Kimmeryalı Conan

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,577
73,498
NeverLand
Conan, Robert E. Howard tarafından 1932 yılında Weird Tales adlı bir "pulp magazine"de yaratıldı. Kısa bir süre içerisinde fantastik edebiyatın en tanınmış karakteri oldu. Hattâ Howard, bu edebî dal içinde "Kılıç ve Büyü" adlı alt türün yaratıcısı olarak kabul gördü. Howard ilk önce Fatih Kull’u yarattı (1929) ama asıl Conan'la tanındı. 23 yaşında başladığı yazın hayatında üretken bir yazar olarak ün yaptı. 30 yaşında intihar ettiğinde yirminci yüzyıl boyunca defalarca yayımlanacak birçok eser bırakmıştı.

Büyük bunalım yıllarında kendisiyle benzer alanda eserler veren diğer yazarlar arasından sıyrılan Howard'ın eserleri, ellili ve altmışlı yıllarda tekrar tekrar yayımlandı. Howard ve Conan artık unutulmazlar arasındaydı. Ama Conan, asıl ününü, yetmişli yıllarda otosansürlü yıllarını geride bırakan çizgi roman piyasasına girişiyle gerçekleştirdi. Marvel'in kıdemli yazarlarından Roy Thomas, Conan maceralarını çizgi romana uyarlamayı düşündü. Ancak, Marvel'in dışarıdan uyarlama yapmama gibi bir politikası vardı. Üstelik Conan süper kahraman kalıplarına da uymuyordu. Nitekim Thomas ve bir grup genç çizerin ısrarıyla Marvel'in o yıllarda başına geçen Stan Lee'nin 'yeniden yapılanma' çalışmaları içinde kendine bir yer bulan Conan'ın çizgi maceraları Conan The Barbarian serisi adıyla Ekim 1970’de başladı. Aralıksız 20 yıl boyunca yayımlanmaya devam etti (Ekim 1970- Conan The Barbarian, Şubat 1974 - The Savage Sword of Conan; Mart 1980 - King Conan ve zaman zaman yayımlanan Graphic Novel sayıları).

Conan’ın çıkış sayısı için genç bir İngiliz çizer olan Barry Winsor Smith adında bir çizer işe alınmıştı. Smith'in farklı bir tarzı vardı. Çizimdeki detaylar, normal karelere eşlik eden büyük kareler ve güzel sanatlar etkisi Conan'a farklı bir hava verdi. The Barbarian serisinin yazarı Roy Thomas’tı, tek çizeri ise Smith. Seri, Smith'in 1973'de Marvel'dan ayrılışına kadar sürdü. Bundan sonra yapılan iki seri ağırlıklı olarak Roy Thomas-John Buscema ikilisinin elinden çıktı. Ama Marvel'ın birçok çizeri ve yazarı da değişik Conan maceralarına imza attılar. Ülkemizde yayımlanan Conan maceralarında farklı 13 yazar ve 16 çizerin imzası var. Bunlar arasında en çok göze çarpan yazarlar Thomas, Don Karaar ve Michael Fleisher; çizerler ise John Buscema, Smith ve Ernie Chan'dır.

Conan Türkiye'de

Türkiye'de Conan’ın ilk sayısı 20 Haziran 1980'de Alfa Yayınları tarafından basıldı. Haftalık olarak çıkan Conan’ın ilk dizisi 66 sayı devam etti. Daha sonra Conan maceraları çeşitli dizi adları altında 1995 yılına kadar kesintisiz yayımlandı. Alfa, 1999 yılında "Conan" ve "Kral Conan" adıyla iki Conan serisini yeniden yayımlamaya başladı. Aksoy yayıncılık da 2000 yılında Kılıçların Savaşçısı Conan adıyla bir başka Conan serisi yayımlamaya başladı.

Hiborya Çağının Kahramanı Başka Olur

"Ancak Hiborya çağında üzüntüye ayıracak zaman yoktu"
Arabu’nun Evi

Conan’ın okunmasına geçildiğinde, Türkiye'de Conan’ın orijinal serilerinin parçalara ayrılarak, düzensiz bir biçimde yayımlanması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle maceralar arasındaki kopukluklar yaşanıyor ve bir bütün olarak ele alındığında karakterin geçirdiği değişimler giderek silikleşiyor. Böylece Conan karakterinin tahlili zorlu bir hâl alıyor, ikinci sorun ise, doğrudan orijinal baskıyla ilgili. Daha önce de belirtildiği gibi, Conan dergisinin tek bir yazarı ve çizeri yok. Kalemin değişmesi hem görsel yönden hem de anlam ve anlatım yönünden karışıklığa yol açıyor. Son olarak Türkçe baskılardaki çeviri ve dizgi hataları yanlış anlamalara neden olabiliyor.

Conan’ın bir sayısını elinize aldınız, tanıdık bir çizim ve anlatım ile karşılaştınız. Her şey normal, macera bitiyor ya da kesiliyor. Dergide ikinci bir macera var. Ama Conan başka bir ülkede, tipi değişik, çizimi belki daha özensiz. canınız sıkılıyor... Bu sık sık karşılaşılan bir durumdur. Ve bu yukarıda sayılan ne¬denlerden kaynaklanır. Büyük bir ihtimalle dergideki ikinci macera orijinal sayıda yoktur ve üstelik yayım tarihlerinde farklılıklar, hattâ dizi farklılığı bile vardır. Yani ilk macera "The Barbarian" serisinden ikinci macera "Kral Conan” dan olabilir. Aynı sayı-birkaç maceranın top-lanma nedeni genelde Türk okurunun ince dergilerden hoşlanmaması ve yayınevlerine çok sayfalı ciltler için baskı yapmasıdır.

