agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,225
- 11,304
Jules Verne - Voyages Extraordinaires: Kéraban le Têtu (1883) / Olağanüstü Yolculuklar: İnatçı Keraban (2017)
Kitabın sırmalı ilk lüks baskı kapağı, Hetzel 1884
Düz metin sayfalar:720*1400 pxs
İllüstrasyonlu sayfalar: 1280*2490 pxs (101 sayfa)
İllüstrasyon sanatçısı: Léon Benett
Gravür sanatçıları: Barbant, Bellenger, Bure, Delangle, Dumouza, Dutertre, Froment,
Heulard, Hildibrand, Lafontan, Leriverend-Dochy, Louis, Meaulle, Moller, Verdeil
96 dpi 526 sayfa, 93 MB [CBR]
Kitabın Türkçe baskı kapağı, Alfa 2017
İnatçı Keraban:
Kapak dışında tam metin, tam illüstrasyon!
İstanbul'a gelip gelmediği bilinmeyen -gelmediği tahmin edilen- Jules Verne'ün 1883 yılında yayımlanan,
orijinal basımda yazarın ilk kez kullandığı Türkçe sözcükleri de içeren sürrealist macera romanıdır.
Verne'ün, bu romanda mekanları, bölgelerin coğrafyasını, hava şartlarını, bölge insanının karakteristik özelliklerini çok iyi süzmüş olduğunu göreceksiniz.
Karakter isimlerini başarılı bulamayabilirsiniz, dönemin padişahında da hata yapmış; eh, o kadar kusur kadı kızında da olur, deyip geçin.
İstanbul'a, Karadeniz'e gelmeden bu kadar ayrıntılı ve mükemmel yazmak cidden takdire şayan bir durum.
Jules Verne'ün İstanbul'u ve tüm Karadeniz kıyısını gidip görmeden bu denli bilmesi seyyahların,
gezginlerin yazdığı seyahatnamelere başvurduğunu düşündürür.
Hatta, bir tık artırıyorum; hava soluma, yeme-içme, uyuma-dinlenme, sosyal hayat-hoş vakit geçirme gibi insan gereksinimlerine,
okumayı ve yazmayı da katmış diyebilirim.
Korsanlar, eşkıyalar, zaptiyeler, askerler, deniz yolculuğu, fayton yolculuğu...
o zamanın modern gezi araçlarını (tren, vapur gibi) hiç kullanmaksızın tam bir yol ve seyahat kitabı.
Léon Benett sanatını konuşturmuş resmen...
Jules Verne, gerçekten 'olağanüstü' biriymiş.
Yazdığı her kitapta, işlediği konularda teknoloji ve coğrafyayı öyle ayrıntılı işliyor ki, verdiği bilgilere şaşıyorsunuz.
Orijinal baskıda romanın başlangıcı.
Alfa Yayınevi, kapak dışında tamamen sadık kalmış.
Belki ileride bir lüks baskı yapacaktır, bilemiyorum.
İnatçı Keraban, Osmanlı'da tütün tüccarı bir Türk.
İstanbul'un Avrupa tarafından, Anadolu tarafına geçmesi gerekiyor.
Padişahın koyduğu 'boğazı geçme' vergisine kızarak, Anadolu'ya geçmeksizin, deniz kıyısından bir Karadeniz turu atıyor.
Aynı 80 Günde Devrialem gibi, belli bir zaman sınırı da var.
Gidip de gören(ler)e selam olsun...
Şimdi '10 para vermemek için tüm Karadeniz kıyısı geçilir mi hiç...' diyeceksiniz.
Üç-dört saat köprü trafiğinde bekleyenler bir Marmara turu düşünmüşlerdir, onun gibi.
Yahut...
Bir ara "Yavuz Sultan Selim Köprüsü geçişini pahalı bulanlar, geçmesin" diyen bir bakan vardı,
ona inat etmeyi düşünenler olmuştur, 'ben sana bakan olamazsın demedim, ...' diyerek.
Neyse, şimdi
'bu sunumda da siyaset yaptın, kınıyorum' diyen falan olur, konuya döneyim.
Orijinal baskının son sayfası. Kitabın künyesi.
Keraban'ın yolculuğu zamanında tamamladığını söylesem, "bu belli zaten" dersiniz; ama...
Tütününü aldıktan sonra, halen daha Boğaz'ı geçme vergisi olduğuna göre,
evine gitmek için kuzu kuzu vergiyi vermiş mi,
yoksa tersine bir Karadeniz turu mu daha mı atmış,
kitapta efenim, kitabı okuyun.
Saygılar.
*
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Kitabın sırmalı ilk lüks baskı kapağı, Hetzel 1884
Düz metin sayfalar:720*1400 pxs
İllüstrasyonlu sayfalar: 1280*2490 pxs (101 sayfa)
İllüstrasyon sanatçısı: Léon Benett
Gravür sanatçıları: Barbant, Bellenger, Bure, Delangle, Dumouza, Dutertre, Froment,
Heulard, Hildibrand, Lafontan, Leriverend-Dochy, Louis, Meaulle, Moller, Verdeil
96 dpi 526 sayfa, 93 MB [CBR]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Kitabın Türkçe baskı kapağı, Alfa 2017
İnatçı Keraban:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Kapak dışında tam metin, tam illüstrasyon!
İstanbul'a gelip gelmediği bilinmeyen -gelmediği tahmin edilen- Jules Verne'ün 1883 yılında yayımlanan,
orijinal basımda yazarın ilk kez kullandığı Türkçe sözcükleri de içeren sürrealist macera romanıdır.
Verne'ün, bu romanda mekanları, bölgelerin coğrafyasını, hava şartlarını, bölge insanının karakteristik özelliklerini çok iyi süzmüş olduğunu göreceksiniz.
Karakter isimlerini başarılı bulamayabilirsiniz, dönemin padişahında da hata yapmış; eh, o kadar kusur kadı kızında da olur, deyip geçin.
İstanbul'a, Karadeniz'e gelmeden bu kadar ayrıntılı ve mükemmel yazmak cidden takdire şayan bir durum.
Jules Verne'ün İstanbul'u ve tüm Karadeniz kıyısını gidip görmeden bu denli bilmesi seyyahların,
gezginlerin yazdığı seyahatnamelere başvurduğunu düşündürür.
Hatta, bir tık artırıyorum; hava soluma, yeme-içme, uyuma-dinlenme, sosyal hayat-hoş vakit geçirme gibi insan gereksinimlerine,
okumayı ve yazmayı da katmış diyebilirim.
Korsanlar, eşkıyalar, zaptiyeler, askerler, deniz yolculuğu, fayton yolculuğu...
o zamanın modern gezi araçlarını (tren, vapur gibi) hiç kullanmaksızın tam bir yol ve seyahat kitabı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Léon Benett sanatını konuşturmuş resmen...
Jules Verne, gerçekten 'olağanüstü' biriymiş.
Yazdığı her kitapta, işlediği konularda teknoloji ve coğrafyayı öyle ayrıntılı işliyor ki, verdiği bilgilere şaşıyorsunuz.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Orijinal baskıda romanın başlangıcı.
Alfa Yayınevi, kapak dışında tamamen sadık kalmış.
Belki ileride bir lüks baskı yapacaktır, bilemiyorum.
İnatçı Keraban, Osmanlı'da tütün tüccarı bir Türk.
İstanbul'un Avrupa tarafından, Anadolu tarafına geçmesi gerekiyor.
Padişahın koyduğu 'boğazı geçme' vergisine kızarak, Anadolu'ya geçmeksizin, deniz kıyısından bir Karadeniz turu atıyor.
Aynı 80 Günde Devrialem gibi, belli bir zaman sınırı da var.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Gidip de gören(ler)e selam olsun...
Şimdi '10 para vermemek için tüm Karadeniz kıyısı geçilir mi hiç...' diyeceksiniz.
Üç-dört saat köprü trafiğinde bekleyenler bir Marmara turu düşünmüşlerdir, onun gibi.
Yahut...
Bir ara "Yavuz Sultan Selim Köprüsü geçişini pahalı bulanlar, geçmesin" diyen bir bakan vardı,
ona inat etmeyi düşünenler olmuştur, 'ben sana bakan olamazsın demedim, ...' diyerek.
Neyse, şimdi
'bu sunumda da siyaset yaptın, kınıyorum' diyen falan olur, konuya döneyim.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Orijinal baskının son sayfası. Kitabın künyesi.
Keraban'ın yolculuğu zamanında tamamladığını söylesem, "bu belli zaten" dersiniz; ama...
Tütününü aldıktan sonra, halen daha Boğaz'ı geçme vergisi olduğuna göre,
evine gitmek için kuzu kuzu vergiyi vermiş mi,
yoksa tersine bir Karadeniz turu mu daha mı atmış,
kitapta efenim, kitabı okuyun.
Saygılar.
*
Son düzenleme: