Tommiks Artık Serbestçe Yayınlanabilir mi?

[Lami Tiryaki]

Geçtiğimiz ay alkollü içkilerin iç ticareti ve üzerine konacak ibarelerle ilgili bir yönetmelik ve bir de tebliğ çıktı. Resmi gazetede detaylarını okuyabilirsiniz. Zaten icraatlarda sağda solda alkol üzerine ciddi bir cihat açılmış durumda. Alkolik bir arkadaşla canımdan bezene ve arkadaşlığımı bitirme kararı alana kadar uğraşmış biri olarak konuya her açıdan hoş görüyle bakabilirim. Sadece dincilik açısından bakmam. Neyse meramım başka;

Geçen ay, Tommiks'in tüm yayınevlerince yayınlanan maceralarının karşılaştırmalı kronolojisini çıkarttığımda(genel liste eni bir metrelik bir çıktı oldu ) aklıma geldi. Malumunuz Tommiks'imiz "iki eski sünger karakteri" dolayısıyla içinde bol miktarda alkol esprisi yapılan, bir şekilde alkolü sevimlileştiren, sarhoşluğu eğlenceli bir şekilde anlatan detaylarla dolu. Bence Tommiks'i okunabilir hale getirenlerde onlar. Salasso ve Konyakçı'nın olmadığı bir Tommiks felaket bir şey olurdu hakikaten. Yeni tebliğe göre birileri "duruma uyandığı takdirde" Tommiks'in üzerine "dost değildir" "zararlıdır" vb ibarelerinin konulması veya satışının kısıtlanması filan gündeme gelebilir(Tommiks hala ülkemizde satışları çok güzel giden bir kaç çizgi romandan biridir). Son derece saçma gibi görünen bu düşüncemin, her şeyin dincilik odaklı bir hale geldiği günümüz ortamında hayat bulacağından endişe etmekteyim. Tommiks'i sevenlere ve bundan sonra okuma potansiyeli olan çizgi roman okurlarına tavsiyem koleksiyonlarını bir an önce tamamlamaları yönündedir. Zamanın ne getireceği belli olmuyor.

Selamlar
Lami Tiryaki

 

[kral911]

saçma sapan şeyler...tıpkı eski zamanlara döndük..millet uzaya yolculuk yapıyor biz hala alkolle, camiye ayakkabıyla vs. ile uğraşıyoruz...bu ilerleme değil gerileme dönemidir...kendini geliştirmeyen ülkeler başkalarının maşası olmaya mahkumdur..

 

[İskenderunlu]

En fazla vergi alkolden alınıyor, dolayısıyla en fazla vergiyi alkolikler veriyor ve onlar sayesinde ülke ayakta duruyor ki bence bu yüzden alkolikler mübarek zatlardır..

 

[Cobra Captain]

hocam sizin dediklerinizi gerçekten anlıyorum o aşırı dincilik dalgaları falan ben normalde kimseye karışamam ne olursam olayım.

Ama şuda varki araba kazalarının çoğu alkolden dolayı geceleri oluyor. Ramazan Bayramı'nın 2. günü bir akrabamı trafik kazasından dolayı kaybettim. Şoförde alkol yoktu ancak olay çok acı.Diğer 4 kişinin yaşadığına şükrediyorum. Ve bu alkollü araç kullanmanın kazaları arttıracağını düşünüyorum.

Hocam bir bakımdan size katılıyorum siyasi veya dini veya artık ne derseniz ama bir bakımdan malesef fikrinizi reddetmek zorundayım olay can olduğu için.

 

[denizkara]

hocam sizin dediklerinizi gerçekten anlıyorum o aşırı dincilik dalgaları falan ben normalde kimseye karışamam ne olursam olayım.

Ama şuda varki araba kazalarının çoğu alkolden dolayı geceleri oluyor. Ramazan Bayramı'nın 2. günü bir akrabamı trafik kazasından dolayı kaybettim. Şoförde alkol yoktu ancak olay çok acı.Diğer 4 kişinin yaşadığına şükrediyorum. Ve bu alkollü araç kullanmanın kazaları arttıracağını düşünüyorum.

Hocam bir bakımdan size katılıyorum siyasi veya dini veya artık ne derseniz ama bir bakımdan malesef fikrinizi reddetmek zorundayım olay can olduğu için.

Çok doğru, alkollü araç kullanmanın cezası aşırı ağır olmalı, yıllarca Avusturya’da çalıştım ve neredeyse tüm Avrupa’da otomobil kullandım, oralarda alkollü araç kullanmanın cezası felaket ağır ki bu çok doğru, bizde de çok çok ağır olmalı alkollü araç kullanmanın cezası, ancak alkollü araç kullanmayanın alkolüyle uğraşılması gericiliktir diyor sanırım Lami üstadım.
Alkollü araç kullananlar oluyor diye; hiç araç kullanmayan, hatta ehliyeti bile olmayan veya benim gibi alkollü araç asla kullanmayanların alkolüyle uğraşmak, yani alkollü araç kullanılıyor bahanesiyle alkolü yasaklamak; bana göre de abesle iştigaldir, baskıdır, daha da ötesi Veba’dır, ancak alkollü araç kullanımı çok ayrı bir mevzu ve cezası çok çok ağır olmalı Cobra Captain dostum.

 

[Lami Tiryaki]

hocam sizin dediklerinizi gerçekten anlıyorum o aşırı dincilik dalgaları falan ben normalde kimseye karışamam ne olursam olayım.

Ama şuda varki araba kazalarının çoğu alkolden dolayı geceleri oluyor. Ramazan Bayramı'nın 2. günü bir akrabamı trafik kazasından dolayı kaybettim. Şoförde alkol yoktu ancak olay çok acı.Diğer 4 kişinin yaşadığına şükrediyorum. Ve bu alkollü araç kullanmanın kazaları arttıracağını düşünüyorum.

Hocam bir bakımdan size katılıyorum siyasi veya dini veya artık ne derseniz ama bir bakımdan malesef fikrinizi reddetmek zorundayım olay can olduğu için.

Yazımın girişinde belirttiğim üzere sizin ve fındıkfındık üstadımın yorumlarına sonuna kadar katılıyorum. Ben alkolik bir insanla uğraşmanın ne demek olduğunu da iyi bilirim. Alkol nedeniyle insanların uğrayacağı her türlü zararın (ölüm yaralanma, ailelerin yıkılması vb) cezasının insana cehennem azabı çektirecek kadar yüksek olmasına da taraftarım, hemfikiriz. Ancak bu konu dini bir cihat haline getirilmişse, alkollü araç kullanılmasına hassas davranılıp diğer durumlar gözardı ediliyorsa (bayram boyunca arkamdan 160-180'le gelip selektör çakanlar trafik denetimlerinden de vızır vızır geçip gittiler ceza almadan mesela) ben burada keyfi yaklaşım ararım. Mesele alkollü araç kullanımıyla sınırlı değildir. Mesele alkolden dolayı toplum huzurunun tehdidiyle de sınırlı değildir. Mesele "biz dincilik adına alkol üzerinden prim arıyoruz ve aynen de buluyoruz" ortamıdır. "Ben alkol almıyorsam siz hiç alamazsınız, içinde alkol geçen Tommiks, Mister No gibi ürünleri satamazsınız" zihniyetidir(bir zamanlar sigara yasağının Lalkitap tarafından nasıl absürd bir şekilde uygulandığını hatırlayınız!) İşin içine siyaset girdiği zaman, bilimsellik ortadan kalktığı zaman ben ürkerim. Hem de hemen hemen hiç alkol kullanmayan biri olarak ürkerim. Birileri Teks'in içtiği sigara yüzünden sigaraya kimsenin başlamadığını yayıncılarımıza ve siyasetçilerimize belletmeli. Birileri Konyakçı içkiyi seviyor diye çocukların alkolik olmayacağını birilerine belletmeli. Alkolün toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini de bir zahmet siyasetçiler değil akademik ve hukuk camiası tartışmalı. Ve nihayet benim Tommiks'im, Mister No'm böyle absürd yaklaşımlardan nasibini almamalı. Mesele budur...

Selamlar
Lami Tiryaki

 

[gurcansarı]

bu arada bu konuda otosansür uygulayıp red kit in ağzına ot tıkanmış olması da ayrı bir irdeleme konusudur sanırım..
tenten de de kaptan hadok a içkiyi bıraktıran bir kimyasal uygulanmıştı yanlış hatırlamıyorsam.

 

[gruznan]

geçenlerde ben de bu konu üzerinde düşündüm...televizyon yüzünden...

"sigaralar mozaikleniyor biliyorsunuz ama adamlar içki masasında çatır çatır içiyorlar...hem de dini öne planda tutan bir kanalda, bir türk filminde...şimdi sigara mı daha zararlı yoksa alkol mü? neden daha zararlı olan alkolü mozaiklemiyorsunuz da sigarayı mozaikliyorsunuz? çünkü ondan ceza yiyecekler, belli bir şey..."

ama böyle düşünürsek ondan daha beterleri alenen gösteriliyor; soygun, adam öldürme, tecavüz, kumar, kumpas ve daha pek çok şey; onları nasıl mozaikleyeceksiniz? eğer bunlar da engellenecek olsa türk televizyonlarında başta haberler olmak üzere hiç bir şeyi gösteremezsiniz...

ama işin aslı bu değil...bunu yapan bir televizyon var benim bildiğim kadarıyla, bbc. belki diziler ve filmleri yine bu tip şeyleri gösteriyordur ama o da belirli bir saatten sonra...ha, millet bizim seyrettiğimiz filmleri, dizileri nerede seyrediyor derseniz, onları paralı kanallarda kendi isteğiyle parasını ödeyip sansürsüz, mozaiksiz seyrediyor...bizse parasını ödediğimiz halde mozaikle, kesintilerle seyredebiliyoruz...

demem o ki yasaklasan da, mozaiklesen de, hayatın gerçeklerini ne televizyondan ne çizgi romandan çıkarabilirsin...önemli olan onu insanların nasıl gördüğüdür, kendi kararlarını nasıl verdiğidir... kimse sigaraya red kit sigara içiyor diye başlamadı...ya da kimse konyakçı yüzünden içki içmedi...

facebook'da dolanan bir söz var bu aralar; bana ne giyeceğimi söyleme, oğluna bana tecavüz etmemeyi öğret diye...eğer insanımız bir resim, bir karikatür, bir filmle kendilerini kaybedip kontrol dışı, kötü şeyler yapıyorlarsa vay halimize...

 

[kral911]

en çok içki tüketilen şehir konya deniliyor...burdan konu ile alakalı bir anlam çıkaran var mı...

 

[abdullah]

Bu yaklaşım bana çizgi roman'ın gümüş çağını hatırlattı. Comicsciler iyi bilir. Adam akıllı maceranın çıkmadığı yıllar (gerçi finali güzel olmuştu). Bence sorun televizyon,sinema,çizgi roman değil. Sorun tamamen yaşadığımız hayattır. Sigara gün geçtikçe daha küçük yaşta başlanılan birşey olmuşken, uyuşturucu sokaklarımıza kadar girmişken bence sorun sanatta değil sokaklarda aranmalıdır.

Ayrıca sevdiğim bi tez vardır. Bu ülke en çok vergiyi sigara ve alkolden aldığına göre, en çok para aktarılan bakanlık diyanet olduğuna göre (yaklaşık bi Cern deneyi yapacak kadar para alıyorlar) bu imamların, müezzinlerin parası alkolden alınan vergiyle ödenmiyor mu? Veyahut alkolden alınan vergi "hayırsız işler"e harcanıyor da imamların paraları "helal vergi" ile mi ödeniyor bunu merak ediyorum.

Öte yandan dünyada fuhuşun en yüksek olduğu ülke şeriatla yönetilen Afganistan, Türkiye'de en fazla "kırmızı noktalı film" izleyen ve alkol tüketen şehir ise dindarlığı ile bilinen Konya.

Demem odur ki mesele zihniyet meselesi. Ve bu zihniyet değişmeden dünya "Big Bang nasıl gerçekleşti"yi tartışırken, Felix diye bi adam uzaydan dünyaya atlıyorken biz hâlâ "Diş macunu orucu bozar mı?" tartışmasından öteye gidemeyiz.

 

[KARAOĞLAN]

Siğarayı 23 yıl önce bıraktım.16 yaşımda başladım,38 yaşımda bıraktım.Arasıra bira veya kırmızı şarap içerim.Bir bardak.Daha fazlası ülserimi tetikliyor.Oldum olası ikisini de fazla sevmedim. Bu girişten sonra anlatacağım olay şu;3 yıl önce kurban bayramında,gece saat 01.30 sıralarında karşıdan gelen araba bize öyle bir çarptı ki arabanın parçalanması bir yana az kalsın viyadükten aşağı düşecektik.Oğlum ve yeğenim kaza yapanı arabadan çıkardılar her tarafı kan içinde ama sarhoşluktan ayakta duramıyor.Birde"Yav öğleden beri içiyorduk köyde"demesin mi.Neyse hastaneye gittik "arkadaş" 176 promil alkollu çıktı.Asıl burası önemli;Mahkememiz 1 yıl sürdü.Karar;18 ay hapis cezası ve erteleme.Ehliyetine ceza süresi kadar el koyma."Arkadaş" Hakime gülerek ne dedi biliyormusunuz,"Benim ehliyetim yok ki"

 

[ekenciz]

Bu yaklaşım bana çizgi roman'ın gümüş çağını hatırlattı. Comicsciler iyi bilir. Adam akıllı maceranın çıkmadığı yıllar (gerçi finali güzel olmuştu). Bence sorun televizyon,sinema,çizgi roman değil. Sorun tamamen yaşadığımız hayattır. Sigara gün geçtikçe daha küçük yaşta başlanılan birşey olmuşken, uyuşturucu sokaklarımıza kadar girmişken bence sorun sanatta değil sokaklarda aranmalıdır.

Ayrıca sevdiğim bi tez vardır. Bu ülke en çok vergiyi sigara ve alkolden aldığına göre, en çok para aktarılan bakanlık diyanet olduğuna göre (yaklaşık bi Cern deneyi yapacak kadar para alıyorlar) bu imamların, müezzinlerin parası alkolden alınan vergiyle ödenmiyor mu? Veyahut alkolden alınan vergi "hayırsız işler"e harcanıyor da imamların paraları "helal vergi" ile mi ödeniyor bunu merak ediyorum.

Öte yandan dünyada fuhuşun en yüksek olduğu ülke şeriatla yönetilen Afganistan, Türkiye'de en fazla "kırmızı noktalı film" izleyen ve alkol tüketen şehir ise dindarlığı ile bilinen Konya.

Demem odur ki mesele zihniyet meselesi. Ve bu zihniyet değişmeden dünya "Big Bang nasıl gerçekleşti"yi tartışırken, Felix diye bi adam uzaydan dünyaya atlıyorken biz hâlâ "Diş macunu orucu bozar mı?" tartışmasından öteye gidemeyiz.

Sevgili abdullah, İstatistik olarak Konya 'da alkol tüketimi yüksektir doğru ama nednei içildiği için değil. Kolonya imalarında kullandıldığı için. Diyanet de en fazla kaynak aktarılan devlet kurumu değildir. Önceleri birinci sırada askeriye vardı ama şimdi MEB ön planda.
Olaylara ideolojik bakmamak lazım. Bir ara çok seyredilen Bizimkiler diye bir dizi vardı.Sürekli içkiiçilir ya da lafı edilirdi. Bu da doğru değil. Ama çizgiroman gibi zaten sınırlı bir kitlenin ilgisinde olan ve artık kabul edelimki marjinal bir meraklı kitlesinin dışında ki, onların da yaşı artık iyiyi kötüden ayırd edecek yaşta olduğuna göre, içiki yazakları nedeniyle sansüre uğrayacağını sanmıyorum. Ama ancak sanmıyorum diyebiliyorum. Zira kişilerin ağzında nçıkanların kanun olduğu bir iadreye doğru gidiyormuşuz gibi de bir endişem var.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[profesör]

Üniversite 2. sınıf sonlarına kadar sigara ve alkol hiç almadım ve şiddetle karşıydım.Maalesef şimdi kullanıyorum.
Özendirilmesine ben de karşıyım ve bu konuda gerek kamu, gerekse de Yeşilay gibi kurumların çalışmalarının desteklenmelerine ihtiyaç var görüşündeyim.
Toplumda bu konunun siyasi çekişmelere konu edilmesi, alkol ve sigara tüketiminin tüketebilme veya yasaklama konularının siyasete alet edilmesini onaylamıyorum.
Her ikisi de zararlıdır. Belli bir yaş grubuna getirilen kısıtlamalara, akla ve genel sağlığa uygun olarak tüketilmelerini kısıtlama çabalarına destek olunması gerekir.


İki yanlıştan birisi şu bence; kısıtlama girişimlerine siyasi gerekçelerle karşı çıkmak ve bunu karşı tarafın inadına olsun diye yapmak.


Yanlışın ikincisi; kendisi kullanmadığı için siyasi veya dini nedenlerle tüketenlere karşı hasmane tavır almak, inadına aşağılamak ve sırf bu nedenle kısıtlama ölçüleri aşılarak yasaklamak. Böylece temel hak ve özgürlüklere sınır koymak.


Yani ben ikisini de tüketiyorum. Başkalarını rahatsız etmeden, dayatmadan, topluma zarar vermeden yapmaya çalışıyorum. Zararlarının farkındayım ve özendirilmesini istemem. Ama kendisi içmiyor diye veya günah diye bunu benim özgürlüğüme müdahale edecek ölçülerde yasaklamaya veya benim inadıma aşırı zam yapılmasına da karşıyım.


Konyakçı ve Doktor olmasaydı Tommiks bu kadar sevilmezdi. Tommiks'in bu nedenle yasaklanacağını veya sansürleneceğini sanmam. Böyle akla ziyan işe teşebbüs edecek olanı Mazhar Osman'a havale etmek gerekir.


Ben alkol almaya başladığım zaman tüm maceralarını defalarca okumuştum, başladıktan sonra da defalarca okudum. Bir kez bile okurken ya bir tek atayım, iştahımı açtı diye aklıma gelmedi ve özenmedim.


Ama toplumda acaba bu nedenle yasaklanır mı diye bir algı oluşuyorsa, birilerinde böyle bir şüphe uyanıyorsa bunu da dikkate almak gerekir. Demek ki birilerinin icraatı, diğerlerinde yaşam tarzıma müdahale ediliyor algısı yaratmamalıdır. Yaratıyorsa, yaratan kişinin bunu ciddi ciddi düşünmesi ve anlamaya çalışması, bu şüpheleri giderecek adımlar atması gerekir. Özeti şu ki, " ne derse desinler, ben dikkate almam, zaten onlar maksatlı yapıyorlar " dememek gerekir. Doğrudur, kimileri de salt siyasi amaçla ne yapılsa karşı çıkmak huyundadır ama öyle olmayan azımsanmayacak bir çoğunluk da vardır.


Hoşgörü, karşılıklı anlayış ve kendi gibi olmayana saygı.


İhtiyacımız budur.

 

[Kemikdilli]

Eşşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek diye bir deyim vardır. Bu kadar kurcalarsak, düşecek diye korkarım.

Aslen bir Türk deyimi olan "eline beline diline hakim olmak" ilkesi alkol için de geçerlidir. Sarhoş olmayacak kadar içmeye eyvallah derim. Sarhoş olup kendini kaybedenlerden hoşlanmam. Alkoliklerden uzak dururum. En ağır hastalıklardan birisi alkolizmdir.

Alkolün sağlık sebepleri ile kısıtlanmasına kimsenin itirazı olmaz. Ancak mesele dinsel sebeplerle gündeme geliyormuş gibi görünüyor. Bu sıkıntılı bir hal. İslam dini, bu dünyada yaşadıklarımızı bir sınav olarak görmemiz gerektiğini söylüyor. Bu dünyada yaptıklarınıza göre bir değerlendirmeye tabi tutulacaksınız diyor. Bazı eylemler sevap, bazıları ise günah. Alkol almak günah. Peki ama, Allah günah olan nesneleri yok etmemiş ki. Onlarla aynı ortamda yaşamamızı istemiş. Alkol orada duracak ama sen içmeyeceksin. Sınav budur. Kadın orada olacak ama sen harama uçkur çözmeyeceksin. Bu nefs sınavıdır. Yoksa sen günah olan her eylemi, her nesneyi göz önünden kaldırırsan bu nefs imtihanı olmaz ki. Günah işleme ihtimalin olmazsa, nefsinle olan mücadeleyi kazandığını nasıl iddia edebilirsin?

İlahiyat konularında bilgili sayılmam. Çok da bu konulara girmek istemem. Ama mantıken sınav olması için zorlukların olması gerekmiyor mu? Görünen o ki, Allah bizim engelli koşu yapmamızı istemiş ama bazıları engelleri kaldırıyor.

 

[Lami Tiryaki]

Eşşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek diye bir deyim vardır. Bu kadar kurcalarsak, düşecek diye korkarım.

Aynı şekilde düşünüyorum hocam. Bu konuyu artık deşmemekte yarar vardır. Ben alkol-din-alkolizm tartışması amacıyla yazmamıştım ama muhabbet işte, bir şekilde kayıyor. Fena da olmadı hani. Herkes benzer düşünceleri paylaşmış mesaj alınmış.