Çizgi romanlar doğaları gereği genellikle taşıdıkları politik, ideolojik, kültürel ahlâki değerleri oldukça açık bir biçimde okuruna yansıtırlar. Çoğu çizgi roman örneğinde bu değerler ve mesajlar o kadar alenî ve sığdır ki; bu metinlerin altındaki anlamları okumaya gerek bile kalmaz. Bu durumun çok bilinen örnekleri vardır. Mesela ünlü Marvel vahramanı Kaptan Amerika. İkinci Dünya Savaşı boyunca bulduğu her fırsatta Nazi Almanyası'yla savaşır. Hattâ Kaptan Amerika'nın Hiıler'i dövdüğü bir sahnenin resmedildiği Kaptan Amerika dergisi dahi vardır. Benzer olarak savaş sonrası Soğuk Savaş döneminde kahramanların uzaydan gelen düşmanlarının komünist olduğu çizgi romanlara bile rastlanır. Ama Conan, Marvel evrenine görece özerk bir giriş yapıyor. Yoğun içeriği ve derin anlatımıyla Marvel evreninin diğer kahramanlarından farklı bir rota tutturuyor, bu farklılığın ilk dinamiğini her ne kadar bir pulp fiction (çöp roman- ucuz roman) yazarı olsa da Howard'ın güçlü kalemi ve derin antropoloji bilgisiyle çok sağlam bir biçimde kurduğu fantastik evren oluşturuyor.

Hiborya Çağı

Howard, büyücüler ve iblislerle dolu düşsel bir dünya yaratmıştı. Dünya, üzerinde yaşadığımız dünyaydı. Conan'ın zamanı tarih öncesinde yaşanmış olduğu var sayılan Howard'ın verdiği isimle Hiborya çağıdır. Howard, günümüz uygarlığının büyük bir tufan sonrası sona eren bir başka uygarlığın üzerine sıfırdan inşa edildiği kuramını kullanıyor. Conan maceralarının bir tür giriş metni olan Nemedya efsanesinden yapılan alıntıda "Kabaran okyanusların Atlantis'i ve onun görkemli kentlerini yutmasından sonra dünyada o güne değin görülmemiş bir çağ başlamıştı" denir. Buradan da anlaşılacağı gibi, Howard yazılı olmayan dünya tarihinin iki mihenk taşı olan efsanevî Atlantis'in Büyük Tufan sırasında batışıyla Buzul Çağı arasına bir "çağ" sıkıştırıyor.

İki tarihî felaket arasında dünyanın farklı bir coğrafyası vardır. Howard yakından ilgilendiği antropoloji biliminin bilgi birikimiyle Hiborya çağını bir anlamda dünya tarihinin bir eğretilmesi olarak kullanıyor. Yani Howard, Hiborya çağının ırklarını, ülkelerini, barbarlık-uygarlık karşıtlığını, savaş taktiklerini, savaş araçlarını kurgularken dünya tarihinin bilinen tarihiyle yazılı olmayan ama antropoloji ve arkeolojinin edindiği ipuçlarını kullanarak fantastik ana yine de tanıdık dünya kuruyor. Howard'a göre soğuktan kaçarak güneye çekilen uygar insanlar, ilkelleşerek yeniden yükselişe geçtiler ve kıtaların yeniden şekillenmesiyle bugünkü ulusların atalarını oluşturdular. Howard yarattığı kahramanını bilinmedik bir çağda yaşatarak öykülerinin kurgusunda daha özgür hareket etme olanağına kavuşuyor. Hem kendi yaşadığı toplumun sınırları içinde hareket etmek zorunda kalmıyor, hem de yaşadığı toplumu dolaylı olarak hicvediyor. Böylece Conan öyküleri başka bir zamanda ve yerde geçmekle birlikle yakın tarihimizle ve günümüzle sağlam bağlar kuruyor.

Örneğin Conan mazlumlara ve başı dertte olanlara yardım etmek zorunda değil. Öykü bunu açıklamakta çok rahat, çünkü Hiborya Çağı çok acımasız bir çağdır. Orada "üzüntüye yer yoktur". Böylelikle Conan zaman zaman anti-kahraman olabilme lüksüne sahip bir barbar olarak karşımıza çıkar. Yani her zaman "ahlâkçı" olmak durumunda olan steril bir çizgi roman kahramanı değildir Conan. Onu bir macerada yardıma muhtaçlar ezilirken umarsızca başını başka yöne çevirirken görür ya da hırsızlık yaparken yakalarsınız, bir başkasında güçsüzlerin safında gönüllü savaşçı ya da paralı asker olarak görürsünüz ama şaşırmazsınız. Çünkü sizin zamanınızda ve sizin değerlerinizle yaşamıyordur; o bir barbardır ve bir barbar ne yaparsa onu yapmaktadır.


Barbar Conan'ın Yolculuğu

"Evinden çok uzaktasın, Kimmeryalı."​


Fantastik edebiyat genellikle yolculuk öyküleri anlatır. Klasik fantastik edebiyatın tutturduğu bu anlatım biçiminde, kahramanların -genelde bir grup insandan oluşur- bir görev için bir yerden bir yere gidişi anlatılır. Bunun bilinen en iyi örneği -ve gerçekten de bu edebî dalın ilk örneğidir- Hobbit'lir. J.R.R. Tolkien'in bu eserinin alt başlığı "Oradaydık Ve Şimdi Buradayız"dır. Üstad bu başlıkla "Bu bir yol hikâyesidir" diyor zaten. Fantezi edebî bir metin olarak Conan'da da bir yolculuk vardır: Barbarlıktan Uygarlığa.
Bu yolculuk şöyle anlatılır: Barbar, köle, hırsız, paralı asker ve kral. Conan Kimmeryalıdır. Kimmerya, Hiborya çağında haritanın kuzeyindeki dağlık topraklardır. Howard'ın kuramına göre, kıtaların batıp birbirinden ayrılmasından sonra İngiltere'yi oluşturacaktır. Kimmeryalılar Crom'a tapar. Zorlu doğa koşullarında küçük kabileler halinde yaşayan bu insanlar barbar savaşçılardır. Conan, bir barbar olarak doğar. Çagın uygarlığını temsil eden ülkeler ise Hiborya krallıklarıdır. Bunlar Akilonya, Koth, Ophir, Korintiya, Bossonya ve küçük sınır krallıklarıdır. Hiborya çağında ayrıca Atlantis ve Lemurya (Mu) sonrası ayakta kalmayı başarmış yarı uygar uluslar da yaşarlar.

Conan'ın Hiborya uygarlığındaki yolculuğu Vanir'li esir tüccarlarının eline düşmesiyle başlıyor. Kimmeryalıların güneydeki uygar toplumlara düzenlediği yağma savaşları sırasında yakalanıp, köle olarak satılan Conan, üstün gücü ve savaş sanatlarındaki başarısı nedeniyle gladyatör olarak dövüştürülüyor. Ama o kaçıyor ve Kimmerya'ya dönmek yerine uygar topraklarda maceracı -ve hırsız, eşkiya, korsan- olarak dolaşıyor. Yani önce bir barbara yakışır biçimde uygar ve yerleşik krallıklara yağma için saldırıyor, sonra uygarlığın kölesi oluyor, bir sonraki aşamada uygarlığın yarattığı bir 'suçlu' oluyor.

Conan'ın uygarlaşma yolculuğunun sondan bir önceki durağı olan paralı askerlik, barbar kabilelerin büyümekle olan uygar krallıkların karşısındaki durumuna da çok uymakta. Nitekim Conan paralı askerlikle başarılı olur ve Akilonya’nın içine düştüğü bir karışıklık sırasında tahtı ele geçirir. Bu yolculuk boyunca uygarlaşan Conan, içindeki barbarın direnişiyle karşılaşır. Kraldır ama halâ bir 'barbar'dır. Ama içinde bir barbarın yaşaması, çağın en uygar krallığında bir hanedan kurmasını engellemez ve barbar uygarlığın karşısında yavaş yavaş yenilir.

Howard, kurguladığı karakteri tanımlarken barbarlıkla uygarlığın karşıtlığını kullanıyor: Barbar Conan uygar toplumlara karşı! Conan'ın bir tür giriş paragrafı gibi her macerasından önce tekrarlanan Nemedya efsanesinden yapılan alıntıda "İşte bu sıralarda Kimmeryalı Conan geldi. Çelik bilekli, elinden kılıcını bırakmayan bu kara saçlı, şahin gözlü yiğit tüm imparatorlukları sandallı ayağının altında çiğnemek istiyordu" denir. Nemedya efsanesinden başlayarak Conan’ın uygar toplumları anlayamaması ve ona duyduğu nefret ince ince işlenir. Ama bu anlamama eylemi Conan'ın yetersizliği olarak değil uygarlığın anlamsızlığı üzerine kurulur. Conan'ın hırsız, gladyatör ve paralı asker olarak anlatıldığı gençlik maceraları onun uygarlıkla tanıştığı dönemlerdir. Conan'ın uygar toplumların içinde dolaşması onun kaderidir. O buna pek aldırmaz ama Zelata gibi kahinler aracılığıyla tanrılar ona sürekli kaderini anımsatırlar: O büyük bir imparatorluğun kralı olacaktır. Kaderinden kaçışı yoktur.

Conan'ın uygarlık içinde krallığa uzanan yolculuğu, dünya tarihinde göçmen toplulukların zengin yerleşik toplumlara bitmek tükenmek bilmeyen saldırılarını anımsatır. Orta Asya göçerlerinin uygar Çin'e ya da Gotların Roma'ya olan seferlerine benzer. Fetih ekonomisi adı verilen bu ilişki, toprağa yerleşmiş -uygarlıkların üretiminin göçer ya da yarı-göçer toplulukların zorla ele geçirilmesiyle başlar. Bu aynı zamanda barbar kavimlerin uygarlıkla ilk tanışmaları ve uygarlaşmaya başlama evrelerinin başlangıcıdır. Conan'da bu evreyi yaşar. Conan’ın kaderi bir anlamda göçerlerin ya da popüler adıyla barbarların tarihî yazgısıdır aslında. Türkler ve Moğollar gibi o da sandallı ayağının altında ezdiği topraklarda hüküm sürecektir.

Crom Ölü Sayan Bir Muhasebeci midir?

