Comics Tarzı Çizgi Romanlarda Çeşitlilik Akımı
Tarihteki ilk çizgi roman örneği sayılan Richard Fenton Outcalt'in "The Yellow Kid (Sarı Çocuk)" (1896) isimli gazete bandı olarak yayınlanan serisi üzerinden yüz yılı aşkın zaman geçti. Amerikan çizgi romanların genel adı olan Comics bu süre içinde birçok aşamadan geçerek günümüze kadar geldi. Dünyanın en çok satan ve muhtemelen en popüler çizgi roman tarzı olan Comics bu sürede inişli çıkışlı çok yol kat etti. Çizgi romanı tarihi olarak inceleyip çağ ve dönemler olarak anılan zaman çizgisi hakkında çok şey yazılabilir. Bu konuyu başka bir başlıkta incelemek üzere not edip konumuza geçelim.
Son yıllarda çizgi romanlarda bildiğimiz karakterler neden ırk ve cins olarak değiştiriliyor? Neden siyahi bir Örümcek Adam neden siyahi bir Kaptan Amerika’ya gerek duyuldu? Thor neden bir kadın olarak karşımıza çıktı? Eşcinsellik eskiden çizgi romanlarda bahsinin geçmediği bir konuyken şimdilerde neden LGBT karakterler etrafta cirit atıyor? Bu ve aklımıza gelecek benzer soruların cevabını vermek için bir kavramı bilmek şart.
Diversity nedir?
Amerika’da 2000’li yılların sonundan itibaren popüler olan diversity kelimesiyle anlatılan kavram kelime itibariyle çeşitlik demektir. Bahsedilen çeşitlilik ise; ülkede yaşayan ırk, din, cinsel tercih bakımlarından farklı olan bütün insanları bir arada toplayıp herkese hitap etmek anlamında kullanılıyor. Yukarıdaki sorulara cevap olacak bu kavram sadece çizgi romanları etkilemiyor. Siyasetten ticarete halka hitap eden bütün sektörlerin üzerinde durduğu ve önem verdiği bir kavram olan diversity sözde insan hakları ve özgürlükler adı altında sosyal sorumluluk projesi olarak gözükse de aslında herkese hitap edip satışları arttırmayı amaçlıyor. Bu cümle ile anlatmak istediğimi açmak amacıyla Amerikan tarihine bakalım.
Amerika, Avrupa’dan göçüp kıtaya yayılanların kurduğu bir ülke. İlk göçmenlerden itibaren çok farklı milletlerden insanı yeni umutlar ile kendine çekti. Bağımsızlık savaşından sonra ise göçmenlerden oluşan bağımsız bir devlet oldu. Her ne kadar göçmenler kendi içlerinde çok değişik milletlerden olsalar da hepsi beyaz Avrupalılardan oluşuyordu. Göçmenler zamanla kıtanın asıl sahipleri Kızılderili’leri ezdiler ve ikinci sınıf vatandaş haline getirdiler. Akabinde özellikle tarım sektöründe çalıştırmak üzere Afrika’dan zenci köleler getirdiler. İç Savaş sonrası kölelik resmen kalmış olsa da günümüzde bile zencilere karşı aşağılamalar halen sürmektedir. Zamanla Kaliforniya limanından ülkede çalışmak için Çinliler akın etmeye başladı. Meksika sınırından ise değişik yollar ile Latinler. Böylece Amerika her milletten ve her dinden insanlardan oluşan bir çeşni haline geldi. Lakin yönetenler her zaman beyazlardı. Beyazlar sadece yönetmekle kalmadı bütün mal ve hizmetleri kendilerine göre düzenlediler. Beyaz ırkın mutlak hakimiyeti bütün sektörlerde kendini gösterdi. Bu durumdan sanat dünyası da etkilendi. Kitaplar, filmler ve çizgi romanlara da beyaz ırk hakimdi.
