Conan Alfa Yayınları 1999 Sayı 20 - Buz Yılanının İni

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,479
27,539


5umxeh.jpg
s6sutw.jpg

9i8xgy.jpg
2wlzhnb.jpg




Başka bir nemedya efsanesinde; Conan kendine tezgah kuran kush'lu cadıyı pazara gönderir, ve maceralara kaldığı yerden devam eder. Cadılara kapak olsun...:)

2dljk35.jpg



Haftanız güzel geçsin,mutluluk ve huzur dolu olun sevgili dostlar.


Mutlu yıllar diliyorum SERDARY67 ÜSTADIM

300 dpi. orjinal taramayı paylaşıyorum.

Conan ve çizgilere gönül vermiş dostlarıma saygılarımla...



Mediafire



 
Moderatör tarafında düzenlendi:

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
303,378
Conan'ın ağzından çıkan buhar bile donuyor.
"Buz yılanının ini" macera ismine bu kapak fazlasıyla yakışmış.
Tarama ve düzenleme de bir üstadın emeği olunca değmeyin keyfe...
Teşekkürler Sayın "prince";
saygılarımla...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
775
5,745
Kdz. Ereğli
BUZ YILANININ İNİ'NDEN
" Conan adındaki Cimmerialı delikanlı, sabırsızlıkla bu söylentileri başından savmıştı. Kuşkusuz, diye düşünüyordu, kayıp adamlar dağcılık beceresinden yoksunmuş ve buzul yarıklarını sık sık gizleyen ince kar köprülerinden birine sapmışlardı. Sonra kar köprüsü hepsini buzulun mavi-yeşil drerinliklerindeki ecellerine düşürerek çökmüştü. Böyle şeyler yeterince sık oluyordu, Crom bilir, genç Cimmerialının delikanlı tanıdıklarından daha fazlası böyle ölmüştü. Ama bu Kar İblisinden ürpertilerle, karanlık imalarla ve yan bakışlarla söz etmek için yeterli neden değildi.

Conan, geçitten Sınır Krallığı’nın alçak tepelerine inmek için sabırsızdı, zira anayurdu olan Cimmeria köyünün basit yaşamını sıkıcı bulmaya başlamıştı. Macera takıntısı onu altın saçlı bir Aesir grubuyla Vanaheim içine bir akın ona sert darbeler getirmiş ve hiç kazanç sağlamamıştı. Bu aynı zamanda onu az kalsın buzlu bir ölüme çekecek olan buz devinin kızı Atali’nin soğuk güzelliğinin aklından çıkmayan anısıyla da başbaşa bırakmıştı.

Soğuk kuzey ülkelerinden istediği her şeye tamamen sahip olmuştu. Güneyin sıcak ülkelerine, ipek giysilerin, altın şarabın, hoş yiyeceklerin ve yumuşak kadın teninin hazlarını yeniden tatmak için dönmeye can atıyordu. Köy yaşamının kör devranı ve kamp ve tarlaların haşin sadeliği, diye düşündü, artık yeterdi! Atını doğruca ovalara giden yönün karşısına saplayan buzulun bulunduğu yere sürdü, atından atladı ve hayvanı solundaki buzul ve sağındaki karla kaplı yüce yamacın arasındaki dar patika boyunca çekti. Dev ayı postu pelerini koca gövdesini daha da büyütüyordu. Pelerin zincir örgü zırh ceketi ve kalçasındaki enli kılıcı gizliyordu.

Bir fular, yükseklerin soğuk havasının ısırışından ciğerlerini korumak için yüzünün alt kısmının etrafına bağlanmış, volkanik maviden gözleri boynuzlu bir tolganın altında parlıyordu. Boş elinde ince bir mızrak taşıyordu. Yolun buzulun yüzeyinin üstünden dolandığı yerde Conan, birn yarığı gizleyebileceğinden şüphelendiği yerde mızrağın ucunu kara saplayarak ihtiyatla ilerledi. Eyerindeki sırımdan bir savaş baltası sarkıyordu.

