MUHLİS BEY
İlk kez 1980 yılında Gırgır dergisi sayfalarında ortaya çıkan Muhlis Bey, senaryolarını yazan Behiç Pek ile onları çizgiye dönüştüren Latif Demirci'nin işbirliği sonucu yaratılmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinin sıkıntılı günlerinde siyaset dışı konularda gezinen espri dozu yüksek karikatür ve bantlarıyla popüler olmuştur. Bu sayede Muhlis Bey köşesinde 'farklı' yaratılışlı bireyler ön plana alınarak bu türden kişilerce yapılan sarsaklık ve şapşallıklar hicvedilmiştir.
Muhlis Bey, başlangıçta yaraldığı derginin 'Cırıltı' adlı bir köşesinde çeşitli toplumsal konularda yazılar yazan hayali bir karakter olarak doğmuştur. Okuyucuları kısa zamanda benimsediği ve tuttuğu soyut karakter, bir süre sonra çizgiyle şekillenmiş olarak gözükmeye başlamıştır. Türk toplumundaki karmaşa ve kargaşanın bireysel bir yansıması rolüne soyunduğu ilk haftalardaki performansı sonradan mizah ve espri dozu çok yüksek bir formata çevrilmiştir. Yine de karakteri biçimlendiren ve sevdiren şaşkınlık, kararsızlık, anlamsız saplantılar ve bütün bunların psikolojik ve düşünce yapısı açısından izdüşümlerinden asla taviz vermemiştir. Toplumun değişik katmanlarında bu tür çelişki ve zorluklar yaşayan dergi okuyucularının kendileriyle paralellikler gördüğü Muhlis Bey'i benimsemeleri hiç zor olmamıştır. Tiplemenin, çeşitli sorunlar karşısında yarattığı eksantrik ve sıradışı çözümler hep kendisine göre olmuştur. Bu sayede yakaladığı kendine has espri unsuru da iyice belirginlemiş, benzerlerinden ayrılmıştır.
Tek karelik esprileri zamanla bantlara dönüşen Muhlis Bey kendini yaratan iki dinamik mizahçının, Demirci ile Pek'in uyumlu birlikteliğinde Gırgır'ın bir tam sayfasına yayılmıştır. Yaratıcılarının tanımıyla, "Herşeyi bildiğini zanneden, fakat hiçbir şey bilmeyen bir tip," olmasına rağmen 'bey'liğini asla yitimeyen Muhlis'in yanına bir süre sonra işlerini yürütmesinde yardımcı olması amacıyla Mithat adlı bir çırak tipleme eklenmiştir.
'Z' harfini bir türlü söyleyemeyen, 'r'yi de arasıra diline dolayabilen Muhlis Bey, uzun boylu, saçları daima kazıtılmış, papyonunu ve ceketini üzerinden neredeyse hiç çıkarmayan, geniş ağızlı, ince uzun bıyıklı ve iki dişi geniş ağzının iki yanından aşağıya dişlek olarak sarkan biridir. Dikey çizgili pantolonuna uygun koyu renk ceketiyle kendince uyumlu giyinen bir şıklık düşkünüdür. Karşılık bulamamasına rağmen bir türlü vezgeçemediği, hiç değilse yanında olmanın keyfini çıkarmaya çalıştığı çırağı Mirsat'ın annesi Yeliz Hanım'a aşıktır.
Sayfa olarak Gırgır'ın el değiştirdiği 1990 yılına dek Pek-Demirci işbirliğiyle devam etmiştir. Ancak Pek'in Mart 1990'dan itibaren Muhlis Bey'i bu dönemde çalıştığı Pişmiş Kelle sayfalarına taşıması ve Demirci'nin de başka bir dergide çalışıyor olması dolayısıyla bir süre iki farklı versiyon olarak hazırlanmıştır. Muhlis Bey'in eski maceralarına bir dönem Dıgıl dergisinde yeniden yer verilmiştir.
İlk kez 1980 yılında Gırgır dergisi sayfalarında ortaya çıkan Muhlis Bey, senaryolarını yazan Behiç Pek ile onları çizgiye dönüştüren Latif Demirci'nin işbirliği sonucu yaratılmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinin sıkıntılı günlerinde siyaset dışı konularda gezinen espri dozu yüksek karikatür ve bantlarıyla popüler olmuştur. Bu sayede Muhlis Bey köşesinde 'farklı' yaratılışlı bireyler ön plana alınarak bu türden kişilerce yapılan sarsaklık ve şapşallıklar hicvedilmiştir.
Muhlis Bey, başlangıçta yaraldığı derginin 'Cırıltı' adlı bir köşesinde çeşitli toplumsal konularda yazılar yazan hayali bir karakter olarak doğmuştur. Okuyucuları kısa zamanda benimsediği ve tuttuğu soyut karakter, bir süre sonra çizgiyle şekillenmiş olarak gözükmeye başlamıştır. Türk toplumundaki karmaşa ve kargaşanın bireysel bir yansıması rolüne soyunduğu ilk haftalardaki performansı sonradan mizah ve espri dozu çok yüksek bir formata çevrilmiştir. Yine de karakteri biçimlendiren ve sevdiren şaşkınlık, kararsızlık, anlamsız saplantılar ve bütün bunların psikolojik ve düşünce yapısı açısından izdüşümlerinden asla taviz vermemiştir. Toplumun değişik katmanlarında bu tür çelişki ve zorluklar yaşayan dergi okuyucularının kendileriyle paralellikler gördüğü Muhlis Bey'i benimsemeleri hiç zor olmamıştır. Tiplemenin, çeşitli sorunlar karşısında yarattığı eksantrik ve sıradışı çözümler hep kendisine göre olmuştur. Bu sayede yakaladığı kendine has espri unsuru da iyice belirginlemiş, benzerlerinden ayrılmıştır.
Tek karelik esprileri zamanla bantlara dönüşen Muhlis Bey kendini yaratan iki dinamik mizahçının, Demirci ile Pek'in uyumlu birlikteliğinde Gırgır'ın bir tam sayfasına yayılmıştır. Yaratıcılarının tanımıyla, "Herşeyi bildiğini zanneden, fakat hiçbir şey bilmeyen bir tip," olmasına rağmen 'bey'liğini asla yitimeyen Muhlis'in yanına bir süre sonra işlerini yürütmesinde yardımcı olması amacıyla Mithat adlı bir çırak tipleme eklenmiştir.
'Z' harfini bir türlü söyleyemeyen, 'r'yi de arasıra diline dolayabilen Muhlis Bey, uzun boylu, saçları daima kazıtılmış, papyonunu ve ceketini üzerinden neredeyse hiç çıkarmayan, geniş ağızlı, ince uzun bıyıklı ve iki dişi geniş ağzının iki yanından aşağıya dişlek olarak sarkan biridir. Dikey çizgili pantolonuna uygun koyu renk ceketiyle kendince uyumlu giyinen bir şıklık düşkünüdür. Karşılık bulamamasına rağmen bir türlü vezgeçemediği, hiç değilse yanında olmanın keyfini çıkarmaya çalıştığı çırağı Mirsat'ın annesi Yeliz Hanım'a aşıktır.
Sayfa olarak Gırgır'ın el değiştirdiği 1990 yılına dek Pek-Demirci işbirliğiyle devam etmiştir. Ancak Pek'in Mart 1990'dan itibaren Muhlis Bey'i bu dönemde çalıştığı Pişmiş Kelle sayfalarına taşıması ve Demirci'nin de başka bir dergide çalışıyor olması dolayısıyla bir süre iki farklı versiyon olarak hazırlanmıştır. Muhlis Bey'in eski maceralarına bir dönem Dıgıl dergisinde yeniden yer verilmiştir.