Conan'ın başı derttedir. Ama Crom'a yalvarmaz.
Der ki, "Crom bana yardım etmeyi düşünüyorsan, şimdi tam sırası."
Sihirli Kılıç​


Mister No "Canına yandığım" der, Swing "Bin kunduz", Zagor "Ahyaaaakkk" diye bağırır. Hemen her çizgi roman kahramanının dilinden düşmeyen klişe bir sözü ya da yakarışı vardır. Conan'dan ise sık sık "Crom ölüleri say" cümlesini duyarız. Crom, Kimmeryalıların tanrısıdır. Conan, Crom'a tapmaz ona inanır. Bu Conan'ın karakteri için önemli bir ayrımdır. Bu ifade aynı zamanda Crom'un tanrısal kişiliğini de ortaya koyar, kendine tapan birisi savaşmaktadır ama bir tanrı olarak tek yaptığı ölüleri saymaktır. Ne onun aklından Conan'a yardım etmek geçer ne de Conan'ın aklından yardım istemek. Conan ilk maceralarında bir tek Crom’u anar. Ancak uygarlıkla tanışmasıyla Mitra'yı da anmaya başlar. Mitra, uygar toplumların tanrısı Hiborya çağının en büyük tanrısıdır.

Hiborya çağında kişinin tanrısı onu bize tanıtacak ilk ipucudur. Tanrısı Mitra olan biri, Hiborya çağının en uygar toplumlarının yaşadığı orta güney bölgelerindeki krallıklardan geliyor demektir. (Mitra tapınç biçimi bakımından ve tek tanrı eğilimiyle Hıristiyanlığa benzer öğeler taşıyan, Akdeniz havzasında çok tanrılı eski toplumlarda tapılan bir tanrııdır. Dinî törenlerinde şarap ve ekmeğin kullanıldığı bilinmektedir).

Söz konusu kimse Bel'e tapan biriyse, o bir hırsızdır. Set'e tapıyorsa, Stigyalıdır ve büyük ihtimalle büyücüdür. Tapılan Tarim ise Turanlıdır. Turan savaşçı, yayılmacı büyük ve güçlü bir krallıktır. Turanlılar, at biniciliğinde ve okçulukta usta bir halktır. Howard, Turan'a adından başlayarak hemen tüm özelliklerine Moğol ve Türk öğeleri vermiştir.

Conan'ın ilerleyen yaşlarında kanun kaçağı, general, korsan ve nihayetin kral olduğu bölümlerde ağzından Crom'un yanı sıra Mitra adını duyarız. Conan hırsızlık yaparken Bel'i hiç anmaz. Bu ilgi çekici bir göstergedir. Çünkü hırsızların tanrısı olan Bel, uygarlık dışı, marjinal bir tanrıdır. Conan'ın bazı bölümlerde Hirkanya ana tannçası İshtar'ın (İshtan, Mezepotamya uygarlığının ana tanrıçasıdır) adını anması, Conan maceralarında bir yan karakter olarak gözüken ve sonra müstakil maceralara sahip olan Hirkanyalı Red Sonya'nın etkisine bağlayabiliriz.

O Hem Kahraman, Hem de Karşı Kahramandır

"Eğer öldürmekten zevk alırsan dünya seni aşağılar.
Eğer öldürmekten nefret edersen sen kendini aşağılarsın.''
Tem'in Mücehver Kılıcı​


Nemedya efsanesininden alınan bölüm aslında Conan'ı oldukça iyi tanımlıyor. Orijinal Conan dergilerinde yer alan (bizde tam çevirisine çok az rastlanan metinde diğer sıfatlarının yanı sıra Conan için "bir hırsız, bir katil, bir yağmacı" sıfatları da eklenir ki - Howard'ın tanımladığı karakterin aslında daha acımasız, daha sert ve daha barbar olduğu ortaya çıkıyor.

Sıkı bir sansür döneminden çıkan Marvel, bir karşı kahramana daha yatkın olan Conan'ın bu yönlerini törpüleyerek daha yumuşak bir Conan oluşturuyor. Ama aralıklarla yapılan orijinal Howard uyarlamalarında daha sert bir Conan çıkıyor karşımıza. Elinize aldığınız Conan macerası eğer Howard'in bir öyküsünden uyarlamaysa, daha dikkatle okuyun, Conan'daki küçük degişiklikleri fârk edeceksiniz. Her şeyden önce Howard'in öykülerinde Conan neredeyse bir filozoftur.

Değişik yazarların yorumlarının getirdiği küçük karışıklıklara rağmen Conan’ın tavırlarında göze çarpan değişmeyen noktalar vardır. Örneğin, hiçbir macerasında Conan hiçbir kadınla onun isteği dışında beraber olmaz. Hayat kadınlarını sever. Söz konusu çok güzel bir kadın olsa bile ölümü göze alması için en az iki tane yan neden (para, intikam, büyü gibi) bulunur. Conan, güçsüz birine birkaç kişi saldınyorsa, eğer o kişi arkadaşı değilse, kendi meselesi olmadığı için kavgaya karışmaz. Ama ne hikmetse her zaman kötü adamlardan biri Conan'ın içkisini döker ve kötü durumda olan kurbanı "istemeden"de olsa kurtarır. Böyle bir olaydan sonra genelde başı belaya girer ve Crom'dan kendisini lanetlemesini ister. Hırsızlık yaptığı maceralarda ortak olduğu hırsızlar genellikle aç gözlülüklerinin kurbanı olurken Conan, hiçbir zaman sınırı aşmaz, Savaşta ve dövüşte en güç anında bile teslim olmaz ve Crom'dan aman dilemez. Paralı askerliğini yapmıyorsa kimseye "efendim" demez.

Kaçınılmaz Son: Kral Conan

"Sen Kimmerya'dan çıktın, ama Kimmerya senin içinden çıkmıyor"
Stigya'da Ölüm​


Conan için yolun sonu krallıktır. Ama onun içinde hâlâ bir barbar yatmaktadır. Kral Conan maceraları, Conan'ın gittikçe daha çok uygarlaştığı dönemleri kapsıyor. Artık evlenmiş, çocukları olmuştur. Bir krallığı yönetmek gibi sıkıcı bir görevi vardır. Bundan böyle atı ve kılıcından başka kaybedecek bir şeyi olmayan işgalci barbarlar gibi değildir.

