Colinmccay
Yönetici
- 27 Haz 2009
- 7,008
- 11,185
İlçe Amanos dağlarının doğu yamaçları üzerinde kurulmuştur. 750 Rakımlı engebeli ve dağlık bir arazi üzerinde kurulan İlçenin Köyleri genellikle dağlıktır.
Bitki örtüsü fundalık, çam, meşe, demirciklik ve kesme ağaçlarından (ormanlıklardan) oluşmaktadır. İklimi: Akdeniz iklimi ile karasal iklim karışımı olup yazlar kurak ve sıcak, kışlar soğuk ve yağışlı geçmektedir.
Tarihçesi
İlçe Tarihi
İlçenin tarihçesi beş bin yıl öncesine kadar dayanır.M.Ö 2750 yıllarında Elamlar'la (1) başlayan yerleşik hayat günümüze kadar devam etmektedir.Bu dönemler arasında bilinen 27 devlet bu topraklar üzerinde hayat sürmüştür. .
Bu devletler:
1 .Elamlar :MÖ. 2750
2 .Kızvatnalılar :MÖ.1650
3 .Hurriler :MÖ.1500-1260
4 .Mitanniler :MÖ.1500-1300
5 .Sümerler :MÖ.1200
6 .Hititler :MÖ.1100-800
7 .Asurlar :MÖ.745
8 .Klikyalılar :MÖ.745
9 .Medler :MÖ.555
10.Persler :MÖ.539-401
11.Yunanlılar :MÖ.300
12.Makedonyalılar:MÖ.333
13.Selekitler:MÖ.321
14.Korsanlar :MÖ.103
15.Romalılar:MÖ.69
16.Bizanslılar:MS.395
17.Ermeniler :MS.704
18.İslamlar(Halife devri)MS.630
19.Emeviler:MS.661-750
20.Abbasiler:MS.750-1023
21.Selçuklular:MS.1071
22.Türk beylikleri :MS.1250
23.Memlüklüler:MS.1250
24.Moğollar :MS.1215
25.İlhanlılar: MS.1243-1315
26.Osmanlılar :1299-1923
27.Türkiye Cumhuriyeti:1923 -….
Bu devletler bölgemizde sürekli egemen olamamışlardır.Özellikle MS.sık sık el değiştirmiştir ,ancak 1517 yılından itibaren tamamen Osmanlı devletinin egemenliğinde kalmıştır.1850 yı- lından itibaren 1923'e kadar bölgemizde Ermeni sorunu yaşanmıştır.
İLÇENİN İLK TÜRK YERLEŞİMCİLERİ
1.BEYOĞLULAR(KOCABEYLER)
Konar göçer bir aile olup hayvancılıkla uğraşıyorlardı.Yavuz döneminde ilçemize yerleştirilmişlerdi .Günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşler ve Memice , Murtaza, Nuri,Halil,Ökkeş Ali,Veli ve Hasan isimleriyle hala yaşantılarını devam ettirmektedirler.
2.FERİZOĞULLARI(MUSTULAR)
Türk beyleri içerisinden 14 oğullu bir ailenin en büyüğü olan Feriz'den adını alan bu kabile Orta Asya ,Maraş,İslahiye,Dünek Hanağzı köyü bağlantılı olarak yöremize gel- mişlerdir.16.asırda bu mıntıkaya yerleşen kabile Beyoğullarına komşu olmuşlardır. Bu aile hala İslahiye Dünekle irtibatlıdırlar .Ferizoğullarından Mustafa ölünceye kadar Feriz- oğlları diye anılmışlar ondan sonra kasap Mehmetler namıyla anılmış olmuşlardır.
3.UZUNFAKILAR AİLESİ
İlçemizin merkezine değil de çapıtlı denilen mücayir alana yerleşen ilk aile topluluğudur. Orta Asya'dan gelmişler ve Anadolunun çeşitli yerlerinde yerleşmişlerdir.Kayseri,Kozan ve Bahçe Kuşçu (İslahiye)
Aile büyüklerinin anlattıklarından başka bir şey bilinmemektedir.
