Zenit Fotoğraf Makinesi (SSCB)

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,210
75,903

Bu Makineyi Hatırladınız mı?
Zenit Fotoğraf Makinesi
Bir Fotoğraf Makinesi Nostaljisi

Bu kez de "bir fotoğraf makinesi nostaljisi" yapayım dedim. 1970 ve 1980'lerde hobi olarak fotoğrafçılıkla uğraşmış olanlar bu fotoğraf makinesini, yani "Zenit"i hemen hatırlayacaklardır. Sovyetler Birliği'nde, Moskova yakınlarında üretilen bu makine o yıllarda sadece Türkiye'de değil dünyanın birçok ülkesinde de çok satılıyordu. En çok satıldığı Avrupa ülkesi de İngiltere'ymiş. Bunun nedeni çok basitti: Zenit hem ucuz, hem sağlam hem de kendi kategorisinde çok kaliteli bir fotoğraf makinesiydi. İlk makinem olmasa da, bende de bunlardan bir iki tane vardı ve uzun yıllar kullandım. Sağlamlığı su götürmezdi. Canon, Nikon vs gibi profesyonel makineleri kullanan gazete muhabirleri bile ek olarak bu ucuz makinelerden bir tane edinirlerdi, zira toplumsal olaylara gönderildikleri zaman makinenin başına birşeyler geldiğinde üzülmezlerdi, zira bir Japon kamerasından kat be kat daha ucuzdular. Zaten onlardan bazılarının anlattığına göre metal gövdeli bu makine defalarca yere düşmesine, darbe almasına rağmen tank gibi olduğundan çalışmaya devam edermiş, yani muhabirlerin görevleri aksamazmış. Biraz ağırdı mamafih. Bu makineler 1952'den beri üretiliyordu, 2005'te üretimine son verilmiş. Zenit dünyanın en çok sayıda üretimi yapılmış kamerasıydı, denildiğine göre sadece bir modeli (Zenit-E) 8 milyondan fazla satılmış. Dünyada büyük talep olunca Belarus'ta da bir fabrika açılmıştı, ama burada üretilenlerin kalitesi Moskova'da üretilenlere kıyasla biraz daha düşükmüş. Başka Sovyet makinelerim de oldu (Hasselblad taklidi olan "Kiev88" dahil) ama Zenit, Rus makinelerim arasındaki ilk göz ağrımdı.



Zenit, "analog" bir makineydi (35mm film kullanıyordu). "Tek mercekli Reflex" (SLR, yani aynalı ve objektiften gelen görüntünün vizöre yansıdığı) tipte olan bu mekanik makinenin bir başka avantajı da ışıkölçerinin (pozometresinin) pil kullanmıyor oluşuydu. Tıpkı bir güneş enerji paneli gibi kendi enerjisini üreten "selenyum hücreli" pozometresi makinenin dışındaydı ve otomatik değil elle ayarlanıyordu, ama pilli olmayışı gerçekten büyük avantajdı (özellikle benim için. Zira o tarihlerde genelde standart dışı olan fotoğraf makinesi pilleri çok pahalıydı ve zor bulunuyorlardı). Güneş enerji paneline benzeyen selenyum paneli gövdenin ön kısmında göze çarpıyor zaten. Bir zamanlar Rusların ürettiği çocuk oyuncaklarında bile pek pil kullanılmazdı, onların da çoğu mekanikti (kurmalı vb) ve masrafsızdılar, Batı oyuncakları gibi pil canavarı değildiler, dolayısıyla bu açıdan çevre dostu sayılabilirlerdi.

Makinenin bir diğer iyi tarafı da değişebilen objektifleri vidalıydı (tırnaklı yani bayonet mount değildi) ve vida çapı da popüler Japon fotoğraf makinesi "Pentax Spotmatic"in standardında olduğu için Pentax'ın o modeli için üretilmiş tüm objektifleri ve aksesurları (makro körükleri, tele converterleri vs vs) kullanabiliyordu. Kendi üzerinde de çok çok güzel bir objektifle satılırdı. Bu da genellikle 58mm f:2 "Helios-44" objektifti. Objektifi de SSCB'de üretilmişti. Alman Carl Zeiss'ın 1939 tarihli Biotar modeli temel alınarak Moskova'da imal ediliyordu. Hafif telefotoya kaçan odak uzaklığı ile harika portre fotoğrafları çekilebilirdi. İlk Rus makinem buydu: 1971 model "Zenit-E".



Ufak tefek değişikliklerle bir sürü modeli çıktı bunların, ama temelde çok dramatik bir değişiklik yapılmıyordu (Her zamanki Sovyet hantallığı). Mesela bu güne kadar hâlâ dijitale geçmediler. En önemli değişiklik pozometreyi içeriye aldıkları "Zenit-TTL" modeliydi (1977), bir diğeri de Pentax'ın tırnaklı objektif standardına (Pentax K-mount, bayonet mount) geçtikleri "Zenit-122K" (1994) modelleriydi ki bir hevesle bu ikincisinden de almıştım. O yıllarda zorlasam Japon makinelerini de alabilirdim, ama 1990'lara kadar almadım. Bunun nedenini bilemiyorum, size saçma gelecek biliyorum ama, bunu hakiki deriden yapılmış çantasının kendine has kokusuna bağlıyorum ben! Bu koku bende fotoğraf sanatıyla özdeşleşmiş gibi bir şey, o kokuyu ne zaman duysam fotoğrafa ilişkin konulara ilgim depreşir, fotoğraf kitaplarını, portfolyo albümlerini filan karıştırma, fotoğraf çekme arzusu uyanır (Şartlı refleks?). İzmir Fuarı'ndaki SSCB pavyonunun fotoğraf ekipmanlarına ayrılmış geniş bölümü de tıpkı böyle kokardı. 1970'lerde ve 80'lerde her yıl fuarın açılmasını iple çekerdim ve ilk adım attığım pavyon Sovyetler Birliği pavyonu olurdu, orada da ilk önce makinelerin olduğu bölüme gidip adeta camekanlara yapışırdım, güzel Türkçe konuşan hosteslere makineler hakkında sorular sorup kucak dolusu teknik broşürle eve dönerdim. Sadece Zenit değil, abartısız yüzlerce model fotoğraf makinesi, bunların lensleri, agrandizörler, slayt projektörleri, sinema filmi kamera ve projektörleri, teleskoplar vs vardı. O ülkede büyük bir endüstri koluydu. Çok sofistike olmamalarına rağmen Sovyet makinelerine olan ilgimin nedeni belki de bu insanların iğneden ipliğe her şeyi kendi topraklarında yapmaya çalışmış olmalarıdır, yani onlara bir tür saygı duyuyordum.



Onca dijital gelişmeden sonra şimdilerde hâlâ analog fotoğraf çekmeye çalışan sanatçılar ve meraklılar varmış. Youtube'da uzun uzun analog fotoğrafçılığın avantajlarını sayıp döktükleri sayısız video var. Benim içinse analog fotoğrafçılığın sadece anı değeri var. Her biri birer hassas saat gibi olan bu eski makineleri sever, kurcalar ve koklarım(!) ama artık analog fotoğraf çekeceğimi hiç sanmıyorum, tuvaletten bozma daracık karanlık odamda kimyasalları koklayarak kan ter içerisinde geçirdiğim uzun saatleri tekrar yaşamak istemem. Zaten analog film ve banyo malzemesi bulmak da çok zor ve pahalı artık. Dijital fotoğrafçılık da artık ilkel dönemlerini çoktan geride bıraktı, çok ama çok gelişti. Artık karanlık odanın yerini "aydınlık oda" (Photoshop) aldı. Başlarda dijital fotoğrafa şiddetle karşı olan Ara Güler bile artık dijitali kabullenmiş durumda.