Konumuz çizgi romanlar olduğundan beyaz ırk hakimiyetini çizgi romanların kardeşi saydığım beyaz perdede irdeleyelim. Dikkat edecek olursanız yıllarca sinema filmlerinin başrolleri hep beyaz erkeklerin oldu. Televizyon yaygınlaşmaya başladığında da durum değişmedi. Bütün esas oğlan rolleri beyaz erkeklere verilirken esas kız da beyazdı. Toplumun bir aynası olan beyaz perde cinsiyet eşitliğinden de uzaktı. Yani beyaz ırk hakimiyeti vardı ama bu sadece erkek egemen toplum mantığı ile hareket ediyordu. Çok az sayıda kadın toplumda ön plana çıktığı gibi çok az kadın sinemada başrol aldı. Aynı şekilde kadın karakterin kendi adına yayınlandığı çok nadir çizgi romanlar çıktı. Genç çizgi roman okurları için garip gelecek ama şimdilerde erkeklere kök söktüren kadın kahramanlar çok pısırık rollerdeydiler. Çoğunlukla görsellik amacıyla kullanılan kadın kahramanlar toplumdaki kadına bakışı yansıtıyordu. Zamanla kadınlar toplumda söz sahibi olmaya başladığında önemli makam ve mevkilere geldiklerinde sinemada ve çizgi romanlarda da başrol oynamaya başladılar.
Amerika’da başta zenciler ve Kızılderililer toplumda hak ettikleri yere gelmek için yıllar boyunca çok meşakkatli mücadeleler verdiler. Geri planda kaldıkları dönem boyunca sinema ve çizgi romanlarda da yan karakter olarak kaldılar. Aynı şekilde diğer milletlere mensup olup sonradan Amerikan vatandaşı olanlarda figüranlıktan öteye gidemediler. Amerikan politikası sonucu 2. Dünya savaşı boyunca Almanlar ve Japonlar, soğuk savaş bitene kadar Ruslar sonra Çinliler her zaman kötü adam rollerinde oldular. Hakim din Hristiyanlık olsa da hakim mezhep olan Protestanlık karakterlerin dinini yansıttı. Böylelikle çok az miktarda Katolik Hristiyan karakter olduğu gibi diğer din ve mezheplere pek yer verilmedi. Müslümanlar ise çoğunlukla kötü adam rollerinde gözüktü.
Ama 2000’li yıllara geldiğimizde internet erişimin artması sosyal medyanın gelişmesi ile yıllarca görmezden gelinen bütün konular açıkça konuşulur oldu. Toplumda farklılık ve çeşitlilik önemsenmeye başladı. Bünyesinde çeşitlilik barındıran kurum ve kuruluşların kamuoyundan olumlu tepkiler aldığı fark edildi. Böylece birçok şirket cinsel eşitlik, ırksal eşitlik, dinsel eşitlik adı altında reformlar yapmaya başladı veya yapar gözüktü. Yıllarca sadece hikâyelerde, sinema filmlerinde gördüğümüz, sadece fantezilerde olur dediğimiz şey oldu ve bir siyahi ABD başkanı seçildi. Başkanlık seçimlerinde bile toplumun bütün kesimlerine hitap etmenin önemi fark edildi.
Bu durudan özel sektörün özellikle ticari faaliyet gösteren kuruluşların etkilenmemesi düşünülemez. Böylelikle şirketler satış ve pazarlama faaliyetlerine yönelik reklam çalışmalarında diversity’i dikkatle kullanmaya başladı. Sinema filmleri bundan etkilendi. Kaçınılmaz olarak çizgi roman yani comics sektörü de etkilendi. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklama çalıştığım diversity (çeşitlilik) kavramı konunun başında sorduğumuz soruların cevabı. Sonuçta çizgi roman şirketleri kar amaçlayan ve satışlarını arttırmaya odaklanan ticari kuruluşlar. Dolayısıyla çok satmak için toplumun bütün kesimlerine hitap etmeliler. Feminist kadınlar için başrolünün kadın olduğu, diğer ırklar ve dinler için ise başrolünde siyahi, Latin Amerikalı, Asyalı, Müslüman olan karakterler olan dergiler çıkmaya başladı. Homoseksüel karakterler daha ön plana çıkmaya başladı.
Bir zamanlar Spider-man ölüp (Ultimate Evreninde) yerine bir zencinin geçeceği haberini ilk duyduğumuzda forumumuzda ne kadar tartışmıştık. O zamandan bu zamana değişiklikler artarak devam etti. Thor’un çekicini bir kadının devralmasını, Kaptan Amerika ünvanını bir siyahinin sürdürmesi, Müslüman bir Green Lantern Müslüman bir Ms. America olmasını, Homoseksüel Midnighter’ın kendi dergisi olmasını artık yadırgamamak lazım. Ticari faaliyet gösteren bir şirketin toplumun bütün kesimlerine hitap edip maksimum kar hedeflemesinin adıdır diversity. Bu yazdıklarımın ışığında çizgi roman dergilerinde çeşitliliğin artmaya devam edeceğini ön görebiliriz.
