Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Saw, testere... O film de çok sansasyon yapmıştı ama bu karaktere hiç dikkat etmemişim. Korku filmlerini oldum olası pek sevmem, korkmayı sevmiyorum:9. Yıllar önce ilk (devam filmleri var mıydı , vardır büyük ihtimalle) "halka" filmini izlemiştik eşimle, film arasında tırsarak geçiyorduk koridorlardan tuvalete gitmek için. Bir de batık gemi araştırıcılarının olduğu bir film vardı, onu çok sevmiştim. Geçmişin gösterildiği sahnelerin birinde balo salonunda dans edilirken ağır çekimde ayıptır söylemesi - spoiler olmasın- müthiş şeyler oluyordu. Müzik çok iyiydi, renkler , genç bir şarkıci falan...Huzur bulmamış ruhlar. Batı mitolojisinin ana korku damarı bu. Tıpkı hep radyasyona maruz kalıp mecburen süper kahraman olma durumuna benziyor bu......Bir de çocukken ya da ilk gençliğimde izlediğim bir film geldi aklıma. Yine sinema salonu dar gelmiş, ne acaip hissetmiştim kendimi: Bir araba vardı, sürücüsüz! Yollarda geziyor ve birilerini takip edip sonunda öldürene kadar sıkıştırıp duruyordu....freddy şu bu, çoğunu izllemedim korku klasiklerinin. Yaşayan ölüler var şimdi aklıma gelen, onu yeni çizgi romanından dolayı izledim. Ve muhteşem "Shaun Of The Dead"i...
İyi akşamlar...
Anlattığınız filmlerden biri beni de çok etkilemişti, sevgili "yeryüzü". Filmin adı "Hayalet Gemi"ydi (Ghost Ship). Açılışında ürpertici bir balo sahnesi vardı. Kırmızı gece elbisesi giymiş kadın şarkıcı, şarkısını söylerken ağır ağır gerilen çelik bir halat aniden serbest kalıyor ve orada bulunan herkesi biçiyordu. Tuhaf olan şeyse bu olay çok ani olduğu için insanların ikiye bölündüklerini ancak bir süre sonra anlamalarıydı. O gemi sonra başıboş okyanusta dolaşıp durdu.(başrol oyuncusu İrlandalı aktör "Gabriel Byrne"ı çok severim). Bu sahne aşağıda:
İnternetin sunduğu nimetlerinde büyük katkısıyla 1980-2014 yapım yılları arası izlemediğim korku filmi kalmamıştır desem,abartmış olmam sanırım.Genelde gözlerim kapalı izlerim çoğu sahneyi ama,izlerim.
Michael Myers ve Jason Voorhees'e ise bayılırım.
Mizahsa tüm günlük gerginliğimizi alan mükemmel bir araçtır.Güldürür,düşündürür ve alışkanlık yapar.Bu sebeple her paylaşımınızı büyük bir hevesle takip ediyoruz üstadım.Serdar67 ve Zagor-t dostumuza gönülden teşekkürler...
Çocukluğumdan beri en sevdiğim türdür korku filmleri. Anneannemin evinin orada yazlık bir sinema vardı, balkondan rahatlıkla adeta TV izler gibi film izlerdik ailece. O da yetmezdi komşular da gelirdi annanemlere ne de olsa balkonu büyüktü.. İlk izlediğim film Şeytan'dı. Sonra Jaws, Carrie, 13. Cuma ve de tabi ki Kötü Ruh... Sonraları Freddy çıktı, ardından Chucky vs derken Çığlık, halka, testere vs ne kadar korku filmi varsa; eski versiyonu yeni versiyonu dahil izlemişimdir. İzlemediğim korku filmi çok azdır desem abartı olmaz. Öyle ki beğenmesem de bizim yerli Dabbe serisini bile bitirmişimdir. Neyse; kapaktaki Testere'nin(Jigsaw'ın) 3 tekerlekli bisiklete binen kuklası bayağı bir dikkat çekiyor. Çizer bu film sayesinde bir yerlere fena bindirme yapmış...
Korku filimleri muhabbeti derinleşmiş. Bu tür filimleri ben de çok severim, fakat bugünküler, 'seyirciyi kusturmadan eve göndermeyeceksin' ana fikriyle çekiliyorlar. 'Saw' bunlara güzel bir örnek. Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Belki bir gün hep birlikte bir filim seyretmek de kısmet olur.