Bu döneminde Kral Conan, yine Howard'ın yarattığı bir karakter olan Kull'a çok benzemektedir. Karışık ülke yönetimi işlerinden, şaşaalı saray yaşamından, dalkavuk soylulardan sıkılan, sık sık sorumluluklarını macera tutkusu yüzünden aksatan, tahtında mutsuz bir biçimde otururken resmedilen Conan vardır artık karşımızda.

Ama o hâlâ bir kahramandır. Sıklıkla artık yaşlandığı vurgulansa da, hâlâ bileğini bükecek yiğit yoktur. Zaten tüm çizgi roman kahramanlarının kaderi hiç yenilmemek ve güçlü kalmak değil midir?

HALUK KALAFAT
 

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,554
28,983
İzmir
Üstadım Bakunin kitap önsözü olacak şekilde yazdığın bilgiler hiç Conan okumamış biri için oldukça aydınlatıcı. Müsadenle en sevdiğim karakter olan Conan için derledeğim bir kaç bilgiyi buraya ekleyeyim.
AConaninSSOC17.jpg
"Şunu bilin ki prensim, kabaran okyanusların Atlantis'i ve onun görkemli kentlerini yutmasından sonra dünyada o güne değin görülmemiş bir çağ yaşandı. Aryas'ın oğullarının doğduğu bu çağda yeryüzündeki imparatorluklar, gökyüzündeki yıldızların mavi parıltıları kadar dağınık fakat belirgindi İşte bu dönemde Cimmeria'lı Conan geldi. Bu kara saçlı, şahin gözlü, kılıcını elinden hiç düşürmeyen yiğit, yeryüzündeki tüm imparatorlukları sandallı ayağı altında çiğnemek istiyordu." - Bir Nemedya efsanesinden...

Conan'ın Yaratıcısı: Robert E.Howard
Howard.jpeg
Conan'ın yaratıcısı Robert Ervin Howard 22 Ocak 1906'da Teksas'ın Peaster kentinde doğdu. Tarihi hikayelere, mitlere, eskiye ait şeylere karşı büyük bir ilgisi vardı. Çocukluk yıllarından başlayarak bu alanda derin bir kültür sahibi oldu. Edgar Allan Poe ve H.P.Lovecraft en çok etkilendiği yazarlar arasında sayılabilir. Bu bilgiler ileride çok işine yarayacaktı. Kendi yolunu buluncaya dek gazetelerde yazarlık, avukat katipliği gibi işlere girdi çıktı. 18 yaşına ulaştığında bildik kılıçlı barbarlık öykülerini yazmaya ve yayınlatmaya başladı. İlk öyküsü ünlü "Weird Tales" dergisinde yayınlandı. Bu dergi o zamanlar fantastik, korku ve kurgu dallarının en önemli yazarlarını sayfalarında barındırıyordu.

Howard'ın Conan'ı günümüzden 20.000 yıl önceki "Hiborya Çağı" adını verdiği bir dönemde yaşıyordu. Howard böylece yazının icadından 15.000 yıl, tufandan 10.000 yıl öncesine gidiyor, bilinen tüm tarihi gerçeklerin dışına çıkıyordu. (Tufanın tarihi konusunda kabul edilen tarih genelde M.Ö 10.000 civarları olduğu için bu şekilde yazdım, kesin bir tufan tarihi veremiyorum ne yazık ki. Ama son bilimsel gerçekler aşağı yukarı MÖ 10.000 tarihini veriyor.) Bu da ona hayal gücünü sınırsızca kullanma imkanı veriyordu. Büyü, vahşi canavarlar, Atlantis efsaneleri, uygarlık yolunda karşılaşılan gelişmeler gibi pek çok farklı alandan besleniyordu. Tolkien'in evren yaratma başarısını ondan çok önce gösteriyordu. Hiborya çağının coğrafyası da bilinen dünya gibi değildi. Bugünkü ülkelerin atalarını bulmak mümkündü, örneğin Conan'ın ülkesi Cimmeria, Hiborya çağının sona ermesi ve karaların yer değiştirmesi ile bugünkü İngiltere ve İskoçya olacaktı. Stigya Mısır, Vanir Danimarka haline gelecek, Turan'lılar ise eski Türkler'in ataları olacaktı.

Robert E.Howard, kısa sürede Conan ve benzeri hikayeleri ile büyük bir başarıya ulaştı, eserleri büyük ilgi gördü. Kısa süren yaşamına pek çok öykü sığdırmayı başarmış, bütün öykülerini Weird Tales'de yayınlatmıştır. Conan öyküleri daha sonra "Conan the Conqueror" (Fatih Conan) aslı bir kitapta toplanmıştır. 11 Haziran 1936 günü, annesinin öldüğü gün, Howard da bir bunalım anında tabancası ile kendini öldürmüştür. Yazı makinesine takılı kağıtta şu son sözlerinin bulunduğu rivayet edilir:


"All fled, all done
So lift me on the pyre
The feast is over
And lamps expire"

"Herşey olup bitti,
Ölüleri yakacak odunların üstüne yatırın beni,
Ziyafet sona erdi, söndürün kandilleri..."​

Howard, fantastik edebiyatın "Kılıç ve Büyü" adı verilen alt türünün yaratıcısı olarak kabul edilir.

Conan'ın evreni:

MAP2.GIF
Robert E.Howard, Conan'ın yaşadığı çağı "Hiborya çağı" olarak adlandırmıştır. Yukarıda da anlattığımız gibi Hiborya çağı yazının icadından çok çok önceki bir dönemdir, dünyanın coğrafi şekli bile farklıdır. Bu coğrafyada Conan, uygar olan ve olmayan pek çok ülkeyi gezmiş, maceralar yaşamıştır.

Bu krallıklardan bazıları ve günümüzdeki ülkelerle ilişkileri şu şekildedir:

1. Aquilonia: Conan'ın yıllar sonra krallık edeceği ülkedir, bugünkü Fransa ile İngiltere arasında gidip geldiğini söyleyebiliriz.

2. Cimmeria: Conan'ın anavatanıdır, İngiltere - İskoçya arası bir ülkedir.

3. Asgard: Bugünkü İskandinav ülkelerine tekabül eder.

4. Zingara: İspanya ve Portekiz

5. Ophir: Kuzey İtalya

6. Stigya: Mısır

7. Nemedia: Orta Avrupa, daha çok Almanya denebilir.

8. Brithunia: Orta Avrupa'nın doğusu, Ukrayna da dahil edilebilir. Kızları ile ünlüdür, tıpkı bugünkü gibi...

9. Turan: Eski Türklerin vatanı

10. İranistan: Söylemeye gerek var mı?

11. Koth: Yunanistan

12. Vendhia: Hindistan

13. Khitai: Çin

Bunlar dışında kalan ülkeler de Kara Krallıklar, Piktler, Dönüşü olmayan ülke vs gibi daha çok uygar dünyanın ulaşamadığı yerleri temsil eder, Afrika'nın derinlikleri, Hindistan'ın doğusu gibi. Zaten Conan'ın da oralarda çok fazla işi olmamıştır. Conan'ın derdi ona zenginlikler sağlayabilecek uygar dünyayladır.

Hiborya çağında üzüntüye ayıracak zaman yoktur...


Hiborya çağı Tanrıları:
Hiborya çağı sadece coğrafi açıdan değil, dini açıdan da bugünden oldukça farklıydı. Çok tanrılı bir inanış hakimdi ve kişiler sadece ülkelerinin tanrılarına değil aynı zamanda da yaptıkları işin tanrısına tapabilirlerdi. Örneğin, Seth çoğunlukla büyücülerin, Bel ise hırsızların tanrısı idi. Ama Conan hırsızlık yaptığı zamanlarda dahi Bel'e tapmamıştır. Conan'ın tanrısı, umursamaz ve kaygısız Crom'dur. Uygarlaştıkça zaman zaman Mitra'nın da adını andığı görülmüştür ama her zaman kalbinde Crom vardır.

Crom'la ilişkileri çok parlak değildir, Crom yukarıda da bahsettiğimiz gibi onun işlerine pek karışmaz. O savaşırken Crom sarayında ölüleri sayar, Conan savaşa girmeden önce kendisine haber verir: "Crom ölüleri say! Bu akşam salonunda epey misafirin olacak!" Gerçekten de olur. Crom'la Conan arasındaki ilişkinin temelinde, Conan'ın inancı vardır, o kadar. Crom'a herhangi bir tapınma sözkonusu değildir.

Howard, Hiborya dinlerini yaratırken hayali unsurlarla gerçekleri birleştirmiştir, örneğin Mithra, Roma döneminde Akdeniz havzasında Hristiyanlık öğelerine çok benzeyen bir inanışın tanrısıdır. Hatta çoğu yazar, Hristiyanlık geleneklerinin çoğunun Mithra dininden alındığını iddia eder. Isthar İslamiyet öncesinde İran ve civarında tapılan bir tanrıçadır. Tarim Turanlılar'ın, Erlik Hyrkania'lıların tanrılarıdır.


Conan'ın kadınları:
(Not: Bakunin'in ilgili konusu:http://www.cizgidiyari.com/forum/conanin-kadinlari-t4690.html)
Ara0215_Norem.jpg
Conan'ın hayatında iki tip kadın olmuştur. İlki bir ya da bir kaç gecelik kadınlar, ki bunlar çoğunlukla hayat kadınları ya da o macerasında karşılaştığı ve kurtardığı kadınlardır. İkinci grup ise onu gerçekten etkilemiş ve uzun süreli beraberlikler yaşamış olduğu kadınlardır ki bunların sayısı da zaten 4-5 taneyi geçmez. Ancak hangi tip kadın olursa olsun, Conan'ın en değişmez kuralı, hiç bir kadına onun rızası olmadan sahip olmamaktır.

Bu kadınların belki de en önemlisi Belit'tir. Conan'ın en uzun süre beraber olduğu kadındır. Conan'ın öyle başını döndürür ki, onunla birlikte Kara Kıyılar'da Amra adıyla uzun süre korsanlık yapar. İkinci kaptan olmaya razı olur. Bu evliliğe benzer mazbut ilişki yazarları ve okuyucuları bir süre sonra rahatsız eder ve Belit yazarlar tarafından öldürülür.

Conan maceralarında zaman zaman görünüp Conan'ın başına türlü işler açan Red Sonja, ikinci en önemli kadındır. Bu kızıl saçlı, seksi öfkeli kadınla aralarında tam bir sevgililik olduğu söylenemez. Sonja küçük yaşta tecavüze uğramış, ailesi öldürülmüş, o da kendisini adil bir dövüşte yenmeyen hiçbir erkeğe teslim olmamaya yemin etmiştir. Conan da zaten hiçbir kadını zorla almadığı için, aralarında sürekli kavgalar olmuş ancak birbirlerine üstünlük sağlayamamışlardır. Sonja daha sonra kendi serisini de çıkarmıştır ancak ülkemizde yeterli ilgiyi görmemiştir.

