oktayyapıcı13
Onursal Üye
- 29 Haz 2015
- 1,654
- 18,402
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Büyük tasavvufçu Yunus Emre, kuvvetli rivayetlere göre, Hacı Bektaş ve Celâleddîn-i Rûmî devrinde yetişmiş, ilâhî-meşrep bir şairimizdir.
Kaamusul'â'lâm; kendisinin Bolu'lu olduğunu, Porsuk suyunun Sakarya'ya karıştığı yerde bir zâviye edinip ibâdet ve riyâzetle meşgul olduğunu yazar.
Yunus Emre, hayatı hakkında fazla bilgi edinilememiş tarihî kıymetlerimizden biridir.
Birçok kasabalarda ve köylerde Yunus mezarı diye anılan yerler vardır. Yunus'un bunlardan hangisinde medfun olduğunu keşfetmek imkânsızdır. Bununla beraber Sarıköy'de bulunan mezarın Yunus'a ait olduğu kuvvetle iddia edilmektedir.
Yunus Emre'nin ümmî bir şâir olduğu söylenir. Fakat ümmî olan bir şairin, bu kadar güzel ve mânâlı şiirler söyleyebilmesine inanmak güçtür. Yunus eğer ümmî olsaydı, Celâleddîn-i Rûmî gibi büyük bir tasavvuf üstâdının, Şeyh Sâdi gibi Doğuda ve Batıda mevki kazanmış irfanlı bir zatın birçok şiirlerinden ilhamlar alabilir miydi?...
Yunus'un divanı içinde yalnız hecenin değil, arûz vezninin de muvaffakiyetle kullanılmış olduğunu görürüz. Bilhassa bu son vezni, husûsiyle o devirde Arab ve Fars dillerine vakıf olmıyanların kullanabilmeleri hemen hemen imkânsızdır. Bu bakımdan da Yunus'un ümmî olduğunu kabul edemeyiz.
Yunus, bizim ilk Bektaşî şâirimizdir. Hacı Bektaş'ın halifelerinden Tapduk Emre'ye mânevî sâhada hizmet ederek yetişmiştir.
Geçmiş asırlar içinde Yunus'un tarzı hemen bütün Bektaşî şairleri tarafından örnek ittihaz edilmiştir. Yunus'u taklit etmeyen şair, yok gibidir.
Yunus Emre, yalnız Bektaşiler tarafından değil, bütün tarîkat mensublarınca benimsenmiş ve eserleri taklid edilmiştir.
Yunus hayranlığının izlerine hâlâ memleketimizin her tarafında tesadüf edilmektedir.
İlâhileri bugün dahi dillerde gezen bu temiz ruhlu şairin hâtırası nesiller boyunca unutulmıyacaktır. Rûhu şad olsun...
