KARAOĞLAN Haftalık Resimli Kahramanlık Dergisi Sayı124 Camoka'nın İntikamı 22.06.1966

12 Şub 2010
15,006
545,594

file








Sayın hadon şahsında
Tüm çizgi roman tutkunlarına armağandır
Saygılarımla​
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

bes5uc3

Süper Üye
11 Ara 2011
965
1,978
Kırşehirli
Harzemli devletini genellikle Karaoğlan okumalarımda öğrendim. Çok şaşmıştım. Her halde bir boy filandır diye düşünmüştüm. Bu öğrenme, bir kırıntı bilgi de olsa ufkunuzu açan geniş bir ferag olmaktadır.

Harzem Türk'lerine ilişkin eskiden kayıt bulmak, onu okumak; hani neredeyse sıfırdı. Şimdi de en az oluşla bahsedilen bir tarihi oluşumdurlar.

Hep düşündüm Harzemli'lerden neden bahsedilmez diye? Sanırım ve okumalarımdan yaptığım çıkarım ve okuma ip uclarından iyice anladım ki tarihteki tek hırıstıyan Türk imparatorluğu olması bu unutturma çabasının en büyük ve tek amili. Her türk imparatorluğu göğsümüzü kabartırken Harzemli'leri bilmemek niyeydi?

Bir Cengiz'in gazabı bu yüzden hayranlıkla okuduğum kurgu romandır.

Sevgili profosöre içtenlikli teşekür ve saygılarımla.
 
Son düzenleme:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,129
Kastamonu
Diyarın en zarif insanı sevgili hocam; çok teşekkür ederim.

Karaoğlan, benim en sevdiğim çizgi roman kahramanı. Çünkü uzun yıllar önce Suat Yalaz'ın onu yaratırken, alışık olmadığımız şekilde özen göstererek adeta bir akademisyen gibi araştırma yaptığını; dönemin sosyal yaşamını iyice öğrendikten sonra işe giriştiğini okumuş ve çok etkilenmiştim.

Şimdi Diyar'da da Karaoğlan'la, işini iyi yapan bir başkası; sevgili Profesör özdeşleşti benim için.

Emin olun çok makbule geçiyor. Hepsini arşivliyorum. Memleketime taşınıp orada çalışma odamı yaptıktan sonra bacaklarımı uzatıp keyifle okuyacağım.

Çok, çok teşekkür ederim.

Saygı ile...
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
303,340
Kapağa "Haftalık Resimli Kahramanlı Dergisi" diye not düşülmüş.
Buna karşın Sayın "Profesör" tarafından her gün paylaşılıyor.
Bu nedenle ismini naçizane değiştiriyorum;
"Günlük Resimli Kahramanlık Dergisi" her gün forumumuzda...
Hem de "Profesör" imzasıyla...
Okuyalım, okutalım.

Teşekkürler Sayın "Profesör",
ellerinize, gözlerinize, emeklerinize sağlık...
Saygılarımla...

bayrakzaf.gif
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,015
20,867
Gaziantep
Harzemli devletini genellikle Karaoğlan okumalarımda öğrendim. Çok şaşmıştım. Her halde bir boy filandır diye düşünmüştüm. Bu öğrenme, bir kırıntı bilgi de olsa ufkunuzu açan geniş bir ferag olmaktadır.

Harzem Türk'lerine ilişkin eskiden kayıt bulmak, onu okumak; hani neredeyse sıfırdı. Şimdi de en az oluşla bahsedilen bir tarihi oluşumdurlar.

Hep düşündüm Hazremli'lerden neden bahsedilmez diye? Sanırım ve okumalarımdan yaptığım çıkarım ve okuma ip uclarından iyice anladım ki tarihteki tek hırıstıyan Türk imparatorluğu olması bu unutturma çabasının en büyük ve tek amili. Her türk imparatorluğu göğsümüzü kabartırken Harzemli'leri bilmemek niyeydi?

Bir Cengiz'in gazabı bu yüzden hayranlıkla okuduğum kurgu romandır.

Sevgili profosöre içtenlikli teşekür ve saygılarımla.

Çizgi romanın faydalarından biride;Resmi tarihte yer verilmeyen birçok
bilgiye buralarda rastlamamızdır.
 
12 Şub 2010
15,006
545,594
Harzemli devletini genellikle Karaoğlan okumalarımda öğrendim.



Emin Oktay'ın Tarihinden ( Lise ) duyduysam da asli olarak ben de Karaoğlan'dan Harzemliler hakkında fikir sahibi olduğumu söyleyebilirim

Yalnız Harzemlilerin Hristiyanlığına dair hiç bir bilgiye sahip değildim

Ben de Harzemlileri yine Karaoğlan bilgisiyle:) İran-Afganistan dolaylarında hüküm sürmüş bir Türk devleti olarak biliyorum

Yanlış hatırlamıyorsam Lise Tarih kitabında Celalettin Harzemşahın Cengiz'e mağlup olduktan sonra Anadoluya, Selçuklulara sığındığı yönünde bilgi vardı

Bir Karaoğlan macerası finalinde, Karaoğlan'ın tüm gayretine rağmen Cengiz ile Harzemliler arasındaki savaşı önleyemediğine değinilirken ( iki Türk devleti arasındaki) savaştan esefle söz ediliyordu

Benim kanaatim, tarihimizde Harzemlilerden fazla söz edilmeyip es:) geçilmesini hristiyan olmalarına değil ( hristiyanlıklarını ilk kez duyuyorum- olduklarına emin de değilim, çünkü hakimiyet sahalarında hristiyanlık yok) İran yöresinde egemen olmalarına yorumluyorum

Safavilerin de Türk soylu oldukları halde İran'da egemen olmaları, Osmanlıyla rekabet halinde olmaları sebebiyle bizim tarihimizde ancak yenilgiyle sonuçlanan savaşlarıyla yer almaları gibi

Bu benim tahminim ve ( kısıtlı tarih bilgisiyle yapılmış ) kişisel yorumumdur,

Dönem tarihinde uzman arkadaşların bilgilerini paylaşarak bizi bilgilendirmeleri halinde doğrusunu öğreniriz

Kıssadan hisse:)

Karaoğlan okurları tarih sever, Karaoğlan'dan bir nebze de olsa tarih bilgisi edinir
 

Bay_X

Onursal Üye
30 Haz 2012
1,672
17,410
Sayın Üstadım;

Harzemşahlar ve Celalettin’i, bende Karaoğlan'dan öğrendim ve tarihe ilgim yerli çizgi romanlar sayesinde pekişti.

1230 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad Doğu Anadolu'daki Harzemşahların üzerine yürüdü. İki ordu Erzincan yakınlarında Yassı Çemen mevkiinde karşılaştılar. Selçuklular Harzemşahları büyük bir yenilgiye uğrattılar. Yenilen Celaleddin Harzemşah kaçtı. Bazı kaynaklarda kaçarken öldürüldüğü belirtilse de, genel kabul sonradan hırsızlar tarafından öldürüldüğü yönündedir.

Buraya kadar hemen hemen hepimizin bildiği kısım; fakat bundan sonrasını farklı bir şekilde de dinledim:

1987 yılında Dersim-Pülümür bölgesinde bulunduğum zamanlar, samimi olduğum ihtiyarlar; (inanmazsınız belki ama en genci 100 yaşının üstündeydi, belki bir gün fotoğraflarını da gösteririm) Horasan'dan geldiklerini ve Celalettin Harzemşah soyundan olduklarını söylemişler ve bana Sultan (Dojik/Tojik) Baba diye adlandırdıkları tepeyi Celalettin Harzemşah’ın kabri olarak göstermişlerdi. Burayı Ziyaretgah (Türbe) olarak kullanırlardı. Onların bana anlattıklarıysa biraz daha farklı; dinlediğim şekliyle aktarmaya çalışacağım. Aktarırken bir takım eksiklerim olabilir; ama efsanenin özü:

………Celalettin Harzemşah Selçuklularla savaştıktan sonra, yaralı bir şekilde, dostu …...Şeyh’in yanına gelir ve orada bir …..…Tarafından öldürülür. Ölmeden önce oğlunu …….Şeyh’e emanet eder. Şeyh çok sevdiği Celalettin’in naaşını Dojik/Tojik (haritalarda Tacik diye geçer) Dağına defneder. Daha sonraları himayesine aldığı Celalettin’in oğlunu, kendi kızıyla evlendirir……

Yukarıda belirttiğim şekilde destanımsı bir havaya bürünüp devam eder.

Not: Son günlerde Dersim (Türkçe Gümüşkapı/Gümüşgeçit anlamlarını ifade eder) nazik bir konu olduğu için, kimseyle gereksiz tartışmalara girmek istemediğimden, bazı yerlere sıralı nokta koydum. Bunları yörenin yaşlılarından dinledim. Ne denli doğru bilemem… Bu hususta tartışmaya girmeyi düşünenler varsa, hiç teşebbüs etmesinler, tüm masrafları karşılamaları halinde, kendilerini dinlediğim insanların yanına götürebilirim. Yalnız benim rehberlik ücretim çok yüksektir. Su içmediğim hiçbir kaynaktan, yüzmediğim hiçbir gölden, yıkanmadığım hiçbir dereden, zirvesine çıkmadığım hiçbir tepeden/dağdan söz açmam ve konuşmam…

Verdiğim rahatsızlıktan ötürü, hepinizden özür diler, saygı ve şükranlarımı sunarım.
 
Üst