Ama Ruslar (Artık SSCB yok) neden bir türlü dijital makine üretimine geçmiyorlar, anlamıyorum (2018'de bir tane üretmeyi planlıyorlarmış). Hiç olmazsa Kiev88 için bir digital arkalık (digital back) yapacakları günleri yıllarca boşu boşuna bekledim durdum (Hasselblad'ınki Kiev88'le uyumsuz).

 
Son düzenleme:

özgür yürek

Kıdemli Üye
15 Eyl 2009
131
259
Zenıth orıjınal rus tasarımı degıldır. Dogu Alman PRACTIKA nın kopyasıdır. Bende hem zenıt hemde practika kullandım zenıt birebir practikanın kopyası. Hemde kötü bir kopyasıdır.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,210
75,903
Zenıth orıjınal rus tasarımı degıldır. Dogu Alman PRACTIKA nın kopyasıdır. Bende hem zenıt hemde practika kullandım zenıt birebir practikanın kopyası. Hemde kötü bir kopyasıdır.


Zenit'in orijinal Rus tasarımı olmadığı doğrudur, ama Doğu Alman Praktica'nın kopyası olduğu doğru değildir. Rus Zenit makinelerinin Doğu Alman Praktica ile ilgisi yoktur (sadece bazı modellerinde ikisi de "Pentax"n da kullandığı M42 vidalı lens sistemini (screw mount) adapte etmişlerdir, tek benzerliği budur. Yani bazı modelleri aynı lensleri kullanabilir). Doğu Alman Praktika'larından benim de vardı, çok kaliteli fotoğraf makineleridir.

İlk kez 1952'de üretildiğinde Zenit, Moskova'daki aynı fabrikanın (Sovyet KMZ fabrikası) ürünü olan ve 1948'den itibaren üretilmeye başlayan rangefinder (pencere vizör) tipi "Zorki" marka fotoğraf makinesinin modifiye edilerek SLR tipine dönüştürülmesiyle meydana gelmişti. O zaman Zenit'e "SLR Zorki" de deniyormuş.

Ama Zorki de aslında bir Batı Alman fotoğraf makinesi olan ünlü Leica II'nin (1932 modeli) kopyasıydı. Bu ikisini ayırd etmek çok zormuş, bir aralar sahtekarlar Zorki'lere Leica markası ve seri numaraları kazıyıp Leica diye satıyorlarmış, eksperleri bile zor ayırıyormuş onları.



 
Son düzenleme:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,129
Kastamonu
Arkadaşımda Zenit vardı ve çok severdi. Onu peşinat olarak verip aldığı Nikon'u onun kadar sevemedi.

Büro şefimizin kocaman ve kütük gibi ağır; Nuh Nebi'den kalma Nikon F1'i ile "seninki sağlam, benimki sağlam" tartışması yaparlardı. Biri, makineyi dördüncü kattan düşürdüğü halde bozulmadığını söylerken, diğeri, savaşta üzerinden tank geçtikten sonra hâlâ kullanılabilen bir makinenin hikayesini anlatırdı.

Ben o günlerde Olympus OM-10 kullanıyordum ve ışık geçirgenliği çok yüksek (1:1) 50 mm. objektifimin fotoğrafları ikisininkinden de çok daha iyiydi.
 

sinan.dinler

Aktif Üye
21 Şub 2016
368
1,055
Hala 122K modelini set olarak saklarım. 2 adet geniş açık objektif ve 500m lik telemetresiyle. Benim de ilk makinem Zenit E idi. Çok sağlam ve kaliteli bir makineydi.
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,538
Mikro tarihe ilişkin çok güzel ve değerli bir paylaşım sevgili Üstadımız Scanfan'a bu değerli katkıları için çok teşekkür ederim.
Eskiye dair her şey bana çok sıcak gelir.Belki çizgi roman tutkusunun da temelinde bu vardır bilemiyorum.
Sımsıcak bir öykü tadında, Zenith'e ve fotoğraf makinelerine dair güzel bir yazı....
Saygılarımla.
 
