balkan
Onursal Üye
- 27 Şub 2016
- 3,662
- 37,542
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
MAFYA ÖYKÜSÜ
Yoksulluk ve şiddet arasında savrulmuş bir nüfusun portresi olan bu dizi, kökenleri Sicilya'nın evrimine dayanan ve Amerika Birleşik Devletleri'ni işgal edecek kadar ileri gidecek bir imparatorluğun (mafyanın) aydınlık ve gölge bölgelerine ışık tutuyor.
Johnny Puparo ve Ciro Villanova'nın 1910'da Sicilya'dan kaçışlarından suç imparatorluklarının yükselişine kadar geçen destan.
İtalyan göçmenler tarafından kurulan Amerikan Mafyasının, kuruluşundan günümüze kadar olan tarihi. Burada gösterişli bir eser yaratan yetenekli senarist François Corteggiani'nin ustaca yönettiği, tarihsel açıdan titiz olduğu kadar yaratıcı ve anlatı açısından inşa edilmiş bir dizi.
Corteggiani, Malès, Mitton ve Barison'un ortak yetenekleri sayesinde “De Silence et de sang”, gizli bir imparatorluğun, yani Mafya'nın en karanlık bölgelerini hassas bir ışınla aydınlatıyor.
Sicilya'daki kıtlıktan Amerika'daki yasaklara, uyuşturucu kaçakçılığından banka sırlarına kadar kan bağlarıyla birleşmiş bir halkın portresi, en sağlam ağların temellerini atan olayların kronolojisi.
Corteggiani, Chauvel'in Babalar (Bizimki Nedir) ve Mafya Hikayesi'ndeki anlatımda biraz farklı bir şekilde yapmayı başardığı gibi, bize bir mafya hikayesi vermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda Coppola'nın filmlerinden de büyük ölçüde ilham almıştır (ilk sayfalar hala "The Godfather II" filminin başlangıcını çok anımsatmaktadır!).
"Sicilyalılar" merkezli ve esas olarak New York'ta (uzun bir Sicilya giriş bölümünden sonra) geçen bu hikaye, bazı uzunluklara (yukarıda bahsedilen seriden daha fazla) ve Ciro'nun “tesadüfen” doğru yerde, doğru zamanda orada olmasına rağmen okunması rahatsız edici değil.
İlk üç cilt Males tarafından çizilmiştir. Çizimi ilginç ve bazı eşitsizliklere (yüzler) rağmen genel olarak iyi. Ancak öte yandan, iç mekanda geniş çekimlerde sıklıkla tuhaf oranlar (kafalar çok küçük, vücutlar biraz fazla uzun) ortaya çıkıyor.
Dördüncü ciltten itibaren, farklı bir tarzla kontrolü devralan Mitton oluyor ve daha canlı renklerle renklendirme yapılmıştır. Serinin benim tercih ettiğim grafik kısmı bu bölümlerdir.
İyi yapılmış bir iş ve genel olarak keyifli bir okuma.