Son olarak ne kadar saçma gelirse gelsin, Tommiks koleksiyonlarının garantiye alınması fikrimi yinelemek isterim. Sigara yasağının Lalkitap tarafından uygulanan saçmasapan yöntemi ortadayken konyak şişeleri resimlerinde de görmek ya da yasaklanması ister istemez akla geliyor.

Selamlar
Lami Tiryaki

 

[yeryüzü]

...
ama böyle düşünürsek ondan daha beterleri alenen gösteriliyor; soygun, adam öldürme, tecavüz, kumar, kumpas ve daha pek çok şey; onları nasıl mozaikleyeceksiniz? eğer bunlar da engellenecek olsa türk televizyonlarında başta haberler olmak üzere hiç bir şeyi gösteremezsiniz...
...demem o ki yasaklasan da, mozaiklesen de, hayatın gerçeklerini ne televizyondan ne çizgi romandan çıkarabilirsin...önemli olan onu insanların nasıl gördüğüdür, kendi kararlarını nasıl verdiğidir... kimse sigaraya red kit sigara içiyor diye başlamadı...ya da kimse konyakçı yüzünden içki içmedi...

facebook'da dolanan bir söz var bu aralar; bana ne giyeceğimi söyleme, oğluna bana tecavüz etmemeyi öğret diye...eğer insanımız bir resim, bir karikatür, bir filmle kendilerini kaybedip kontrol dışı, kötü şeyler yapıyorlarsa vay halimize...

...Bence sorun televizyon,sinema,çizgi roman değil. Sorun tamamen yaşadığımız hayattır. Sigara gün geçtikçe daha küçük yaşta başlanılan birşey olmuşken, uyuşturucu sokaklarımıza kadar girmişken bence sorun sanatta değil sokaklarda aranmalıdır.

Ayrıca sevdiğim bi tez vardır. Bu ülke en çok vergiyi sigara ve alkolden aldığına göre, en çok para aktarılan bakanlık diyanet olduğuna göre (yaklaşık bi Cern deneyi yapacak kadar para alıyorlar) bu imamların, müezzinlerin parası alkolden alınan vergiyle ödenmiyor mu? Veyahut alkolden alınan vergi "hayırsız işler"e harcanıyor da imamların paraları "helal vergi" ile mi ödeniyor bunu merak ediyorum.
...
Demem odur ki mesele zihniyet meselesi. Ve bu zihniyet değişmeden dünya "Big Bang nasıl gerçekleşti"yi tartışırken, Felix diye bi adam uzaydan dünyaya atlıyorken biz hâlâ "Diş macunu orucu bozar mı?" tartışmasından öteye gidemeyiz.

İlk dikkatimi çeken bölümler bunlar.
Hatamızı kabullenmez başka yerde ararız ya bazen,
yönetimler de hatayı tv.de, çizgi romanda arıyor komik valla.
Peki ben de başka bir konuya geçeyim:
Başbakan lV. Murat'a mı benzemiş şimdi?

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

İstanbul'da Zeytinburnu'ndan yürümeye başlayıp sahilden
Bakırköy'e kadar gelebilirsiniz,güzel Marmara
manzarası eşliğinde.
Ataköy semtinde sahilden ayrılmak zorunda kalırsınız,birkaç kilometre sonra Yeşilköy'den itibaren çıkabilirsiniz sahile.
Geçtiğimiz 3-4 yıl boyunca bu semtin sakinlerinin bütün eylem ve karşı çıkmalarına rağmen,
Ataköy semtinde sahilde bir otel bir de konut amaçlı site yapılıyor şimdi kıyı şeridini işgal eden,
ne kadar kanuna(adalete) uygun bilmiyorum...
Bence içki de yasaklansın,sigara da.
Üretimi ve satışı yasaklanmalı tamamen.
Ne kadar güzelmiş yahu,"sınav var o yüzden kötüler de olsun"!?
Ama yemez tabii,bir sürü kirli çıkarları olanlar var,amaan can sıkıcı konular işte...

 

[profesör]

Çok önem verdiğim bir konudaki düşüncemi de paylaşayım

Başbakanın sahil denetimi haberindeki olayın özü.
Ben bunu çok önemsiyorum ve keşke daha önceki başbakanlar da bunu yapsaydı diyorum.
Şehirlerin ve kıyıların vahşice yağmalandığı dönemlerle geçti ömrümüz. Gecekondulaşma gibi uygarlığa ve insan onuruna aykırı yapılaşmaya göz yuman tüm eski yöneticileri tarihe havale ediyorum. İnsanlarına uygar barınma olanağı sağlamayan ve kendi haline bırakanlar...
Son yıllardaki " Kentsel Dönüşüm Projeleri " ni, eskinin günahlarını affettirmek ve kentlerimizi onarmak amaçlı takdir edilesi çabalardır. Ülkemize sınıf atlatacak projelerdir.
Ankara'da havaalanına giden yol ve çevresindeki Kentsel Dönüşümü izlemek bile buna hak verdirir. Müthiş bir değişiklik var. Modern, estetik ve çağdaş bir görünüme kavuştu bu yol ve çevresi, dönüşüm hala devam ediyor.
Projelerdeki depreme dayanıklı yapılaşma amacı bile desteklemek ve takdir etmek için yeterli.
İyi olan şeylerde politik kaygılarla değil, vatandaşlık bilinci ile yaklaşmak gerekir.

 

[abdullah]

Çok önem verdiğim bir konudaki düşüncemi de paylaşayım

Başbakanın sahil denetimi haberindeki olayın özü.
Ben bunu çok önemsiyorum ve keşke daha önceki başbakanlar da bunu yapsaydı diyorum.
Şehirlerin ve kıyıların vahşice yağmalandığı dönemlerle geçti ömrümüz. Gecekondulaşma gibi uygarlığa ve insan onuruna aykırı yapılaşmaya göz yuman tüm eski yöneticileri tarihe havale ediyorum. İnsanlarına uygar barınma olanağı sağlamayan ve kendi haline bırakanlar...
Son yıllardaki " Kentsel Dönüşüm Projeleri " ni, eskinin günahlarını affettirmek ve kentlerimizi onarmak amaçlı takdir edilesi çabalardır. Ülkemize sınıf atlatacak projelerdir.
Ankara'da havaalanına giden yol ve çevresindeki Kentsel Dönüşümü izlemek bile buna hak verdirir. Müthiş bir değişiklik var. Modern, estetik ve çağdaş bir görünüme kavuştu bu yol ve çevresi, dönüşüm hala devam ediyor.
Projelerdeki depreme dayanıklı yapılaşma amacı bile desteklemek ve takdir etmek için yeterli.
İyi olan şeylerde politik kaygılarla değil, vatandaşlık bilinci ile yaklaşmak gerekir.

Hocam ben o TOKİ evlerinin 1-2 sokak ilersinde oturuyorum (Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi bla bla. Etapları hep karıştırıyorum ) Eskiden annanemin evinde otururduk sonra TOKİ geldi burayı yıkacağız dedi. Ben düşündüm zaten yokuş aşağı olan bi yere nasıl kocaman bina dikecekler diye. Sonra burayı çevre düzenlemesi için kullanacağız dediler. Ben 2.Sınıfa gidiyordum o evler yıkıldığında ve her seçim öncesi o evlerin teslim edileceğini söylediler (Hatta projenin bi tabelası var. Teslimat tarihi 2007 yazıyor). Annanem evi zaten 1-2 sene içinde verecekler dedi ayrı eve taşınmadı. Sonra baktı vermiyolar ayrı eve çıktı bu sefer de ev kuraları çekildi Neyse ne diyorduk Demem o ki o proje güzel başladı ancak çok yavaş ilerlediler. 2 senede bitecek dedikleri olay senelerdir sürünüyor. Bizim evin oraya çevre düzenlemesine başlamadılar bile (Yahu orda ne güzel erik ağacı, ceviz ağacı, vişne ağacı vardı bari onları kesmeselerdi). Göstermelik bir balkon yapmışlar sandalye koyup oturmaktan başka birşey yapamazsınız (Gerçi arka tarafın balkonları büyük dediler ama caddeye bakan kısma niye küçük balkon koydularsa artık). Onun dışında bir de o evlere güvenemiyorum ben çünkü burdaki evlerden birinin katı (evet, bildiğiniz 1 kat) çökmüştü. Zemini sabitleyememişler. Ayrıca eskiden herkesin birbirini tanıdığı mahalleye Ankara'nın her yerinden insan gelmeye başladı (daha TOKİler bile bitmeden). Mahalle şimdi Çinçin'in Keçiören şubesi gibi oldu. Neyse lafı nerden nereye getirdim Konuyla çok alakasız yere gitti ama profesör hoca bizim burdan bahsedince dayanamadım Diyeceğim o ki bu Keçiören Metrosu ne zaman bitecek?

