Süper kahraman kıyafeti seksi hissettiriyor

süpür

Onursal Üye
30 Ağu 2011
1,540
4,859
5b40a6ec5379ff13fc539299.jpg

2015 yapımı “Ant-Man”in devam filmi “Ant-Man and the Wasp” önceki gün vizyona girdi. Barbaros Tapan, yönetmenliğini Peyton Reed’in üstlendiği filmin başrol oyuncuları Paul Rudd ve Evangeline Lilly ile Los Angeles’ta buluştu. İki oyuncu, filmle ve kendi yaşamlarıyla ilgili merak edilenleri anlattı.


EVANGELINE LILLY: KENDİME HEP ERKEKLERİ RAKİP GÖRDÜM


◊ Filmde bir arıyı canlandırıyorsunuz. Çocuklarınızın arılara ya da karıncalara karşı özel bir sevgisi var mı?

- Çocuklarıma her türlü böceğe karşı sevgi dolu olmalarını öğretiyorum. Çünkü ben böcekleri öldüren bir anne değilim. Böcekleri öldürmeden dışarı, ait oldukları yere bırakan biriyim. Zaten hayat arkadaşım Norman Kali’nin bana aşık olma sebeplerinden bir tanesi de buydu.

Daha yeni görüşmeye başlamışken evde yemek yedikten sonra bulaşıkları yerleştiriyordum. Mutfak tezgahının diğer ucundan bana doğru hamam böceğinin yaklaştığını gördüm. Onu elimle aldım ve bahçeye bıraktım. Norman daha önce çıplak elle hamam böceği tutan bir kadını hiç görmediğini söylemişti. Aramızda güzel bir anı olarak kaldı.

◊ The Marvel Cinematic Universe’te birçok kadın kahraman var ama filmin isminde yer alan ilk isim sizsiniz değil mi?

- Evet, Wasp filmin adında yer alan ilk kahraman. Filmde oynadığım karakter Hope sadece güçlü, dirençli, insanlara dersini bildiren bir kız değil, aynı zamanda da zeki. İyi plan yapıp uygulayan bir kadın. Filmde benim için en önemli nokta buydu zaten. Hope bir kadın olarak Scott ve Hank kadar etkili ve onlarla eşit bir karakter.

◊ Bu filmde yeni kostümünüz var. Hiçbir erkek süper kahramana sormadığım bir soru geliyor şimdi. Kostümle kendinizi seksi hissediyor musunuz?

- Neden sormadın! Erkek kahramanlar da kostümlerini giyince seksi hissediyor. Hepsi arkadaşım, hepsini kostümleriyle gördüm. Üzerlerinde kostümleri varken nasıl havalı yürüdüklerini görmen lazım...

Bana gelirsek, ben de seksi hissediyorum ama onun ötesinde kuvvetli hissediyorum. Süper kahramanı oynamak tuhaf bir şey. Gerçek hayatta hiçbir zaman örneği olmayan bir durum. Kahramanlar nasıl yürür, nasıl konuşur, nasıl konuşur, nasıl davranırlar... Elimizde örneği yok değil mi! Ama bende kostümü giyince bütün sorular cevaplarını buluyor. Aynı tiyatrodaki gibi... Nasıl sahneye çıkınca role giriyorsun, bende de karakteri yaratmada kostüm etkili oluyor. Tabii şunu da söylemeden geçemeyeceğim; kostümün tek kötü yanı tuvalet ihtiyacını gidermek için 10 dakika çıkarmaya uğraşmak...

5b40a6f55379ff13fc53929b

OĞLUM BENİ HAVALI BULMUYOR

◊ Ant-Man ile filmde aranızda tatlı bir rekabet var. Normal hayatınızda durum nedir? Rekabetçi bir yapınız var mı?

- Fazlasıyla... Karakterimin o yönünü susturmayı sonunda öğrendim. Kendime hep erkekleri rakip gördüm. Kızlarla bir sorunum olmadı. Ama erkekleri her konuda yenmek istedim... Çok zahmetli bir karakterdi, yorucuydu. Neyse ki kendimi sakinleştirdim, herkesi her konuda geçmek zorunda olmadığımı öğrettim.

◊ Oğlunuz süper kahraman annesi ile gurur duyuyor mu?

- Oğlum 7 yaşında, çok asi bir yapısı var. Ona göre annesiyle ilgili hiçbir şey havalı değil. Bana Wasp dışında Hulk ve diğer tüm Marvel karakterlerini çok sevdiğini söylüyor.

Ama içten içe annesini çok havalı bulduğunu biliyorum çünkü onu Wasp taklidi yaparken yakaladım. Kadın olarak küçük bir erkek çocuğunun kadın kahraman taklidi yaptığını görmek hoşuma gitti. Çünkü biz küçükken tüm kız çocukları olarak erkek kahramanları taklit ederdik...

◊ Setten eve gittiğinizde süper kahramandan anneye geçiş nasıl oluyor?

- Sete gidip kostümü giyince Evangeline gidiyor. Eve gittiğimde de şaşkın anne geri geliyor. Çocuklar benim tamamen farklı bir versiyonumu görüyorlar. Fakat şöyle bir durum da var; oyuncular karakterde kendilerinden bir parça olmadığını söylediklerinde inanmıyorum. Bence bir şekilde kendimizden karaktere bir şey katıyoruz ya da tam tersi, karakterden bize bir şeyler geçiyor. Bazen çocuklarımın annelerinin Wasp olduğunu hissettiğim anları da yaşıyorum.

◊ Çalışmadığınız zamanlarda neler yapıyorsunuz?

- Ruanda’da 9 yıldır bir yardım organizasyonunun başındayım. Zamanımın çoğu bu organizasyon için gidiyor. Onun dışında çocuk kitapları yazıyorum. Şimdi bazılarını TV projesi ya da filme çevirmek için görüşmelerim var. Bunlarla birlikte çevresel ve politik aktivitelerim devam ediyor. Bu iki alanda olabildiğim kadar aktif olmaya çalışıyorum.

◊ Filmde Michael Douglas babanızı, Michelle Pfeiffer annenizi canlandırdı. Nasıldı iki büyük isimle çalışmak?

- Hayal gibiydi... Hep sinemanın ikonik starlarını düşünürdüm.

Bulundukları yere şansla gelmeyen yetenekli insanları hayal ederdim. Michael ve Michelle beklentilerimi fazlasıyla aştılar. Michael ağzını açar açmaz odanın tüm molekülleri yer değiştiriyor! Onlar rollerini o kadar rahat oynuyorlar ki, sihirli bir şey bu gerçekten. Açıklamak mümkün değil...

PAUL RUDD: EN BÜYÜK DESTEKÇİM ESiM

◊ Ant-Man’in en sevdiğim özelliği kendi büyüklüğünü ayarlayabilmesi... Malum günümüzde kısa, uzun, şişman, zayıf diye sürekli kategoriye dahil ediliyoruz...

- Maalesef... Ben de özel hayatımda bu durumu sıklıkla yaşıyorum.

◊ Nasıl yani?

- Boyum 1.78... Kısa mı? Bence değil. Daha doğrusu oyuncu olana kadar kısa olmadığımı düşünüyordum. Şimdi beni yeni görenler “Düşündüğümüzden daha kısa boylusun” diyorlar. Gerçi ben hâlâ kısa olduğumu düşünmüyorum. Tabii şu da var, Chris Hems-worth, Chris Evans ve Chris Pratt gibi uzun boylu oyuncuları görünce, biyolojik ve genetik özelliklerimin daha çok farkına varıyorum. Neden beni dev karıncanın üstünde uçan karınca adam olarak seçtiklerini bilmiyor muyum zannediyorsun! (Gülüyor)

◊ Filmi izlerken çok güldüm, çok eğlendim. Senaryo yazarlarından bir tanesi de sizsiniz, filmin hem ana kahramanı olup hem de yazmak zor olmadı mı?

- Ortak çalışmaya dayalı bir senaryo oldu. Benimle birlikte yazan arkadaşlarım çok yetenekliydi. Benim için hikayede en önemli şey insanların etkileşimi ve birbirleriyle olan iletişimi... Mesela benim bir kızım var. Sana şimdi bir baba-kız sahnesi yazabilirim. Çünkü nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Filmdeki karakterler de sonuçta insan, sadece farklı hikayeleri olan insanlar...

◊ Bu arada merak ediyorum, filmdeki kart oyunları kamera hilesi mi yoksa gerçekten siz mi yaptınız?

- Gerçekten ben yaptım, hile değildi. Bu konuda beni eğiten hocamın adı Blake Vogt. Kendisi dünyanın en iyi sihirbazlarından bir tanesi. İtiraf etmeliyim ki birkaç küçük hile için ayna önünde çok çalıştım. En basit oyunları bile öğrenmek uzun sürüyor.

5b40a6fe5379ff13fc53929f

BİZİM EVDE DİNAMİKLER ÇOK FARKLI

◊ Üçüncü “The Avengers” filmi “Infinity War”da Ant-Man yoktu. Bazı fanlar sizi postere photoshop programıyla yerleştirdi, gördünüz mü?

- Evet gördüm.

◊ Ne hissettiniz?

- Hoşuma gitti tabii ki... Ben de o posterde yer almak isterdim sonuçta. Filmde benden bahsettikleri bir sahne vardı, izlerken “Oh adım geçti” dedim hatta.

◊ Hiç sordunuz mu neden filme dahil olmadığınızı?

- Hayır, neden sorayım ki? Ayrıca olmayacağımı biliyordum en baştan itibaren.

◊ Eşiniz Julie Yaeger komedyenliğinizi mi oyunculuğunuzu mu yoksa yazarlık yönünüzü mü daha çok seviyor?

- Bence eşim de çok komik. Çocuklarımız daha da eğlenceli... Eşim kariyerimin en büyük destekçisi oldu.

Rol aldığımda ya da film iyi gişe yaptığında en çok sevinen hep o oldu. Fakat evdeki dinamikler çok farklı. Örnek vermek gerekirse “Paul çöpü at” gibi ev işi yapma durumlarını fazlasıyla yaşıyorum.

Oyuncu, komedyen veya yazar olmam, günlük hayatımızda hiçbir rol oynamıyor.

5a65da40d3806c3094798f22.jpg

Barbaros Tapan
btapan@hurriyet.com.tr

Hürriyet Kelebek
8 Temmuz 2018

 
Üst