4.FETTAH OĞUL'LAR
Haneden bir Alperen olan Abdülfettah'ın soyundan gelen bu ailenin kökeni Heleta olarak bilinmektedir.İlçemize yerleşen kolu ise Bahçe-Nohut'tan gelmiştir.Fettahoğulları yöremize gelince Beyoğulları'ndan kız alarak enişte bey olmuşlardır. Bu aileninde soyunda hasan is- mi olduğu da bir gerçektir.İlçemizin Fettahoğulları'ndan Hasan'ı Beyoğullarından bey sıfatı- nı alarak Hasan -Beyli olmuştur.Kökleri Oğuzlardan Boz-ot kolundandır.
5.ADSIZ AİLE
Davarların dalak hastalığına iyi geldiğini duyarak sürüsüyle birlikte yöremize gelen ve yerleşik düzene geçemeden buralı olamadan ayrılıp gitmek zorunda kalan bir aile daha vardı. Kocalar ve Mustular aileleri ile aralarında su ve mera anlaşmazlığı çıkması üzerine yöreyi terk etti.
İLÇEYE BAĞLI KÖYLERİN TARİHÇESİ
1.KALECİK(KIZILDERE'NİN )TARİHÇESİ
Takriben bundan yüzeli yıl kadar önce Maraşın Sarız bölgesinden Büyük Koco ,Küçük Koco aileleri göç ederek önce Kaypak'a sonrada bir otlak teri olan Kalecik'e geldiler.Bu mevkiye geldiklerinde burada üç Ermeni ailesiyle komşu oldular birbirleri ile iyi geçinen bu Ermeni ve Türk ailelerinin tam iskanları ise Derviş Paşa döneminde 1865'lerde tamamlanır. Bunlardan Semercioğlu ailesi kendiliğinden Müslüman oldu Kocalarla kız alıp verdiler.Erme- ni olarak kalanlar buraları terk ettiler .Toplam mera sakinleri hane sayısı 17'ye ulaşınca köy olma hakkını kazandılar. Adlarını da toprak rengini göz önünde tutarak " Kızıldere " adını verdiler.1984 yılında Kalecik olarak değiştirildi.
2.KARAFENK(ONDÖRTLER KÖYÜ )
On dört ailenin oluşturduğu bu köye hakimlik iki yüz dönümlük tapu verdiler .On dört Hissedar aile bu araziyi paylaştılar.Buranın evleri kaleden sökülen taşlarla yapılmıştır.Her ne kadar köyün evlerini temelini on dörtler olarak tabir edilen bu aileler atmışsa da köy için- de bulunan Karafenk kalesi'ne nispeten Karafenk denilmiştir.1973 yılından itibaren ilçe merkezinin Hürriyet mahallesi olarak devam etmaktedir.
3.SARAYOVA (KİŞNAZ)
Sarayova 'nın ilk Türk kurucuları Çaloğlu Ömer ve Mehmet isimli iki kardeştir.Bunlar- ın aslı Orta Asyalıdır.Çibran aşiretine mensupturlar. Malazgirt savaşından sonra Anadolu'ya gelen Cibran aşireti önce Horasana oradan Erzurum'a oradan da Anadolu'nun çeşitli yerleri- ne uğradıktan sonra bu kardeşler Kişnaz'a gelerek yerleşmişlerdir.(1513)
Zamanla okadar genişlemişler ki bu aileler 9 kabileye bölünmüşlerdir, bunlar; Ağcalar ,Karalar,Mehmet Çavuşlar ,Delaliler, Çalıklar, Aharazlar, Karaosmanlar ,Hamzalar ve Hüsün Aileleridir.
4.KARAYİĞİTLİ
Osmaniye Cebel-i Bereket olmadan önce Karayiğitli bir köy idi. Derviş paşa 1855-1866 yılları arası bölgemizdeki mezraları kentleştirip -köylüleştirmek Göçerleri iskan ettirmek ve bölge genelinde iskanı sağlayıp ahaliyi islah ederek düzene sokmak üzere geldiğinde Karayiğitli mıntıkasına da el atar.Karayiğitli merkezini bir nahiye haline getirdikten sonra İslahiye sancağına bağlanmıştır.Bu disipline edilişin sonunda Karayiğitli'nin çehresi değişmiştir.
5.ÇOLAKLI KÖYÜ
Ormanlıklarla kaplı olan bu araziye Türk olarak ilk önce Çolak Aşnalar lakabı ile tanınıp anılan bir aile gelip yerleşmiştir.Bu aile Sütçü imam sülalesinin bir parçası olan Avşarlı ailesi takip etmiştir.Bu iki ailenin yerleşimini müteakip Aydınkavak havalisinden gelen ve şu anda Küçük Osmanoğulları soy adını taşıyan aile ile yurt kalabalıklaşmıştır.
Daha sonra aslı Kasta- monulu olan bir aile olan Fakılar gelmiştir bu ailenin burada oluşmasını sağlayan Bulanık Bahçe kaymakamlığında katiplik yaparken Fettahlılardan evlenmiştir.Sonra Fettahlıların da yardımıyla buraya yerleşmişlerdir.
6.ÇULHALI KÖYÜ
Eskiden burada gömleklik ,şalvarlık bez dokunduğundan buraya çulhalı denilmiştir. Kurucuları Kılıhasanlardır.Şu anda 50 hanelik ve 200 nüfusluk fakir ama derli toplu ,küçük bir mahalleyi andıran Çulhalı 20 yıl kadar önce müstakil muhtarlık olmuştur.(1980)
7.YANIKKIŞLAK
Kahverengimsi yanık bir toprak renginde kırsal tepecikler arasında ve dere -çay etrafın- da yerleşen bu köyümüz zamanla çorak bayırlara doğru ilerlemiştir. Ermeniler'in baskına uğrayıp önemli ölçüde yangın ve talanlarla tahrip edilen bu köyümü- ze Yanıkkışlak adı verilmiştir. Köyün nüfusunu oluşturan aileler Dervişpaşa'nın dağıtarak is- kanını sağladığı ailelerdir.1865
İLÇENİN GÖÇMEN KÖKENLİLERİ
a)Girit Göçmenleri
1922-1923 yıllarında Giritten 5-6 hane gelmiş ancak ;ilçeyi terk ve talan edilmiş şek- linde bulunca Osmaniye'ye gitmişlerdir.
b)Arnavutluk Göçmenleri
Mübadele sonucunda 12 hane civarında gelmişler.Bir kısmı buraları terk ettiyse de bir kısmı kalmıştır.
c)Yunanistan Muhacirleri
Mübadeleden sonra ilçemize Selanik'ten 18 hanelik bir kafile gelmiştir.1927 de bunlara tapu verilmiştir.2.grup Selanik muhacirleri ise 35 hane olarak önce Osmaniye'ye yerleşmişler daha sonra Hasanbeyli'ye gelmişlerdir.
d)Bulgaristan (1.grup)Göçmenleri
Bunlar Hüsmen -Mustafalar-VeyselAğalar -Biberci Hasanlar-Deli Hasanlar- İsmail Ağalar gibi aileler gelmiştir.
e)Bulgaristan (2.grup) Göçmenleri
Özellikle 1938 yılında Bulgaristan'da bu yöremize gelmişlerdir. Bunlar Beyzadeler (Kelahmetoğlu) Recep Ağalar vb.aileler bulunmaktadır.
f)Suriye ilticacıcıları
Şam ve Halep yöresinden Cebel-i Bereket civarına göç edenler arasında beş aile vardır. Bunların ilticası kabul görmemişse de ikinci grup gelen ilticacılar kabul görmüştür.Soy ismi Kurt olan ailenin baba tarafları bunlardır.
YURT İÇİ GÖÇMENLERİ
Bunlar Osmaniye ,Maraş,Kayseri,Antep,Kilis,Malatya,Urfa,Bingöl,Siv as ve Muş illerine bağlı bölgelerden gelenlerdir.
MALATYA GÖÇMENLERİ
1975 'ten bu tarafa göçler olmuş bu göçün başını Dört Abuzer Ramo ,Mehmet ve Mustafa Ustalar almıştır.Hala da yerleşmek için gelip gidenler vardır. On hane olarak gelen bu grubun sayısı bu gün 20haneye ulaşmıştır.
İLÇEDE YETİŞMİŞ OLAN BÜYÜKLER
1.Madalyalı (merhum)Gazi
2.Dr.Fuat SOYLU (1933 doğumlu röntgen mütehassısı)
3.Hasan ÇANGA (1925'lerde Osmaniye il meclis umum azalığı yaptı)
4.Mehmet BOZKAYA (Defterdar)
5.Salahattin FETTAHLIOĞLU (Sayıştay müfettişi)
6.Fethi SOYLU (Eski Paktaş genel müdürü iş adamı)
7.Tahsin SOYLU (Emekli Vali)
8.Ali İhsan FETTAHLIOĞLU (AKSAY)
9.Devlet BAHÇELİ
10.Mehmet (Muhtar)
İlçenin Ekonomik yapısı
İlçenin ekonomisi genelde tarıma dayalıdır. Genelde küçük boy işletme şeklinde örgütlenen ve tarımdan elde edilen ürünlerin iç pazarda tüketildiği bir yerleşim birimidir. İlçede 38.060 dekar tarıma elverişli arazi bulunmakta olup bunların 32.890 dekarı susuz, 5.170 dekarı sulu arazidir. Tarım arazilerinin % 80’i tarla alanı, % 20’si meyve ve sebze alanıdır. İlçede tarım ön planda tutulduğundan sürü hayvancılığı yapılmaktadır. Ayrıca İlçemizde 1989 yılında kurulan Tarım Kredi Kooperatifi İlçe halkına hizmet vermekte olup 411 üyesi bulunmaktadır.
İlçede tarım ve hayvancılık dışında herhangi bir gelir kaynağı bulunmadığı gibi sanayi tesislerinin de olmaması nedeniyle nüfusun % 75- 80 lik bölümü işsizdir. İlçede ticaret; ilçe statüsünü aldıktan sonra ilçeye gelen memurlara ve yerli halka yönelik günlük gıda ve benzeri şeyler dışında yok denecek kadar azdır. Yaz aylarında turizm sektörü ve yaylacılar gelmektedir. İlçedeki işsizleri istihdam edecek herhangi bir Devlet- Vatandaş yatırımı bulunmamaktadır.
Sosyo-Kültürel Yapı:
Masal ve Hikayeler
KAÇMAKTAN VURMAYA SIRA GELMIYOR.
Ermenilerin Canli Hedef dikip vurmadigi Halil (YILDIRIM) dan dinleyelim;
Aygir’in üzerindeki Ciritli yakinlarinda Hayvacilik denilen mevkide amcam Ömer ile hem mal güdüyor, hem de kaybolan huysuz bir danamizi ariyorduk. 10 yaslarinda idim. Ormanlarin içinden on kadar ile silahli Ermeni peydah oluverdi. Ikimizide yakaladilar. Önce amcami çirilçiplak ettiler. Kursuna dizdiler. Bonra benide bir Ermeni tuttu yere yatirdi. Kesmek üzere çeneme basti. Belinden hançer gibi bir sey çikardi. Tam boynuma çalacagi anda baska bir Ermeni dur, dur diye bagirdi.
Ermeni’nin sag ayagi omuzumda, sol eli de basimda idi. “Bu isa düsmanin oglunun kesilmesini kesecegim diyerek. O dur dur diyene dogru bakmaya basladi.
O da buna; Birak onu da canli hedef dikelim” deyince kolumdan tuttu. Ite çeke götürmeye basladi. Ermeni kalabaligi birbirlerini Astur Kirkor… Eyi aticiyiz diyordunuz, haydin bakalim, diyerek tahrik etmeye basladi. Canli hedef seklinde gavur beni biraz öteye dogru birakti ve çekildi. Bir haydo sesi geldi. Atis basladi ama ben onlarin tetige basmasindan önce firladim.
Arkami dönerek sekilde yakinimdaki dere tarafina dogru yanlamasina kaçtim. Attilar siktilar vuramadilar. Allah’da bana bir kanat takti. Sanki uçtum.
Arkadamdan bagirip çagirmalar, silah sesleri geliyordu. Solugu Savran’da aldim. Köylüye haber verdim. Çolakli ya haberdar edildi. Ermeniler’de Ciritbelinden asagi inmisler. Bir grupta Heyik tepesi tarafinda vaziyetk alip mevzilenmisler. Megerse köyü basmaya geliyorlarmis.
