gün olsun bu ödülü Yaşar Kemal'in kendisinden daha çok hak ettiğiniylediğini duyan var mı ( ki Orhan Pamuk'un Yaşar Kemal ile arası da iyidir yani )? İşte "yazar"€ ile "Büyük yazar"€ , "insan"€ ile "€œbüyük insan" arasındaki fark budur.



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim.








 
Son düzenleme:
Üst