Son düzenleme:

özgür yürek

Kıdemli Üye
15 Eyl 2009
131
259
zenitin practikanın 1950 li yıllardaki modelinin kopyası olduguna adım gibi eminim. uzun yıllar fotografla ugraştım. hala makinalar elimde mevcut bütün aksesuarlarıyla birlikte. kiev lubitel zenit lomo gibi makinaları hala saklıyorum. dört tanede nikon bir tanede mamiya şimdi telefonumun kamerası bile o makinalardan çok daha iyi görüntü alıyor.
 

epson

Yeni Üye
6 Kas 2014
6
6
Selam ben bu makinaların tamirini yapardım ozamanlar. Meslek olarak profösyonel fotoğrafçıyım hala devam ediyorum. Bu makinaların sağlam olduğu görüşüne katılmıyorum. Çünkü ençok arza yapan bir mekanizmaya sahiptiler. Nezaman arza yapacağını bilemezsiniz. Bunlar genelde perde arzası olurdu. Kalite sıfır. Sadece gövde agır metalden yapıldığı için ona sağlam diyemeyiz. Farkındaysanız son çıkardıkları 312 modeli dış yüzey plastik, ama iç mekanizma aynı. Daha 500 estantaneyi geçemediler. Sonuç olarak gerçeği yazalım. Saygılar...
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,487
4,904
Osmaniye
Babam rahmetli 70'li yıllarda fotoğrafçılık yapıyordu. Seksenlerin başında iflas ettik ve haciz geldi. Ben küçüktüm tam hatırlamamaklı birlikte eve hacizden kaçırdığı fotoğraf makinelerini getirdiğini hayal mayal hatırlıyorum. Birgün eve harika bir fotoğraf makinası getirmiş ve her tarafını iyice silmişti. Akabinde duvara asmıştı. Birgün yaklaşıp bakmıştım. Markası Zenith idi. Peder daha sonra satmak zorunda kalmıştı. Hey gidi günler hey. Şimdi elimizde olsa milyarlık makina olurdu herhalde.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
775
5,745
Kdz. Ereğli
Bende bir Zenit 122 var, 80'li yılların sonlarında çıkmıştı bu model. Ayrıca bir tane Alman yapımı Kodak var. 1960 yılında imal edilmiş. İkisi de tıkır tıkır çalışıyor ama film, pil falan zor iş. Canon 400 makinem var, nedense dijital makinelerin standart objektifleri garanti süresi biter bitmez bozuluyor. Bu yüzden 18-55 standart objektif yerine 18-200 objektif aldım. Ama Zenit'in sabit odaklı objektifleriyle yaptıklarımı onunla yapamıyorum. Otomatik dediğin zaman bir sürü olanağı kaybediyorsun. Görüntü falan da bozuluyor. Bu üç makine yanında bir tane de oğluma kompakt tipte bir Canon makine aldım. HD görüntü de çekiyor. Emekli olunca, sabit odaklı birkaç objektifle --ve filtreler gibi yan ekipmanlarla--çalışmak istiyorum. Şu an için bu mümkün görünmüyor.
 

epson

Yeni Üye
6 Kas 2014
6
6
melih_ kardeşim zenit makinalar o yıllarda işporta tezgahlarında satılıyordu. o tarihte cep harçlıklarımızla bile bir zenit alabiliyorduk. Çünkü çok ama çok ucuzdu. Yani hacizden kaçırılacak bir makina değil. Çöpe ençok atılan makinalardır ve rus makinaları. geçen gün hurdacıda gözüme çarptı. Tabi rusların kötünün iyisi makinalarda var. mesela kiev 19 nikon kopyasıdır. Ama zenitein yanında harika sayılır.. Şöylebir gerçekte var tabi. Ruslar taklit maklit fotoğraf makinası üretmişler ama biz o konuda sınıfta kaldık taklidini bile yapamadık. Saygılar...
 

Dedecan 61

Süper Üye
25 Şub 2019
1,779
4,513
HATIRLAMAZMIYIZ.. Almanyadaki ablamda aynısından vardı fakat şimdilerde tarihi eser oldu, antikaya yakın nerdeyse.. :)
 
Üst