cagan73
Onursal Üye
- 17 Kas 2013
- 352
- 7,860
Son yıllarda Osmanlı’nın son yüzyılı hakkında bir hayli güzellemeler yapılır oldu. Tarihi okumak, araştırmak yerine tv dizilerinden ve adeta hiçbir araştırma yapmadan akademisyen olan kişilerin yarım yamalak yorumlarını izlemek, adına hoca denilen hiç bir yetkinliği olmayan kişilerin tarih yorumlarını okumak/izlemek bizde çok moda olan “ezber tarihçiliğine” yol açmakta maalesef…
Osmanlı’nın son yüzyılı elbette perişanlık içinde geçti. Bunun sebeplerinden biri de Devlet-i Aliyye’nin öteden beri hakimiyeti altına aldığı bölgelerden vergi ve tazminat alarak hakimiyetini sürdürmesini sayabiliriz. Geçim kolay kazanıldığında toplum yenilikleri geliştirmeye ihtiyaç duymaz. Ancak en önemli sebep ise İmparatorluğun nitelikli, seçkin insanlar yetiştirememesi ve bunun sonucunda yönetimin içeriden çürümesidir. Çevrenizdeki ülkeler sizden daha ileriye gitmeye başladığında ise kaçınılmaz son oluşur.
Aynı hastalık Katolik İspanya’ya da bulaşmış idi. Güney Amerika’dan yağmalanan kıymetli madenler 16. yy Avrupa’sının en önemli güçlerinden birini birkaç yy. da çağdışı hale getirmeye yetmişti.
Bir ülkeyi her yönden ileri taşıyacak her açıdan seçkin, güçlü bir insan sınıfı olmadan, gelişme, özgürleşme, üretim ve çağdaşlaşma mümkün değildir. İşte Cumhuriyet kurulduktan sonra tam olarak bunu başarmıştı.
Bu konuda çok uzun, çok detaylı ve doğru araştırmalar yapmak isteyenler bu sayfadan faydalanabilir.
Bugün internette yayımlanmaya başlayan Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın sunduğu “Eğitim reformu?” konulu söyleşide tüm bu olgular çok özet, kolay anlaşılır şekilde kendini izlettiriyor.
Mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum..
Osmanlı’nın son yüzyılı elbette perişanlık içinde geçti. Bunun sebeplerinden biri de Devlet-i Aliyye’nin öteden beri hakimiyeti altına aldığı bölgelerden vergi ve tazminat alarak hakimiyetini sürdürmesini sayabiliriz. Geçim kolay kazanıldığında toplum yenilikleri geliştirmeye ihtiyaç duymaz. Ancak en önemli sebep ise İmparatorluğun nitelikli, seçkin insanlar yetiştirememesi ve bunun sonucunda yönetimin içeriden çürümesidir. Çevrenizdeki ülkeler sizden daha ileriye gitmeye başladığında ise kaçınılmaz son oluşur.
Aynı hastalık Katolik İspanya’ya da bulaşmış idi. Güney Amerika’dan yağmalanan kıymetli madenler 16. yy Avrupa’sının en önemli güçlerinden birini birkaç yy. da çağdışı hale getirmeye yetmişti.
Bir ülkeyi her yönden ileri taşıyacak her açıdan seçkin, güçlü bir insan sınıfı olmadan, gelişme, özgürleşme, üretim ve çağdaşlaşma mümkün değildir. İşte Cumhuriyet kurulduktan sonra tam olarak bunu başarmıştı.
Bu konuda çok uzun, çok detaylı ve doğru araştırmalar yapmak isteyenler bu sayfadan faydalanabilir.
Bugün internette yayımlanmaya başlayan Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın sunduğu “Eğitim reformu?” konulu söyleşide tüm bu olgular çok özet, kolay anlaşılır şekilde kendini izlettiriyor.
Mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum..
Son düzenleme: