Suat Yalaz- Karaoğlan Açıklamaları

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,891
140,899
Suat Yalaz: BÜGÜN ÇİZSEM CAMİYE GİDERDİ.

Suat Yalaz: Karaoğlan'ı bugün çizsem camiye giderdi
Karaoğlan'ı her macerada yatağa sokan adam da makarnacı oldu diyecekler.

esh53477.jpg

esh118691.jpg

Çizgi romana Türk tarihini taşıyan Suat Yalaz, fenomenleşen Karaoğlan karaketerinin doğuşunu anlatırken çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Zaman Gazetesi'nden Ayhan Hülagü'ye konuşan Yalaz, 'Karaoğlan camiye girip çıkmıyor. Biraz benim cahilliğimden öyle oldu. İslami açıdan doğru düzgün bir kültür almadığım için bilmiyordum, cesaret edemedim. Bugün çizsem daha zengin olur. İslamiyet'e sahip çıkar, sık sık camiye girer, hocaları mollaları dinler.' diye konuştu.

FİLMİ GİŞE REKORLARI KIRARKEN O SUSTU
Karaoğlan'ın çizeri Suat Yalaz'ın (80) anlattığı sıradan bir hikâyede bile onlarca yeni bilgi var. İşte bir kahramanın doğurduğu yeni kahramanlar...

Eseri sahibinin önüne geçen yazarlar olur ya. Suat Yalaz işte öyle biri. Karaoğlan, Son Osmanlı Yandım Ali gibi kahramanlar beyazperdede gişe rekorları kırarken sustu, çizgileriyle konuştu. Çizgi romana Türk tarihini taşıyan, sinemamızdaki 'kahraman' furyasını başlatan, Kartal Tibet'i keşfedip parlatan Yalaz, Karaoğlan'ı anlatırken sinema dünyasının bilinmeyenlerini deşifre ediyor.

esh88275.jpg


ÖMER LÜTFİ AKAD'IN ASİSTANLIĞINI YAPTI
İlk önce Karaoğlan'ın ete kemiğe bürünme süreci. Yıl 1959. Abdullah Ziya Kozanoğlu, Ömer Lütfi Akad'a asistanlık yapan, 'avantür filmler yapmak' için farklı hayatlara yelken açan Yalaz'ı Akşam gazetesine çağırır; resimli roman yapan Ragıp Tahir'e yardımcı birilerini aradığını söyler. Anormal bir para teklif ederler, 800 lira kazanırken 2 bin lira... Konu: Viyana Muhasarası. Milliyetçi olduğu için kabul etmez, ilk Türkleri resimlemek istediğini söyler. Malik Bey 'Madem istemiyorsun...' der, Cengiz Han'ın romanından yazılar verip resimlemesini ister. Yani küçücük bir beylik Kozanoğlu imparatorluğuna karşı galip gelir ve ilk defa konusunu Türk tarihinden alan bir çizgi roman gazetelerde boy gösterir.

Bu kahraman, Kaan. Deli dolu, disiplinsiz, kadın düşkünü, yağız bir delikanlı... Metinler Kozanoğlu'na, çizimler Yalaz'a ait. Yalaz, erotizmin dozunun kaçtığını düşünerek düzenlemeler yapar, punk saçlarını tarayıp Orta Asya Türklerine benzetir. Aralarında münakaşa çıkınca Yalaz, 'Sinema hastasıyım, senaryo yazıyorum, biraz da benim düzeltmelerim olsun.' deyip durumu kotarır.

ANADOLU ÇOCUĞUNUN DELİKANLISI NASIL DOĞDU
1,5 yıl sonrası: Kozanoğlu, gazeteden ayrılır. Çocukluğundan beri neden Anadolu'dan kahraman çıkmıyor diye hayıflanan genç çizerin önüne büyük bir fırsat çıkar. Hileli bir yola başvurur, Kaan'ı Karaoğlan'a (Kara biri olduğu için de adı Karaoğlan konur) çevirir. Sadece isimler değişmez. Yurtdışında eğitim alan, 'avangart ve ilerici' bir çizerin kahramanı gider, yerine tutucu Anadolu çocuğunun delikanlısı gelir. Güzel kadın görünce görevi unutan oğlan, kızların peşinde koştuğu biri olur. Daha dengeli, gençlere örnek olacak, bugünün üniversite öğrencisine denk gelen biri... Yalaz'ın bu dönemde etkilendiği bir kahraman var: Fransızların 1950'li yıllarda çektiği Fanfan La Tulipe filmindeki baş karakter. Deli dolu o genç, karakteri oluşturma sürecinde sık sık aklına gelir; gömleği, pantolonu, ata binme-zıplama yeteneği... İlk başlarda çok adam öldüren karakteri değiştirir, ölümleri maskeler, mecburen öldüren biri haline getirir. Sonrası malum; gazetenin tirajını katlar, seri olarak basılır, yok satar, atına binip beyazperdeye zıplar.