Buzul ve dağ eteği arasındaki dar patikanın sonuna yaklaşıyordu; burada buzul sola doğru savruluyor, patika da hafiften ilkbahar karıyla kaplı, kaya ve tümseklerle bölünen geniş, eğimli bir yüzeyden aşağı doğru devam ediyordu. O anda bir dehşet çığlığı süratle etrafa dönmesine yol açtı ve tolgalı kafasını kaldırdı. Solunda, bir ok atımı mesafede buzulun son inişine başlamadan önce düzleştiği yerde, hantal yaratıklar beyaz kürkler içindeki narin bir kızın etrafını sarmıştı. Berrak dağ havasında o mesafeden bile Conan kızın yüzünün sıcak, taze yanaklarının ovallığını ve beyaz kukuletasın altından çıkan parlak kahverengi saçının yelesini seçebiliyordu. Gerçek bir güzeldi o."


SİYAH GÖZYAŞLARI'NDAN

“İşte Boghra, yeniden karşılaştık!” diye gürledi.

Amir inanmaz gibi gözlerini kırpıştırdı. “Sen pü!” diye soludu.

Conan kıkırdadı. On yıl önce, gezgin bir serseri olan Cimmerialı, Turan Paralı askeri olarak hizmet etmişti. Bir subayın metresiyle ilgili küçük bir sorun yüzünden alelacele Kral Yildiz’ın sancağından ayrılmıştı –öyle acele ki, aslında şu anda önünde şaşkın şaşkın duranla aynı amirle girdiği bir bahsi yerine getirememişti. O zaman, bir soylu evinin neşeli, genç bir evladı olan Boghra Han ve Conan, kumar masalarından, meyhanelere ve kerhanelere kadar birçok kaçamakta arkadaşlık etmişti.

Şimdi, yıllarca yaşlandıktan sonra, aynı Boghra, adını her nasılsa çöl bedevilerinin müthiş lideriyle hiç ilişkilendirmediği eski bir yoldaşı tarafından savaşta yenilmiş, şaşkın şaşkın bakıyordu.

Conan kısık gözlerle onu araştırdı. “Burada bizi bekliyordun değil mi?” diye gürledi.

Amir çöktü. Eski bir içki arkadaşı olsa da, kanunsuz liderine bilgi vermek istemiyordu. Fakat Zuagirlerin tutsaklarından kanlı bilgi koparma metodlarına dair sürüyle zalim öykü dinlemişti. Prenslere layık yaşam yıllarında şişmanlayıp yumuşayan Turanlı subay, böyle bir baskı altında sessiz kalamayacağından korkuyordu.

Şaşırtıcı şekilde onun işbirliği önemsenmemişti. Conan o sabah, Vardanes’in acayip şekilde öncü görevi talep ettiğini, tuzak kapanmadan hemen önce geçidin uzak ucunda ileriye mahmuzladığını görmüştü.

“Vardanes’e ne kadar ödedin?” diye sordu Conan birden.

“İki yüz gümüş shekel. . .” Turanlı mırıldandı. Sonra kendi boşboğazlığına şaşırarak sesini kesti. Conan güldü.

“Prenslere layık bir rüşvet ha? O güleryüzlü hırsız… Her zamoralı gibi çürümüş kara kalbinin dibinde ihanet vardı. Olgerd’i yerinden etmemi hiç bağışlamadı.” Conan amir’in eğik başına meraklı bir bakış yönelterek sustu. Tebessüm etti ama kabaca değil. “Hayır, kendine kızma Boghra. Askeri sırlarını ele vermedim; onları hileyle aldım senden. Askeri onuruna el değmemiş olarak Aghrapur’a dönebilirsin.”

Boghra hayretle başını kaldırdı. “Yaşamama izin mi vereceksin?” dedi boğuk bir sesle.

Conan kafasını salladı. “Neden olmasın? O eski bahisten sana hala bir kese altın borcum var. Müsaade et de borcumu böyle kapatayım. Fakat gelecek sefer Boghra, kurtlara nasıl tuzak kurduğuna dikkat et. Kimi zaman bir kaplan yakalayabilirsin!”


Çabanız çok değerli... Kalite standartları böyle yükselir. Tebrikler ve teşekkürler...
 

savok

Admin
30 Eki 2009
20,016
85,159
Kasımpaşa
Conan çok güzel, hüseyin aksakal dostumuzun katkıları da bir başka güzel...
Bu güzellikleri yaşatan dostlarıma teşekkürler.
Saygılarımla.
 
Üst