Conan Alfa Yayınları Tam Maceralı Koleksiyon Dizisi Sayı 019 - Fildişi Tanrıça

albay

Süper Üye
14 May 2010
1,143
5,111
tam maceralı kolleksiyon dizisi. listelerde yer almıyor. ama böyle bir kitap var. (..varki koyabildim) . 2.ci bi süpriz link var. o linki göremiyorsan cevap yaz hacı.. cevap yazdığında yine göremiyorsan demekki ikinci bi link yok. ama şansını denemiş ol:)
01sks.jpg

 

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
4,999
22,729
Sarıyer
Conan'ın listelenmemiş bir kaç serisi daha olabilir, hafta sonu sahaf fuarında farklı boy, yayın periodu, kalınlık ve fiyatda çok çeşitli Conan vardı, neyin ne olduğunu anlayamadığımdan alamadım. Serileri takip edebilmek için Conan uzmanı olmak lazım.

Teşekkürler.
 
Son düzenleme:

albay

Süper Üye
14 May 2010
1,143
5,111
Conan'ın listelenmemiş bir kaç serisi daha olabilir, hafta sonu sahaf fuarında farklı boy, yayın periodu, kalınlık ve fiyatda çok çeşitli Conan vardı, neyin ne olduğunu anlayamadığımdan alamadım. Serileri takip edebilmek için Conan uzmanı olmak lağzım.

Teşekkürler.
sen sor elden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
 

savok

Admin
30 Eki 2009
20,014
85,582
Kasımpaşa
Teşekkürler,
aslında hacılı hocalı seslenmeleri pek sevmiyorum
ama bazende cevap vermek lazım.
Foruma çok değerli katkıların var,
saygılarımla.
 

sinerji

Kıdemli Üye
7 Ağu 2010
171
455
EGE
bu paylaşım hızıyla artık albaylıktan generalliğe terfi etmen lazım üstadım.eline sağlık,teşekkürler.
 

neco50

Süper Üye
11 May 2010
2,723
1,924
Üstadım Conan'a olan katkıların gerçektende öyle küçümsenecek gibi değil.
Emeğine karşılık nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Sağol, varol. Ellerin dert görmesin Albay50.
 
Son düzenleme:

albay

Süper Üye
14 May 2010
1,143
5,111
Teşekkürler,
aslında hacılı hocalı seslenmeleri pek sevmiyorum
ama bazende cevap vermek lazım.
Foruma çok değerli katkıların var,
saygılarımla.
bende öyle ama paylaşımlar süper.emeklerin için çok teşekkür ederim.
dün akşam oturuyordum.kapı 7,4 şiddetinde çalınmaya başladı. sanki kapıya elleriyle vurmuyorlar, koçbaşıyla yıkmaya çalışıyorlardı. kapı kırılmadan yetişeyim diye hızla fırladım. kapıyı açar açmaz 2,5 metre boylarında bir dev beni hemen boğazımdan yakaladı. oltaya takılmış yayın balığı gibi çırpındım ama nafile. dev beni hafif bir silkeleyişle odanın öbür ucuna attı. arkasında ağzında pürosu, kafasında külahı bir adam sinirli bir şekilde herkesi geçerek ağır adımlarla yanıma doğru yaklaştı. o her adım attığında yanındaki herkes (8 kişiydiler gibi yada 4 te olabilir, gerçi ortada sadece o dev ve külahlı adam vardı ama ben öyle hissettim) kenara çekilerek ona yer açtı. yere çömelerek gözlerini gözlerime dikti. ''bana bak, sağda solda önüne gelene hacı ! diyormuşsun....... millet o sıcakta Arabistan'lara kadar gitsin o çileye çeksin öyle hacı olsun. sen gelene hocam, gidene hacı... yazık olacak sana diye söylendi. 'durumun vehametini hemen kavradım. hemen birşeyler yapıp ikna etmeliydim. yoksa şafak karanlıktı. '' abi, ben onu espri mahiyetine söylediydim, amacım kimseyi kızdırmak değil di, ortam ısınsın, muhabbet, vs .. valla bakk'' adam pencereye doğru gitti, ellerini cebine soktu, bir müddet dışarıyı seyretti. Sonra pürosundan derin bir fırt çekerek yanıma yaklaşarak dumanı gözlerime üfledi.
‘’-Abi değil , başkanım diyeceksin.. ben diyanet işleri başkanıyım… biz sizin siteyi takip etmiyormuyuz zannediyorsun, bizzat ben bile birinci derece bağımlısıyım. Cepte internetten bile an be an takip ediyorum. Orda biri aksırsa benim olur. Bu sefer senin kulağını çekmeye geldim, ama her an kesmeyede gelebilirim. Öyle bi daha hacı, macı duymayım. Külahları değişiriz. Anlaşılmayan bir şey varmı?’’
‘’yok başkanım’’ geldiklerinin aksine sessizce başkan ve adamı adeta fantom sessizliğinde gittiler. Gittiklerini duymamıştım bile. Of çok şükür zararsız atlattık diye kendimi koltuğa attım. Daha aradan 10 saniye bile geçmemiştiki kapım bir omuz darbesiyle yere indi. Bu sefer gelenler bayağı bir kalabalıktı. Şaşkınlıkla ne diyeceğimi bilemedim. ‘’ hoşgeldiniz ‘’ diye pek geliş tarzlarına uymayan bir karşılama yaptım.
İçeri takım elbiseli, kravatlı tipler doluverdi bir anda. Hafif şişman ve iri yapılı biri yanıma yaklaştı. Kafasıyla bir işaret yapınca iki kişi kollarıma girdi ve beni havaya kaldırdı. Şişman adam karnıma seri bir şekilde 6-7 tane yumruk patlattı. Nefesim kesildi konuşamadım bile. İçin için acı çekiyor günün önem ve anlamını düşünüyordum. Adam hemen söze girdi. Ben milli eğitim bakanıyım, bu filan okulun müdürü, şu filan okulda öğretmen diye ordan 3-4 kişiyi bana kısaca takdim etti. ‘’ biz sizin sitenin üyeleriyiz. Yazılarını takip ediyoruz, gelene hocam, gidene hocam . ne ayaksın oluumm sen ? millet öğretmen olmak için 4 yılını versin. Sen hop bir anda hocam. Kolay mı len o lakabı almak. Öğretmen olmayana nasıl hocam dersin sen?’’
İyice kendimden geçmiştim. Başımı hafifce kaldırıp , olabildiğince mazlumane bir tavır takınmaya çalıştım. Dikleşirsem yiyeceğim sopanın kat sayısı artabilirdi. Cılız bir ses tonuyla sorusunu cevapladım: ‘’ bilemedim, bir anlık gaflet ve dalalet içinde yazılmış birşeydi. Bir tekrarı olmayacak emin olabilirsiniz’’
Sonrası 5 dakikada hiçbir konuşma olmadı. Kafamı kaldırmadan göz altından milletin genel durumunu ölçmeye çalışıyordum. En son hatırladığım o kafa bi sağa gitti gene:( sonrasında yediğim yumrukları sayamadım. Artık beni öldü diye orda bırakmışlar. Ayıldığımda ne tarihi, ne saati hatırlıyordum. Güçlükle bulabildiğim cüzdanımdan titreyen ellerimle nüfüs cüzdanımı çıkartıp kim olduğuma baktım.
Dersimi almıştım. Şimdi nerde birbirine hacılı , hocalı seslenen birini görsem. Ani ziyaretlere hazır olun. Başınıza gelecekleri bilmiyorsunuz diye İçimden kıs kıs gülüyorum….
 

cengizgul

Çeviri & Balonlama
29 Ağu 2011
756
1,715
böyle albaylarla biz heryeri feth ederiz. kaptırdım :)
çok sağol albay ellerine sağlık
 
Üst