Les Dites Cariatides (1984)

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,220
11,307
Les Dites Cariatides (1984)

Yönetmen: Agnès Varda
Senaryo: Charles Baudelaire, Agnès Varda
Müzik: Jean-Philippe Rameau
Tür: Belgesel, Kısa Metraj
Dil: Fransızca
Çekim Yeri: Paris 3, Paris, Fransa
Süre: 12 dk
İlgi: Paris, neo-klasik heykeller ve Charles Baudelaire ile Jean-Philippe Rameau
Nam-ı Diğer: The So-called Caryatids
IMDb Rating: 7.1


Sunum: 118 MB, 720p, orijinal dilde ve Türkçe altyazısı yanındadır.

Les Dites Cariatides:


OhdvTy.jpg



Fransız televizyonu tarafından yaptırılan bu kısa film; Paris'in her yerinde bulunan,
ağırlıklı olarak binaların duvarlarında bulunan, pencereleri, çatıları vb. tutan neo-klasik heykelleri konu alan bir belgeseldir.

Bu heykeller Parislilerce artık o kadar tanıdık ki, neredeyse hiç fark edilmiyorlar;
ancak Paris'e yabancı izleyiciler, unutulmuş bir Paris'in
Baudelaire şiiri ve Rameau müziği eşliğinde keşfi ile büyülenecekler.



OhdzmM.jpg


*Yok, hayır... Fotoğrafta gördüğünüz; hükümetimizin dağıtacağı patates-soğanı istiflediği yer değil.
Paris'de bir işhanının önü. Yönetmen Agnès Varda'nın bir şakası.
*

Ohd2i8.jpg



Varda'dan beklenebileceği gibi, kadın imajlarından sembolik ve sosyal imalar çıkardığı için film, -şakacı bir biçimde- oldukça feministtir.
Baudelaire'den bahsedince film biraz üzüyor: Şiirleri, başarısı, şöhreti; sonraki fiziksel gerilemesi, ses kaybı ve ölümü.

Filmin bir Türkçe çevirisi yoktu. İngilizce çevirisinden Han'ımım Türkçeleştirdi.
Şiir olan yerleri çevirmek istemedi önce
(hissetmek gerekirmiş), ısrarımla çevirdi.
İngilizcesi kuvvetli olanlar için, klasör içine İngilizce altyazıyı da ekledim.


dipçe: Filmin son dakikası içinde, "Myrrh" sözcüğü var (Mür).

Yunan mitolojisinde;
babası Kıbrıs kralı Theias'tan hamile kalan Myrrha, saraydan kaçıp ormanda saklanır.
Gözyaşları içinde tanrılardan acınma diler, bunun sonucunda Myrrh ağacına dönüştürülür.
Myrrha daha sonra Adonis'i doğurur. Adonis doğduktan sonra bu ağacın gözyaşlarından, yani mür/myrrh yağından sürünür.

Myrrha'nın bilinen bir başka ismi ise Smyrna bu arada, yani İzmir.
Büyük olasılıkla, aralarında etimolojik bağlantı mevcut.



Saygılarımla.

*
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,208
76,122

"Fransız Yeni Dalga" akımının büyükannesi Agnes Varda'nın sadece 2 filmini izledim. Biri yıllar önce seyrettiğim 1961 yapımı sinema filmi "Cleo, Beşten Yediye". Diğeri de galiba geçen yıl seyrettiğin 2017 yapımı çok ödüllü belgesel "Yüzler ve Mekanlar". Bu belgeselde başrolde kendisi de vardı.

Film için teşekkürler sevgili "agartan".
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,220
11,307

"Fransız Yeni Dalga" akımının büyükannesi Agnes Varda'nın sadece 2 filmini izledim. Biri yıllar önce seyrettiğim 1961 yapımı sinema filmi "Cleo, Beşten Yediye". Diğeri de galiba geçen yıl seyrettiğin 2017 yapımı çok ödüllü belgesel "Yüzler ve Mekanlar". Bu belgeselde başrolde kendisi de vardı.

Üstadım, yeni edindiğim orta metraj "Daguerréotypes (1975)" belgeseli de var. Tamamen çevresindeki esnaf ve çalışan insanlarla çekmiş.
Filmin Türkçe altyazısı da var. Ama film ile uyumsuz. Bir ileri gidiyor, bir uyumlu oluyor, sonra geride kalıyor. Üstelik bunu gelişigüzel yapıyor. Üstünde çalışmaya başladım ama zaman alacak.
:Z
Bol bol Reno 12 ile Döşavü (Citroën 2CV) gördüğüm bir film. :rolleyes:
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,208
76,122

Agnes Varda da tıpkı Stanley Kubrick ve Wim Wenders gibi sinemadan önce kendini fotoğraf sanatına adamıştı ve sonradan sinemayla fotoğrafı kaynaştırmaya çalışmıştı. "Daguerréotypes" (1975) belgeselini fotoğrafta daguerreotype baskı yönteminin mucidi (zorlanırsa fotoğrafın mucidi de denebilir), fotoğrafçılığın babalarından Louis Deguerre'nin adı verilmiş olan "Daguerre Sokağı"nı seçmiş olması da boşuna değil. Zaten kendisi de bu sokak üzerinde yaşıyormuş. Çekimler için elektrik kablolarını bile kendi evinden çekmiş. Bu arada Varda'nın babası Anadolu'dan göç eden Rumlardan biriymiş.

Bu "Döşavü"lerden Türkiyede çok az vardı, diye hatırlıyorum. Buna rağmen bunlara bir isim takılmıştı bile, biz çocukken: "bas bir, kaldır iki" derlerdi yanılmıyorsam. Bir de vites kolunu şemsiyeye benzetirlerdi!

Umarım ses sorununu halledersiniz, sevgili "agartan". Filmi merakla bekliyorum.
 
Üst