Çolakli-Savranli toparlandi. Köyün üst yaninda çatisma basladi. Ermenilerden iki-üç tanesi bizimkiler vurmuslar, bizden de Hösünagalardan Osmanca Mehmed’in nisanlili genç kizi Zalha yaralanmis.
GECELERI ISIK SAÇAN ZIYARET
Yarali kizi köyün kenarindaki magaraya sürüklediler, oraya sakladilar. Silahsizliktan kaçtik. Arikli kasina sigindik. Zeliha bulundugu magaradan çikmis. Sürüne sürüne deredeki pinara inmis. Suyu içince ölmüs. Biz de magarada kiz ariyoruz. Kani takip ede ede kizin ölüsüne ulustik.Kizin yarasi bakilamayacak, sarilamayacak yerde imis. Cenazesini yikadilar. Aglastilar. Kaldirdilar. Ormanliga gömdüler, Sigirlarimiz dagda kaldi. Aygir cephesini haftalarca bekledik.
Her Cuma aksami Zalha’nin mezarinda isik yandigini defalarca gördük. Artik orasi ziyaret oldu. Zalha da meselikler içinde kaldi.
Ermeni Bahsisi Üzerindeki Aptal Davulu
Bu arada 15 Eylül 1915 tarihinde imzalanan Suriye Ihtilafnamesi ile bölgemizin tam bir Fransiz isgaline dönüstügünü(1) ve bir Fransiz birliginin Osmaniye üzerindeki Hasanbeyli’ye gelecegini haber alan Ermenibasi, Yöremize yaylaya gelen aptalagasini yakalamis.
Sahiplerimiz gerçek dostlarimiz, gardaslarimiz geliyor. Bu aslanlari Davullu-zurnali halayli karsilamam gerekir. Ecem para bol, Ne kadar istersen teklifinde bulunmustur.
Bizim aptal, suskun suskun dinlemis bunu Türk’üm bagrina vurulacak bir tokmak olarak algilamakta gecikmemistir.
Dinim Vatanim ugruna bu millette ben böyle bir hainlik edemem. Dostum diyerek bir karsilik vermistirki bu, Ermeni basinin yüzünü bir osmanli samari gibi indirmis.
Sonradan bunu duyan vatandaslarimizin gögsü kabarmis da merak edip sorusturmuslar, anlamislarki olay gerçek.
Yigitlik duygusunun çaldigi davulun anadolu havasindan olan kivrik zekali aptalimiz ömrü dolup ölünceçocuklari, baba yaylalarini birakmamislardir.
Yine bir yaz Hasanbeyli yaylasina alinca zamanin Kaymakammi Mehmet ERGÜVEN, bunlari sehir kenarindan uzaklastirmak istemistir. Bunun üzerine aptal agasi yaka cetine bir ustura sokarak Bahçe Kaymakamligina varmis. Sahsin huzuruna çikmistir. Balim Kaymakamim söyle ne istiyorsun. Diye müdahale edince Kaymakam begim! Seni bu ustura ile sünnet ettim, diyerek yaka cebinden biçagiena çikaripgöstermis. Bize babamiz yurdunu yaylasina niye çok görürsün.. deyip kesince Kaymakam Bey hem dinlemis, anlamis, hem utunmis, hemde pisman olmustur. Eski emrinden vazgeçerek Aptallara sehir civarinda oturma müsadesi vermistir.
1-Tarih içinde bütün yönleriyle ile Osmaiye 1. sempzy. 15-17s Kasim 1993 Shf:11
DIREK YIYEN ÖKÜZLER
Islahiye’nin gözlü mahallesinde otururduk. Gavurlar sökün etmis geliyormus diye bir sayi’a koptu. Ben de 11-12 yaslarinda bir çocuktum. Herkesi bir talas aldi. Gavur sürüsü Gökçedagdan asagiya dökülüyormus. Büyüklerimiz Kurtçagiz a kaçak dediler. Köylü sökün etti. Mallar ahirda kaldi. Kapilarimizi kilitledik çiktik. Yayan-yapildak daga tirmandik. Birkaç göllük (at) vardi. Agirliklar onlara yüklendi. Yokusa yukari kurtçagiza vardik. On gün kadar orda kaldik.
