Ken Parker ve unutulmaz maceraları..

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,746
44,842
denize sıfır
11 Nis 2010
593
587
Ken Parker Sığır Sürüsünü ,

Başka bir yere götürmek için,

Adamlar arıyor ,

Barda Aşağıdaki kahramanlarımızla karşılaşıyor,:eek:

Sadece Teks ve Takımını beğeniyor,(Tabi onlarında İşi Çok):'(

Macera Sayısı :Redeo Kitapları Ken Parker Altın Seri No:15

88730684.jpg


17801374.jpg


71349065.jpg


19885723.jpg
 
Son düzenleme:

ccahitkar

Onursal Üye
30 Eki 2010
4,805
2,657
metu
Bende Sayın Bakuninin paylaştığı Grev adlı maceradan hoşlandım dersem diğer
macelarına yazık olur. Tamamı konu olarak özel ve ilginç .

grev
 
Son düzenleme:

DeadFool

Süper Üye
21 Ara 2010
556
312
Hayatımda hiç Ken Parker okumadım kimdir bilmem bu maceralarla başlasam olur mu?
 

exodus

Aktif Üye
22 Tem 2010
334
112
Hayatımda hiç Ken Parker okumadım kimdir bilmem bu maceralarla başlasam olur mu?


Bir kaç sayısını ucuz diye satın almıştım. Hiç beğenemedim. Bir adamı kovalıyordu bu arkadaş. Kan davalısı mıydı neydi. Parantez yayınlarından çıkan ilk sayılardı. Sanırım fumettide Zagor'dan başka kimseye tutunamadım.
 
J

jack

Ben de orjinal bulmadığım için beyenmem ama zanedersem 2 macerası SANSÜRLENDİ beyenmesemde bir esere bu yapılan uygulamayı:



ÇAĞDIŞI



KENDİNİ TANRI GİBİ GÖRENLERİN EGOLARININ TATMİNİNDEN BAŞKA BİRŞEY bağdaştıramadığım




KAÇINÇI YÜZYILDA MAĞRA ADAMI ZİHNİYETİYLE yapılan



BİR ARA BAZI YAYINLARI SİYAH POŞETE KOYAN ESASINDA BEYİNLERİNDE SİYAH POŞET OLAN BU YAKLIŞIMI KEN PARKER A YAPTIKLARI İÇİN.





BU SANAT CİNAYETİNİ İŞLEYENLERİ KINIYORUM...






Günümüzde bu gibi yaklaşımlar azalsada hala maalesef bazı plaformlarda bu gibi çağ dışı düşünceye sahip kişi ve kurumlar mevcuttur...



BAKUNİN payşatığı GREV adlı macerayı herkesle paylaştığı için



BAKUNİN paylaştığı ADAH ki adah önemlidir en iyi ken parker seneryo ödülünü okucuların oylarıyla kazanmış..BAKUNİDE bunu dile getirmiş.



UMARIM TÜRK ÇR ÖZGÜR SESİ OLARAK DOSTLARIMIZA İYİ BİR ÇALIİMA SUNABİLMİŞİMDR.(ALINTI BAKUNİDEN ADAH ADLI ESERİN ALTINDA)



BAKUNİ BENCE ÇOK İYİ SUNDUN BU YAKLAŞIMINDAN DOLAYI BİR ÇOK KİŞİNİN BEYENİSİNİ VE SAYGISINI KAZANDIĞINA EMİNİM..




BU YAKLAŞIMI HERKESİN ALMASINI UMARIM



KEN PARKER IN BU 2 MACERASINA HAK ETTİĞİ DEĞERİ VEREN BİRİRLERİNİ GÖRMEK GÜZEL...




BU YÜZDEN NU İKİ MACERA BANA UNUTULMAZ GELİR HER ZAMAN KEN PARKER SEVENLERE TAVSİYE EDERİM...
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Hangi birini yazsam ki... Kutularda olmayanları tanıtayım büyük bir keyifle ben de uygun bulursanız.

