ertuğrul
Admin
- 5 Nis 2009
- 24,899
- 141,091
Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında,
İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını
sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti,
1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş,
söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır.
Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya
katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy,
Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine,
Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni
verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği şiirini yarışmaya koymuştur.
Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen
Mehmet Âkif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir.
Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin
Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.
Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini,
şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın
Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış,
1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul,
Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir.
Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek,
dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün
1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş,
toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın
armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır.
Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir
röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte
üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir.
Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin
(örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası
ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında
bölünmüştür) esas sebebi de budur.
Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde
İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.
Alıntıdır.