KARAOĞLAN BENİM CAHİLLİĞİMDEN CAMİYE GİTMEDİ
Filme başlayacağım zaman kimler aramadı ki? Ayhan Işık, 'Suatçığım bu rol için kardeşini düşünüyorsun di mi?' dedi. 'Bıyıklarını kesmezsin.' dedim. Sıcak bakmadığımı görünce üstelemedi. Yılmaz Güney 'Kapkara karşındayım, niye arıyorsun hâlâ' dedi. Resme uymadığını söyleyince küstü. Cüneyt Arkın menajerini gönderdi, sonra gelip yalvardı. Bana kızdı, sirklere gitti, Malkoçoğlu oldu.

Karaoğlan boy pos hariç aynen ben. İçimde hissetmeseydim, çizemezdim. Ne söylemek istiyorsam onu kullanıyordum. Pata küte dövüyordum birilerini. Ben de deli dolu, gözüpek biriyim, kabıma sığmam.

Karaoğlan camiye girip çıkmıyor. Biraz benim cahilliğimden öyle oldu. İslami açıdan doğru düzgün bir kültür almadığım için bilmiyordum, cesaret edemedim. Bugün çizsem daha zengin olur. İslamiyet'e sahip çıkar, sık sık camiye girer, hocaları mollaları dinler.

esh54472.jpg

Kartal Tibet ile Ertem Eğilmez her şeyini bana borçlu. Alkol ve kumar düşkünü kafa dengi. Kartal'la düşmanız. Röportaj verirken bile benim adımı bırakın Karaoğlan'ın adını anmıyor. Sette çok disiplinli çalıştı, işimi kolaylaştırdı. Yılmaz Güney, Ayhan Işık gibi hakiki bir star değil. Sekiz numaralı bir aktör.

İki oğlum var. Birinin adı Olcay To, birinin Kaan. Olcay To, Kozanoğlu'nun Atlan romanındaki bir kahraman. Sarılık hastalığıyla doğdu, geçirdiği havalelerden dolayı beyninin bir kısmı yandı, 46 yaşına kadar yaşayabildi. Normal büyüseydi, tipik bir Karaoğlan olacaktı. Şimdi onun hayatını yazacağım. Adı: Abilim.

Çizgi roman kök salamadı, çünkü çok üst düzey bir iş. Hikâye anlatmayı, çizmeyi bileceksin. Zor... Pazar kalmadığı için de yeni çizerler yetişmiyor.

'ERTEM EĞİLMEZ SAYEMDE SİNEMACI OLDU'
Şimdi film süreci: Ertem Eğilmez'in çıkardığı Ses mecmuasına karikatürler çizen Yalaz, dergi kapanma noktasına gelince Karaoğlan'ı beyazperdeye aktarmaya karar verir. Yol arkadaşı Eğilmez'i motive eder, çizgi romanlarının yayınlandığı Çağlan Yayınları'ndan 100 bin lira kredi çekip yola koyulur. Altan Erbulak, Münir Özkul gibi arkadaşlarına rol veren Eğilmez, Yalaz'ın deyimiyle arkadaşına ihanet eder, Bülent Oran'ın senaryosunu çekmeye başlar. Ancak işler istediği gibi gitmez, batar. Genç çizer, yaşananlara rağmen diyaloğu koparmaz, "Laf değil, görüntü komiği çek. Öztürk Serengil diye bir figüran var, onu başrole çıkar." der arkadaşına. Dediklerini aynen uygular Eğilmez, filmi büyük hasılat yapar, sinemaya yeni bir yıldız kazandırır, Arzu Film'i kurup devleşir. "Karaoğlan'dan bir şey olmaz" diyen arkadaşına sinirlenen Yalaz, yönetmenliğe soyunur. İlk önce Halit Refiğ, Ertem Göreç, Fevzi Tuna gibi dönemin gözde sinemacılarının yer aldığı bir jüri oluşturur, iki üç metre boyunda 'Karaoğlan aranıyor' afişleri hazırlayıp büyük şehirlere astırır. Yüzlerce fotoğraf gönderilir başvuru yeri olarak belirlenen Akşam Gazetesi'ne. Ayhan Işık, Yılmaz Güney, Cüneyt Arkın yıldız oyuncular rolü kapmak için arar yönetmeni. Ancak aranan kan bir türlü bulunamaz.

Kim olabilir diye düşünürken, lise yıllarında bir mecmuada okuduğu 'Yıldız Kenter, Kartal Tibet adında genç bir tiyatrocuyla flört ediyor' haberi gelir aklına. İsmi hoşuna gitmiştir. Araştırmaya başlar, tiyatrocu olduğunu öğrenince görüşmek için Ankara'daki büroya çağırır. İlk görüşmede dış görüntüsü kafasındaki fotoğrafa uyduğu için rolü teklif eder ve Karaoğlan sayfası açılır.

KARAOĞLAN GELİYOR'U KAÇAK ÇEKTİLER
Yeşilçam'a bomba gibi giren Kartal Tibet ile Suat Yalaz arasında beşinci filmden sonra bir husumet yaşanır. Ekonomik sıkıntı yaşayan Yalaz, Tibet'e biri Türkiye'nin ilk James Bond'u olacak Yüzbaşı Kartal ile Karaoğlan serisinin devamı niteliğinde bir film çekmek istediğini söyler. Tibet, kabul eder. Ancak çekim zamanı yaklaştığında yıldız oyuncunun Hülya Koçyiğit'le başrol oynayacağı bir film için Türker İnanoğlu'yla el sıkıştığını öğrenen Yalaz, gemileri yakar, seriye son verir. Araplarla çektiği bir Karaoğlan'dan sonra da (başrol Kuzey Vargın) Fransa'ya yerleşir. Bu sırada 'Sayemde yönetmen oldu.' dediği Ertem Eğilmez ile yıldızını parlattığı Tibet bir araya gelip Karaoğlan Dönüyor adında (yön: Mehmet Aslan) korsan bir film yaparlar. Yalaz ikisini de mahkemeye verir, 5 yıl sonra tazminatını alır. Yargıtay tarafından yakılmasına karar verilen filme dokunulmaz.

Alıntıdır.
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,891
140,899
Bu röportaj hakkında Levent Cantek'le yapılan söyleşi:

Suat Yalaz'ın "Bugün çizsem Karaoğlan camiye giderdi" sözlerini Karaoğlan ile ilgili bir kitap da yazan Levent Cantek ile konuştuk.

'Karaoğlan'ı bugün çizsem camiye giderdi'

(BÜLENT TELLAN / ÖZEL HABER) Suat Yalaz'ın efsaneleşen çizgi romanı Karaoğlan için söylediği "bugün çizsem Karaoğlan camiye giderdi" sözleri tartışma yarattı. Kimileri bu Suat Yalaz'ın bu açıklamasına gerekçe olarak röportajın Zaman gazetesine verilmesini gösterdi, kimileri ise Yalaz'ın hiç değişmediğini eskiden beri böyle farklı çıkışlar yaptığı görüşünde.

Biz de gazeteciler.com olarak Türkiye'de çizgi roman araştırmaları ile tanınan Levent Cantek'e Yalaz'ın son açıklamasını sorduk. İşte bize anlattıkları:

BUGÜN ÇİZSEM KARAOĞLAN CAMİYE GİDERDİ

Bugün Zaman gazetesi Pazar eki için Ayhan Hülagü'ye konuşan Suat Yalaz, "Karaoğlan camiye girip çıkmıyor. Biraz benim cahilliğimden öyle oldu. İslami açıdan doğru düzgün bir kültür almadığım için bilmiyordum, cesaret edemedim. Bugün çizsem daha zengin olur. İslamiyet'e sahip çıkar, sık sık camiye girer, hocaları mollaları dinler" dedi.

1963'den 2002 yılına kadar 700'den fazla sayı yayınlanan Karaoğlan ile ilgili bir kitap yazan Levent Cantek ile Suat Yalaz'ın bu açıklamalarını konuştuk.

EROTİK VE MİLLİYETÇİ BİR İKON: KARAOĞLAN

İletişim bilimci Cantek, Oğlak Yayınlarından çıkan Erotik ve Milliyetçi Bir İkon: Karaoğlan kitabının yazarı. Kitapta Suat Yalaz'ı, tarihi çizgi romanları, Karaoğlan'ın geçirdiği evrimleri ve sinemadaki yansımalarını analiz eden Cantek, çizgi roman'ın neden popüler olduğu sorusuna tarihten siyaset sosyolojisine kadar pek çok farklı perspektiften açıklamalar getiriyor.

Cantek, Yalaz'ın ürettiği ürünü satabilmek çabaladığı düşüncesinde ve şöyle diyor: "Karaoğlan'a ilgiyi artırmak için orijinalinde olmayan uzun sevişme sahneleri de ekledi, yayınevi böyle istiyor diyerek çıplak kadınlara kapatıp gecelik de giydirdi. Müslümanlıkla ilgili metinler üretti. Yalaz'ı tutarsız bulmaya bence hiç gerek yok. Çok değiştiğini de düşünmüyorum. Son derece tutarlı bir pragmatik o."

İşte Levent Cantek ile yaptığımız röportajdan çarpıcı bir bölüm:

ALTAYLARDAN GELEN YİĞİT BİRDEN BİRE MÜSLÜMAN OLDU

Karaoğlan, "Altaylardan Gelen Yiğit" olarak anılıyor. Çizgi romanın tamamını incelemiş ve analizler kaleme almış biri olarak Karaoğlan'ın din ile ilişkisini nasıl yorumluyorsun? Orta Asya'dan at sırtında macerandan maceraya koşan bir karakterin öykülerde "İslamiyet'e sahip çıkabilir" miydi?
Karaoğlan farklı dönemlerde boy gösterdi, önce Attila dönemindeydi, sonra Cengiz Han ve en sonda 13.Yüzyılda Anadolu'da yaşadı. Gök Tanrıdan bahsederken birdenbire Müslüman oldu. Suat Yalaz pek de açıklama yapmadan daha çok hikaye anlatabileceği dönemlere çekerek dizisini sürdürdü. İslamiyet'e sahip çıkma bir düsturuysa hiç olmadı, serüven ve erotizm her zaman başat unsurlardı. Böyle bir kaygısı hiç olmadı. Müslümanlığın Türkleri yavaşlattığına ve kendi özünden uzaklaştırdığına dair bir inancı vardır ayrıca.

FRANSIZLARA EROTİK ÇİZGİ ROMANLAR ÇİZERDİ


Karaoğlan'ın "erotik ve milliyetçi bir ikon" olduğunu söylüyorsun kitabında. "Benzerlerine göre daha ölçülü hamaset, daha fazla erotizm" taşıdığını da anlatıyorsun. Hatta Yalaz bir dönem Fransa'da salt erotik içerikli çizgi romanlar da üretmiş. Erotizmin Karaoğlan'da bu kadar geniş yer tutmasının nedeni nedir? Dönemin koşulları mı? Ticari kaygılar mı? Yoksa başka bir neden mi?

Tabii ki ticari kaygılar demek gerekiyor. Internetin olmadığı dönemlerde Fransa'daki işleri bilinmiyordu ve Yalaz, Türkiye'de Çizgi Roman kitabımda bundan bahsetmememi rica etmişti. Gazetelere Ramazan sayfaları yaptığı için duyulmasını istemiyordu. Gazete kökenli çizgi romancılar satmak üzere üretirler. Bir edebiyatçı gibi yazmazsa üretmezse kendini eksik hissetmek gibi bir hassasiyetleri yoktur. Karaoğlan ticari bir ürün, milliyetçilik de cinsellik de satışını kolaylaştırdı. Bugün çizsem İslamiyet'e sahip çıkardım ifadesi sizi şaşırtmasın, hep böyle biriydi. Yemeği müşteriye göre pişiriyor. Ama bana sorarsanız en iyi anlatabildiği şey erotizm.

YALAZ SEKÜLER, ŞERİAT KARŞITI VE MİLLİYETÇİYDİ


Karaoğlan Akşam gibi dönemin "solcu" gazetelerinden birinde yayınlanmaya başlanmış. Söylem olarak da tıpkı Kemal Tahir gibi halkçı/solcu olarak addedilmiş. Hatta '70'li yıllarda Ortanın solundaki "Bülent Ecevit" ile "Karaoğlan" kelimeleri özdeşleşmiş. Yalaz'ın bugün söyledikleri ile geçmişte durduğu yer arasındaki farkı sen neye bağlıyorsun?