ALASKA
Apaçi (TAY)
Berardi - Milazzo

Adından da anlaşılacağı üzere olay Apaçilerin bölgesinde geçiyor. Apaçileri ıslah etmek için kamplara kapatan beyaz askerlerin elinden biri kaçar ve dost düşman tüm beyazların başına bela olur. Herkes onun peşindedir. Ancak bir türlü yakalayamazlar. Ken Parker da buna dahildir, dostu izci de.
Apaçi bu kaçış sırasında bir de çocuk almak zorunda kalır yanına. Onu beyazlar gibi bilgili yetiştirecek, savaşını kazanması için destek olacaktır.
Çocuk onu ailesinin katili olduğu için öldürür! Hikaye biter.
***
Beyaz adamın sistemi birçok insanı öldürmüştür, doğrudur ancak kızılderililerin de sütten çıkmış ak kaşık olduğu söylenemez. Sisteme karşı çıkarken kahramanlaşan kişiler kendi sistemlerini dayatıp birilerini mutsuz ederlerse olacağı bu olur... Sorgulanması gereken son derece önemli bir sorun!
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Alaska (Tay)
Naika'nın Öfkesi
Berardi - Mantero - Ambrossini, Casertano

Berthold Brecht'in bir oyunu vardır "Kafkas Tebeşir Dairesi" diye, orada bir saldırı sırasında dadılarca büyüttüğü bebeğini terk eden kraliçenin kaçışını ve hizmetçinin bebeği sahiplenişini işler. Oyunun sonunda "bebek kimindir" diye sorulduğunda tebeşir daire çizilir bebek ortaya konur ve kime emekleyeceğine bakılır. Bebek hizmetçiye gider.
Brecht "emek" üzerinden vatan tarifi yapmış. Ancak Berardi de bazı söylemleriyle pek uzağında değil gibidir.

Bir Kinowa kampını basan aç gözlü sığır çobanları çalınan kendi sığırlarını ararken her bulduklarını almaya karar verir kabiledekileri öldürürler. Bu sırada da kızılderili gibi büyütülmüş küçük bir oğlan bulurlar ve yanlarına alırlar.
İşte olaylar da bundan sonra başlar. Çocuğu büyüten Naika "oğlunu" geri almak ister. Peki bu çocuk kimindir? Beyazların mı kızılderilinin mi? Bir çocuğa hiç aile seçiminde söz hakkı düşüyor mu?
Şaman bir yol ayrımında "Bir evlat yüz kafa dersinden bile daha değerlidir. O çocuğu lurtarmalıyız!" diyor. Çocuğa yolda eşlik eden orta yaşlı adam "Çocuklar çok değerli varlıklar... Evlatlar bizim geleceğimiz. Bu dünyayı onlara emanet edeceğiz..." diyor. Herkes hem fikirse çocuk kimin?

Biraz "Selvi Boylu Al Yazmalım" gibi bir hikaye aynı zamanda. Çocuk seçim yapıyor, yaptırıyor ve... gerisini okumak gerek bence. Sürükleyici bir yol-kovalama-kaçma kurgusu içinde gerçek hayata göndermeler.

Ümit
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Alaska (TAY)
Kafa Avcısı
Berardi - Marraffa

"Yamyamlar ve Krallar" kitabında antropolog kızılderililerin kafa derisini ganimet olarak toplamasını "ne yani, para, yok, altına değer vermiyorlar, düşmanı yenince ganimet olarak örme sepet mi kullanacaklar yani" diye sorgulamış. Bu öykü işte o geleneğin beyazlara uyarlanmış halini anlatıyor.

Yaya kalan Ken bir posta arabasına rica minnet yolcu olarak alınır ve bir başkasını daha kurtarırlar o da öykünün başında gördüğümüz kafa derisi avcısıdır. Kızılderililerin sadece güzel harika insanlar olmadığını onun ağzından okuruz. Çocukluğu ve düşütüğü duruma gerçekçi bir bilgi aktarır. Bazen fazlaca propaganda yapar ve kafa ütüler ama güzel bir çelişkiyi işaret eder. Hayatımda çocukların ve hatta bebeklerin öldürüldüğü, savaşın tüm çıplaklığıyla anlatıldığı nadir öykülerden birini muhteşem çizgilerle okuma ayrıcalığı yaşadım diyebilirim. Öneririm.

Ümit
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Alaska (TAY)
Kafa Avcısı
Berardi - Marraffa

"Yamyamlar ve Krallar" kitabında antropolog kızılderililerin kafa derisini ganimet olarak toplamasını "ne yani, para, yok, altına değer vermiyorlar, düşmanı yenince ganimet olarak örme sepet mi kullanacaklar yani" diye sorgulamış Marvin Harris. Bu öykü işte o geleneğin beyazlara uyarlanmış halini anlatıyor.

Yaya kalan Ken bir posta arabasına rica minnet yolcu olarak alınır ve bir başkasını daha kurtarırlar o da öykünün başında gördüğümüz kafa derisi avcısıdır. Kızılderililerin sadece güzel harika insanlar olmadığını onun ağzından okuruz. Çocukluğu ve düşütüğü duruma gerçekçi bir bilgi aktarır. Bazen fazlaca propaganda yapar ve kafa ütüler ama güzel bir çelişkiyi işaret eder. Hayatımda çocukların ve hatta bebeklerin öldürüldüğü, savaşın tüm çıplaklığıyla anlatıldığı nadir öykülerden birini muhteşem çizgilerle okuma ayrıcalığı yaşadım diyebilirim. Öneririm.

Ümit
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Alaska (TAY)
Erkekler Ülkesi
Berardi - Marraffa

Orjinal ilk sayıda kardeşini kaybeden birçok olay yaşayan Ken bu sayıyla "çakma" 2. sayısında kuzey kutbuna gidiyor.

Yine denk geldi Marvin Harrsi'den alıntı yapacağım, özgürlüğü sorguluyordu kitabında ünlü antropolog. Günümüzün modern dünyası mı daha özgür, taş devrinin insanları mı? İlkellik mi, pagan dinler mi, basitlik mi, dileğinice çıplak gezmek, dilediğin gölde yüzmek, gezip tozup dünyayı arşınlamak... Günümüz tek tanrılı dinleri mi, ekonomik koşullar mı, yaşam koşulları mı, belli kalıplarda giyinme zorunluğu mu, kanunlar ve sınırlamalar mı... Belki de medeniyet ilerledikçe bir şeyler değişmiş ama hangisi daha iyi hangisi daha kötü onu yaşayan sorgulayacak.

Erkekler ülkesinde Ken arkadaşı Nanuk ile eskimoların yaşantısını öğreniyor. Onların ilginç ahlak kurallarını, basit ve saf yaşantılarını, medeniyetin bozmadığı doğayla iç içe yalansız dünyalarını... ama kesinlikle kadına değervermezliklerini ve çocukça zekalarının zararlarını. Ken bu yküde tekrar medeniyete dönmeye karar verir ve yardım eden eskimo çiftle yola çıkar. Biraz buruk bir gülümseme yapışabilir dudaklarınıza okurken, dikkat! :)

Bu arada insan, doğa ve medeniyetin çatışması noktasında bir önceki öyküde Melville'in ünlü "Mobi Dick"ini temel almış olan Berardi olayı hem insan-hayvan hem de insan-insan üzerinden iki ayrı uçtan incelemiştir.

Ümit
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Avcı ve köpeği macerası enfesti.

O hikayede köpeğe "Tiger Lily" adlı dansözden yola çıkarak Lily adını vermişlerdi hatırlarsınız. Merak edip baktım Tiger Lily adında film, kitap, müzik v.s. bir sürü şey buldum. Peter Pan'daki Kızılderili Prenses, Woody Allen filmi, World Of Warcraft'da bir karakter.
Ama şaka bir yana beni etkileyen şey sadece Tiger Lily'nin kendisi oldu: "Kaplan Zambak"

sm40208.jpg
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977

Bir önceki adı "Kafa Avcısı"ydı... :)

Alaska
Gerçek
Berardi - Mantero - Marraffa

Şu son bir kaç yılda Müge Anlı ve programı nasıl da "cinayet-kayıp" magazini ilgisi uyandırdı insanlarda. İnsanlar olayların gerçek sebeplerini irdelemek, sorgulamak yerine yüzeysel bir didaktizmle dolduruluyor ve "acaba katil hangisi çıkacak" diyerek beklerken bir çöküş, bir yakalanma, bir travma beklentisiyle, bir "linç bekletisiyle" tv'nin karşısında sıralanıyorlar.
Sonunda öyle ya da böyle bir katil yakalanıyor, bir kayıp bulunuyor, bir kişi tutuklanıyor ve maymun iştahlı izleyici kitlesi toplumsal bir sorunu çözmüş olmaktan uzak yeni bir avın peşine takılarak magazinel bir keyifle polisçilik oynuyor.

Alaska'nın bu sayısı neredeyse bu konuyu konuyu işliyor. Ama bu defa katilin kim olduğu maymun iştahlılığa alıştırılmış okura gösterilmiyor çünkü Ken Parker da bakmıyor. O sürecin kurbanlarıyla değil kendisiyle hesaplaşmak istiyor.

