cobra
Süper Üye
- 23 Kas 2009
- 526
- 1,399
DC ve Marvel rekabetinin gişede doruk yaptığı bir yaz geçirdik , bir yanda Nolan üçlemesinin finali Kara Şovalyenin Yükselişi (The Dark Knight Rises) diğer tarafta Comic severlerin alışık olduğu bir kavram olan reboot yani taze bir başlangıç yapmış olan yeni Spiderman serisinin son filmi İnanılmaz Örümcek adam (The Amazing Spiderman) , iki filmide en sonunda izledim hangisini daha çok beğendiğim kısmına geçmeden önce iki filmin önceki serilerinden bahsedelim.
Öncelikle eski Spiderman serisinden bahsedersek, 2002 yılında ilk defa beyaz perdede gösterime giren (Biraz araştırdığımda eskidende birkaç filmi yapılmış ama kimsenin doğru düzgün bilgisi olduğunu sanmıyorum) Sam Raimi'nin yönettiği Örümcek adam filmi başarılı bir giriş yapıp süper kahramanlara olan ilgiyi arttırmada büyük bir katkı sağlamıştı daha sonra bir devam filmiyle başarısını daha ileri noktaya götürmüştü fakat ne olduysa üçüncü filmde işler değişmeye başladı . Marvel'ın başarılı serilerinin üçüncü film laneti (X-men 3 ve Blade Trinity) Örümcek adamda da baş gösterdi ortaya seyirciyi tatmin etmeyen kötü bir film çıkınca seri ara vermek zorunda kaldı. Bu eski seri hakkındaki düşüncelerime gelirsek ilk filmi beğenmiştim tam Çizgiroman kaynağına bağlı kalmasada iyi bir başlangıç hikayesiydi fakat ikinci filmde işler değişmeye başladı bu filmin neden serinin en sevilen filmi olduğuna cidden anlam veremiyorum bence oldukça kötü bir filmdi, evet Doktor Ahtapot ile dövüş sahneleri harikaydı ama onun dışında hiçbirşey yok hiçbir derinliği olmayan karakterler komik derecede yazılmış bir senaryo zorlama oyunculuklar sonra üçüncü filme gelindiğinde böyle olacağını biliyordum diyebiliririm zaten beklentim fazla değildi ama Venom'un olacağını duymak biraz heyecan yaratmıştı ama beni ve bütün fanları kızdıran olay Venom'un sadece ekranda 15 dakika kalması bu filmi ve bütün seriyi öldürmeye yetti. Aslında eski seriden bu kadar çok bahsetmemin nedeni İnanılmaz Örümcek adam için yapılan neden tekrar hikaye baştan anlatılıyor eleştirilerine bir anlamda yanıt vermekti üçüncü film Örümcek Adam'a o kadar çok zarar verdiki birçok kişi aynı kadroyu tekrar görmek istemezdi (Ben birtek J.J. Jameson rolünde tekrar J. K. Simmons'ı görmek isterim üç film boyunca en iyi rol yapan kişi oydu bence) kadroyu değiştirsen bile önceki filmin yarattığı etkiyi gideremezdin bu yüzden taze bir hikaye başlangıcı gerekliydi ayrıca benim tahminime göre Marvel'ın yeni planlamalarına uyuyordur yakında Örümceğinde olduğu bir Avenger filmi gelebilir.
Batman kısmına gelirsek kısaca eski seriye dönersek 89 yapımı ilk filmin yarattığı yankı sinemada süper kahraman kavramını tamamen değiştiren filmdi ve çoğu kişi için hâla yapılmış en iyi süperkahraman filmi fakat Batman nasıl başlatan olduysa Batman ve Robin ile kendini bitiren oldu. Nolan'da çareyi taze bir başlangıç yapmakla buldu Batman Begins'in gereğinden fazla abartıldığını düşünsemde iyi bir filmdi daha sonra devam filmi olarak the dark knight geldi bana göre yapılmış en iyi süperkahraman filmi Christian Bale'nin Batman rolünü çokta beğenmesemde (Sevdiğim bir aktördür Prestij'deki rolü harikadır) diğer oyuncuların performansı ve hikayenin akıcılığı sayesinde çıtayı gerçektende çok yükseğe çıkarmıştır.
Şimdi son filmlere geliyoruz yazının bundan sonrası spoiler içerir iki filmide izlemeyi düşünenler yazının bundan sonrasını okumasa iyi olur.
Önce Kara Şövalyeye gelelim filmin başlarında yeni kötü adamımız Bane'i görüyoruz burada Bane'den Çizgiroman açısından biraz bahsetmem gerekli, Bane çokta potansiyele sahip bir Batman düşmanı değildir bunu tecrübemle söylüyorum tek atışlık bir kapasitesi vardı onuda Şövalyenin düşüşü (Knightfall) öyküsünde kullandı ondan sonra ne kadar zorlasanda birşey elde edemezsin knightfall sonrasında ise sıradan bir kas yığınına dönüştü. Film için seçilmesine itirazım olmadı sonuçta tek atışlık potansiyel film için uygundu ve doğru kullanılırsa iyibir iş çıkabilirdi. Filme dönersek Harvey Dent'in anıldığı bir sahne görüyoruz , Gordon'un gerçekleri anlatmak istediği bir mektubu okumaktan son anda vazgeçtiğini görüyoruz sonra daha yaşlandırılmış görünen bir Bruce Wayne görüyoruz, film meğer önceki filmin ardından bir zaman atlamasında geçiyormuş bunu anlamam biraz uzun sürdü , tam sekiz senelik bir atlama ama bu işi daha saçma bir hâle getiriyor yani Gordon gerçekleri açıklamak için sekiz senemi beklemiş daha tuhafı Batman sekiz sene ortadan kaybolmuş hâla dün gibi hatırlanması ilginç, neyse biraz daha hızlanalım Bane'in Gotham için planları vardır ve Gordon bu planları önlemede zorlanmaktadır , genç bir dedektif John Blake Batman'in sırrını çözmüştür ve geri dönmesi için ikna etmeye çalışmaktadır , Blake filmin sivrilen karakterlerinden biri filmde derinlemesine işlenen bir karakteri var ,hatta işlenmesi gereken bir karakterden daha fazla , bu karakterde Catwoman malesef bu filmde Catwoman çok yüzeysel kalmış eski film Batman Returns'ta bütün tuhaflıklara rağmen Catwoman karakteri filmi taşıyan karakterdi Michelle Pfeiffer'ın performansının yanında Batman-Catwoman kimyası harikaydı bu filmde ise öyle bir şeyi göremiyoruz.
Gordon'un yaralanışından sonra Batman geri döner , güzel bir takip sahnesi başlar fakat tamamen yarıda kalan bir sahne oldu, ikinci filmdeki takip sahnesine bayılmıştım bundakinin böyle yarıda kalması çok sinirime dokundu hemde film upuzun ve gereksiz sürüyle sahne var, sonrasında bir iki ayrıntıdan bahsedeyim Alfred Batman'in geri dönmesinden hoşnut olmaz ve istifa eder filmin sonuna kadarda görünmez Wayne şirketide iflas edip yönetimi Miranda Tate adlı kadının eline geçer. Batman daha sonra yer altında Bane'in izini sürüp en sonunda onunla karşılaşır. Bu karşılaşma cidden beni rahatsız eden kısımlardan biriydi , Batman'in aptal gibi yumruk yumruğa ısrarı , hiç alet edevat kullanmaması hemde mekanın uygunluğuna rağmen insan enazından bir tane batarang atar, hele Bane'nin venom kullanmadan rahatça Batman'i ezmesi bu arada Bane'nin Ra's Al-ghul'un adamı olduğunu ve tamamlayamadığı görevi yerine getirmek istediğini öğreniyoruz. Burada tekrar çizgiromana dönmek istiyorum, tamam ÇR'ye önceki filmlerde de bağlı kalınmadı Nolan'ın da Bane'nin orijininden fazla haberdar olmadığını öğrendim bu yüzden yapılan değişikliklere itirazım yok fakat Batman'i kırışı gerçektende çok zorlama görünüyor en azından Venom'u kullansa filmin hikaysi daha iyi bir noktaya gelebilirdi .
Daha sonra Bane Batman'i kimsenin çıkamadığı çukur biçiminde bir hapishaneye hapseder , Gotham'a dönüp şehrin dış dünya ile tüm bağlantılarını kesip bir nükleer füze ile tehdit ederek dış müdehale yapılamaz hâle getirir ayrıca bütün polis birimini yeraltında hapseder. Şehri izole etme sahneleri gerçektende güzeldi ne kadar saçma gözüksede inanılabilir temellere dayalı ama bütün polisleri yeraltına hapsetmek biraz zorlama oldu. Bundan sonra yaklaşık bir saat Bruce'un tedavi olup çukurdan çıkma çabaları ve şehirden kesitler izliyoruz yani bu süre zarfında Batman ortada yok. Sonra çukurdan çıkar şehre geri döner Gordon,Blake ve Catwoman ile temasa geçip karşı saldırı planlar . Birde ilk filmdeki düşmanlardan korkuluk'un kısa süre görünüşünüde hatırlatayım , yani korkuluk fanlarına acıdım tam üç filmde de harcanıp üç defa suratlarına tokat yediler ben bile bu hâle isyan ediyorum çokta fanı olmasamda.Mahsur polisler kurtarılır ve Bane ile adamlarıyla savaş başlar malesef yeniden sıkıcı saçma bir yumruk kavgası görüyoruz . Bu sefer kazanan Batman olur fakat tam o sırada Miranda Tete Batman'i sırtından bıçaklar , aslında Ra's Al-ghul'un kızı Talia imiş ve herşeyin arkasında o varmış nükleer bombayı harekete geçirir ve engellenmemek için kaçmaya başlar.
Son kez çizgiroman konusuna gelip araya giriyorum filmdeki Talia takdimi fazla zorlama oldu , ÇR takipçileri Talia'nın Batman hikayelerindeki konumunu bilir hatta Batman'in oğlunun annesidir işte bu noktada kaynak materyali fazla zorlamış oluyorsun ayrıca bu şaşırtıcı dönüşümün hikayeye fazla katkısıda yok fazladan bir kovalamaca sahnesi sonra Batman bombayı uçağı ile alıp okyanusa götürür ve orada patlatıp şehri kurtarır kendiside öldü zannedilir. Bomba nükleer olmasa biraz inandırıcı bulabilirim ama nükleer bombanın etkisi bukadar zayıf olamaz neyse Batman kahraman ilan edilir fransada bir yerde sağsalim Catwoman ile birlikte karşımıza çıkar ve Jack Blake de gelecekte Robin olacağı gösterilerek bitirilir bari yetimhanedeyken adı Dick Grayson'muş gibi yapsaydılarda temele dayanan birşey olsaydı.
Batman kısmı biraz uzun oldu ama filmde gördüğüm yanlışları ve gözüme takılan kısımlarıda iyice açıkladım şimdi inanılmaz örümcek adama gelelim bu daha kısa olucak . Film Peter Parker'ın ailesinin oğullarını Ben amcasına bırakmasıyla başlar , önceki başlangıç filminden dolayı bunun zekice düşünüldüğünü söylemeyiyim ailenin gizemli kayboluşu potansiyel barındıran birşey , sonra Parker'ın lise yıllarına atlıyoruz zaten film Lise yılında geçiyor , fotoğraf konusunda yetenekli ama içine kapanık bir çocuk olarak görünüyor Andrew Garfield'ın böyle bir karakteri yansıtışı güzel Tobey Magiuere abartılı şekilde ezik görünüyordu , filmin esas kızı ise Gwen Stacy Peter'ın ilk ciddi aşkı eski serideki üçüncü filmde rezil edilen bir diğer karakter bu defa ÇR köklerine daha uygun şekilde yansıtılıyor Emma Stone'da karakteri sevilebilir şekilde yansıtıyor, önceki seride Kirsten Dunst'ı da beğenmiştim ama sürekli sürekli kurtarılması artık baymıştı , filme dönersek Peter Babasına ait bazı çalışmalar bulur bu çalışmalar onu Oscorp'ta çalışan bir elini kaybetmiş bilim adamı Curt Conner'a götürür.
Oscorp'a gizlice giren Peter kaza ile bir deney örümceği tarafından ısırılıp örümcek güçlerini kazanır. Daha sonra babasının çalışmaları üzerine araştırma yapıp doktor Conner'a gider ve bundan sonra birlikte çalışmaya başlarlar. Peter'ın bilim yönündeki yeteneğinin öne çıkarılması güzel bu önceki serinin ıskaladığı birşey kendi icadı ağ atıcıyıda yeteneğini gösteriyor nedense ilk seride elinden çıkıyordu bunun değiştirilmesine itiraz edenleri gördüm yok elden çıkması daha gerçekçiymiş ama bilmedikleri şey örümcek ağı örümceğin elinden çıkmaz. Devam edersek Ben amcanın Peter'ın sorumsuz davranıp bir suçluya engel olmaması yüzünden öldürülüşü var sonuçta bu genel bir bilgi pekte değiştirilmesi zor ve ilk filmde Ben amca ve Peter ilişkisi daha iyi anlatıldı ama bu filmde de kötü sayılmaz zaten aynı şeyi değiştirmeden tekrar göstermesi saçma olurdu yinede inanılmaz örümcek adam Ben amcanın kaybını kötü bir şekilde anlatmıyor. Bu arada Peter ve Gwen yakınlaşması başlar aynı zamanda Peter geceleri Ben amcanın katilini aramaya başlamıştır biraz tuhaf birşekilde fikri alsada örümcek adam kostümüne bürünüp yakaladığı suçluları polise teslim etmeye başlar , fakat polis teşkilatı bundan rahatsız olduğundan örümcek adamı yakalamaya çalışırlar bu arada teşkilatın başında Gwen'in babası vardır.
Gwen'in Peter'ı yemeğe çağırdığı bir gecede komiser Stacy ve Peter açıkça bir görüş savaşına girer ayrıca o gece Peter Gwen'e gizli kimliğini açıklar bunu olumlu karşıladığımı belirtmeliyim gizli kimliği sevdiklerinden saklama biraz eski moda bir durum en azından filmlerde. Bu arada Peter ve Conner'ın çalışmaları olumlu sonuçlar verir fakat işlemlerin biraz acele edilmesi baskısı Doktor Conner'ı zorlar ve formülü kendi üzerinde denemesine yol açar. Formül doktor Conner'ın kolunu yeniler ama yan etkisi yüzünden onu lizard adlı devasa kertenkele yaratığına dönüştürür , Örümcek Lizard'ın Dr. Conner olduğunu anlar fakat Lizard'da örümcek adamın Peter olduğunu çabuk keşfeder özellikle okuladaki dövüş sahnesi güzeldir bir kısmında Örümcek adamın yaratıcısı Stan Lee dövüş sırasında dünyadan habersiz kulaklıkla yüksek sesle müzik dinleyen Kütüphaneci olarak konuk olur bu sahneye bayağı gülmüştüm.
Neyse kısa kesersek Lizard bütün şehri kertenkeleye çevirmeye çalışır Örümcek adam panzehiri bulur , komiser Stacy Peter'ın sırrını öğrenir panzehiri ona götürür Lizard tarafından öldürülür , Örümcek adam panzehiri kullanıp şehri kurtarır, Dr. Conner hapse girer mutlu son , tabi gizemli bir adam Dr. Conner'ı ziyaret eder Peter'a babası hakkında gerçeği söyledin mi der hayır cevabını alınca ortadan kaybolur ve böylece soru işaretleri bırakarak sona erer.
Şimdi iki film hakkındaki son görüşlerime geliyorum belki biraz olumsuz yazdığım için karaşövalyenin yükselişini beğenmediğimi düşünebilirsiniz ama film çokta kötü deği,l kötü bir senaryo yazılmasına rağmen film kendini izlettirebiliyor ayrıca Gordon ve Blake rolleri daha bir ön plana çıkıyor ama dediğim gibi the dark knight çıtayı fazlasıyla yükselttiği için bu tatmin edici bir final olmadı özellikle benim gibi bir Batman fanı için. İnanılmaz Örümcek Adam ise güzel bir çaba olmuş kendini yok eden bir seriyi yeniden güzel bir şekilde diriltiyor ayrıca Örümceğin biraz daha karanlık bir havaya bürünmesi hoşuma gitti Garfield ve Stone uyumuda yerinde bir sonraki filmi heyecanla bekliyorum ve bu filme düşük not verilmesinide vicdansızlık olarak görüyorum , benim galibim İnanılmaz Örümcek adam.
Bu uzun yazıyı sıkılmadan okuyanlara teşekkürlerimi bildiriyorum
.
Son düzenleme:
