Büyük İkramiye - Das große Los - Joris Mertens (Almanca / Fransızca)

MelihAbi

Yeni Üye
9 Nis 2020
41
717
Istanbul
Büyük İkramiye - Das große Los - Joris Mertens (Almanca / Fransızca)

(Senaryo ve çizimler: Joris Mertens)

(Yayınevi: Splitter, 2023 - Rue de Sèvres, “Nettoyage à sec”, 2022)







Belçikalı Flaman sanatçı Joris Mertens’in bu yeni eseri, hafiften “film noir” tadında, ama daha çok trajikomik yönüyle insanın yüreğine dokunan dramatik bir hikâye anlatıyor.

Dramatik, çünkü büyük şehirde zaman zaman hepimizin hissettiği çaresizlik ve yalnızlık duygularına çözüm arayışı, hikâyenin merkezinde yer alıyor.





Kahramanımız François, Brüksel ve Paris’i çağrıştıran belirsiz bir büyük şehirde, 1970’li yılların ortasında, Bianca isimli bir kuru temizleme şirketinde şoför olarak çalışmaktadır.
(Sokaktaki sinema afişlerinde “Taxi Driver” filmine rastlamamıza dayanarak, 1976-77 yıllarını varsayabiliriz.)

François her gün şirketin minibüsüyle şehri dolaşır, temizlenmiş elbiseleri müşterilere teslim eder. Yıllardır hiç zam alamamış olmasından şikâyet etse de, işini kaybetmemek için elinden geldiğince itaatkâr ve disiplinli çalışır.




Ham hayaller ve umut

Orta yaşın epeyce sonlarında, yıllardır yalnız yaşayan dar gelirli bir adam olarak François mutsuzdur gerçi, ama büyük hayalleri vardır.
Büyük şehirdeki bu tekdüze yaşam mücadelesinden kurtulmak için tek bir umuda sarılır: Lotoda büyük ikramiyeyi kazanmak.
17 yıldır her hafta sürekli aynı sayılarla loto oynar. Şanslı numaralarıyla bir gün mutlaka kazanacağına dair inancı tamdır.




Mesafeli tanıdıklar ve yalnızlık

Görüştüğü, haberleştiği bir ailesi olmamasının yanı sıra, gerçek anlamda bir yakın arkadaşı da yoktur François’nın. Tüm sosyal çevresi, bar ve kafe köşelerinde ya da işyerinde ayaküstü sohbet ettiği “mesafeli tanıdıklardan” oluşur.
François her gece şehirde tek başına dolaşarak başkalarının hayatını uzaktan seyreder, kendi başına hayaller kurar.

Hayatındaki “özel ilişki” denilebilecek tek şey, loto bayiini işleten Maryvonne isimli kadına dair kurduğu tek taraflı hayallerdir.
Lotoyu kazanıp zengin olursa, Maryvonne ve onun astım hastası küçük kızı Romy için deniz kıyısında büyük bir ev satın alacaktır.

François bu hayalini her karşılaştıklarında Maryvonne’a anlatır gerçi, ama mesela üçünün bu evde birlikte yaşama olasılığı, hiç telaffuz edilmez bile. Aralarındaki ilişki, “mesafeli tanışıklıktan” ibarettir çünkü.
Maryvonne, François’ya karşı belirli bir sempati ve samimiyet gösterse de, aslında kendine bile faydası olmayan bu aylak ruhlu adamın ham hayallerini pek ciddiye almaz.




İçi para dolu çanta

François bir gün elbise teslimatı yapmak için şehrin epey dışında, orman kenarındaki bir villaya gelir. Kapıyı çalar ama kimse cevap vermez. Kapının açık olduğunu fark edince çekinerek içeri girer ve karşısında dehşet verici bir manzara bulur:
Evin salonunda hepsi kısa süre önce öldürülmüş bir sürü insanın cesedi ve yerde de içi para dolu bir çanta vardır.

