Marty Amca

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,541
69,359
NeverLand
"UFO'lar, duyu ötesi güçler, tarihin sırları, arkeoloji, bilim ve ezoteri: İmkânsızlıklar Dedektifi, şaşırtıcı dünyamızda saklanan büyük sırları araştırıyor." 1982'den beri yayınını birçok dilde sürdüren Martin Mystere, hayranları tarafından oluşturulan ve yayınevi Bonelli Editore'nin de desteklediği web sitesinde bu cümleyle tanıtılıyor.

Öyküsüne göre genç yaşta ailesini kaybedip, onlardan kalan mirasla eğitimini tamamlayan, ardından arkeolog sıfatıyla TV dizileri hazırlayıp, kitaplar yazarak yaşamını sürdüren biridir Martin Mystere. Kendisiyle kolayca dalga geçebilen, bitiremediği işler için editöründen özürler dileyen, Peter Pan sendromu ile açıklamaya çalıştığı orta yaş bunalımları yaşayan, ders anlatıyormuş gibi konuşmalar yapan, sakin, geveze, elitist, kuralcı bir entelektüel, kendine taktığı ismiyle "Marty Amca"dır. Tarihin dokunulmazlığına olan tepkisi ve resmî tarihe duyduğu güvensizliği nedeniyle olacak esrarengiz olayları bir mıknatıs gibi çekmesine karşın yaşadığı gizemli olaylarla ilgili bulguları bir türlü kamuoyuna açıklayamayan bir araştırmacıdır da. Çünkü "kanıtlar" ve ilk kez gün yüzüne çıkan veriler -çoğunlukla- kendilerine Kara Adamlar diyen bir örgüt tarafından yok edilmektedir.

Bir macerasında "her Amerikan yuppi'sinde olmalı" diye tarif ettiği American Express kartı, yaşamının vazgeçilmez bir öğesidir, öyle ki, heyecanlı bir tartışma sırasında -genellikle hikâyelerin başında- kapıyı çalan postacı American Express kartının faturasını getirebilir. Hayli "Amerikalı" ve maddiyatçıdır: Bir okuru kendisine birçok ülkede kitabının satıldığını anımsattığında gamsızca kendisine gönderilen çekler ile ilgilendiğini söylemekten geri durmaz. İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nu (IRA) silah ve özgürlüğün bir arada olmaması gerektiğini düşündüğü için eleştirir. Bir modern çağ aristokratı olarak sarışın, mavi gözlü ve %80 oranında takım elbiseli bir görüntüye sahiptir. Bir "akademisyen" ve arkeolog olarak karşısına çıkan garipliklerle kendini maceradan maceraya atılırken bulmakta ve yaşamına bunlarla yön vermeye mecbur kalmaktadır. Bu yönüyle bir anlamda Indiana Jones karakterini anımsatır.

Dizi, İtalyan çizgi romanlarının anlatım dili ile macera romanlarının yapısını birbirine harmanlar niteliktedir. Baş karakterin kimi zaman monoloğa dönen konuşmaları, bir anlatıcıya gerek bırakmadan öykünün eksik noktalarını açıklar. Bu diyaloglarda genellikle Marty Amca'yı konuşurken, asistanı Java'yı dinlerken -ya da tuhaf mimik ve tepkiler verirken- görürüz: Java'nın, bir Neanderthal olması, mizah unsurunu kolaylaştırırken, eserin esrarengiz atmosferini beslemektedir. Konuşmaların bir diğer yönü de kimi zaman enformatik monologlara dönüşmesidir. Bu, telesekreterin nasıl çalıştığından, floppy disketlerin ne kadar yararlı olduğuna dair birçok teknik/gündelik malûmatı aktararak dizinin "belgeselci" niteliğine katkıda bulunmaktadır. Aynı çerçevede dikkat çeken bir ayrıntı da Mystere'in -çoğu yazarın aksine- bir fanatiği olarak bilgisayar ve özellikle Mac kullanmasıdır. Program yazmaktan yeni çıkan modelleri test etmeye kadar birçok uğraşla, onun Mac kullanması özellikle belirtilmektedir. Öykünün final karelerinde bir Mac ekranı içinde Mystere'in notları görünmektedir. Değil teknoloji eleştirisi, açık bir marka fetişizmi vardır.

