Nurdağı

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,552
70,417
NeverLand
Ahmet_Ozbuluk_nurdagi.jpg

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Gaziantep İli’ne bağlı bir ilçe olan Nurdağı’nın doğusu Gaziantep ili Şahinbey ve Şehitkâmil ilçeleri, batısı Osmaniye İli ve Bahçe ilçesi, kuzeyi Kahramanmaraş ili Türkoğlu ve Pazarcık ilçeleri, güneyi Gaziantep ili İslahiye ilçesi ile çevrilidir. İlçenin doğusunda Hurşit Dağları, batı ve güneyinde Amanos ile Nurdağı yer almaktadır. Buradaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkii kış aylarında çok yağışlı ve sislidir.

Denizden 570 m. yüksekliktedir. Gaziantep’e 67 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 900 km2, toplam nüfusu da İlçe 570 rakımlı olup, 29.274’tür.

İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. İlçenin batısındaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkiinde şiddetli kar yağışı olmaktadır. Kuzeyden ve zaman zaman kuzeybatıdan esen rüzgarların etkisinde olmaktadır.

Zerda Şelalesiİlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve madenciliğe dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, arpa, buğday, mısır, pamuk, şeker pancarı, kırmızı biber, soğan, korunga, fiğ, yoncadır. Hayvancılıkta ise sığır, koyun, keçi, tavuk yetiştirilmekte olup, arıcılık da yapılmaktadır. İlçe toprakları içerisinde zengin krom yatakları vardır.

Nurdağı Mezopotamya-Anadolu-Akdeniz arasında geçiş yolu üzerinde bulunmasından ötürü Eski Tunç Çağı’ndan beri yerleşime sahne olmuştur. Burada yapılan kazılar Orta Tunç Çağı, kalkolitik Çağı’nda da burada yerleşim olduğunu göstermiştir. Hitit İmparatorluğu bu yöreye de hakim olmuş ve küçük bir Hitit Krallığı yörede hüküm sürmüştür. Ardından Asurlular, Gerdaniler yöreye hakim olmuş, Geç Hitit dönemine ait kalıntılar Nurdağı yakınındaki Sakçagözü ve Zincirli (Sam’al) höyükte ortaya çıkarılmıştır.

Sakçagözüİngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Prof.Gastrang’ın yörede yaptığı çalışmalarda (1954), Nurdağı’nın çeşitli bölgelerinde bir çok Hitit yerleşimi olan höyüklerle karşılaşmıştır. Bu çalışmalar sonunda, Nurdağı yöresinde Hititlerin uzun süre yaşadıkları ortaya çıkmıştır.Sonraki yıllarda Persler yöreye egemen olmuş, Büyük İskender’in doğu seferi sırasında tüm çevre ile birlikte Nurdağı yöresi de Makedonyalıların eline geçmiştir. İskender’in ölümünden sonra yöre, bir süre Seleukosların egemenliğine geçmiş, daha sonra da Romalılar ve Bizanslılar yöreye hakim olmuşlardır. Hıristiyanlığın ilk zamanlarında, Cebeli Bereket Dağları ilk Hıristiyanların yerleştikleri yerler olmuştur. Nurdağı Bizanslılarla Araplar arasında sınır konumunda olmuştur.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları buraya yerleşmiş ve yöre bir süre Selçukluların egemenliğinde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Mısırlı İbrahim Paşanın Suriye’nin Kuzeyini işgal etmesi ve Nizip Savaşı’ndan sonra geri çekilmesi üzerine bu bölgelerde yoğun olarak bulunan Çelikanlı ve Delikanlı aşiretlerinin çekişme ve kavgaları yüzünden asayişsizlik çoğalmış, Sultan Abdülmecit zamanında Halep vilayetleri valileri olan Derviş ve Cevdet Paşalar bu bölgede düzeni sağlamak üzere görevlendirilmişlerdir.Cebelibereket vilayeti de bu dönemde kurulmuştur. Nurdağı da İslahiye gibi bu vilayete bağlanmıştır.

Cumhuriyetin ilanı sırasında yine bölgede asayişsizlik baş göstermiş ve 1933 yılında da Gaziantep’e bağlanmıştır. 1990 yılında da ilçe konumuna getirilmiştir.

Hurşit Ağa Konağıİlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Ukkaşiye Türbesinin bulunduğu tepede, bir kilise kalıntısı, Hisar Köyü civarında Bizans dönemine tarihlendirilen kale kalıntıları, Hz.Ukkaşiye’nin Türbesi ve başta Hurşit Ağa (Zerda)Konağı olmak üzere Türk sivil mimari örnekleri bulunmaktadır. Ancak bu konak Şubat 2005'te bilinmeyen bir nedenle yanarak kullanılmaz hale gelmiştir. Bu evlerin en büyük özelliği taş su basmanı üzerine kerpiç, ahşap kamışlarla yapılmış olmalarıdır.

Sakçagözü

Nurdağı ilçesi, Sakçagözü Bucağı’nın 3 km. kuzeyindedir. İlk olarak 1883 yılında yeri saptanmıştır. Klasik dönem kalıntılarının altında İ.Ö. I.bin yıllarına tarihlenen bir kent kalıntısı bulunmuştur.

Kentin Geç Hitit döneminde kurulduğu sanılmaktadır. Kenti çevreleyen surlar, saray kalıntısı ve yapıları süsleyen kabartmalı ortostatlar kazılar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Prof. J.Garstang’ın çalışmaları sonucu Kalkeolitik Dönemden Bizans Dönemine kadar uzanan bir yerleşim yeri olduğu belirlenmiştir. Buluntular arasında Tel Halaf ve El Obeyd türü çanak çömlekler yer almaktadır. Büyük saray kalıntısı, tepeyi bütünüyle kaplamaktadır. Yapı, bir surla çevrilidir. Ön avlu, neo-Hitit üslubunda heykellerle süslüdür. Yapıların temelini süsleyen kabartmalı ortostatlar Arami-Hitit üslubundadır.

00440806.jpg


Sakçagözü, Gedikli-Karahöyük ve büyük bir olasılıkla da Tilmen Höyük’teki İ.Ö. II. bin yıldaki yaşam hakkında, Asur ve Hitit yazılı kaynakları bilgi vermektedir. Özellikle, İ.Ö. 1525 yılına tarihlenen Telepinu metni, Hitit Kralı I.Hattusil’in Toros geçitleri ve Kilikya üzerinden gelerek Alalakh/Tel Açana’yı yakıp yıktığını ve Karkamış’a kadar olan bölgeyi Hitit egemenliği altına soktuğunu, Kral Mursil’in de Halpa/Halep’i aldığını göstermektedir.

Yine Halep ve yakın çevresi Büyük Hitit İmparatorluğu döneminde II.Tudhaliya (İ.Ö.1490), II.Hattusil (İ.Ö.1420) ve I.Suppiluliuma (İ.Ö.1370) tarafından Hitit-Mitanni çekişmeleri sırasında Hitit İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Bölge, Asur Kralı I.Tiglatplaser’in İ.Ö.1100 yılında Karkamış’ı almasıyla Asur Krallığının egemenliği altına girmiştir. Bu kral döneminde tarihlenen ve Kuyucuk-Ninive’de ele geçirilen Asur çivi yazılı bir mektupta “ Ki-li-zi kenti...dan (Asur) krala” hitaben bir mesaj yer almaktadır. “Ki-li-zi” kentinin bu günkü Kilis olduğu düşünülmektedir. Kuzey Suriye İ.Ö. I.bin yılda Karkamış başta olmak üzere Asur krallığının eline geçmiştir.

Yine aynı dönemde Güneydoğu Anadolu-Kuzey Suriye kent devletlerinin etkisi Gaziantep Müzesinde sergilenen bazalt kabartmalarda görülmektedir.

Ukkaşe (Ökkeşiye) Türbesi

k_yasar_gul_nurdagi7.jpg


Yapılan araştırmalarda, türbenin Resulllah (sav)’in arkadaşlarından Ukkaşe b. Mihsan el-Esedi (ra) adına yapıldığı saptanmış. Bazılarına göre türbede Ukkaşe b. Mihsan'n gömülü olduğu söylense de, bazılarına göre, burada katıldığı bir savaşta kaybettiği parmağı yada kanının döküldüğü yer olduğu için buraya türbe yapıldığı rivayet edilmekte.

00056011.jpg


Hz. Ukkaşe hakkında, özellikle Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında fazla bir bilgi bulunmamakta. Müslüman olduktan sonra ve Bedir Savaşı’ndaki başarılarından sonra, kaynaklarda onun hakkında bilgiye rastlanmaktadır.

Hz. Ukkaşe (ra) Bedir Savaşı’nda çok büyük cesaret gösterdi. Savaşırken kılıcı kırıldı. Peygamberimiz (sav) kendisine bir hurma dalı verdi. Bu dal, Peygamberimizin bir mucizesi olarak onun elinde kılıç oldu ve onunla savaştı. O kılıçla çok sayıda savaşa katıldığı rivayet edilmektedir.
 
Üst