Karaoğlan'ın solculuğu Suat Yalaz'ın iddiasıdır. Bir başka çizgi roman, rakibi olan Tarkan sağcıymış da kendi hikayesi muhalifmiş. Böyle bir şeyin aslı astarı yok. Ecevit'in Karaoğlan lakabı benim çizgi romanımdan geliyor diyor mesela. Karaoğlan ismi yalnızca bir çizgi romana özgü olan, 'müseccel bir marka' değil ki... Karaoğlan lakabının çizgi romandan geldiğine dair o dönem çıkmış bir tek hatıra, ifade, köşe yazısı yok. Tek kaynak Suat Yalaz. Ecevit'le görüşmüş, Karaoğlan'ın yayınlandığı gazetede Milliyet'te haberi çıkmış. Bir iddiada bulunuyorsunuz, magazinel bir haber çıkıyor, o haberde bile böyle bir ifade yok, kimse üzerinde durmuyor zaten. Sonra üzerinden yıllar geçiyor ve o magazine tarihi vesika muamelesi yapılıyor. Ama anlamıyor değilim, bunlar ürüne itibar kazandıracak şeyler. Ecevit saygın bir politikacıydı. Suat Yalaz, 50'li yıllarda CHP ve İnönü karşıtıdır, Demokrat Partilidir. Üretimlerine bakılırsa sekülerdir, şeriat karşıtıdır ve milliyetçidir. Hiç bir dönem solcu olduğunu sanmıyorum. Ticari olarak kendisine zarar verebileceği için solcu olarak tanınmayı istemeyen biri oldu hep. Şeker hastalığı nedeniyle gözleri iyi görmüyor ve artık çizemiyor. Çizemeyince siyasetle ilişkisi arttı ve yanlış hatırlamıyorsam bir basın açıklaması yapıp Amerika'ya yanaştı diye Ecevit'i Karaoğlanlıktan azletti mesela. Bu da haber olmadı da bunu yaptığını bir röportajından öğrendik.

TUTARSIZ DEĞİL SON DERECE TUTARLI BİR PRAGMATİKTİR

Suat Yalaz dini kültür almadığını, cahilliğini örnek gösteriyor ama 80'li yıllarda kendisinin imzasıyla yayınlanan Hz. Muhammedin Hayatı, Dört Halife Devri, Halid bin Velid gibi çok sayıda dini çizgi romana da imza attı. Daha sonra (yeniden) yayınlanana Karaoğlan'larda erotizmin düzeyini düşürme (bazı karelerin sansürlenmesi gibi) örnekler oldu mu?

Gazete yönetimi böyle istedi, ben de çizdim cümlesini ondan sayısız kez duymuşumdur. Karaoğlan'a ilgiyi artırmak için orijinalinde olmayan uzun sevişme sahneleri de ekledi, yayınevi böyle istiyor diyerek çıplak kadınlara kapatıp gecelik de giydirdi. Müslümanlıkla ilgili metinler üretti. Yalaz'ı tutarsız bulmaya bence hiç gerek yok. Çok değiştiğini de düşünmüyorum. Son derece tutarlı bir pragmatik o. Gelen teklife bağlı olarak ürettiğini söyledim. Satabileceğine inandığı birşey olursa öneriyor, kabul görürse üretiyor, siparişe göre çalışan biri... Böyle yaşarsanız ister istemez bazen susar, bazen herkesten çok haykırırsınız. Her ikisi de malı satabilmek içindir.


Alıntıdır.
 

kparker

Süper Üye
5 May 2012
157
843
çizgi romanın ülkede en popüler olduğu dönemlerde yerli çizgi romanlarda ve filmlerde okuru etkilemek için kullanılan klasik kareler ve vurgular vardı. estetik bir kaygı içinde veya değil cinsellik kullanımı bu tavrın en başta gelen örneklerindendi. yalaz da ticari anlamda başarı için cinselliği eserlerinde bolca kullanmıştır. aksi halde bulunduğu dönemde yarattığı kahramanlar o kadar popüler olamazdı. bu günlerdeki açıklamaları biraz şiş kebap yanmasın kaygısı taşıyor gibi. kahramanlarını camiye gönderebilirdi elbette ama bu kadar popüler olamazdı ve satamazdı. bu saatten sonra suat yalazın bu açıklamaları bir takım çevrelere hoş gelebilme kaygısı ile olmuş olabilir ama samimiyet testinden kalır, gerçek çr. okuru üzerinde negatif etki yaratır.
 

Dindar Diker

Çeviri & Balonlama
11 Nis 2009
2,476
8,801
İzmir
Kartal Tibet bence her şeyini Suat Yalaz ustamıza borçlu. Fakat o, ustayı bırakıp Tarkan filmlerinde oynadı. Para kazandı ama dostluk kaybetti.
 
Üst