Corto Maltese - “Equatoria / Ekvatorya Eyaleti” - (yayın tarihi: 2017) - (İngilizce)
(Senaryo: Juan Díaz Canales, Çizimler: Rubén Pellejero)
(Yayınevi,
1911 yılında, henüz 24 yaşında olan Corto, Aida isimli bir gazeteci kadınla Venedik sokaklarında dolaşmaktadır.
Corto, Aida’ya önce Lord Byron’ın Venedik maceralarını anlatır, sonra da buraya asıl geliş sebebini açıklar:
Kimsenin görmediği ama yüzyıllardır varlığına inanılan “
Corto, Aida ile birlikte Venedik’ten yola çıkar ve ilk durağı olan Mısır’ın İskenderiye şehrine gelir. Orada yakın arkadaşı
Ardından, Afrika’nın derinliklerine, günümüzdeki Güney Sudan’ın eski adı olan “Ekvatorya Eyaleti”ne doğru yola çıkar.
“Prester John” efsanesinin doğuşu
Birinci ve İkinci Haçlı Seferlerinin Müslümanlar karşısında yenilgiye uğramasından sonra, 1165 yılından itibaren Avrupa’da “Prester John” isimli gizemli bir Hristiyan kralın İstanbul’daki Bizans imparatoruna gönderdiği bir mektuptan bahsedilmeye başlandı.
Bu mektup, Müslümanların egemenlik alanının daha doğusunda, tam konumu belirsiz bir yerde zengin ve büyük bir Hristiyan ülkesinin varlığından bahsediyordu.
Daha da önemlisi, bu kral güçlü ordusuyla doğudan gelip Müslümanlar karşısında Haçlılara yardım etmeye hazır olduğunu söylüyordu.
Avrupa’daki krallar ve Papa, bu çekici yardım vaadinden çok etkilendiler ve bu gizemli Hristiyan ülkesini keşfetmek için doğuya elçiler gönderdiler.
Marco Polo bile seyahat notlarında, Cengiz Han’ın manevi babası olan (Keraitlerin kralı ve
Oysa hem bu meşhur mektup sahtedir hem de “Prester John” efsanesi tamamen uydurmadır.
Umberto Eco ve “Prester John”
Umberto Eco, hem “Baudolino” romanında hem de “Serendipities” isimli deneme kitabında "Prester John" efsanesinden bahseder.
Eco, “Prester John” imzalı bu sahte mektubun Kutsal Roma İmparatoru Friedrich Barbarossa tarafından yazdırıldığını ve bilerek Avrupa’da dolaşıma sokulduğunu düşünüyor.
Friedrich’in amacı, Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılara yeterince yardımcı olmayan Bizans imparatoruna karşı aleyhte kamuoyu yaratmaktı.
Ama zaman içerisinde bu mektup, Friedrich’in beklentisinin çok ötesinde bir rol üstlendi ve Hıristiyan Batı'nın Doğu'ya ve Afrika’ya doğru yayılmasında belirleyici bir öneme sahip oldu:
Avrupa’da sonradan sömürgeci imparatorluklara dönüşecek büyük bir siyasi projenin fikrî çekirdeğini oluşturdu.
Çünkü Müslüman topraklarının ötesinde bir Hıristiyan krallığının olabileceği düşüncesi, o günlerde Avrupalıların zihninde henüz ham aşamada olan genişleme, keşif ve sömürgeleştirme girişimleri için bir motivasyon yaratmıştı.
Ama uzun süre Doğu’dan yardım için gelen giden kimse olmayınca, Prester John'un krallığının zihinlerdeki konumu yavaşça yer değiştirmeye başladı.
Uzak Doğu’da öyle bir krallık bulunamayınca, belki Hindistan’da olabileceği düşünüldü. O da olmayınca umutlar Afrika’ya yöneldi.
Özellikle de 16. yüzyılda Portekizli denizciler Afrika keşiflerine başlarken, Prester John’un ülkesinin Uzak Doğu’ya göre daha ulaşılabilir görünen Etiyopya'da olabileceği düşüncesi yaygınlaştı.
Corto’nun hedefi: "Ekvatorya Eyaleti"
İşte bizim Corto Maltese de bu varsayıma dayanarak Prester John’un “büyülü aynasını” bulmak için Afrika’nın derinliklerine doğru yola çıkar. Hedefi, günümüzdeki Güney Sudan’ın eski adı olan “Ekvatorya Eyaleti’dir.
Macera boyunca Corto, Afrika’nın sömürgeleştirilmesi ve köle ticaretinin yerel halkın hayatını nasıl etkilediğine yakından tanık olur. Zanzibar’daki meşhur
Bu yolculuk boyunca Corto’ya gözü pek ve yetenekli dört kadın eşlik eder, hatta hikâyenin kimi sahnelerinde Corto’dan daha baskın roller üstlenirler:
Bu kadınlar gazeteci Aida, Emin Paşa’nın kızı Ferida, onun dadısı Rahibe Lise ve Afrika’daki köyünden köle tüccarları tarafından kaçırılıp satılan mağrur ve ketum Afra’dır.
Ekvatorya valisi Emin Paşa ve kızı Ferida
Sonradan “
Tıp eğitimini tamamlamış olmasına rağmen Almanya’da doktorluk yapmasına izin verilmeyince Osmanlı imparatorluğunun hizmetine girdi. Müslüman oldu, adını da “Mehmet Emin” olarak değiştirdi.
1875 yılında Kahire üzerinden Sudan’ın başkenti Hartum’a giderek orada doktorluk yapmaya başladı.
O günlerde Sudan kâğıt üzerinde Mısır eyaletine bağlı Osmanlı toprağı sayılıyordu, fakat pratikte İngilizlerin yönetimi altındaydı.
Eski Eduard Schnitzer, yeni Mehmet Emin nihayet 1878’de “Emin Paşa” unvanıyla Güney Sudan’daki “Ekvatorya” eyaletine vali olarak atandı. Bu arada Etiyopyalı bir kadınla evlendi ve Ferida isimli bir kızı dünyaya geldi.
Fakat Emin Paşa birkaç yıl sonra Osmanlı ve İngiliz egemenliğine karşı patlak veren Mehdi Ayaklanması yüzünden bölgede mahsur kaldı ve dünyayla iletişimi kesildi. Nihayet çeşitli olaylardan sonra 1892’de Arap köle tüccarları tarafından öldürüldü.
Emin Paşa öldüğünde altı yaşında olan kızı Ferida, halası Melanie Schnitzer tarafından Almanya’ya götürüldü.
Gerçek hayattaki Ferida bir daha Afrika’ya hiç dönmedi. Ama bu çizgi romandaki Ferida, babasının mezarını bulmak amacıyla geri dönüyor ve yol boyunca Corto’ya eşlik ediyor.
Corto’nun yakın arkadaşı Yunan şair Kavafis
Maceranın sonunda Corto aradığı büyülü aynayı bulamaz, onun yerine yakın arkadaşı Kavafis’in gönderdiği değerli bir kitapla yetinmek zorunda kalır.
Fakat yaşadığı her fiziksel yolculuk sırasında derin bir içsel / ezoterik yolculuk da yaşayan Corto hayatından memnundur.
Ne de olsa büyük şair Kavafis’in ünlü kehaneti bir kez daha Corto’ya yol gösterir:
“Yeni bir ülke bulamazsın, / başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir. / Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma.”
--- Konstantinos Kavafis
Lütfen buradan indiriniz:
(Senaryo: Juan Díaz Canales, Çizimler: Rubén Pellejero)
(Yayınevi,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
, 2017)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
1911 yılında, henüz 24 yaşında olan Corto, Aida isimli bir gazeteci kadınla Venedik sokaklarında dolaşmaktadır.
Corto, Aida’ya önce Lord Byron’ın Venedik maceralarını anlatır, sonra da buraya asıl geliş sebebini açıklar:
Kimsenin görmediği ama yüzyıllardır varlığına inanılan “
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
” isimli efsanevi bir krala ait büyülü bir aynanın peşindedir!Corto, Aida ile birlikte Venedik’ten yola çıkar ve ilk durağı olan Mısır’ın İskenderiye şehrine gelir. Orada yakın arkadaşı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
’le görüşür ve Winston Churchil’in genç haliyle tanışır. Her ikisini de Arap milliyetçisi fanatiklerin saldırılarından kurtarır.Ardından, Afrika’nın derinliklerine, günümüzdeki Güney Sudan’ın eski adı olan “Ekvatorya Eyaleti”ne doğru yola çıkar.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
“Prester John” efsanesinin doğuşu
Birinci ve İkinci Haçlı Seferlerinin Müslümanlar karşısında yenilgiye uğramasından sonra, 1165 yılından itibaren Avrupa’da “Prester John” isimli gizemli bir Hristiyan kralın İstanbul’daki Bizans imparatoruna gönderdiği bir mektuptan bahsedilmeye başlandı.
Bu mektup, Müslümanların egemenlik alanının daha doğusunda, tam konumu belirsiz bir yerde zengin ve büyük bir Hristiyan ülkesinin varlığından bahsediyordu.
Daha da önemlisi, bu kral güçlü ordusuyla doğudan gelip Müslümanlar karşısında Haçlılara yardım etmeye hazır olduğunu söylüyordu.
Avrupa’daki krallar ve Papa, bu çekici yardım vaadinden çok etkilendiler ve bu gizemli Hristiyan ülkesini keşfetmek için doğuya elçiler gönderdiler.
Marco Polo bile seyahat notlarında, Cengiz Han’ın manevi babası olan (Keraitlerin kralı ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
) Tuğrul Han’ın aslında Prester John olduğunu iddia eder.Oysa hem bu meşhur mektup sahtedir hem de “Prester John” efsanesi tamamen uydurmadır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Umberto Eco ve “Prester John”
Umberto Eco, hem “Baudolino” romanında hem de “Serendipities” isimli deneme kitabında "Prester John" efsanesinden bahseder.
Eco, “Prester John” imzalı bu sahte mektubun Kutsal Roma İmparatoru Friedrich Barbarossa tarafından yazdırıldığını ve bilerek Avrupa’da dolaşıma sokulduğunu düşünüyor.