Zenobia Conan'ın kraliçesi ve bağlandığı son kadındır. Conan henüz kral olmuşken bir komploya kurban giderek zindana düşer ve Zenobia tarafından kurtarılır. Conan da onu mükafatlandırarak kraliçesi yapar.

Son olarak Hırsız Jenny ve Kızıl Kardeşliğin Valeria'sı var. Bu iki kadın da sık sık Conan maceralarında yer alır.


Çizgi Romana uyarlanma macerası:

1970 yılında Marvel Comics, Conan'ın yayın haklarını satın aldı ve çizgi romanlaştırma görevini aynı zamanda Marvel yöneticilerinden biri olan yazar Roy Thomas'a verdi. Roy Thomas aynı zamanda dış konu ve fikirlerin Marvel dünyasına uyarlanması ile görevli idi. Bu konuda kesin yöntemleri vardı. Hemen çizer arayışına geçildi ve böyle bir dizi için en uygun kişinin büyük John Buscema olduğu düşünüldü. Gerçekten de Buscema o zamanın en iyi çizerlerinden biri idi, ancak başlangıç aşamasında Conan'ın yüksek telif ücreti yüzünden onun gibi büyük bir çizere verilecek paranın bütçeyi aşacağı gerçeği ile karşılaşıldı. Anlaşmaya göre Conan'ın telifi çizerin alacağı ücrete göre orantılı olacaktı. Bu yüzden Buscema projesi ertelendi. Onun yerine Barry Windsor Smith ve Gil Kane ile anlaşıldı.

İlk sayı büyük reklam kampanyası ile beklenenden çok sattı. Ancak ikinci sayı ile birlikte satışlar düşmeye başladı. Burada Roy Thomas devreye girdi, gerek karakterle, gerek öykülerle gerekse çizimlerle oynadı ve Conan'ı bugün bildiğimiz haline getirmeye başladı. 7-8 sayı sonra çizer Smith kendi tarzını bulmaya başlamış ve senaryolarda da bir derinlik oluşmuştu. Yavaş yavaş ileride de Conan maceralarında göreceğimiz tipler oluşmaya başladı, Jenna gibi.

24. sayıda Smith, Marvel'dan ayrıldı. Ancak Conan artık çok satan bir eserdi ve istenen her çizerle çalışılabilirdi. Buscema fikri tekrar gündeme geldi ve 25.sayı, "Kharam Akkad'ın Aynaları" macerası ile Conan'da Buscema dönemi başlamış oldu. Buscema, olaylardan çok hareketleri ön plana alan tarzı ile dizinin çok daha yukarılara tırmanmasını sağladı. Görkemli savaş sahneleri, anatomi bilgisi okurları etkileyen öğelerin başında idi.

Bu noktadan itibaren Conan serisi bölündü, Savage Sword of Conan, King Conan, Adventures of Conan gibi farklı serilerde farklı maceraları ile okuyucuları ile buluştu. (Conan the Barbarian 275. sayıda sona erdi.)

Conan Türkiye'de Alfa yayınları ile tanındı. Ancak özensiz ve karışık macera seçimleri, dizinin takibini olduça zorlaştırdı. Çoğu zaman yarıda kalan bir maceranın devamı bulunamadı, çok farklı sayıların içinden çıktı. İnsanın en çok tadını kaçıran şeylerden biri de heyecanla okuduğunuz ve yarıda kalan bir maceranın devamını bir sonraki sayıda bulamamanızdır. Yani örneğin Barbarın gençlik dönemlerinden bir maceranın bir sonraki sayısında hatta aynı kitabın içinde bile, Conan'ın krallık dönemi çıkabilir. Tabii bu da okuyucuyu soğutup üzmekten başka bir işe yaramaz.

Conan Arnold Sczhwarzenegger'ın canlandırdığı haliyle, ilki 1982 yılında olmak üzere iki kez sinemaya da uyarlandı.


Conan'ın yaşam öyküsü...

Conan, kuzeyin buzlu Cimmeria dağlarında, babası ve arkadaşlarının Vanaheim'lı istilacıları püskürttükleri bir savaş alanında doğdu.

Tüm Cimmeria'lı genç erkekler gibi doğuştan savaşçı olarak eğitildi. 15 yaşında Cimmeria'nın ıssız topraklarında avlanırken, Ayı rahibesi Ursula tarafından baştan çıkarıldı. Onbeş yaşındayken bile 1.95 m. boyunda ve 82 kilo ağırlığındaydı. Daha bu yaşında Venarium savaşlarına katıldı. Cimmeria'lıların en önünde, kazıktan duvarları ilk aşan o oldu. Artık oymağın kahramanıydı.

Daha sonra Vanaheim içlerine akın yapan bir Aesir çetesine katıldı. Brutheim'ın kuyruksuz maymun adamlarına karşı, insanların başkaldırısına önderlik etti. Sonra Vanir'li köle tüccarlarının eline düştü. O zamanın gladyatörlüğü olan Çukur Dövüşçüsü olarak kullanıldı. Kaçmayı başardı ve Hiborya Dünyasını dolaşmaya başladı. Onsekiz yaşında Zamora'yı gezdi. Burada Arenjun'daki Fil Kulesi'ne tırmandı. Yaşamını hırsızlıkla kazanırken, güzel ve kurnaz fahişe Jenna ile tanıştı.