 

[profesör]

Demek istediğim işte bu sevgili abdullah.Vatandaş olmak.
İyi yapılana iyi, kötüye de kötü demek.
Aksayan, yolunda gitmeyen konuları da dile getirmek, eleştirmek.
Konuyu dağıtmamak ve uzatmamak adına kısa keseceğim,
Tommiks'i yasaklamaya tüm gücümle direnirim

 

[comedian]

o vakit hepimiz tommiksçi hepimiz fumettici oluruz...

 

[Tarantula]

Benim görüşlerim özetle şunlar
1- Alkollü araç kullanılmamalı, ceza ağır olmalı
2- İçki serbest bırakılmalı. İçki içmenin de bir adabı olduğu genç nesillere aktarılmalı ve öğretilmeli
3- filmlerde, dizilerde, ve dahi çizgi romanlarda sigara ve alkol sansürü kaldırılmalı.
4- Sigara içkiden çok çok daha zararlı bir alışkanlıktır. Bunun bilinmesinde fayda vardır.
5- Yasaklar çözüm getirmez. Çözüm neyin ne kadar zararlı olduğunun anlatılması ve içki içmek isteyen kişiye de içki içme kültürünün (evet bu bir kültürdür her ne kadar kabul etmeseniz de) öğretilmesidir.
6- Türkiyenin bunca sorunu varken bu tür şeylere takılı kalması yanlıştır. Ülkemizde bir alkol sorunu bulunmamaktadır.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

7- Günlük hayatımızda bizi tehdit eden diğer konularda kamuoyu tartışmalıdır. Hala ve hala alkolü tartışmayı komik, cahilce ve ideolojik buluyorum. Türkiyenin sorunu alkol değil yaklaşan büyük bir tehlike olarak obezitedir, gdo lu ürünlerdir, hormonlu şişirilmiş tavuklar, meyvelerdir. Dünya gdo yu yavaş yavaş yasaklarken tarlaları imha ederken (bkz Macaristan) biz gdo lu ürünleri bile bilmekten uzağız çünkü çıkan kanunla bunun bilgisi tüketiciye sunulmuyor (yaşasın bizi yönetenler) !!!!!!!!!!!!!! Dünyada 1900 lerin başında 20 kişide bir kişi kanser olurken bu sayı günümüzde 3 kişide bire yükselmiştir. Ailesinde sülalesinde kanserin bir türüne yakalanmayan varsa lütfen yazsın.
8- Daha bilinçli örgütlü olmalıyız. Oy vererek seçtiğimiz insanlara tapmayı bırakmalıyız (insanoğlu putunu kendi yapar kendi tapar). Bizim sağlığımızı düşünmeyen, doğayı katleden, göstermelik çıkışlarla insanlara tiyatro seyrettiren, tavşana kaç tazıya tut diyen, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunan iktidar sahiplerine iktidarın kimde olduğunu gösterebilmeliyiz.

( Yazım tüm siyasi görüşlerden bağımsızdır )

Teşekkürlerimle...

 

[yeryüzü]

"Oy vererek seçtiğimiz insanlara tapmayı bırakmalıyız"
ne güzel bir söz.

 

[abdullah]

Benim görüşlerim özetle şunlar
1- Alkollü araç kullanılmamalı, ceza ağır olmalı
2- İçki serbest bırakılmalı. İçki içmenin de bir adabı olduğu genç nesillere aktarılmalı ve öğretilmeli
3- filmlerde, dizilerde, ve dahi çizgi romanlarda sigara ve alkol sansürü kaldırılmalı.
4- Sigara içkiden çok çok daha zararlı bir alışkanlıktır. Bunun bilinmesinde fayda vardır.
5- Yasaklar çözüm getirmez. Çözüm neyin ne kadar zararlı olduğunun anlatılması ve içki içmek isteyen kişiye de içki içme kültürünün (evet bu bir kültürdür her ne kadar kabul etmeseniz de) öğretilmesidir.

Teşekkürlerimle...

Tupac'ın güzel bi sözü geldi aklıma.

 

[kartal]

Sevgili kral911 kardeşim biz Konyalılar içkiyi içmiyoruz ki,sulama amaçlı olarak bahçede,bostanda,tarlalarda falan kullanıyoruz....
Ağaçların sulamasında da kullanıyoruz.Malum,mikropları ve kimi zararlıları yok etmede alkol en etkin maddelerdendir.....Hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum,en iyi günler sizlerin olsun.