Friedrich’in amacı, Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılara yeterince yardımcı olmayan Bizans imparatoruna karşı aleyhte kamuoyu yaratmaktı.
Ama zaman içerisinde bu mektup, Friedrich’in beklentisinin çok ötesinde bir rol üstlendi ve Hıristiyan Batı'nın Doğu'ya ve Afrika’ya doğru yayılmasında belirleyici bir öneme sahip oldu:
Avrupa’da sonradan sömürgeci imparatorluklara dönüşecek büyük bir siyasi projenin fikrî çekirdeğini oluşturdu.
Çünkü Müslüman topraklarının ötesinde bir Hıristiyan krallığının olabileceği düşüncesi, o günlerde Avrupalıların zihninde henüz ham aşamada olan genişleme, keşif ve sömürgeleştirme girişimleri için bir motivasyon yaratmıştı.
Ama uzun süre Doğu’dan yardım için gelen giden kimse olmayınca, Prester John'un krallığının zihinlerdeki konumu yavaşça yer değiştirmeye başladı.
Uzak Doğu’da öyle bir krallık bulunamayınca, belki Hindistan’da olabileceği düşünüldü. O da olmayınca umutlar Afrika’ya yöneldi.
Özellikle de 16. yüzyılda Portekizli denizciler Afrika keşiflerine başlarken, Prester John’un ülkesinin Uzak Doğu’ya göre daha ulaşılabilir görünen Etiyopya'da olabileceği düşüncesi yaygınlaştı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Corto’nun hedefi: "Ekvatorya Eyaleti"
İşte bizim Corto Maltese de bu varsayıma dayanarak Prester John’un “büyülü aynasını” bulmak için Afrika’nın derinliklerine doğru yola çıkar. Hedefi, günümüzdeki Güney Sudan’ın eski adı olan “Ekvatorya Eyaleti’dir.
Macera boyunca Corto, Afrika’nın sömürgeleştirilmesi ve köle ticaretinin yerel halkın hayatını nasıl etkilediğine yakından tanık olur. Zanzibar’daki meşhur
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ile görüşür.Bu yolculuk boyunca Corto’ya gözü pek ve yetenekli dört kadın eşlik eder, hatta hikâyenin kimi sahnelerinde Corto’dan daha baskın roller üstlenirler:
Bu kadınlar gazeteci Aida, Emin Paşa’nın kızı Ferida, onun dadısı Rahibe Lise ve Afrika’daki köyünden köle tüccarları tarafından kaçırılıp satılan mağrur ve ketum Afra’dır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ekvatorya valisi Emin Paşa ve kızı Ferida
Sonradan “
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
” adını alan Eduard Schnitzer, 1840’ta Prusya’nın Silezya bölgesinde doğmuş bir Alman Yahudisiydi.Tıp eğitimini tamamlamış olmasına rağmen Almanya’da doktorluk yapmasına izin verilmeyince Osmanlı imparatorluğunun hizmetine girdi. Müslüman oldu, adını da “Mehmet Emin” olarak değiştirdi.
1875 yılında Kahire üzerinden Sudan’ın başkenti Hartum’a giderek orada doktorluk yapmaya başladı.
O günlerde Sudan kâğıt üzerinde Mısır eyaletine bağlı Osmanlı toprağı sayılıyordu, fakat pratikte İngilizlerin yönetimi altındaydı.
Eski Eduard Schnitzer, yeni Mehmet Emin nihayet 1878’de “Emin Paşa” unvanıyla Güney Sudan’daki “Ekvatorya” eyaletine vali olarak atandı. Bu arada Etiyopyalı bir kadınla evlendi ve Ferida isimli bir kızı dünyaya geldi.
Fakat Emin Paşa birkaç yıl sonra Osmanlı ve İngiliz egemenliğine karşı patlak veren Mehdi Ayaklanması yüzünden bölgede mahsur kaldı ve dünyayla iletişimi kesildi. Nihayet çeşitli olaylardan sonra 1892’de Arap köle tüccarları tarafından öldürüldü.
Emin Paşa öldüğünde altı yaşında olan kızı Ferida, halası Melanie Schnitzer tarafından Almanya’ya götürüldü.
Gerçek hayattaki Ferida bir daha Afrika’ya hiç dönmedi. Ama bu çizgi romandaki Ferida, babasının mezarını bulmak amacıyla geri dönüyor ve yol boyunca Corto’ya eşlik ediyor.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Corto’nun yakın arkadaşı Yunan şair Kavafis
Maceranın sonunda Corto aradığı büyülü aynayı bulamaz, onun yerine yakın arkadaşı Kavafis’in gönderdiği değerli bir kitapla yetinmek zorunda kalır.
Fakat yaşadığı her fiziksel yolculuk sırasında derin bir içsel / ezoterik yolculuk da yaşayan Corto hayatından memnundur.
Ne de olsa büyük şair Kavafis’in ünlü kehaneti bir kez daha Corto’ya yol gösterir:
“Yeni bir ülke bulamazsın, / başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir. / Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma.”
--- Konstantinos Kavafis
Lütfen buradan indiriniz:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: