cagan73
Onursal Üye
- 17 Kas 2013
- 482
- 9,396
Elimdeki resimli tarih kitaplarını taramaya başladım:
Sonraki kitaplar;
Emperyal Çağ, Dünyamızı Biçimlendiren Olağanüstü Bitkiler, Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, Bütün Zamanların Yetmiş Büyük Savaşı, Eski Dünya'nın Yetmiş Büyük Gizemi
Hepsi de büyük keyif aldığım yayınlar oldu, umarım sizler içinde öyle olur.
.....................................
Tarih boyunca insanlar kendi çevrelerini görmek ve anlamak amacıyla gezdiler.
Tanıdık yaşam alanlarının dışına çıkıp çığır açıcı yolculuklar yapan ilk insanlar, askeri, ekonomik, dini mahiyet taşıyan geziler, hepsinin ardındaki itici güç bilinmeyen dünyayı gözlemlemeye ve ana hatlarıyla tanımaya yönelik doymak bilmez bir meraktı.
İnsanları keşfe yönelten şey nedir? İnsanoğlunu meçhule doğru yol almaya iten güdü nedir?
Her ne kadar bazıları trajik bir akıbete uğrasa da, giriştikleri serüvenleri tamamlayarak yurtlarına sağ salim dönenlerin sonuçta başarıya ulaşmasını sağlayan şey nedir?
Keşif tanımımın esası her zaman dünyayı değiştirme özelliği olmuştur. Bu kitaptaki “büyük” yolculuklar" gezegenimize dair görüşlerimiz üzerinde önemli etki bırakmış olanları kapsamış
Hiçbir şey, insan ayağının daha önce değmediği yerlere adım atmanın heyecanını aşamaz; ilk atalarımızın yollara düştüğü günlerden, insanın ilk kez Ay’a ayak bastığı ana kadar, bizi keşfe yönelten itici güç kesinlikle budur. Günümüzde uzayın derinliklerine varma çabamız da aynı coşkuyla dolu.
En eski çağlardan itibaren insan serüveninin yayılışı tek bir tanıma sığdırılamayacak kadar geniştir.
Bazıları orduların, bütün halkların, donanmaların ya da seferlerin devreye girdiği toplu girişimlerdi.
Bazıları ise tek başına girişilen olağanüstü uğraşlardı.
Ancak büyük yolculuklara her zaman tek bir kişi yön vermiştir.
Antik çağda açlığın ve nüfus baskısının dürtüklediği ve en eski atalarımızı Afrika’nın dışına çıkmaya yöneltmiş olabilecek dolaşma etkisi, sonrasında gelişerek daha hedefe dönük bir meraka dönüştü; bu süreçte ticaret ve fetih çizgileri şekil almaya başladı.
Ortaçağ gezginleri çoğu kez dinin etkisiyle bunu bir aşama daha ileriye götürdü: Budist kutsal metinler peşindeki Çinliler, günahtan arınmaya çalışan Hıristiyanlar ve Müslümanlar.
Marco Polo ve aile efradı tüccardı ama ona ölümsüzlük kazandıran şey gözlemleriydi. İbn Battuta belki de tarihin en zorlanan gezginiydi.
Rönesans’a vardığımızda bütün yerkürenin açığa çıktığı ve çepeçevre dolaşıldığı bir döneme girildi. Kolomb’un yeryüzünü sarsıcı bir gelişmeyle Yenidünya’yı keşfi, gezegenimizin şekli konusunda yüz yıl süren bir saplantıyı tetikledi, kâşifleri bütün zamanların en aydınlatıcı yolculuklarından bazılarına girişmeye yöneltti.
Dünyanın yuvarlak olduğunun kanıtlanması, insanların bu gerçeği ticari bakımdan değerlendirme çabalarını tetikledi.
Amerika üzerinden Doğu’ya varmayı sağlayacak yeni güzergâhlar, çağın iktidar mücadelelerinde hayati unsurlar haline geldi. Girişilen yolculuklar çoğunlukla yeni topraklarda bir pay kapmaya yönelik resmi devlet görevleriydi; Oralarda öteden beri yaşayan değişik halklara kimsenin aldırış ettiği yoktu.
Yerküre haritalarında geriye kalmış boşlukların çoğu 17. ve 18. yüzyıllarda dolduruldu. Güneyde ve donmuş kuzeyde kalan uzak topraklara ulaşıldı.
Avrupalılar en karanlık kıta Afrika’nın içlerine ilk kez sızdı ve bilim az sayıdaki öncü kişi için birincil çaba haline geldi. Araştırma gezileri 19. yüzyılda patlama gösterdi. Bakir bölgelere giren korkusuz ve çok yönlü bilgilere sahip araştırmacılar, bilinmeyen bitkiler ve hayvanlar karmaşasını kayda alıp inanılmaz keşiflerde bulundular. Bazıları karşılaştıkları halkların deneyim ve bilgi birikimini kavramaya ve kayda geçirmeye de başladılar. Afrika, Güney Amerika ve Orta Asya’nın en ücra, en meçhul yaban alanlarından çoğunun ortaya çıkarıldığı büyük keşifler çağıydı bu. Birçok kişiyi şan ve şöhret arayışı dürtüklerken, bazılarını harekete geçiren şey ise bilim, din ya da vatan aşkıydı. Sırf ilk olmaktan duyulan ulusal gurur, önemli bir rol oynamaya başladı. Bayrakların gururla dikilişinde açıkça görülen bu duygunun ardında hemen her zaman küresel iktidar ve nüfuz çekişmesi yatmaktaydı.
Son olarak, modern çağda yerkürenin üstündeki ve yukarısındaki son ve en zorlu bölgeler sır olmaktan çıktı. Her iki kutba nihayet ulaşıldı, en yüksek dağlara tırmanıldı ve en derin okyanus çukurlarına dalındı. Teknolojik gelişmeler -gerek deniz ve hava için tasarlanmış gelişkin makineler gerek daha büyük dayanıklılık ve cesaret atılımlarına olanak veren yeni kişisel donanım ve giysiler- yeni sınırların aşılmasını sağladı. Şimdi ise uzayın derinliklerinde yeni destansı yolculuklara başlıyoruz
Görüntülemek için resme tıklayınız:
Sonraki kitaplar;
Emperyal Çağ, Dünyamızı Biçimlendiren Olağanüstü Bitkiler, Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, Bütün Zamanların Yetmiş Büyük Savaşı, Eski Dünya'nın Yetmiş Büyük Gizemi
Hepsi de büyük keyif aldığım yayınlar oldu, umarım sizler içinde öyle olur.
.....................................
Tarih boyunca insanlar kendi çevrelerini görmek ve anlamak amacıyla gezdiler.
Tanıdık yaşam alanlarının dışına çıkıp çığır açıcı yolculuklar yapan ilk insanlar, askeri, ekonomik, dini mahiyet taşıyan geziler, hepsinin ardındaki itici güç bilinmeyen dünyayı gözlemlemeye ve ana hatlarıyla tanımaya yönelik doymak bilmez bir meraktı.
İnsanları keşfe yönelten şey nedir? İnsanoğlunu meçhule doğru yol almaya iten güdü nedir?
Her ne kadar bazıları trajik bir akıbete uğrasa da, giriştikleri serüvenleri tamamlayarak yurtlarına sağ salim dönenlerin sonuçta başarıya ulaşmasını sağlayan şey nedir?
Keşif tanımımın esası her zaman dünyayı değiştirme özelliği olmuştur. Bu kitaptaki “büyük” yolculuklar" gezegenimize dair görüşlerimiz üzerinde önemli etki bırakmış olanları kapsamış
Hiçbir şey, insan ayağının daha önce değmediği yerlere adım atmanın heyecanını aşamaz; ilk atalarımızın yollara düştüğü günlerden, insanın ilk kez Ay’a ayak bastığı ana kadar, bizi keşfe yönelten itici güç kesinlikle budur. Günümüzde uzayın derinliklerine varma çabamız da aynı coşkuyla dolu.
En eski çağlardan itibaren insan serüveninin yayılışı tek bir tanıma sığdırılamayacak kadar geniştir.
Bazıları orduların, bütün halkların, donanmaların ya da seferlerin devreye girdiği toplu girişimlerdi.
Bazıları ise tek başına girişilen olağanüstü uğraşlardı.
Ancak büyük yolculuklara her zaman tek bir kişi yön vermiştir.
Antik çağda açlığın ve nüfus baskısının dürtüklediği ve en eski atalarımızı Afrika’nın dışına çıkmaya yöneltmiş olabilecek dolaşma etkisi, sonrasında gelişerek daha hedefe dönük bir meraka dönüştü; bu süreçte ticaret ve fetih çizgileri şekil almaya başladı.
Ortaçağ gezginleri çoğu kez dinin etkisiyle bunu bir aşama daha ileriye götürdü: Budist kutsal metinler peşindeki Çinliler, günahtan arınmaya çalışan Hıristiyanlar ve Müslümanlar.
Marco Polo ve aile efradı tüccardı ama ona ölümsüzlük kazandıran şey gözlemleriydi. İbn Battuta belki de tarihin en zorlanan gezginiydi.
Rönesans’a vardığımızda bütün yerkürenin açığa çıktığı ve çepeçevre dolaşıldığı bir döneme girildi. Kolomb’un yeryüzünü sarsıcı bir gelişmeyle Yenidünya’yı keşfi, gezegenimizin şekli konusunda yüz yıl süren bir saplantıyı tetikledi, kâşifleri bütün zamanların en aydınlatıcı yolculuklarından bazılarına girişmeye yöneltti.
Dünyanın yuvarlak olduğunun kanıtlanması, insanların bu gerçeği ticari bakımdan değerlendirme çabalarını tetikledi.
Amerika üzerinden Doğu’ya varmayı sağlayacak yeni güzergâhlar, çağın iktidar mücadelelerinde hayati unsurlar haline geldi. Girişilen yolculuklar çoğunlukla yeni topraklarda bir pay kapmaya yönelik resmi devlet görevleriydi; Oralarda öteden beri yaşayan değişik halklara kimsenin aldırış ettiği yoktu.
Yerküre haritalarında geriye kalmış boşlukların çoğu 17. ve 18. yüzyıllarda dolduruldu. Güneyde ve donmuş kuzeyde kalan uzak topraklara ulaşıldı.
Avrupalılar en karanlık kıta Afrika’nın içlerine ilk kez sızdı ve bilim az sayıdaki öncü kişi için birincil çaba haline geldi. Araştırma gezileri 19. yüzyılda patlama gösterdi. Bakir bölgelere giren korkusuz ve çok yönlü bilgilere sahip araştırmacılar, bilinmeyen bitkiler ve hayvanlar karmaşasını kayda alıp inanılmaz keşiflerde bulundular. Bazıları karşılaştıkları halkların deneyim ve bilgi birikimini kavramaya ve kayda geçirmeye de başladılar. Afrika, Güney Amerika ve Orta Asya’nın en ücra, en meçhul yaban alanlarından çoğunun ortaya çıkarıldığı büyük keşifler çağıydı bu. Birçok kişiyi şan ve şöhret arayışı dürtüklerken, bazılarını harekete geçiren şey ise bilim, din ya da vatan aşkıydı. Sırf ilk olmaktan duyulan ulusal gurur, önemli bir rol oynamaya başladı. Bayrakların gururla dikilişinde açıkça görülen bu duygunun ardında hemen her zaman küresel iktidar ve nüfuz çekişmesi yatmaktaydı.
Son olarak, modern çağda yerkürenin üstündeki ve yukarısındaki son ve en zorlu bölgeler sır olmaktan çıktı. Her iki kutba nihayet ulaşıldı, en yüksek dağlara tırmanıldı ve en derin okyanus çukurlarına dalındı. Teknolojik gelişmeler -gerek deniz ve hava için tasarlanmış gelişkin makineler gerek daha büyük dayanıklılık ve cesaret atılımlarına olanak veren yeni kişisel donanım ve giysiler- yeni sınırların aşılmasını sağladı. Şimdi ise uzayın derinliklerinde yeni destansı yolculuklara başlıyoruz
Görüntülemek için resme tıklayınız:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.