Karaoğlan, tam sekiz kez seri olarak yayımlandı. İlk kez 1963 yılında, Akşam ga-zetesinde kazandığı popülarite ile dergi olarak da yayımlanmaya başlayan Karaoğlan yalnızca 17 sayı çıkmıştı. 1964'ten itibaren eski serüvenleri de tekrarlayarak çeşitli seriler çıktı. 1964 (186 sayı), 1967 (151 sayı) ve 1973 (156 sayı) yayımlandı. Bu on yıllık dönemin iki özelliği vardı. İlki, Karaoğlan'ın yaratıcısı Suat Yalaz'ın sinema çalışmaları sebebiyle yardımcı çizerlerle çalışması ve kimi serüvenlerin onlar tarafından çizilmesiydi. Bu seri üretim, serüvenlerin gazetede yayımlandıktan sonra dergide tekrarlanması mantığını da değiştirdi. Yalnızca dergide yayımlanmak üzere serüvenler çizildi. İkincisi, Suat Yalaz'ın çeşitli sebeplerle girdiği maddi kriz sebebiyle Karaoğlan'ın yayın hakkını yalnızca bir kez yayımlama şartıyla satmasıydı. Bu nedenle, 1973 yılında yayımlanan ve eski serüvenlerin tekrar basımı olan seri, Suat Yalaz'ın dışında bir yayıncı tarafından çıkartıldı. Zaten kendisi, yetmişli yılların başında yerleşmek üzere Fransa'ya göç edecekti. O tarihten sonra Yalaz, Karaoğlan için yayıncılığı hiç denemedi. Fransa'da "Kebir" adıyla çizdiği Karaoğlan öykülerinin bir kısmı 1977 yılında tifdruk baskıyla
ve ilk kez bütünüyle renkli olarak 19 sayı olarak çıktı. Fransa ölçütlerine göre çizilmiş, oldukça kısa olan bu öyküler, Karaoğlan'ın anlatım biçimlerinden ve Yalaz'ın kendine özgü denemelerinden uzaktı. Sıkı bir editör kontrolü öykülerde açıkça hissediliyordu. Yalaz, serbestliği 1982 yılında çıkmaya başlayan Güneş gazetesi için yeniden Karaoğlan'ın çizmeye başladığında bulacaktı. Erotizm öğesinin ağırlıklı olarak hissedildiği bu yeni dönem öyküler, Rahmi Turan gazeteciliğinin tiraj unsuru "Kara Murat"a alternatif olarak isteniyor, Güneş yönetimince teşvik ediliyordu. Aynı gazetenin bünyesinde dergi olarak da çıkmaya başladı Karaoğlan, Yalaz'ın gazete yönetimiyle anlaşmazlığa düştüğü 1985 yılına kadar 158 sayı yayımlandı bu seri. Bir yıl sonra Sabah gazetesi için Karaoğlan'ın üç serüvenini çizgi roman ölçütlerinde olmasa da - biçim olarak Kara Murat ve Burak Bey benzeri - yeniden çizdi (1986-1988). Bu öyküler çizdiği son Karaoğlan öyküleri olacaktı. Aynı şekilde Akşam, Yeni İstanbul, Milliyet ve Güneş'ten sonra Sabah da Karaoğlan'ın basındaki son durağıydı. Bir ara altmışların sonunda Yeni Asır gazetesinde filmlerinin foto-romanı da yayımlanmıştı. 1988 yılında Tay Yayınları 20 albüm olarak, 1982 serisini temel alarak eski serüvenleri yeniden bastı. Bu serinin en ilginç tarafı, Güneş için özellikli olarak hazırlanmış erotizmin sansürlenmesiydl. Çıplak kadınlara bizzat Yalaz tarafından gecelikler giydiriliyor, göğüs uçları siliniyordu.
Çizgi romanın bir biçimde yükselişe geçtiği bir dönemde seri LeMan Yayınları tarafından yeniden yayımlanmaya başladı. Yine 1982 serisi temel alındığı için iki sonuç çıkıyordu ortaya; ilki bu bir tekrar serisiydi, ikincisi tekrarın bir önceki halkasında Karaoğlan sansürlenmişti. Yalaz bu sansürü yeniden düzenlemeye çalışsa da kimi kareler 1982, 1988 ve 2000 serilerinde farklı farklı çıkıyordu. Yalaz, bu arada -1982 serisinde yaptığı gibi - baskı "formasına ve sayfa sayısına denk düşmesi için ilave Karaoğlan sayfaları çizdi. Buna, Yalaz'ın on yılı aşkın bir süre sonra yeniden Karaoğlan çizmesi denebilir mi bilemiyoruz. Sarı Saltuk Hoca'nın Korkunç Sırrı serüvenine eklenmiş bir onbeş sayfa, bir Ahmet Yılmaz esprisi taşımıyor değildi!.. Bu arada kişisel olarak mizah dergilerinin "sarı"sının Karaoğlan'a uyduğunu, gerek sunum ve gerekse baskı kalitesi açısından bu serinin başarılı olduğunu düşünüyorum. Ama "tekrar"ın getirdiği sıkıntıyı bu serinin de yaşayacağı aşikardı. Oysa Karaoğlan'ın gazetelerde kalmış ve yayımlanmamış serüvenleri vardı. Örneğin Milliyette 1974 yılında yayımlanan Ya Kuzgun Leşe Ya Devlet Başa ve 1975 yılında yayımlanan Çöl Kanunu hatırlanabllirdi. Bu listeye 1983-1985 yılları arasında Güneş gazetesinde yayımlanan dört serüven -özellikle Buzlu Çöller Tilkisi - ve hattâ -çizgiden çok yazı ağırlıklı olmasına karşın- Sabah'ta seksenli yılların son çeyreğinde yayımlanan serüvenler eklenebilirdi. Üstelik, tekrar öyküleri, Takvim gazetesinde birkaç yıldır sürmekteydi de. Sonuç olarak, Karaoğlan dört albümlük bu kısa seri sonunda yeniden kapandı. [Dizi, 2002 yılından itibaren Lal Kitap tarafından yayımlanmaktadır.]