Bonelli Editore'ün yayın politikası içinde genel olarak gözlenebilecek belgeselci anlatım Mystere'de bir turistik gezi duygusuyla bütünleşir. Mister No ile Amazonları, Ken Parker ya da Zagor öykülerinde "bir zamanlar Amerika'yı gerçekçi detaylarla izleyebilen okuyucu Mystere'de hem dünyanın farklı coğrafik ayrıntılarını hem de bir 'gizemler haritasını' okuma şansı bulur. Öykülerini, 'popüler bilim'den, bilim dünyasındaki sansasyonel ya da magazinel olaylarla ilgili dergilerin Haberlerinden seçen Mystere, Nazka Düzlükleri, Piramitler, Stonehenge, Nuh'un Gemisi gibi konuların 'gerçek kökenlerini' araştırırken bu efsanelerle ilgili olarak söylenegelmiş tüm bilgilerin de bir derlemesini sunmaya çalışmaktadır. Bu derlemeler içinde zaman zaman macera dozunun gereksinimlerinden, serinin genel yaklaşımından ya da tam tersine bilgisizlikten doğan kimi yanlışlıklar/farklı yorumlara rastlanabilmekte, bu durum belgesel niteliğini zedelerken Mystere'ı, dizi içinde eleştiregeldiği bilim dışı kaynaklarla özdeşleştirmektedir. Bu duruma, serinin en oryantalist unsuru olan Kut Humi'nin yorumlanışı, kimi tarihî sırların Atlantis'le bağdaştırılması örnek olarak gösterilebilir.

Mystère, öykünün anlatılagelen miladında -onu kahraman yapan "tarihin" başlangıcında, Floransa Güzel Sanatlar Okulu'nda birlikte okuduğu Sergej Orloff ile Hindistan'a gider. Hindistan yılları boyunca Kut Humi'nin yanında mütevazı bir yaşamla 'hayatın anlamını' ararlar ve Kut Humi, Nirvana'ya ulaşmalarına oldukça yaklaşmışken onlara birer Murchadna (antik bir silah) verir ve iki arkadaşı çağdaş yaşama geri gönderir. Geleneksel dramatik/dualistik gerilime uygun olarak silahların yapısı, iki arkadaşın karakterlerindeki anlamları da keskinleştirir. Orloff'un elindeki silah öldürmekte, Mystere'ın elindeki silahsa yalnızca bayıltmaktadır. Kötü adam olmak Orloff'a düşer ve yolları ayrılır.

Hikâyenin altyapısını oluşturan bu kurgu daha fantastik kişilikler üzerinden dilini kuran Golden Age çizgi romanlarına benzese de (karakterler arası ilişkiler anlamında Mandrake örnek gösterilebilir), Mystere serisi Bonelli'nin anti-kahraman yaklaşımını sürdürmektedir. Orloff ve Mystere'in durumları, öykünün tamamında belirgin biçimde işlene duran iyi-kötü çatışmasını özetler, ancak ikisi de yalnız başlarına iyi ve kötüyü temsil etmez Mystere, tüm kusurlarını açıkça yaşarken Orloff da bir bölümde, beklenenin aksine dünyayı kurtarır.

Karakteri doğal bir çerçeveye yerleştirmeye yarayan özellikler, dizinin her senaristi tarafından vurgulanarak tipikleştirilmektedir. öte yandan yazarların çokluğu bölümler arası tutarlılığın zayıflamasına neden olabilmekte ya da kimi öyküleri atipikleştirerek serinin bağımsız "mevziler" edinmesine neden olabilmektedir. Kimi yan karakterler ancak belirli konu kalıplarında "kartonlaştırılarak" çizilmekte, derinlemesine bir karakter analizi mümkün olmamaktadır. Bu yargı, serinin başlıca karakterlerinden Diana Lombard ya da Sergej Orloff için bile geçerli olabilir.

Java'nın bir neanderthal olarak dil yapısının farklı olduğu vurgulanmış, ayrı bir iletişim yöntemi düşünülerek en detaylı yan karakter haline getirilmiştir. Bununla birlikte farklı yazarların yorumları nedeniyle bazı öykülerde dilsiz alfabesi kullanan Java, bazı öykülerde telepati kurabilen Mystere'in çevirmenliği ile iletişim sağlayabilmiştir. Üstelik kimi öykülerde sanki bunlar hiç olmamış gibi Java'nın konuşmaları Mystere'e malûm oluyormuş gibi sunulmuştur.

Diana Lombard, en kısa tanımla Martın Mystere'ın uzatmalı nişanlısıdır. Kıskançlığı dışında belirgin bir karakter özelliği yok gibidir. Martin için endişelenmekte ya da onun kendisini aldatmasından korkmaktadır. Bir ara Harlem'de saygı uyandıran ender beyazlardan biri olması gibi kişisel detaylara değinilmişse de derinleştirilmiş değildir. Açıkça kartonlaştırılmıştır: Bağımlı, zafiyet gösteren ve kötü adamların elinde dizinin kahramanına karşı koz olarak kullanılan bir unsurdur sadece.

Sergej Orloff, temelde dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü kalpli meczup bilim adamlarına andırır bir biçimde sunulmuş, bu çerçeveye mafyavari bir çalışma yöntemi (Mandrake'dedi Kobra gibi) ve post-polisiye (Robocop serisindeki kötü adamlara benzeyen) bir görüntü eklenerek tamamlanmıştır. Gençlik yıllarında Mystere'le yakın dost olduklarını bildiğimiz Orloff her öyküde yer almamaktadır. Çoğunlukla öldüğü düşündürülmekte ve gerekli olduğunda bir bahaneyle "ölümden kurtularak" yeniden devreye sokulmaktadır. Bu anlamda kötü adam profiline yine geleneksel çerçevede yeterince sadık kalındığı düşünülebilir (Tommiks serisindeki Bınbır Surat ya da Zagor'dakı Hellingen gibi).

Seride yine gereksinimlere göre varlıklarını sürdüren Vincent von Hansen, Chris Tower, Travis gibi bazı devamlı-küçük yan karakterler de mevcuttur. Von Hansen, Mystere'in kendine örnek aldığını söylediği bir başka arkeologdur. Mystere'in Atlantis'le ilgili kimi keşiflerine tanık olan bu karakter de serinin genel kurgusunda önemli bir yere sahip değildir. Yalnızca birkaç öyküde karşılaşmalarına rağmen karakter derinliği anlamında sürekli karakterlerden Jinx dahi Mystere'i daha çok etkiler. CIA üst düzey çalışanlarından Chris Tower ve New York emniyetinde müfettiş olan Travis karakterleri dizinin apolitik tavrını netleştirmek gibi bir işlev üstlenmekle birlikte, karakter olarak yalnızca çalıştıkları kurumun devreye girerek çözümü mümkün kılacağı durumlarda karşımıza çıkarlar. Bu karakterlerin asıl önemli yanı serinin politik kimliğindeki yerleridir. Sistem eleştirisi gerektirebilecek sonuçlara ulaşan öyküler, Hollywood'a benzer bir tavırla Amerikan rüyasını sarsmayacak bir final ihtiyacına girdiğinde, özellikle devletle kurulması gereken ilişkilerde CIA'dan Chris Tower ve New York emniyetinden müfettiş Travis devreye girerler. Serinin hemen her öyküsünde etkisini hissettiren Kara Adamlar'ın tanımlanması ya da farklı çıkar ilişkilerinin sunumunda bu yol kullanılarak, aslında CIA'nin kod adı olan 'başka bir yer'in dile getirilmesi ve Mystere'in bu kişilerle ilişkilerinde mesafeli olmasıyla yaratılmak istenen şüphe neredeyse önemsizleştlrilir. Devlet, sadece teorik olarak var olan ve mutlak bir tarafsızlığa hakim bir görüntüde verilir. Bu sayede savaşlar, hükümet krizleri, üst düzey yönetim sorunları, terör adeta kaderci bir anlatımla aktarılmakta ya da yok sayılmakta ve sorunlar sadece esrarengiz olaylar ve dünyanın varlığını sürdürmesi arasında tanımlanmaktadır.

Özellikle Ken Parker serisinde kötülerin nedenlerini de vurgulayarak geniş bir bakış açısı çizen Bonelll Editore'nin bir başka serisi olarak Martin Mystere bu nedenle gerçekçilikten uzak kalmaktadır. Oluşan açık, tüm yan karakterlerden daha fazla yer alan bir tüzel kişilik olarak Kara Adamlar sayesinde kapatılmaya çalışılmakta; ancak Kara Adamlar'ın ifade biçimi de bu durumu zorlaştırmaktadır. Kara Adamlar da yine ancak öykünün gerektirdiği kadar derin yazıldığı için kendi iç çelişkilerinden, kendilerine nasıl baktıklarından haberimiz olmamaktadır. Serinin birçok öyküsünde Kara Adamlar, Orloff (ya da hattâ Batman'in Joker'ı) gibi katıksız kötü adamlar olarak, örneğin havaya uçurulan Atlantis buluntularının önünde kahkahalarla gülen birer karikatür olarak çizilmişlerdir. Kara Adamlar, seri içinde İskenderiye Kütüphanesi'nin saklı kalmış bir odasını yakarlarken manifestolarını açıklarlar: Varolan resmî tarih anlayışı bugün mevcut olan iktidar yapısının kaynağıdır; bu yüzden tarih "hep okullarda öğretildiği gibi kalmalı"dır ve tarihin akışını değiştirecek her buluş yok edilmelidir. Bugün kara gözlükler ve siyah takım elbiseli "kostümleriyle" Kara Adamlar adını taşıyan örgüt, daha önceki dönemlerde ise engizisyon mahkemeleri ya da benzeri isimlerle anılmıştır.

Mystere'in kimi zaman hesaplaşmaya çalıştığı pozitivist anlayışın uçlarını da, savaşın toplum için bir araç olmasını kabul eden militarist üstkültürü de, komplo teorilerinin ortak noktasında rastlanabilecek gizli toplum mühendislerini de temsil edebilecek olan ve Türkiye'de "dış mihraklar" popüler ifadesiyle tanımlanabilecek (!) olan Kara Adamlar, kimi zaman ele alınan konuların yeterince macera unsuru içermemesi gibi durumlarda, spekülatif-magazinel Atlantis tezi ortaya atılarak devreye sokulmakta ve "artan adrenalinle" birlikte serinin yapısına uygun bir final hazırlamaktadırlar. Bu anlamda bilinen iyi ve kötü adamlar bakışıyla olumsuz bir deux-et machina olarak da kullanılıken dizinin en belirleyici unsuru haline gelirler. Kökenleriyle ilgili olarak, Martin Mystere karakterinden bağımsız (ya da Mystere'ın sadece göründüğü öyküler) olarak basılan dört albümden biri, Kara Adamlar örgütün tarihi üzerine yazılan bir denemedır. Kara Adamlar, Adem ve Havva mitiyle de ilişkiler kurarak Atlantis'in var olduğu zamanlar tezine geri dönerek işlenmiştir; ancak öykü, örgütün günümüzde var oluşu, önemi ve rolü konusunda hiçbir yeni açılım getirmemiştir.

Esrarlı unsurların bağlandığı yerler itibariyle öyküler seri içinde üç ana başlıkta toplanabilir: MIT bağlantılı öyküler, Atlantis öyküleri ve efsaneler... MIT öyküleri, teknolojik gelişmelere dair fikirleri hattâ kent efsanelerini ya da ortodoks bilimin eleştirisini Mystere üzerinden yazarlar. Günümüz dünyasıyla en somut ilişkilerin kurulduğu öykülerdir ancak çoğunlukla birebir referanslardan kaçınılmakta ya da bilim ve bilim-dışı çevrelerin tanımı yapılırken (kasıtlı ya da bilgisizlikle) yaratılan muğlak atmosfer net bir sonuç çıkartılmasını engellemektedir. Atlantis öykülerinin yazarları, fıkralardan coca cola'ya her şeyi Atlantis silahı olarak gösterir, çoğunu Kara Adamlar'ı devreye sokarak yok ederler. Atlantis'in var olduğu gerçeğinden yola çıkan ya da bu gerçeği ispatlamaya çalışan bu öyküler serinin en baskın temasını oluştururlar. Diğer öykülerde gerçekçiliğe uymayan ayrıntılar da 'bir zamanlar Atlantis vardı' cümlesiyle açıklanabilmekte ve en önemlisi tarihle ilgili her tür alternatif tez bu ortak tema içinde işlenmektedir. Bu nedenle Kara Adamlar'ın en çok ortaya çıktığı öykülerdir Efsaneler, iyi bilinen mesellerin ardındaki gerçekler iddiasıyla yer yer bilimkurgu havasına bürünen konulan işlerler. Bu temada değerlendirilebilecek olan birçok öykü yeni bölümlerinde italya'ya yerleşmiş olan Mystere'in güzel sanatlar dersi verircesine İtalya gizemleri üzerinden kurguladığı Avrupa efsanelerinden yola çıkar. Bu temaların herhangi birinde işlenen öykülerde kimi zaman çok iyi tanınan edebiyat eserleri ya da karakterleri konu olabilmekte ya da birebir referanslarla öyküyü tamamlamaktadırlar. Bu durum da özellikle edebi beğenisi yüksek okurlara yönelik olarak serinin hedef kitlesini genişletmeye yaramaktadır.

Bu denli karışık öykü kurgularının bir araya gelmesiyle bir seri oluşturulunca, her öykü "dipnotlarla" dolmak zorunda kalmış ya da öykülerin kendi içindeki kronolojisinden vazgeçilmiştir. Seri, Alfredo Castelli'nin editörlüğünde, farklı yazarlarca yeni konuların ele alındığı bir fantastik anlatıya dönüşmektedir. Bir kült haline gelmesinde tarihe farklı açılardan bakması kadar, öykülerde yer alan "tarihsel gerçeklerle" ilgili almanaklar yayımlanmasının ve belgeselciliğinin etkisi vardır.

Kara Adam'ların geçmişle ilgili sırların tamamını biliyor olmalarına rağmen bunları yok etmek için Marty Amca tarafından keşfedilmelerini beklemeleri, Marty Amca'nın geçmişiyle ilgili birçok ayrıntının halâ tam olarak açıklanmamış olması, seride bunu sağlayabilecek imkânların yokluğundan değil, ihtiyaç duyulduğunda kullanılacak öykü malzemeleri olarak beklemekte olmalarından kaynaklanır. Çizgi roman dünyasında yerini canlı olarak tutacağına kesin gözüyle bakılabilecek Martin Mystere birçok esrarengiz olayı açıklamak adına net bilgilerle oynamaya ve okuyucusunun ilgisini renkli ve spekülatif konularıyla çekmeye devam edecektir. Bunu da gizemli Kara Adamlar'a bir teşekkür borçlu olduğunu unutarak yapacaktır, muhtemelen.

KORAY LÖKER
 
Üst