gandor08
Yönetici
- 6 Ocak 2013
- 18,366
- 142,843
Marathon
- Konuyu Başlatan gandor08
- Başlangıç tarihi
DryKleon
Süper Üye
- 18 Eki 2020
- 2,685
- 6,794
Ellerinize sağlık çok teşekkürler değerli gandor08 üstadım.
pam
Çeviri & Balonlama
- 27 Kas 2009
- 256
- 3,019
''Nicolas Dabon, Marathon adlı çizgi romanında, 1928 yılında Amsterdam'da düzenlenmiş olan Yaz Olimpiyatları'nda maraton dalında Fransa adına yarışan Cezayirli atlet Boughera El Ouafi'nin hikayesini ele almaktadır. Yarışmanın favorileri arasında gösterilmeyen El Ouafi, azmi ve mental sağlamlığıyla ipi önde göğüslemeyi başarmıştır.
Dabon, maraton koşusunun yalnızca fiziki zorlayıcılığının olmadığını, bununla birlikte mental olarak da güçlü olmak gerektiğinin altını çizmektedir. Bir fabrikada işçi olarak çalışan, henüz bağımsızlığını kazanamamış bir ülkenin evladı olarak (Cezayir 1962 yılında bağımsızlığını kazanmıştır) ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören El Ouafi, maraton boyunca sporcu kimliğinin dışında kendi varlığının tanınması için de koşmaktadır adeta. Dabon, maraton boyunca zaman zaman El Ouafi'nin zihnine girerek, yarışta onun mental olarak güçlü kalmasını sağlayan düşüncenin, spor dışında da hayata tutunabilmek için güçlü olmasından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Çünkü sömürge bir ülkenin vatandaşı olarak varlığını ispat etmek iki kat daha zordur. 1. Dünya Savaşı'nda Fransa adına savaşan ve hayatını kaybeden Cezayirlilerin yaşadıkları koşu boyunca El Ouafi'nin zihninde canlanmaktadır.
Dabon, çizimlerinde kullanmış olduğu kırmızı ve bordo ağırlıklı renklerle adeta Amsterdam şehrine saygı duruşunda bulunmaktadır.
Not: 1959 yılında El Ouafi'nin Paris yakınlarında işlettiği restoranına kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş ve bu saldırıda El Ouafi ve kız kardeşi hayatını kaybetmiştir. Cinayeti kimin işlediği aydınlatılamamıştır.''
Sepya renklerin hakim olduğu, güzel çizilmiş bir hikaye.
@gandor08 paylaşım için teşekkürler...
Dabon, maraton koşusunun yalnızca fiziki zorlayıcılığının olmadığını, bununla birlikte mental olarak da güçlü olmak gerektiğinin altını çizmektedir. Bir fabrikada işçi olarak çalışan, henüz bağımsızlığını kazanamamış bir ülkenin evladı olarak (Cezayir 1962 yılında bağımsızlığını kazanmıştır) ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören El Ouafi, maraton boyunca sporcu kimliğinin dışında kendi varlığının tanınması için de koşmaktadır adeta. Dabon, maraton boyunca zaman zaman El Ouafi'nin zihnine girerek, yarışta onun mental olarak güçlü kalmasını sağlayan düşüncenin, spor dışında da hayata tutunabilmek için güçlü olmasından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Çünkü sömürge bir ülkenin vatandaşı olarak varlığını ispat etmek iki kat daha zordur. 1. Dünya Savaşı'nda Fransa adına savaşan ve hayatını kaybeden Cezayirlilerin yaşadıkları koşu boyunca El Ouafi'nin zihninde canlanmaktadır.
Dabon, çizimlerinde kullanmış olduğu kırmızı ve bordo ağırlıklı renklerle adeta Amsterdam şehrine saygı duruşunda bulunmaktadır.
Not: 1959 yılında El Ouafi'nin Paris yakınlarında işlettiği restoranına kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş ve bu saldırıda El Ouafi ve kız kardeşi hayatını kaybetmiştir. Cinayeti kimin işlediği aydınlatılamamıştır.''
Sepya renklerin hakim olduğu, güzel çizilmiş bir hikaye.
@gandor08 paylaşım için teşekkürler...