Hirkanya savaşlarına katıldığında, Hirkanyalı kadın paralı asker Red Sonja ile karşılaştı.

Hirkanya Savaşları'ndan sonra Turan Kralı'nın muhafızlığını yaparken özel bir görevle Khitai'ye gönderildi. Dönüşünde Turan ordusundan ayrıldı ve yeniden Red Sonja'ya rastladı. Sonja tarafından terkedildikten sonra doğup büyüdüğü Cimmeria'ya kısa bir gezi yaptı. Canı sıkılınca yeniden güneye indi ve Komutan Murilo'nun kızıl birliklerine paralı asker olarak katıldı, Murilo'dan kılıç kullanma sanatının inceliklerini öğrendi.

Argos'ta başı yasalarla derde girince kaçtı ve Kara Kıyılar'ın Korsan Kraliçesi Belit'in gemisiyle güney denizlerine açıldı. Belit ile yaşamının en büyük aşklarından birini yaşadı. Kara Kıyılar'da "Aslan" anlamına gelen Amra adıyla ün saldı. Belit'in ölümünden sonra kederler içinde yalnız kaldı ve Kara Kıyılar'daki kabile savaşlarına katıldı. Başka yerlerde de kılıcını sattı. Koth'da savaştı, vahşi Kozak'larla dolaştı ve onların Savaş Ataman'ı oldu. Cimmeria'ya yeniden kısa bir gezi ve Vilayet denizindeki korsanlık maceralarından sonra Khauran Kraliçesi Taramis'in hizmetine girdi. Kraliçeye bağlılığı nedeniyle işkence gördü ve çarmıha gerildi. Yasadışı Zuagir'ler tarafından kurtarıldı ve onların lideri oldu. Zuagir çetelerinden ayrıldıktan sonra, Zambula'yı görmeye gitti. Turan'a karşı Kozaklar'a katıldı. Kozaklar savaşı yitirince Conan İranistan'a kaçtı. Koth, Argos, Stigya ve Tombalku'da askerlik yaptı, kılıcını kiraladı.

Baracha ve Zingara korsanları arasında geçen kısa bir dönemden sonra Kızıl Kardeşlikten dişi korsan Valeria ile büyülü kent Xucholl'da tüyler ürpertici bir serüven yaşadı. Valeria'dan ayrıldıktan sonra Cimmeria'yı bir kez daha ziyeret etti. Yeniden güneye indiğinde Aquilonia ordusunda paralı asker olarak vahşi Pikt'lere karşı savaştı. Bu savaşlardaki başarıları sonucu Aquilonia ordusunda General oldu. Conan'ın general olarak başarılarının ve ününün artması Aquilonia'nın deli kralı Numedides'in kıskançlığını çekti. Conan'ı sarayına çağırdı, ilaçlı şarapla uyutup, idam etmek üzere Demir Kule'ye kapattı. Ama kont Trocero ve Komutan Prospero, onun kaçmasını sağladılar. Conan, Pikt topraklarına giderek efsanevi Trancios'un Hazinesini buldu. Aquilonia Krallığı'nın ileri gelenleri olan Trocero, Prospero ve Publius, Conan'ı deli Kral Numedides'e karşı düzenlenecek bir ayaklanmaya önderlik etmeye ikna ettiler. Uzun bir uğraşın sonunda, Conan'ın ordusu, Numedides'in ordusunu Alimane savaşlarında yendi. General Conan, Numedides'i öldürdü ve kılıcıyla aldığı krallık tacını başına taktı.

Aquilonia Kralı Conan, kendisini devirmek için düzenlenen üç komployu da atlattı. Bu komplolardan birinde kendini zindandan kurtaran Nemedyalı köle kız Zenobia ile evlendi. Kral Conan ve Kraliçe Zenobia, birçok büyülü ve politik sorunla savaşmak zorunda kaldılar fakat herşeye rağmen Conan tahtını korudu. Prens Conan, Prenses Radegund ve Prens Taurus adlı üç çocukları oldu. Kral Conan ezeli rakibi büyücü Toth-Amon ile son ve büyük bir savaşa girip onu öldürdü.

Kraliçe Zenobia, dördüncü çocuklarını doğururken öldü. Birkaç yıl sonra Conan, uzakbatıdan gelen gizemli bir çağrıya uyarak, 70 yaşında tahtını terketti. Batı Okyanusu'na, büyük olasılıkla son yolculuğunu yapmaya gitti. Batıdaki Mayapan anakarasına ulaştı. Ölümü hakkında bilgi yok.

Prens Conan, babasının hükümdarlığını devralarak Aquilonia Kralı 2. Conan olarak tahta çıktı.
 

elturbo

Yeni Üye
22 Ağu 2010
92
74
Bu Ansiklobedilik bilgiler için her ikinize de sonsuz teşekkürler. Gözümü kırpmadan okudum.
 

MehmetAliB.

Kıdemli Üye
2 Ağu 2018
106
187
Teşekkür ederim
Bir iki ekleme de ben yapayım. Kas yığını barbarımızın kilosu bir öyküsünde 100'ün üzerinde olarak verilmiştir.
Alfa yayınları sayı 3 cilt 4 genel sayı 89
Öykülerde geçen Kush bugünkü Afrika'dır
Alfa yayınları Kara Kıyının Kraliçesi
 
Son düzenleme:

serdar demircan

Süper Üye
14 Eyl 2017
589
1,684
Bu güzel bilgiler için teşekkür ederim. Okuduğum yada okuyacağım Conanlar şimdi daha anlamlı hale geldi. Kimin sayesinde? Tabi ki sizlerin...
 
Üst