LEVENT CANTEK
ve ilk kez bütünüyle renkli olarak 19 sayı olarak çıktı. Fransa ölçütlerine göre çizilmiş, oldukça kısa olan bu öyküler, Karaoğlan'ın anlatım biçimlerinden ve Yalaz'ın kendine özgü denemelerinden uzaktı. Sıkı bir editör kontrolü öykülerde açıkça hissediliyordu. Yalaz, serbestliği 1982 yılında çıkmaya başlayan Güneş gazetesi için yeniden Karaoğlan'ın çizmeye başladığında bulacaktı. Erotizm öğesinin ağırlıklı olarak hissedildiği bu yeni dönem öyküler, Rahmi Turan gazeteciliğinin tiraj unsuru "Kara Murat"a alternatif olarak isteniyor, Güneş yönetimince teşvik ediliyordu. Aynı gazetenin bünyesinde dergi olarak da çıkmaya başladı Karaoğlan, Yalaz'ın gazete yönetimiyle anlaşmazlığa düştüğü 1985 yılına kadar 158 sayı yayımlandı bu seri. Bir yıl sonra Sabah gazetesi için Karaoğlan'ın üç serüvenini çizgi roman ölçütlerinde olmasa da - biçim olarak Kara Murat ve Burak Bey benzeri - yeniden çizdi (1986-1988). Bu öyküler çizdiği son Karaoğlan öyküleri olacaktı. Aynı şekilde Akşam, Yeni İstanbul, Milliyet ve Güneş'ten sonra Sabah da Karaoğlan'ın basındaki son durağıydı. Bir ara altmışların sonunda Yeni Asır gazetesinde filmlerinin foto-romanı da yayımlanmıştı. 1988 yılında Tay Yayınları 20 albüm olarak, 1982 serisini temel alarak eski serüvenleri yeniden bastı. Bu serinin en ilginç tarafı, Güneş için özellikli olarak hazırlanmış erotizmin sansürlenmesiydl. Çıplak kadınlara bizzat Yalaz tarafından gecelikler giydiriliyor, göğüs uçları siliniyordu.
Çizgi romanın bir biçimde yükselişe geçtiği bir dönemde seri LeMan Yayınları tarafından yeniden yayımlanmaya başladı. Yine 1982 serisi temel alındığı için iki sonuç çıkıyordu ortaya; ilki bu bir tekrar serisiydi, ikincisi tekrarın bir önceki halkasında Karaoğlan sansürlenmişti. Yalaz bu sansürü yeniden düzenlemeye çalışsa da kimi kareler 1982, 1988 ve 2000 serilerinde farklı farklı çıkıyordu. Yalaz, bu arada -1982 serisinde yaptığı gibi - baskı "formasına ve sayfa sayısına denk düşmesi için ilave Karaoğlan sayfaları çizdi. Buna, Yalaz'ın on yılı aşkın bir süre sonra yeniden Karaoğlan çizmesi denebilir mi bilemiyoruz. Sarı Saltuk Hoca'nın Korkunç Sırrı serüvenine eklenmiş bir onbeş sayfa, bir Ahmet Yılmaz esprisi taşımıyor değildi!.. Bu arada kişisel olarak mizah dergilerinin "sarı"sının Karaoğlan'a uyduğunu, gerek sunum ve gerekse baskı kalitesi açısından bu serinin başarılı olduğunu düşünüyorum. Ama "tekrar"ın getirdiği sıkıntıyı bu serinin de yaşayacağı aşikardı. Oysa Karaoğlan'ın gazetelerde kalmış ve yayımlanmamış serüvenleri vardı. Örneğin Milliyette 1974 yılında yayımlanan Ya Kuzgun Leşe Ya Devlet Başa ve 1975 yılında yayımlanan Çöl Kanunu hatırlanabllirdi. Bu listeye 1983-1985 yılları arasında Güneş gazetesinde yayımlanan dört serüven -özellikle Buzlu Çöller Tilkisi - ve hattâ -çizgiden çok yazı ağırlıklı olmasına karşın- Sabah'ta seksenli yılların son çeyreğinde yayımlanan serüvenler eklenebilirdi. Üstelik, tekrar öyküleri, Takvim gazetesinde birkaç yıldır sürmekteydi de. Sonuç olarak, Karaoğlan dört albümlük bu kısa seri sonunda yeniden kapandı. [Dizi, 2002 yılından itibaren Lal Kitap tarafından yayımlanmaktadır.]
LEVENT CANTEK