Bir kasabaya gelen Ken Parker iki Apaçi çocuğu aramaktadır ve onların öldüğünü öğrenir. İşte tam bu sırada kasabaya çocukalrın babası olduğu tahmin edilen biri dadanır ve kasabalıları tek tek avlamaya başlar. Sonra... Sonrası karmaşık ve sürprizlerle dolu bir kurgu ve klişeleşmemiş bir final.

Bu sayıyı okuduğumda 21 yaşındaydım sanırım. Onca zaman kötü adam yakalayan kahramanlara alıştıktan sonra "kötü kim?" sorusunu sorduran ve bir kötü göstermeyen hikayeyle karşılaştığımda adeta tokat yemiş gibi olmuştum. Muhteşemdi ve hala da öyle :O)
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
977
Ken Parker - Kibar Hanımlar
Berardi - Sclavi - Tarquinio
Tay Yayınları

Galiba üç kez okudum ve her defasında da gözlerim doldu sonuna varamadan. Hikayede, azmış askerlere stres atsınlar diye askeri konvoyla hayat kadını taşınması anlatılıyor. Her kadının hikayesini, her kadının kişiliğini ve her birinin "insan" olarak okunması ve benimsenmesinin yanı sıra hikayenin bitiminde onları kişilikleri bir yana ataılarak sadece "fahişe" diye damgalayacak olan zihniyeti biliyor olmak... Acı ve pis bir hikaye... Beni ise en çok kızılderili bir şefin içlerinden bir kadın karşılığında at getirmesi sırasında kahramanın kendi sistemini eleştirmek için şu cümleyi etmesi etkilemiştir: "beyazların kadınları satılık değildir"...

Kadınlardan birinin "Hay ağzını öpeyim. Hayatımda duyduğum en güzel laf, bu!" demesi de yaraya basılan tuzla gibidir...


420830_10151115148648731_1713208834_n.jpg
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,166
46 numaralı "ADAH" adlı macerayı yeni okudum. kölelik, ırkçılık, klu-klux klan örgütü, bireysel kurtuluş ve özgürleşme süreci. Okuyucuların oylarıyla en iyi Ken Parker senaryosu seçilmiş.
Rodeo özenli bir sayı hazırlamış. Amerikan iç savaşı sırasında geçen film, dizi, romanlarla ilgili özel
bir dosya hazırlamışlar.Milazzo tarafından çizilmiş çok güzel bir alternatif kapak var.Ben Bursa'da
Çizman'da zor buldum.Bulursanız kaçırmayın.Koleksiyonluk.Öykünün odağında Adah var.Ken Parker Adah'ın hikayesine sonradan yan karakter olarak katılıyor.Çizgi Romandan daha fazlası...
 

gurcansarı

Çeviri & Balonlama
10 Tem 2010
594
3,777
istanbul
Ken Parker - Kibar Hanımlar
Berardi - Sclavi - Tarquinio
Tay Yayınları

Galiba üç kez okudum ve her defasında da gözlerim doldu sonuna varamadan. Hikayede, azmış askerlere stres atsınlar diye askeri konvoyla hayat kadını taşınması anlatılıyor. Her kadının hikayesini, her kadının kişiliğini ve her birinin "insan" olarak okunması ve benimsenmesinin yanı sıra hikayenin bitiminde onları kişilikleri bir yana ataılarak sadece "fahişe" diye damgalayacak olan zihniyeti biliyor olmak... Acı ve pis bir hikaye... Beni ise en çok kızılderili bir şefin içlerinden bir kadın karşılığında at getirmesi sırasında kahramanın kendi sistemini eleştirmek için şu cümleyi etmesi etkilemiştir: "beyazların kadınları satılık değildir"...

Kadınlardan birinin "Hay ağzını öpeyim. Hayatımda duyduğum en güzel laf, bu!" demesi de yaraya basılan tuzla gibidir...


420830_10151115148648731_1713208834_n.jpg

aynı konunun filmi de çekilmişti. gerçekten güzel işlenmiş bir konu.
 

steinbeck

Süper Üye
23 Şub 2012
1,500
3,324
Ken Parker. Robert Redford'u andıran bir çizim. Özgürlükçü, duygusal, uzun tüfek. Kitap okur, dahası düşünür ve yorumlar. Her zaman ezilenlerden yana olmuş. Yıllardır okurum, yine okurum. Onun daha serti : Judas.
 
Üst