scanfan
Yönetici
- 25 Eyl 2013
- 7,210
- 75,901
"Veresiye Satan / Peşin Satan" Tablosu
Küçük Esnaf Eskiden Bunları Dükkânlarına Asardı
Eski yıllarda lokantalar, bakkal kasap dükkânları ve benzeri küçük esnaf dükkânlarının duvarlarında rastlardık bu tabloya. Bazen bir "hilye"yle, bir "devlet büyüğü fotoğrafı"nın arasında kasanın/tezgahın arkasındaki duvarda asılı dururdu. Tablonun orta yerinde güçlükle okunan minik puntolarla yazılmış bir ibare de olurdu: "Veresiye veremem, arkan sıra gelemem, gelirsem de bulamam, bulursam da alamam". Ödemenin yapılacağı noktanın, yani kasanın arkasına asılması, müşteriye mesajın en net ve etkili verileceği yer olmasındandı. Küçük yazı okunmuyor olsa bile mesaj çok açıktı: "veresiye isteme!".
Genelde yatay bir A4 büyüklüğünde olan renkli tablo iki bölüme ayrılmıştır. Sol tarafta boşalmış bir para kasasının yanında duran hasır sandalyede üstü başı eprimiş, patolonu yamalı çelimsiz ve yıkılmış bir adam oturmaktadır. Adamın yüzünde mutsuz ve endişeli bir ifade vardır. Duvarlardaki sıvalar dökülmüş, halısız zeminde ve kasanın boş raflarında fareler cirit atmaktadır. İyice zayıf düşmüş adamın fareleri korkutacak mecali bile kalmamış gözükmektedir, fareler ondan kaçmak şöyle dursun, ayaklarının dibinde koşuşturmaktadırlar. Yerdeki sepette ve kısmen kasanın alt gözünde ödenmemiş senetler göze çarpar. Üstteki büyük puntolu yazı bu iflas halinin nedenini açıklıyordu: "Veresiye sattığı için!".
Buna karşılık sağdaki resimde daha gösterişli bir koltukta oturan adamın giyim kuşamından, köstekli saatinden, elindeki purodan ve kendine güvenli oturuş şeklinden varlıklı olduğu hemen belli olmaktadır. İyi beslendiği için semirmiş, yüzünden bir mutluluk ifadesi okunmaktadır. İçinde bulunduğu odanın zeminine halı döşelidir ve masanın üzerine ağır kadife bir örtü serilidir. Bunlar onun zenginliğinin göstergeleridir. Kapağı açık kasanın içi tıka basa parayla doludur. Yukarıdaki yazı onun zenginliğinin nedenini açıklar: "Peşin Sattığı için!". Soldaki veresiye verdiği için fakirleşirken, sağdaki peşin satıp kazanmıştır. Bu tablodaki dekorlar ve şahısların kılık kıyafetleri tablonun orijinalinin ülkemizde üretilmemiş olduğu ihtimalini akla getirmektedir. Belki de geçen yüzyıllarda üretilmiş bir yabancı illüstrasyonun bize uyarlanmış versiyonudur.
Bu ikonik tablolara artık pek rastlanmıyor. Ben 15 yıl önce espiri maksatlı olarak bir esnaf arkadaşım için renkli bir çıktı almıştım. O da çerçeveletip dükkânına asmıştı. Oldukça ilgi çekmişti o zaman, hattâ işe bile yaradığını söylemişti! O tarihte bile böyle bir tablonun bir zamanlar kullanılmış olduğunu dükkâna gelenler arasında çok az kişi hatırlayabilmişti. Müşteriye bir iğneleme, gözdağı verme amacını taşımayan bu tablo aslında bir samimiyetin, hattâ bir nezaketin ifadesiydi bence. Esnaf açıkça kelimelere dökemediği meramını dolaylı yoldan bu espirili tabloyla dillendiriyordu (tablodaki yazı belki de onun için çok küçük puntoluydu). "Yüzüne karşı açıkça söylemeye utanıyorum, ama anla beni ve n'olur sakın veresiye teklif etme" demek istiyordu. Ama bu tabloları asanlar yine de veresiye satış yapar dururlardı.
Yazar kasaların, z-raporlarının, kredi kartlarının, pos makinelerinin ortaya çıkmasından çok çok önce bu tablolar zaten ortadan kaybolup gitmişlerdi. Belki de samimiyet ve esnaf nezaketi ortadan kalkınca onlara da gerek kalmadı. Sonra onların yerini nezaketsiz ve soğuk "veresiye satışımız yoktur" yazısı ya da arsız ve cıvık "teklif etme veresiye dost kalalım ölesiye" gibi yazılar aldı. Giderek de duvarlarda bolca "ağlayan çocuk" tabloları, sonra da bütün bir duvarı kaplayan büyük manzara resimleri görülmeye başladı. Şimdilerde espiri amaçlı dekoratif poster üreten matbaalar istenirse bu "veresiye satan/peşin satan" temalı tablolardan basıyorlarmış.
Son düzenleme: