Conan Alfa Yayınları Tam Maceralı Cep Dizisi(1982-1983)Sayı 14 - Kara Çemberin İnsanl

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
303,370
conan14.jpg



Cep dizisinin 14. macerası; keyifli okumalar...

 

savok

Admin
30 Eki 2009
20,015
85,108
Kasımpaşa
Sevgili hocam,
aynı şekilde bıkmadan, yorulmadan
paylaşmaya devam ediyorsun.
Umarım manevi karşılığını alırsın.
Çok kitabını bizimle paylaştın.
bana hakkın geçiyor helal et.
Saygı ve sevgilerimle.
 

neco50

Süper Üye
11 May 2010
2,726
1,922
Ellerine sağlık. Paylaşım için teşekkürler. Ellerin dert görmesin .
 

süperego

Süper Üye
20 Haz 2009
1,854
168
Mars
gözümüz yollarda kalmıştı.alışkanlık yapmak böyle kötü bir şey insan her zaman bekliyor.emek ve paylaşımın için çok çok teşekkürler.
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
303,370
Sevgili hocam,
aynı şekilde bıkmadan, yorulmadan
paylaşmaya devam ediyorsun.
Umarım manevi karşılığını alırsın.
Çok kitabını bizimle paylaştın.
bana hakkın geçiyor helal et.
Saygı ve sevgilerimle.

Ne demek sevgili kardeşim; helal-i hoş olsun.
Sağlıcakla kalın.
 

cengizgul

Çeviri & Balonlama
29 Ağu 2011
756
1,700
sarkomer paylasımlarınız o kadar çok ve güzelki teşekkür edecek söz bulamadığım için bazen teşekkür yazmaktan çekiniyorum. ellerin dert görmesin.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
775
5,745
Kdz. Ereğli
Bu R.E.H'in en hareketli Conan öykülerinden biridir. Öyküden daha önce çevrilmemiş örnek bir pasaj aktarayım

Savaşçılar, rastgele bakınarak ayağa fırladı ve yaygaranın üzerinde bir ses yükseldi. Hiç birinin nereden geldiğini bilemediği, uzaklardan gelen hükmedici bir sesti bu. Daha sonraları, oradaki (hala yaşayan)herkes kendisinin bağırdığını reddetse de hepsi bu sesi işitmişti.

-Yar Afzal Öldü! Yabancıyı öldürün!

O bağırış, fırıl fırıl dönen akılları birmiş gibi odakladı. Kuşku, şaşkınlık ve korku, kana susamışlığın gürül gürül dalgasında kayboldu. Yerliler çağrıya anında karşılık verirken öfkeli bir nara gökleri yırttı. Palas pandıras meydanın karşısına koştular, pelerinler çırpınıyor, gözler parlıyor bıçaklar kalkıyordu.

Conan ın eylemi de diğerlerininki kadar süratliydi. Daha ses bağırırken kulübenin kapısına atıldı. Ama adamlar onun kapıya olduğundan daha yakındı ona. Bir ayağını kapının eşiğine koymasıyla birlikte hızla dönmeye ve bir metrelik bir bıçağın vuruşunu savuşturmaya mecbur kalmıştı. Adamın kafatasını parçaladı... Bir başka bıçak darbesinin altına eğildi ve kullananın karnını deşti, sol yumruğuyla bir adamı yıktı, bir başkasını karnından bıçakladı ve doğrulup tüm gücüyle kapalı kapıyı omuzladı. Kesen bıçaklar kulaklarının etrafına yongalar çentmekteydi ama kapı omuz darbesi altında ardına dek açıldı ve tökezleyerek gerisingeri odanın içine yuvarlandı. Conan ayağa fırlarken tüm öfkesiyle saldıran sakallı bir yerli yetişti ve başı önde eşikten daldı. Conan eğildi, adamın giysisinin katmanlarından yakalayıp içeri çekti, ardından kapıyı içeri girmek için itişen adamların suratına çarptı. Darbenin altında kemikler kırıldı. Bir an sonra Conan sürgüleri itmiş, umutsuz bir hızla yerden fırlayarak deli gibi eyleme geçen adamı karşılamaya dönüyordu.

İki adam odanın karşısında kimi zaman az daha kendisini ezerek ileri geri dövüşürken, dehşet içinde seyrederek bir köşede çömeliyordu Yasmina. Bıçakların ışıltısı ve çınlaması odayı dolduruyor, dışarıdaki kalabalık uzun bıçaklarla bronz kapıyı sağır edici şekilde çentiyor, koca kayalar atarak bir kurt sürüsü gibi yaygara yapıyordu. Birileri bir ağaç gövdesi getirince kapı darbeler altında gümbür gümbür sarsılmaya başladı. Yasmina vahşice bakarak elleriyle kulaklarını tıkadı. Şiddet ve öfke içeride, tufan deliliği dışarıdaydı. Ahırındaki aygır duvarlara çifteler atarak kişneyip şahlandı. Hızla döndü; Conan ın ölümcül darbesinden kurtulmaya çalışırken gerileyen ve nallarıyla çitin üstünde tökezleyen yerliye bir darbe indirdi. Adamın belkemiği üç yerinden çürük bir dal gibi kırıldı ve Cimmerialının üstüne savruldu. Onu da beraberinde sürükleyince birlikte yere yuvarlandılar. Yasmina bağırarak ileri koştu; şaşkın bakışlarına ikisi de ölmüş gibi geliyordu. Conan tam cesedi yana itip doğrulurken yanlarına vardı. Tepeden tırnağa titreyerek Cimmerialının kolunu tuttu.

-Oh, Yaşıyorsun! Sanmıştım ki€¦ Öldün sandıydım!

Çabucak kızın solgun, kalkık çehresi ve fal taşı gibi açılan kara gözlerine baktı.

-Ne titreyip duruyorsun? diye sordu. -Yaşamışım, ölmüşüm sana ne ki?

Hâkimiyetinin birazı geri döndü ve Devi rolüne bürünmek için acınası bir girişimde bulunarak geri çekildi.

-Dışarıda uluyan şu kurtlardan daha tercih edilebilirsin sen, diye cevapladı taş eşiği parçalanmaya başlayan kapıyı göstererek.

-Bu onları uzun süre tutmaz, diye mırıldandı Conan. Sonra döndü, hızla aygırın ahırına yöneldi. Yasmina, adamın parçalanmış çubukları bir tarafa atarak kudurmuş hayvanın ahırına girişini seyrederken yumruklarını sıktı ve nefesini tuttu. Aygır dehşetle kişneyerek tepesinde şahlandı. Gözleriyle dişleri ışıldayarak toynaklarını kaldırdı, kulaklarını geriye çekti ama Conan atıldı ve hayvanı yelesinden yakalayıp imkânsız görünen bir güç gösterisiyle ön ayaklarının üstüne indirdi. At hırıltıyla ürperse de, dizginleri takılıp enli gümüş üzengileriyle altın işlemeli eyeri sırtına konulurken kıpırdamadan durdu.

Hayvan ahırın içinde hızla dönerken, Conan çabucak Yasmina ya seslendi. Kız çiftesinin tedirginliği içinde aygırın arkasından yan yan geçerek geldi. Conan bir yandan taş duvarı araştırıyor, bir yandan da çabuk çabuk konuşuyordu.

-Bu duvarda Wazulilerin bile bilmediği gizli bir kapı var. Yar Afzal sarhoşken göstermişti. Kulübenin arkasındaki geçidin ağzına açılıyor. İşte!

Sıradan görünüşlü bir çıkıntıyı çekince duvarın koca bir bölümü yağlı demir palangalar üstünde geri kaydı. Aradan bakan kız, kulübenin arka duvarından birkaç ayak ötede masif taştan bir duvarın içine açılan dar bir geçit gördü. Sonra Conan eyere atlayıp kızı da önüne çekti. Arkalarındaki büyük kapı canlı bir yaratık gibi inleyerek parçalandı; giriş anında sakallı yüzler ve kıllı ellerdeki bıçaklarla dolarken bir nara çatıda yankılandı. Sonra koca aygır sapanla atılmış bir mızrak gibi duvarı aştı, gemli ağzından köpükler saçarak gümbür gümbür geçide daldı.

Bu hareket Wazuliler için bir sürpriz oldu. Aynı zamanda geçitten aşağı doğru sinsice sokulanlar için de bir sürprizdi bu. Her şey -koca atın kasırga gibi atağı- öyle süratliydi ki yeşil türbanlı bir adam yoldan kaçmaya fırsat bulamadı. O çılgın toynakların altına düştü ve bir kız çığlık attı. Conan gürül gürül akarken göz ucuyla gördü onu-€”ipek pantolon giyen, mücevherli göğüs bandı takan, geçit duvarına yaslanmış narin, esmer bir kız. Sonra siyah at ve binicileri, fırtınanın önündeki köpük gibi geçidin yukarısında kayboldu; arkalarından itişe kakışa duvardan geçip geçide dalan adamlar ise kana susamış naralarını, tiz korku ve ölüm çığlıklarına dönüştüren bir şeyle karşılaştı.
 
Son düzenleme:
Üst