bortecinefb
Süper Üye
Şair ve yazar Namdar Rahmi hakkında internetteki birçok biyografi yanlışlıklarla doludur. Hakkında pek az şey bilinen Namdar Rahmi için yalan yanlış biyografiler sıralanmış ve çoğu birbirinden alıntı yapılarak yayılagelmiş. Ben burada bazı yanlışları düzelterek bir biyografi veriyorum. Örneğin aslen Konyalı olmasına rağmen Konya'da değil Kütahya'da doğmuştur. Ayrıca, kendisine atfedilen “Salla başı al maaşı isimli” şiir, aslında ona ait değildir. Birde sadece şair değil aynı zamanda yazardır. Bu değerli insanı doğru tanıtmak istedim.
(1896-1953)
Gerçek adı Mehmet Namdar olan ve 1896 yılında Kütahya’da doğan usta şair ve yazar, soyadını memleketi olan Konya Karatay Türbesi’nden esinlenerek almıştır. Hukuk Mektebi’nde okumuş, daha sonra ondaki yeteneği gören bir maarif müfettişinin aracılık etmesiyle, birkaç arkadaşıyla birlikte Fransa’ya gönderilmiştir. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nin Felsefe bölümünü bitiren Karatay, yurtdışına gitmeden önce de, döndükten sonra da Anadolu’nun çeşitli okullarında öğretmenlik yapmıştır.
Felsefi Meslekler Sözlüğü, Namık Kemal ve İdealizmi, Yazma Dersleri, Kitaplarımın Hikayesi, Geçti Bor’un Pazarı gibi eserleri vardır.
Yergileriyle, Türk hicvinin Şair Eşref ve Neyzen Tevfik'ten geri kalmayan bir şairidir. Adı onlar kadar duyulmasa bile, yergileri ağızdan ağza, çok kere adı bile anılmayarak, tekrarlanır, sanki onları bir başkası yazmıştır.
Esas mesleği öğretmenlik olan Namdar Rahmi Karatay, Atatürk'ün de ilgisini çeker ve 1. Dil Kurultayı'na katılır, lakin yaptığı konuşmadan sonra, kendi deyimiyle "yalancı, müfteri, riyakâr, jurnalcı" dostlarının sayesinde (!) diğer kurultaylara çağrılmaz.
Şair, esas amacı bilimsel ve felsefe araştırmalarında beklediği olanaklara kavuşamayınca, mizaha, hicve, yergiye yönelir.
"Geçti Bor'un Pazarı" şiiri onun uğradığı hüsranın, beklediğini bulamamanın tepkisidir.
"Başta kavak yelleri estiği günler hani?
Umduğumuz, neşeler, şerefler, ünler hani?
Beklenilen alaylı, şanlı düğünler hani?
Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye."
Hele "Poker Destanı"ndaki yenik düşen bir aydının isyanı itirafı:
"Bu hayat pokerinde bize ancak pas düştü
Elime per gelmeden ellere fulas düştü,
Şimdi artık mahvolan ömrüm için yas düştü
Yoksulluk kimsesizlik çöktü kara kış gibi
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi."
Namdar Rahmi Karatay'ın hicivleri topluma, düzene karşıdır, toplumun değerlerini eleştirir ve hakkı olmayanların, bu düzenden otladıklarını anlatır, kendisi gibi düşünenleri de uyarır:
"Fırsatı iyi kolla sakın olma dangalak
Genç iken vur partiyi, durma ye keyfine bak
Sonra iç şampanyalar, viskiler bardak bardak
Dokunuyor üç kadeh şimdi bizim mideye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye."
(1896-1953)
Gerçek adı Mehmet Namdar olan ve 1896 yılında Kütahya’da doğan usta şair ve yazar, soyadını memleketi olan Konya Karatay Türbesi’nden esinlenerek almıştır. Hukuk Mektebi’nde okumuş, daha sonra ondaki yeteneği gören bir maarif müfettişinin aracılık etmesiyle, birkaç arkadaşıyla birlikte Fransa’ya gönderilmiştir. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nin Felsefe bölümünü bitiren Karatay, yurtdışına gitmeden önce de, döndükten sonra da Anadolu’nun çeşitli okullarında öğretmenlik yapmıştır.
Felsefi Meslekler Sözlüğü, Namık Kemal ve İdealizmi, Yazma Dersleri, Kitaplarımın Hikayesi, Geçti Bor’un Pazarı gibi eserleri vardır.
Yergileriyle, Türk hicvinin Şair Eşref ve Neyzen Tevfik'ten geri kalmayan bir şairidir. Adı onlar kadar duyulmasa bile, yergileri ağızdan ağza, çok kere adı bile anılmayarak, tekrarlanır, sanki onları bir başkası yazmıştır.
Esas mesleği öğretmenlik olan Namdar Rahmi Karatay, Atatürk'ün de ilgisini çeker ve 1. Dil Kurultayı'na katılır, lakin yaptığı konuşmadan sonra, kendi deyimiyle "yalancı, müfteri, riyakâr, jurnalcı" dostlarının sayesinde (!) diğer kurultaylara çağrılmaz.
Şair, esas amacı bilimsel ve felsefe araştırmalarında beklediği olanaklara kavuşamayınca, mizaha, hicve, yergiye yönelir.
"Geçti Bor'un Pazarı" şiiri onun uğradığı hüsranın, beklediğini bulamamanın tepkisidir.
"Başta kavak yelleri estiği günler hani?
Umduğumuz, neşeler, şerefler, ünler hani?
Beklenilen alaylı, şanlı düğünler hani?
Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye."
Hele "Poker Destanı"ndaki yenik düşen bir aydının isyanı itirafı:
"Bu hayat pokerinde bize ancak pas düştü
Elime per gelmeden ellere fulas düştü,
Şimdi artık mahvolan ömrüm için yas düştü
Yoksulluk kimsesizlik çöktü kara kış gibi
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi."
Namdar Rahmi Karatay'ın hicivleri topluma, düzene karşıdır, toplumun değerlerini eleştirir ve hakkı olmayanların, bu düzenden otladıklarını anlatır, kendisi gibi düşünenleri de uyarır:
"Fırsatı iyi kolla sakın olma dangalak
Genç iken vur partiyi, durma ye keyfine bak
Sonra iç şampanyalar, viskiler bardak bardak
Dokunuyor üç kadeh şimdi bizim mideye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye."