HAYAT-sayı-02 ( 3 Ocak 1963 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın murtaza5 ;

HAYAT okuma günlüğü : HAYAT OKU(YORUM) :

"Hiç dikkat ettiniz mi? İnsan boş olduğu , yapacak bir iş bulamadığı zaman çok zavallı bir mahluk haline geliyor. Geceleyin , yatağınızın içinde uykunuzun kaçtığı zamanları düşününüz. Artık yapacak bir işiniz kalmadığı için uyumaya hazırlanmışsınızdır. Tam o sırada bir düşünce kafamızın içine girer ve sizi orada kıskıvrak yakalıyarak meşguliyetlerden boşalmış olan beyninizi kurcalamaya başlar. Yatağın içinde oyalanmak , başka bir işe sarılmak ve unutmak imkanından mahrum olduğunuz için , o düşüncenin bir oyuncağı haline gelirsiniz. Düşünceyi kafanızdan kovamazsınız , çünkü o kovmakla gidecek cinsten bir düşünce değildir. Size tamamen hakim olur."
Bu satırlar en beğendiğim deneme yazarlarından Şevket Rado'nun "İşsiz Adamın Şeytanı" başlıklı yazıdan.

Dedo11 Yorumu : Bende Şevket Rado'nun deneme yazılarından oluşturduğu "Eşref Saati" adlı kitabı vardı. Okur okur dururdum. Size de hiç olmazsa bu dergideki yazıların izleyiniz diyorum... Ben kişisel olarak bu yazının anafikri olan yaşamda boş boş durmamak ve devamlı yaşam uğraşı içinde olan biri olmuşumdur. Ama asıl uyku öncesi duruma dikkat çekmek isterim. Daha önce de değinmiştim ben uykuya çekilirken. Yatakta mutlaka okurum. Okuyarak uykuya dalarım... Onun için bu yazıda konu edilen durumu da böylece atlatmış oluyorm..!!




Önceki sayıda başlayan II. Abdülhamid'in kızı Şadiye Osmanoğlu'nun Saray ve Haremine değin gözlem ve anıları bu sayıda da devam ediyor...



"Günümüzün Hikayeleri" başlıklı bölümden ilgimi çekenler :

SİHİRLİ GÖZLÜKLER
Pitsburgh'daki Mellan Enstitüsü , yeni bir tip gözlük camı üzerinde uğraşmaktadır. Bu camlar , kuvvetli ışınlar karşısında hemen kararmakta , ışın kaybolunca tekrar eski şeffaflığını almaktadır. İlgililer , birbirine zıt iki elemanın cam hamuruna tarılması suretiyle bu neticenin elde edildiğini açıklıyor. Bu gözlük camının , optik sanayiinde yeni bir çığır açacağı muhakkak."
Dedo11 Yorumu : Düşünün 1963 te onlar bunlarla uğraşıyor. Günümüzde Türkçe yazılışıyla "KALIRMATİK" camlı gözlüklerin tarihçesi böyle başlıyor. Bir toplum sorun diye önüne ne koyarsa onu bir şekilde çözer. Onlar bu tür işlerle uğraşır ve medeniyeti yaratır. Bizim gibi toplumlar da eften-püften saçma sapan , kıldan tüyden işlerle uğraştığımız için bu haldeyiz...


ÇÖPÇÜLÜK EDEN PRENS
Söz ,Kıraliçe Elizabeth'ten açılmışken , sevimli İngiliz velihatından da biraz bahsetmek isteriz. Prens Charles , Gordonstoun'un okulunda 14 yaşına bastığı gün -- pedagojik sebeplerle -- çöp kutularını dökmekle görevlendirildi.
Dedo11 Yorumu : Lütfen bu satırları tekrar tekrar okuyunuz ve uzun uzun düşününüz... Aramızdaki farkı görebiliyor musunuz???????



Necla Tümay ünlü mü ünlü meteroloji uzmanı Ali Esin ile röportaj yapmış. Ben de TV döneminde Ali Esin'in hava durumu sunduğuna yetiştim...



Haluk Şehsuvaroğlu geçen sayıda başlamış olduğu "Boğaziçi Yalıları" dizisinde genel bir değerlendirme yapmıştı.
Bu sayıda her hafta bir yalı planı gereği "Kandillide Kıbrıslı Mehmet Paşa Yalısı"nı tanıtıyor...



S. Kukkan'ın hazırladığı "Türkçeyi iyi Biliyor musunuz?" dan :

PİLAV
Bu kelime Hintçeden gelmeymiş. Kala kala bize galiba bir bulgur aşı kalıyor ; onun da aslı ( bulgur ) değil , ( burgul ) muş.
Dedo11 Yorumu : İnanamıyorum. Benim annem "Burgul" derdi. Biz onun yanlış söylediğini düzeltmesini isterdik. O da daima "Doğrusu budur" derdi. Sevgili anam toprağın bol olsun .......




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,252
7,284
Her zamanki gibi Sn. @murtaza5 'in önemli paylaşımlarından birini daha indirip , gözden geçirirken , diğer taraftan Sn. @dedo11 'in renkli anlatımını okumayı ihmal etmedim. Gerçekten , derginin içeriğiyle ilgili bilgiler veren @dedo11 , kendine özgü yorumlarıyla , bir bakıma farklı noktalardan , günümüzle karşılaştırmalı olarak dönemin panoramasını çiziyor. Ben , yine aynı dergide yer alan çizimlere değinmek istedim.

Dergide yayınlanan iki çalışma dikkatimi çekti. İlki bir Van Gogh Tablosu ; Köprü olarak açıklaması yazılmış . Ama , tablonun asıl adı bu değil . Zira , tablonun adı '' Arles'daki Langlois Köprüsü '' , ünlü sanatçı bu tabloyu 1888 tarihinde yapmış . Tablonun adında yer adı bulunmasının nedeni var . Van Gogh , bu tablodan başka da '' Köprü '' tabloları yapmış. Örneğin ; yine 1888'de'' Şemsiyeli Kadınlı Langlois'deki Köprü '' adıyla aynı köprünün başka bir resmini yapmış . Ama , açıkçası ressamın bir yıl önce , 1887'de yaptığı köprü tablosu benim favorim . O tablonun da adı; '' Asnieres'de Seine üzerinde Köprü '' , tabloda köprünün üzerinden geçen trenin dışında , köprünün altında bulunan kırmızı şemsiyeli kadın ve de biraz uzakta oturan adam , tabloya farklı renkler kazandırmış. Hayat dergisinin , yayınlandığı 1963 yılında , böylesi önemli bir ressama yer vermesi , övgüye değer bir yayıncılık örneği. Dergide yayınlanan tabloda , köprünün üzerindeki at arabası ile alt kısımdaki çamaşır yıkayan kadınlar , tablonun görsel dünyasına hareket kazandırmış. ( Van Gogh Paris'te geçirdiği yıllardan bir hayli sıkıldığı için 1888'de Güney Fransa'ya gitmiş ve burada yaptığı çalışmalarla ustalaşmaya başlamıştı. )

Dergide gördüğüm bir başka önemli resim çalışması , Tarkan maceralarının usta ressamı Sezgin Burak'tan .Sezgin Burak'ın söz konusu çalışması , dönemin popüler aşk romanlarını yazan , kadın yazarımız Mükerrem Kamil Su'nun '' Ayrı Dünyalar '' romanının yayınlandığı sayfada görülüyor. ( Daha sonra , bu romanın filmi de yapılmıştı . ) Burak'ın çiziminin , çizer hakkında kolleksiyon yapanlar için önemli olduğunu düşünüyorum. Bilindiği gibi Burak , bu yıllarda Hayat dergisi için benzeri çalışmalar yapmıştı.

Ancak , o yıllarda yayınlanan dergilerde , gözlerim hep Münif Fehim çalışmalarını aramaktadır !! Bu sayının yayınlanmasından kısa süre sonra Münif Fehim'in de çalışmaları aynı dergide yer almıştır.

Paylaşımda bulunan @murtaza5 ile katkıda bulunan @dedo11 'e teşekkürlerimle .
 
Son düzenleme:
Üst