Gelen-giden olmadi. Saklandik. Bir haber geldi ki Gavurlar gitmisler.
Korka korka geri döndük. Islahiyedeki evlerimize geliyorduk. Yol yari olunca bir sabi çocuk sesi duyulmaya baslandi. Etrafa bakindik. Bakistirdik ki bir bekebek taslara çevrili candikimsi bir yerde yatiyor bulduk. Yaninda yakinlarindakim-kimsecik yoktu. Saga sola kolaçan edidi. Birazda korkulu-endiseli bir tavirda civarlara seslendik.
Sesimize ses veren olmadi. Yavru kizi aldik. Beraberimizde Islahiye’ye getirdik. Çocuk Türk mü Ermeni kizi mi bilemediler adini Fatma koydular.
Evlerimeze sakina sakina yaklastit. Hiçbir sey olmamisti. Fakat ahirimizdaki öküzlerimiz ineklerimiz kötürümlesmisler. Zayiflamislardi. Karinlari karinlarina geçmis sirtinda eyeleri çikmisti. Baktikki açliktan ahirin direklerini kemirmisler.
Sonra o çocuk büyüdü, Bey çocuklarindan birisi ile evlendi. Ev, bark çol çocuk sahibi oldu.
IKI ASKER ARKADAS
(Birisi Göçmen, Digeri Yörük)
Asiret muhacir arkadasinin hasta oldugunu duyar, Kalkar, yanina geçmis olsuna gider. Varir ka göçmen hastanede. Çenesi bagli, basi sarili konusamiyor. Konussada anlasilamiyor. Asiret sorar noldu nereni begenmee yorsun der.
Muacirin zar_zor “..sass-sass” diye kekelemeye baslar.
Asiret hi… tamam.. bu sarimsak istee yor. Diye mirildanip çareyi bulur. Alel acele sarimsak bulup getirirler. Bizim muhacir, istemedigi kadar doyasiya sarimsaktan nasiplenince gözleri açilir. Niyayet iyilesir ve hastaneden çikarilip taburcu edilerek evine gönderilir iyilesir.
Aradan zaman geçer, bu kezde asiret hastalanir, mucahir ziyaretine gider, Varirki yörük ölüm döseginde inileyip tisiliyor.
Muhacir sorar;
Ag be ag gadasim sana noldu bakayim. Der,
Yörük gözlerini açar yattigi yerden”Tir, tir tis ,tis diye baslar hecelemeye.
Ha! bu tamagina tirsik istiyor. Asiretin gözleri isilar, sevinir. Ama mevsim kis degilki olsun. Ayrayi arayi bir dul kadinin evinde birazcik bir pancar kurusu bulurlar. Rica minnet kadincagizdan bir pisirimlik alirlar. Getirip çorbasini yaparak asirete kana, kana doyasiya yedirirler. Derken tamamen iyi olur, Asiret macire göçmende yörügü böylece tedavi eder.
GIR VE DUYAR DOSTLAR
Iki asker arkadasin birisi Antep’de digeri’de Ilçemizde otururmus. Antep’de oturanin oglu Ilçemizdeki baba dostu asker arkadasini ziyarete gelmis. Bizim ki sormus. Babam nasil? Oglan: Babam zor isitiyor.Kulaklari çok agirlasti.
Ne olduda öyle oldu? Vah Vah. Geçmis olsun, Iste bu haberine çok üzüldüm. Desene babani ziyaret etmem farz oldu.
Hayirli evladin hali baska. Antep’li delinkanli babasinnin asker arkadasinin evinde bir iki gün kaldiktan sonra biraz hediyelerle ugurlanmis. Evlerine dönüp varinca babasi sormus.
Oglum bizim asker arkadasi nasil?
Baba sana çok çok selami var ama adamin kulaklari duymuyor, ihtiyarlamis. Görmez duymus olmus. Vah vah daha da gençti. Oglum bir hastalik mastalik, mi geçirmis, yoksa yoksa bir gaza mi atlatmis. Vah vah, cuk cuk oglan ciddi eklemis. Baba o haliyle seni ziyarete gelecek. Baba hem sevinmis, hem üzülmüs. Dörtgözle arkadasini beklemeye baslamis. Zaman geçmis ama Bizimki Antep’li asker arkadasina ulasmis. Sarmas dolas olmuslar. Baslamislar yüksek sesle, bagira bagira konusmaya baslamislar.
Oglan,için için gülüyormus, Müdehale etmek isteyen anasina da elleme. Birbirine kavustular. Biraz hasret giderip onlar bagirarak, biz de desarz olalim..
Bizim ki ne oldu da sagirlastin diye sormus. O da ben sagir degilim de, sana ne oldu? Ben de sagir magir deyilim. Kim bizi sagir etti. Adam demis oglun.
Çagirmislar oglani. Sormuslar, aldiklari cevap böyle yapmassam sizinle birlikte dostlugumuz hep ölecek. Artik bizimkiler daha da duyar ve duyarli olmuslar Dostlugu evlatlarina, evlatlarinin maharetiyle miras birakip gitmisler.
Eğitim
İlçede okuma, yazma bilenlerin oranı % 98’dir. İlçemizde ilk okul 1925-1926 yılında Hasanbeyli İlkokulu olarak 3(üç) derslik şeklinde eğitim ve öğretime açılmıştır.
Ortaokul binası eski bir binada hizmet vermekte iken; halkın katılımı ile 1993 yılında yenilenmiştir. Hasanbeyli İlköğretim okulunda 1 adet Müdür, 1 adet Müdür Yardımcısı 6 adet Branş, 5 adet Sınıf öğretmeni 1 adet Format ör Bilgisayar öğretmeni, 1 adet rehber öğretmen ve 1 memur ile birlikte 222 adet öğrenci eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
Lise Binası ise 1987 yılında 1.Kat olarak hizmete girmiş daha sonra 2.Katı da ilave edilmiştir. Hasanbeyli Lisesi 1 adet Müdür Yardımcısı, 10 Branş öğretmeni ile 114 adet öğrenci ile eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
İlçede 2006 yılında 16 derslikli Hasanbeyli Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu açılmıştır. 1 Adet Müdür yardımcısı 8 adet Branş öğretmeni 4 adet Sınıf öğretmeni ile 356 adet öğrenci ile eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
İlçe Merkezinde aşağıda çizelgede gösterildiği şekilde 2(iki)’i açık, 2(İki)’si Taşımalı Eğitimden dolayı kapalı olmak üzere 4 adet İlköğretim okulu bulunmaktadır. İlçemiz Merkezinde 1 Lise bulunmaktadır. İlçe Merkezinde İlköğretim ve Lise olmak üzere toplam 5 adet okul bulunmaktadır.
İlçemiz Köylerinde ise 4(Dört)’ü açık, 3(üç) ‘ü Taşımalı Eğitim nedeniyle kapalı 7 adet İlköğretim okulu bulunmaktadır. İlçe dahilinde toplam 12(oniki) adet okul bulunmaktadır. Köy İlköğretim okullarında toplam 81 öğrenci ile eğitime devam edilmektedir.
Taşımalı eğitimden dolayı Karafenk (Merkez), Yeşilyurt (Merkez) okulları ve Y. Karayiğit, Yanıkkışla, Çulhalı Köy ilköğretim okulları boş ve kapalı olup; öğrencileri Hasanbeyli Gazi Mustafa Kemal İlköğretim okuluna taşınmaktadır. Açık olan Köy İlköğretim okullarının 4 ve 5.inci sınıf öğrencileri Hasanbeyli Gazi Mustafa Kemal İlköğretim okuluna taşınmakta. Köylerde sadece 1.2 ve 3.üncü sınıf öğrenciler okumaktadır.
İlçede Yetişen Önemli Şahsiyetler arasında, İlçede doğup Osmaniye İlinde yetişen MHP Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ, Merkez Valisi merhum Tahsin SOYLU, Eski Mahalli İdareler Genel Müdürü ve Sayıştay Üyesi Selahattin FETTAHLIOĞLU gibi önemli şahsiyetler bulunmaktadır.
Son düzenleme: