SAKA -1943-05-20-MAYIS-Sayi 133

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287

Sayın ritvan ;

ŞAKA okuma günlüğü : ŞAKA OKU(YORUM) :



"Necla -- Ayol, o kadar hararetle methetme.. İmrendiriyorsun beni...

Ayten -- Hani imrenilmiyecek gibi de değil...
Necla -- Sakın aşık olmıyasın?.
Ayten -- Doğrusu o kadar gözümü alıyor, beni kendine o kadar çekiyor ki duyduğum bu şiddetli alakaya pekala aşk bile denebilir...
Necla -- Aa... Kızın hiç pervası da yok!..
Ayten -- Neden olsun?. Sen de görsen onu siyah kadifelerin içinde..
Necla -- (Hayretle) Elbisesi katufe mi?.
Ayten -- Öyle ya.. Elbisesi diyebiliriz.. En ziyade duruşu hoşuma gidiyor. Kimbilir kolumda görenler nasıl haset edecek..
Necla -- (Müztehzi) Bari git de bir randevu iste..
Ayten -- (Ciddi) Galiba bu gidişle temelli sahip olacaım...
Necla -- Demek niyetin bu kadar ciddi...
Ayten -- E.mette...
Necla -- İlahi Ayten, ben görmeyeli ne işler becermişsin meğer..
Ayten -- Neden?..
Necla -- Öyle ya.. Anlattığına göre adamla adeta flört ediyorsun..
Ayten -- Hangi adam canım?.
Necla -- Demindenberi ballandırdığının delikanlı kimse işte...

Ayten -- (Kahkaha ile) Ayol ben sana flörtümü değil kuyumcunun vitrininde gördgüm pırlanta bileziği anlatıyordum!.. "

Bu satırlar "Geveze" imzalı "Sevgili.." (Bir Perdelik Fantezi) sinden...



SEVDİĞİM SÖZLER :

* Aşk evvela içten içe bir kaynaşma sonra bir kasırga, onda sonra süt limandır.

* Gülmek öğrenilmesi en güç bir sanattır.

* Şaka, bazan bir okşama, bazan bir ders, bazan da bir şamar gibi görülür.Bakanın gözündeki gözlüğe göre..

* Cevap vermemek bazan en keskin cevaptır.

* Aşk geliyorum demez, gidiyorum der.

* Dostların sözü hikaye, kendi sözümüz hakikat, karımızın sözü kanundur.

* Hürmet saf bir maden değildir, ekseriya içinde korku bulunur.

* Soğukkanlılığı hiçbir zaman kaybetmiyen kimse soğukkanlı olmaya layık değildir.






VAZİFE KURBANI

Mekteplerde imtihan notları verilmek üzeredir. Oktör Burhanettin Tepsi'nin oğlu, okumakta olduğu mektepten, bir akşam, gayet ciddi bir yüzle döndü. Babasının gençlik zamanındaine rahmet okutacak bir melodram aktörü edasile :
-- Bab! diye gürledi, oğlun şu anda bir vazife kurbanıdır!.
-- ?..

-- Muallimin verdiği vazifeyi yapamadımdan sıfır aldım!.



CESARET

Kötü şairdi. Sordular :
-- Neden nesir yazmıyorsun da şiir yazıyorsun?.
-- Ne yapayım, Halide Edip, Yakup Kadriyi okudukça cesaretim kırılıyor..

-- Öyle ise, dediler, bir kere de Hamidi, Haşimi filan oku!..

Dedo11 Yorumu : Tanıdığım kendini şiir yazdığını sananların hiçbiri hiçbir şairden şiir okumuyordu...






BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "hadise" diyor , biz "olay" diyoruz...
Onlar "celse" diyor , biz "oturum" diyoruz...
Onlar "iştirak" diyor , biz "katılma" diyoruz...
Onlar "müzakere" diyor , biz "görüşme, danışma" diyoruz...
Onlar "tertipleme" diyor , biz "düzenleme" diyoruz...
Onlar "
terbiyeci" diyor , biz "eğitimci" diyoruz...
Onlar "mütenasip" diyor , biz "uygun" diyoruz...
Onlar "mektep" diyor , biz "okul" diyoruz...
Onlar "aktör" diyor , biz "oyuncu" diyoruz...
Onlar "vazife" diyor , biz "görev" diyoruz...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...






 
Üst