Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Samim Utkan ilginç bir kapak hazırlamış... Şapkasıyla, muhtemelen bu şapkaya entegre tüylerle, burnunun üstündeki yara bandına benzer takısıyla ve elemanın yüzündeki ifadeyle epey özgün bir kapak olmuş. Bir de bıçak var tabi... Bıçak deyince mühendislik hayatımın ilk yıllarından bir anı geldi aklıma:
Ankaray Projesinde Almanlarla çalışıyoruz. Alman saha mühendisleri var. Bunların yanına bizim işçi ve formenlerden oluşan ekipler veriyoruz. Zaman içerisinde samimiyetleri artıyor elbette. Bu formenlerden birisi olan Hasan Usta ile aramda geçen diyalog:
H - Nihat Bey, bugün Panitz'e Türkçe öğretmeye başladım.
N - Yapma ya. Korkulur senden. Ne öğrettin?
H - "Puçak". Ona "puçak" demesini öğrettim.
N - Hııııı?
Nereden nereye... Bu başka bir şey çağrıştırdı; Rusya'da çalışan işçilerimizin Rusça telaffuz problemleri. Bunun öyküsü daha ilginç. Daha sonra anlatırım artık.
Kitaba geri döneyim; tarama nefis Kaptan. Kitabın bizzatihi kendisi gibi.
Hey Teksas, serinin içerisindeki en kaliteli basımlardan biridir. Belki de boyutları küçük olduğu için. Veya mürekkebi daha kaliteliydi. Çok teşekkürler üstad.