agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,220
- 11,307
Roma, Città Aperta (1945)*Altın Palmiye*
Yönetmen: Roberto Rossellini
Senaryo: Sergio Amidei, Federico Fellini, Roberto Rossellini
Müzik: Renzo Rossellini
Ülke: İtalya
Tür: Dram, Savaş
Vizyon Tarihi: 27 Eylül 1945 (İtalya)
Dil: İtalyanca, Almanca
Süre: 103 dk
Çekim Yeri: Rome, Lazio, İtalya
Nam-ı Diğer: Rome, Open City
IMDb Rating: 8.0
*1946 Altın Palmiye, En İyi Film*
Sunum: 940 MB, Siyah/Beyaz 720p, orijinal dilde ve Türkçe altyazısı yanındadır.
Roma, Açık Şehir:
"İnsanların özgürlük içinde yaşamak istediklerini asla anlamıyoruz.
Öldürmekten başka bir şey bilmiyoruz!
Avrupa'yı cesetlerle kapladık ve bu mezarlar yavaş yavaş nefret doğuruyor.
Her yerde nefreti doğuruyor.
Bu nefret bizi yok edecek.
Hiç umut yok."
Bir Alman subayının bir SS subayına söyledikleri.
Adını II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin ve Faşistlerin Roma'ya verdikleri statüden alan film, 'Yeni Gerçekçilik' akımının başlangıç filmi olarak kabul edilir.
Müttefik Alman ve İtalyan devletleri savaş sırasında Roma'nın bir 'açık şehir' olduğunu,
yani silahtan ve askerden arındırılmış, dolayısıyla da saldırılamaz bir bölge olduğunu ilan etmişlerdi.
Roberto Rossellini’nin Roma, Açık Şehir'i, Nazilerin teslim olan Roma’yı işgal ettikleri 1944 yılını konu alıyor.
Faşist bir güce karşı İtalyan orta sınıfının dayanışmasını konu alan film, savaşın hemen akabinde o günleri unutmak isteyen
İtalyanlar tarafından başta çok ilgi görmese de, yıllar içinde hem ulusal hem de uluslararası camiada ün kazandı ve
Yeni Gerçekçiliğin simge filmlerinden biri haline geldi.
Anna Magnani ve Aldo Fabrizi gibi birkaç profesyonel oyuncunun dışında, tümüyle amatör oyuncuların yer aldığı film,
1946 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı. *türkçealtyazı.org*
Roberto Rossellini, gerçekçi efektler için gerçek Alman savaş esirlerini kullanmıştı.
Direniş lideri Manfred'e Naziler tarafından yapılan işkenceyi anlatan 16 dakikalık sekans,
henüz bir sinema filminde görünmeyen, bu türden en uzun süreli vahşet tasviriydi.
II. Dünya Savaşını konu edinen benzerleri arasında işgale karşı sürdürülen direnişi merkezine alan filmlerden biri olan bu filmi önemli kılan bir başka nokta da
direnişi bir takım "kahramanlar" üzerinden anlatmayı tercih etmiyor oluşu.
Direniş, omuzlarında yükseldiği sıradan insanlar üzerinden anlatılıyor ve sıradan insanların sessiz sedasız kahramanlıkları da hikayenin bir parçası oluyor.
İşgal gerçeği ile büyüyen ve büyüklerinden habersiz faşistlere bomba "ikram eden" çocukların,
ekmeksiz kalan evlerine ekmek götürmek için fırınları "kamuya açan" kadınların,
cemaatinin izinden giden ve onların sürdürdüğü direnişe kayıtsız kalamayan Katolik rahibin hikayeleri canlı bir direniş tablosu sunuyor izleyiciye.
Nazi subayı rahibe sorar:
- O bir dinsiz, bir tanrı tanımaz; neden yardım ediyorsun?
Rahip:
- Her kim özgürlük ve adalet için savaşıyorsa, tanrının yolundadır.
Don Pietro (Aldo Fabrizi) karakteri, sonunda SS tarafından 1944'te idam edilen don Giuseppe Morosini'nin Roma'daki partizan faaliyetini yansıtıyor.
İtalya'nın 7. Cumhurbaşkanı olan (1978-1985) ve o zamanlar Regina Coeli hapishanesinde tutulan Sandro Pertini, onunla karşılaşmıştı:
"Regina Coeli'de tutulan Don Giuseppe Morosini ile idamından önceki sabah karşılaştım:
SS sorgusundan çıkıyordu; kırbaçlamadan sonra İsa gibi şişmiş yüzü kanlıydı.
Gözlerimde yaşlarla, zorlukla gülümsedim; bana gülümsemeye çalıştı ve dudakları kanadı. Gözlerinde parlak bir ışık parlamıştı.
Golgota'daki Christ gibi yüksek sesle "Tanrım, onları affet: ne yaptıklarını bilmiyorlar" diyerek idam mangasını kutsadı. (Filmin finalinde kullanılmış)
Bu en asil şehidin anısı yaşıyor ve her zaman ruhumda yaşayacak"
Finalde Don Pietro'nun, cellatları affetmesi için Tanrı'ya yaptığı çağrı, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmeden önce Tanrı'ya yakarmasına bir göndermedir:
"Baba, onları affet, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar" (Luka 23:34).
Piskopos Luigi Traglia, İtalyan Afrika Polisinin (PAI) on iki askerinden oluşan infaz müfrezesinin önüne çıkartılıncaya kadar eşlik etti.
Ateş açma emri verildiğinde, müfrezenin on üyesi havaya ateş açtı.
Diğer ikisinin ateşiyle yaralanan Don Morosini, infaza komuta eden SS subayı tarafından başının arkasına tabanca atışı ile öldürüldü.
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*
Yönetmen: Roberto Rossellini
Senaryo: Sergio Amidei, Federico Fellini, Roberto Rossellini
Müzik: Renzo Rossellini
Ülke: İtalya
Tür: Dram, Savaş
Vizyon Tarihi: 27 Eylül 1945 (İtalya)
Dil: İtalyanca, Almanca
Süre: 103 dk
Çekim Yeri: Rome, Lazio, İtalya
Nam-ı Diğer: Rome, Open City
IMDb Rating: 8.0
*1946 Altın Palmiye, En İyi Film*
Sunum: 940 MB, Siyah/Beyaz 720p, orijinal dilde ve Türkçe altyazısı yanındadır.
Roma, Açık Şehir:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
"İnsanların özgürlük içinde yaşamak istediklerini asla anlamıyoruz.
Öldürmekten başka bir şey bilmiyoruz!
Avrupa'yı cesetlerle kapladık ve bu mezarlar yavaş yavaş nefret doğuruyor.
Her yerde nefreti doğuruyor.
Bu nefret bizi yok edecek.
Hiç umut yok."
Bir Alman subayının bir SS subayına söyledikleri.
Adını II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin ve Faşistlerin Roma'ya verdikleri statüden alan film, 'Yeni Gerçekçilik' akımının başlangıç filmi olarak kabul edilir.
Müttefik Alman ve İtalyan devletleri savaş sırasında Roma'nın bir 'açık şehir' olduğunu,
yani silahtan ve askerden arındırılmış, dolayısıyla da saldırılamaz bir bölge olduğunu ilan etmişlerdi.
Roberto Rossellini’nin Roma, Açık Şehir'i, Nazilerin teslim olan Roma’yı işgal ettikleri 1944 yılını konu alıyor.
Faşist bir güce karşı İtalyan orta sınıfının dayanışmasını konu alan film, savaşın hemen akabinde o günleri unutmak isteyen
İtalyanlar tarafından başta çok ilgi görmese de, yıllar içinde hem ulusal hem de uluslararası camiada ün kazandı ve
Yeni Gerçekçiliğin simge filmlerinden biri haline geldi.
Anna Magnani ve Aldo Fabrizi gibi birkaç profesyonel oyuncunun dışında, tümüyle amatör oyuncuların yer aldığı film,
1946 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı. *türkçealtyazı.org*
Roberto Rossellini, gerçekçi efektler için gerçek Alman savaş esirlerini kullanmıştı.
Direniş lideri Manfred'e Naziler tarafından yapılan işkenceyi anlatan 16 dakikalık sekans,
henüz bir sinema filminde görünmeyen, bu türden en uzun süreli vahşet tasviriydi.
II. Dünya Savaşını konu edinen benzerleri arasında işgale karşı sürdürülen direnişi merkezine alan filmlerden biri olan bu filmi önemli kılan bir başka nokta da
direnişi bir takım "kahramanlar" üzerinden anlatmayı tercih etmiyor oluşu.
Direniş, omuzlarında yükseldiği sıradan insanlar üzerinden anlatılıyor ve sıradan insanların sessiz sedasız kahramanlıkları da hikayenin bir parçası oluyor.
İşgal gerçeği ile büyüyen ve büyüklerinden habersiz faşistlere bomba "ikram eden" çocukların,
ekmeksiz kalan evlerine ekmek götürmek için fırınları "kamuya açan" kadınların,
cemaatinin izinden giden ve onların sürdürdüğü direnişe kayıtsız kalamayan Katolik rahibin hikayeleri canlı bir direniş tablosu sunuyor izleyiciye.
Nazi subayı rahibe sorar:
- O bir dinsiz, bir tanrı tanımaz; neden yardım ediyorsun?
Rahip:
- Her kim özgürlük ve adalet için savaşıyorsa, tanrının yolundadır.
Don Pietro (Aldo Fabrizi) karakteri, sonunda SS tarafından 1944'te idam edilen don Giuseppe Morosini'nin Roma'daki partizan faaliyetini yansıtıyor.
İtalya'nın 7. Cumhurbaşkanı olan (1978-1985) ve o zamanlar Regina Coeli hapishanesinde tutulan Sandro Pertini, onunla karşılaşmıştı:
"Regina Coeli'de tutulan Don Giuseppe Morosini ile idamından önceki sabah karşılaştım:
SS sorgusundan çıkıyordu; kırbaçlamadan sonra İsa gibi şişmiş yüzü kanlıydı.
Gözlerimde yaşlarla, zorlukla gülümsedim; bana gülümsemeye çalıştı ve dudakları kanadı. Gözlerinde parlak bir ışık parlamıştı.
Golgota'daki Christ gibi yüksek sesle "Tanrım, onları affet: ne yaptıklarını bilmiyorlar" diyerek idam mangasını kutsadı. (Filmin finalinde kullanılmış)
Bu en asil şehidin anısı yaşıyor ve her zaman ruhumda yaşayacak"
Finalde Don Pietro'nun, cellatları affetmesi için Tanrı'ya yaptığı çağrı, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmeden önce Tanrı'ya yakarmasına bir göndermedir:
"Baba, onları affet, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar" (Luka 23:34).
Piskopos Luigi Traglia, İtalyan Afrika Polisinin (PAI) on iki askerinden oluşan infaz müfrezesinin önüne çıkartılıncaya kadar eşlik etti.
Ateş açma emri verildiğinde, müfrezenin on üyesi havaya ateş açtı.
Diğer ikisinin ateşiyle yaralanan Don Morosini, infaza komuta eden SS subayı tarafından başının arkasına tabanca atışı ile öldürüldü.
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*