Bir süre kararsız kaldıktan sonra, hayatı boyunca beklediği “büyük ikramiye” fırsatının ayağına geldiğini düşünerek, para dolu çantayı alır ve ormanın içine saklar.
Sonra kafası allak bullak halde şehre dönüp sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmeye çalışır. Ta ki o akşam televizyonda villadaki katliam haberini görene kadar.
Polisin “aranan katil zanlısı” olarak yayınladığı robot resim, François’ya son derece benzemektedir.
Paniğe kapılan François hemen parayı sakladığı yerden alıp yurtdışına kaçma planları yapmaya başlar. Ve olaylar gelişir…









Lütfen buradan indiriniz:




Bu çizgi romanın Fransızcasını indirmek isteyenler için .
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,204
7,153
Sürükleyici bir öykü, enfes çizimler ve "fevkaladenin fevkınde" bir @MelihAbi sunumu... Değerli @MelihAbi 'nin tümü çizgi üstü olan paylaşımları kadar, mükemmel bir Türkçe ile kaleme alınmış "dört dörtlük" sunumlarını da büyük bir keyifle okuyorum.
Eseri yazıp resimleyen Joris Mertens sinema kökenli (set tasarımı, sanat yönetmeni, 'storyboard' sanatçısı gibi görevler de üstlenmiş) bir sanatçı olduğu için, çizgi romanda karakterleri ve atmosferi müthiş başarılı yansıtmış. Okurken insan adeta bir sinema filmi izliyormuş izlenimine kapılıyor.
Bu harika paylaşımınız için çok teşekkürler değerli @MelihAbi üstadım, elleriniz dert görmesin...
 

kayıntı

Yeni Üye
19 Haz 2022
81
392
@MelihAbi üstad bu eserin ingilizcesini bulabilir miyiz?

Sayın Pam,
Aşağıdaki bağlantıda bu eser değil ama Joris Martens'in Beatrice adlı 2000 tarihli diğer eseri var. İngilizce ama bunun bir önemi de yok, zira eserde yazı olarak sadece Paris'teki reklam panoları var.
MelihAbi'nin yolladığı kitabı gerçi okuyamadım ama Paris panellerine hayran oldum; her biri bir sanat eseri. Beatrice'de de benzer paneller var ve çok duygu-yoğun bir eser:


Son olarak MelihAbi'ye bulduğu doyumsuz eserler için tekrar teşekkür ederim.
 

MelihAbi

Yeni Üye
9 Nis 2020
41
717
Istanbul
@pam Sizin gördüğünüz “Bleekwater” İngilizce değil maalesef, Felemenkçe. Yukarıda bahsettiğim ilk orijinal baskı bu.

Yayınevinin Felemenkçe sayfası şurada

=










Bu Felemenkçe sayfanın görselini aldığım tanıtım yazısı da şurada:

 
Son düzenleme:

kayıntı

Yeni Üye
19 Haz 2022
81
392
Doğru ben isme bakıp İngilizcesi var sandım.
Artık Almancasını google lens ile olduğu kadar okuyacağız..... teşekkürler. @MelihAbi

İngilizcesini buldum; Dry Cleaning
Sanırım Almanca adı "Büyük İkramiye" olması yanılttı bizi, Fransızcasından yürüseydik çoktan bulurduk.
Libgen Comics'te Dry Cleaning olarak mevcut.

Libgen'de bir sorununuz varsa Şu sitede de (biraz zahmetli ama) mevcut:

Bu vesile ile bizi bu nefis eserle tanıştıran MelihAbi'ye tekrar teşekkürler.
 
Son düzenleme:

pam

Aktif Üye
27 Kas 2009
206
1,298
İngilizcesini buldum; Dry Cleaning
Sanırım Almanca adı "Büyük İkramiye" olması yanılttı bizi, Fransızcasından yürüseydik çoktan bulurduk.
Libgen Comics'te Dry Cleaning olarak mevcut.

Libgen'de bir sorununuz varsa Şu sitede de (biraz zahmetli ama) mevcut:

Bu vesile ile bizi bu nefis eserle tanıştıran MelihAbi'ye tekrar teşekkürler.
@kayıntı hocam ingilizcesini problemsiz indirebildin mi? Eksiksiz hali varsa mediafire a atip link verebilir misin?
Benim indirdiklerim eksik sayfalı çıkıyor.
 

