İstanbul'dan Göreme'ye Kültür Mirasımız - 11

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,364

İstanbul'dan Göreme'ye
Kültür Mirasımız - 11
Fiyatı: Ücretsiz
Doğal tarama (minimal müdahele)
Tabloid boy, 34 MB, 3408px, 300 dpi, 8 sayfa, CBR

K_LT_R_M_RASIMIZ_STANBUL_DAN_G_REMEYE_M_LL_YE.jpg

(MediaFire)

1940'larda İstanbul'da bir plaj/deniz banyosu ("Moda Plajı" olabilir mi acaba?):
Kltr_Miras_11_fot.jpg

 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
97
165
denizci
Ah ah eski plajlar, bu kadar eskisini bilmiyorum ama yakınını biliyorum; eskiden denize girer sonra eve yürüyerek giderdik, eline sağlık üstadım :)
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,364

Benim 2 favori plâjım, "Salacak" ve "Süreyya" plâjlarıydı. Buradaki görseller daha eski yıllara ait, ama ben 1960'lı ve 1970'li yıllarda en çok bu ikisine giderdim. Birincisi eve yakın olduğu için seçilirdi. İkincisine ise banliyö treniyle gitmek başlı başına bir serüvendi zaten biz küçükler için. Süreyya Plajı'nın renkli duvar rölyefleri çok çekici gelirdi bana. Bir de yüzerek ulaşabildiğimiz kubbeli küçük adacık ("Bakireler Mabedi"). Şimdi galiba denizi doldurmuşlar, adacık ve mabed karada kalmış, o zaman belki 50-100 metre açıktaydı. Salacak plajında ise en büyük hülyamız "Kız Kulesi"ne kadar yüzebilmekti (bu hiç gerçekleşmedi haliyle) büyüklerden bazıları akıntıya rağmen oraya yüzebiliyorlardı. Biz ise her denememizde başka bir sahilden (Çiftekayalar?) karaya çıkardık ve yürüyerek plaja dönmek zorunda kalırdık. Bir de yasak olmasına rağmen Salacak İskelesi'nden kalkan vapurlara mayolu halimizle kaçak binip, vapur biraz açılınca arka sahanlıktan denize atlardık. Şehrin içinde bile plâjlar çoğunlukla temiz olurdu o zamanlar, belediyeler denizden günlük ölçüm yaparak plaj girişlerindeki tabelalara "koli basili" sayılarını yazarlardı. Bazen banliyö treninden hiç inmeden en düşük basili olan plaja yakın istasyonda inilirdi.
Plajlar.jpg

 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,364

Benim 2 favori plâjım, "Salacak" ve "Süreyya" plâjlarıydı. Buradaki görseller daha eski yıllara ait, ama ben 1960'lı ve 1970'li yıllarda en çok bu ikisine giderdim. Birincisi eve yakın olduğu için seçilirdi. İkincisine ise banliyö treniyle gitmek başlı başına bir serüvendi zaten biz küçükler için. Süreyya Plajı'nın renkli duvar rölyefleri çok çekici gelirdi bana. Bir de yüzerek ulaşabildiğimiz kubbeli küçük adacık ("Bakireler Mabedi"). Şimdi galiba denizi doldurmuşlar, adacık ve mabed karada kalmış, o zaman belki 50-100 metre açıktaydı. Salacak plajında ise en büyük hülyamız "Kız Kulesi"ne kadar yüzebilmekti (bu hiç gerçekleşmedi haliyle) büyüklerden bazıları akıntıya rağmen oraya yüzebiliyorlardı. Biz ise her denememizde başka bir sahilden (Çiftekayalar?) karaya çıkardık ve yürüyerek plaja dönmek zorunda kalırdık. Bir de yasak olmasına rağmen Salacak İskelesi'nden kalkan vapurlara mayolu halimizle kaçak binip, vapur biraz açılınca arka sahanlıktan denize atlardık. Şehrin içinde bile plâjlar çoğunlukla temiz olurdu o zamanlar, belediyeler denizden günlük ölçüm yaparak plaj girişlerindeki tabelalara "koli basili" sayılarını yazarlardı. Bazen banliyö treninden hiç inmeden en düşük basil sayısı olan plaja yakın istasyonda inilirdi.
Plajlar.jpg

 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
97
165
denizci

Benim 2 favori plâjım, "Salacak" ve "Süreyya" plâjlarıydı.

Yukarıdaki mesajını iki kez göndermişsin dostum, haberin olsun :d

Bu arada; plaj mevzusunda seninle tersiz dostum, kırk yılda bir gittiğimiz Küçüksu plajı hariç; karşı yakaya pek geçmezdik, plaj denilince bizim için en önde; Tarabya Plajı gelirdi, ama asıl; biz plaja çok gitmezdik, yanımızda kız olursa plaja giderdik, hatta Yüzme İhtisas’a da, asıl biz direkt Boğaz da her yerde girerdik, akıntı bizim işimizdi, benim ağabeyim Beylerbeyi ne yüzdü yarışmada Boğaz trafiğe kapatıldığında, bense ilkokula başlamadan Şarköy de yüzmeyi öğrendim, seninle tersiz dedim ama çok sağlam bir noktada buluştuk, ama normal; o zamanlar çok modaydı, vapura çaktırmadan binip açıldığında atlamak, inanamayacaksın ama ben o işi en son 25-26 yaşlarında bile yaptım :D hâlâ bazı arkadaşlar Sarıyer yolunda girerler, tam tarih hatırlamıyorum ama 30 dan sonra bıraktım ben İstanbul da, bir ara kıyı balıkçılığına da sarmıştık sonraları falan, gırgır şamataydı işte, dostum toplantılara gel de girelim bu mazilere :)
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,369
141,828
Siz muhabbeti kurmuşsunuz kolay gelsin. Teşekkürler kardeşim harika bir seriye daha imzanızı atmışsınız.
 
Üst