İnanna Salome

Aktif Üye
4 Eki 2023
256
1,646
Sürükleyici bir öykü, enfes çizimler ve "fevkaladenin fevkınde" bir @MelihAbi sunumu... Değerli @MelihAbi 'nin tümü çizgi üstü olan paylaşımları kadar, mükemmel bir Türkçe ile kaleme alınmış "dört dörtlük" sunumlarını da büyük bir keyifle okuyorum.
Eseri yazıp resimleyen Joris Mertens sinema kökenli (set tasarımı, sanat yönetmeni, 'storyboard' sanatçısı gibi görevler de üstlenmiş) bir sanatçı olduğu için, çizgi romanda karakterleri ve atmosferi müthiş başarılı yansıtmış. Okurken insan adeta bir sinema filmi izliyormuş izlenimine kapılıyor.
Bu harika paylaşımınız için çok teşekkürler değerli @MelihAbi üstadım, elleriniz dert görmesin...
Sayın @Calligrapher 'a tamamen katılıyorum; Sayın @MelihAbi 'nin muhteşem sunumunu tek solukta okuyup, sürükleyici harika eseri sinema filmi gibi yaşadım. O tek kare sokak çizimlerindeki ayrıntı nedir, resmen o sokakların içindeymişim gibi hissettim. David Lynch rüya, kabus sokakları gibi kırmızı, hem davetkar hem tehlikeli, muhteşem.
Sayın @MelihAbi'nin anlatımı kadar sunumda seçtiği kareler de enfes. Fortuna sigarası; şans ve kader Tanrıçası Fortuna, harika bir ayrıntı. Böylesi ilham verici bir güzelliği bizlerle paylaştığı için Sayın @MelihAbi'ye ve eserin yaratıcısı Joris Mertens'e Carl Orff'un O Fortuna'sı ile sonsuz teşekkürler.
Sözler kahramanımız François'in hislerine tercüman gibi ...

Carl Orff: Carmina burana / Simon Rattle · Rundfunkchor Berlin · Berliner Philharmoniker​


Ey Kader,
ay gibi
döneksin,
hep büyüyen
veya küçülen;
menfur hayat
önce zulmeder
ve sonra teselli eder
canının istediği gibi;
sefalet
ve kudreti
buz gibi eritir.

Kader — korkunç
ve boş,
sen çark-ı felek,
art niyetlisin,
refah boşunadır
ve daima hiçliğe dönüşür,
gölgeli
ve örtülü
bana da bulaştın;
şimdi hilekarlık ile,
çıplak sırtımı
kötülüğüne teslim ediyorum.

Kader, sağlıkta,
ve erdemde,
bana karşıdır,
sürülen
ve ezilen,
daima esarette.
Öyleyse şu saatte
gecikmeden
kopar titreyen telleri;
mademki Kader
güçlü adamı yere serer,
herkes ağlasın benimle!
 

pam

Aktif Üye
27 Kas 2009
206
1,298
@MelihAbi nin paylaştığı bu enfes kitap Büyük İkramiye - Das große Los'in (çevirip paylaşmaya niyetim var bakalım...) İngilizcesini ararken aynı sanatçı Joris Mertens'in başka bir kitabına rastladım.
BEATRICE !
Diyalogsuz.

Çizimler, atmosfer ve renk paleti yine harika.
@Calligrapher @İnanna Salome @kayıntı ve tüm arkadaşlara tavsiye ederim, Bir göz atın....
15ic4vi.jpg


 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,078
6,348
Önce , sanatçının kapak resmi çekti beni. Gerçekten de , sayfalar boyu diyalogsuz anlatımın altından başarıyla kalkılan usta işi bir çalışma.
İlginçtır, bu sanatçının çizim ve renklendirme tarzı bana , ünlü sanatçı François Boucq'u hatırlattı.
Zaten , 2022 yılında Fransa'da Gazeteciler Derneği, yayınlanan yeni çizgi romanlar arasından 10 çizgi romanı seçtiklerinde, her iki sanatçıyı listeye dahil etmişlerdi. Sanırım, adlarını saydığınız dostlar da bu çalışmayı beğeneceklerdir Sn. @pam.
Teşekkürler.
 

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
2,994
29,225
Üstat @MelihAbi ve Üstat @pam 'in tanıttığı Joris Mertens, 1968'de Belçika'da doğmuş olup, film ve televizyonda serbest sanat yönetmeni, sahne donanımı tasarımcısı, fotoğrafçı ve storyboard sanatçısı olarak çalışmaya başladı.

Görsel hikaye anlatımı dünyasına alışkın olan onun için asıl önemli olan, bir şeyleri söylemekten daha fazlasını göstermektir. Bu nedenle faaliyetinin yanı sıra resim ve çizime de başlaması oldukça doğaldır. Kentsel ortamlar ve sinema harika bir ilham kaynağıdır.

Çorak bir arazide bulunan eski bir fotoğraf albümünden hayal edilen Béatrice, başlatmaya cesaret etmeden önce yıllar boyunca üzerinde düşündüğü bir projedir. Bu Joris Mertens'in ilk albümüdür.

Ve benimde en beğendiğim eseridir.

Yazısız çizgi romanları, her bir okuyucunun kendi düşüncesine, inanacına, algısına göre anlam yüklemesine izin vermesi nedeniyle bende farklı bir yere sahiptir.

Beatrice, her okuyucunun kendince anlamlandıracağı bir öyküyü içermektedir.

Beatrice, terkedilmiş kırmızı renkli çantayı aldı diyebileceğiniz gibi, çaldı da diyebilirsiniz, yahut unutulmuş çantayı sahibine vermek için aldı da diyebilirsiniz.

Buna karar verecek olan Sizsiniz.

Béatrice, bir mağazanın eldiven bölümünde satış elemanıdır. Her gün işe gitmek için trene biniyor.

İstasyonun keşmekeşinde kırmızı bir çanta dikkatini çeker. Her gün istasyondan geçtiğinde onu bekliyormuş gibi görünüyor. Bitmek bilmeyen merakına yenik düşen Béatrice, nesneyi evine götürerek günlük rutininden uzak, onu başka bir çağa taşıyan yeni bir dünyanın kapılarını açar.

Veya;

Béatrice, bir gün pek çokları gibi işe giderken, yağmurluğu kadar kırmızı, terk edilmiş gibi görünen bir çanta görür. Akşam hâlâ orada olduğundan onu evine götürüyor.

Hem ihtiyatlı hem de çaresiz olan bu arayış, onu, gizemli bir şekilde yalnızca kendisinin görebildiği ve içinde fotoğraf albümü bulunduğu bu terk edilmiş kırmızı çantaya götürecektir.

Çantanın içinde bir fotoğraf albümü bulduğunda, yirmili yaşlarındaki genç bir çiftin fotoğrafları karşısında bayılır. Fotoğrafların çekildiği yerleri araştırmaya gider ancak binaların çoğunun yıkılmış olduğunu keşfeder. Ta ki fotoğraflardaki kafelerden birine rastlayana kadar. Burada zaman durmuş gibi görünür ve kendini bir anda 1920'lerde bulur. Albümdeki adamla tanışır ve genç kadının hayatını yaşar.

Ancak tüm sihir sona erer.

“Béatrice” görsel açıdan tamamen sürükleyici, çok benzersiz bir okuma deneyimi, özellikle de bu hikaye tamamen sessiz olduğu için hiçbir diyalog, yorum veya yansıma, muhteşem tam sayfalarda ortaya çıkan pek çok son derece canlı tabloya benzeyen inanılmaz derecede duyusal görüntülerin bu akışına müdahale etmez.

Kırmızının hakim olduğu bu sıcak renkler, Béatrice'in ceketi gibi canlı, La Brouette galerilerinin halıları, hatta giderken genç kadının, daha doğrusu bir sevgilinin gözünü mıknatıs gibi çeken kayıp çantanın etkisi altında kalıyor.

Ve herkesin bildiği gibi kırmızı tutkunun rengidir...

Bu nedenle, yetmişli yılların bu fantastik Paris'inde harika bir şekilde yeniden oluşturulmuş olan Béatrice'i takip etmemiz son derece büyüleyici.

Sıradan bir görünüme sahip, ancak etkileyici bir yüze ve tatlı bir gülümsemeye sahip, alışveriş caddelerinin ve tren istasyonlarının gri ve anonim kalabalığının kötü muamelesine maruz kalan samimi, küçük bir kadın olan Béatrice, etrafındaki dünyayı sürekli olarak dönüşümlü bir şaşkınlıkla, eğlenerek izliyor.

Bazen biraz yorgun, belki de ruh eşini ararken, günlük rutinine oturduğunda romanına geri dönüyor.

Gerek Üstat @MelihAbi 'nin tanıttığı Kuru Temizleme, gerekse Üstat @pam 'in tanıttığı Beatrice'te Joris Mertens'in iç ve dış mekan görüntüleri muhteşem ve bu kitapların cazibesine büyük katkı sağlıyor. Şehir manzaraları ayrıntılarla dolu ve yazar, gerçekten muhteşem bir görüntü oluşturmak için ışık ve gölge efektleriyle ve parlak kırmızımsı renklerle oynuyor.

Okunması kolay ve üzerinde düşünülecek bir eserdir.

Şayet sen ne anladın derseniz, 1970'lerin Paris'inde, 24 saat yaşayan, hareketli, canlı ve kalabalık bir şehirde, yalnız bir kadının öyküsü derim.

Gerek Üstat @MelihAbi 'ye gerekse Üstat @pam 'e ayrı ayrı çok teşekkürler.
 
Üst