Aşağıda çizgi romanda popüler olan diversity örneklerinden bir kısmını görebilirsiniz.
1. Spiderman (Peter Parker - Beyaz Erkek) - Spiderman (Miles Morales - Siyahi Erkek)
2. Logan (Wolverine) - Laura Kinney (All-New Wolverine)
3. Steve Rogers (Beyaz Kaptan Amerika) - Sam Wilson (Siyahi Kaptan Amerika)
4. Odinson (Beyaz Erkek) - Jane Foster (Kadın Thor)
5. Carol Danvers (Beyaz Kadın) - Kamila Khan (Arap Kökenli Müslüman Kadın)
6. Hal Jordan (Beyaz, Hristiyan) - Simon Baz (Arap, Müslüman)
7. Tony Stark (Beyaz, Erkek, Demir Adam) - Riri Williams (Siyahi, Kadın, Demir Adam)
8. Nortstar,Bat Woman, Midnighter, Apollo, Bunker, Green Lanter (Earth 2'deki) (Popüler Homoseksüel Karakterlerden)
9. A-Force (Kadın takımı)
Not: Çizgi roman hakkında makale yazmam konusunda beni teşvik eden değerli ağabeylerim Zeki (ertuğrul) ve Cemil (yeryüzü) Ağabeylerime saygılarımla...
Tarihteki ilk çizgi roman örneği sayılan Richard Fenton Outcalt'in "The Yellow Kid (Sarı Çocuk)" (1896) isimli gazete bandı olarak yayınlanan serisi üzerinden yüz yılı aşkın zaman geçti. Amerikan çizgi romanların genel adı olan Comics bu süre içinde birçok aşamadan geçerek günümüze kadar geldi. Dünyanın en çok satan ve muhtemelen en popüler çizgi roman tarzı olan Comics bu sürede inişli çıkışlı çok yol kat etti. Çizgi romanı tarihi olarak inceleyip çağ ve dönemler olarak anılan zaman çizgisi hakkında çok şey yazılabilir. Bu konuyu başka bir başlıkta incelemek üzere not edip konumuza geçelim.
Son yıllarda çizgi romanlarda bildiğimiz karakterler neden ırk ve cins olarak değiştiriliyor? Neden siyahi bir Örümcek Adam neden siyahi bir Kaptan Amerika’ya gerek duyuldu? Thor neden bir kadın olarak karşımıza çıktı? Eşcinsellik eskiden çizgi romanlarda bahsinin geçmediği bir konuyken şimdilerde neden LGBT karakterler etrafta cirit atıyor? Bu ve aklımıza gelecek benzer soruların cevabını vermek için bir kavramı bilmek şart.
Diversity nedir?
Amerika’da 2000’li yılların sonundan itibaren popüler olan diversity kelimesiyle anlatılan kavram kelime itibariyle çeşitlik demektir. Bahsedilen çeşitlilik ise; ülkede yaşayan ırk, din, cinsel tercih bakımlarından farklı olan bütün insanları bir arada toplayıp herkese hitap etmek anlamında kullanılıyor. Yukarıdaki sorulara cevap olacak bu kavram sadece çizgi romanları etkilemiyor. Siyasetten ticarete halka hitap eden bütün sektörlerin üzerinde durduğu ve önem verdiği bir kavram olan diversity sözde insan hakları ve özgürlükler adı altında sosyal sorumluluk projesi olarak gözükse de aslında herkese hitap edip satışları arttırmayı amaçlıyor. Bu cümle ile anlatmak istediğimi açmak amacıyla Amerikan tarihine bakalım.
Amerika, Avrupa’dan göçüp kıtaya yayılanların kurduğu bir ülke. İlk göçmenlerden itibaren çok farklı milletlerden insanı yeni umutlar ile kendine çekti. Bağımsızlık savaşından sonra ise göçmenlerden oluşan bağımsız bir devlet oldu. Her ne kadar göçmenler kendi içlerinde çok değişik milletlerden olsalar da hepsi beyaz Avrupalılardan oluşuyordu. Göçmenler zamanla kıtanın asıl sahipleri Kızılderili’leri ezdiler ve ikinci sınıf vatandaş haline getirdiler. Akabinde özellikle tarım sektöründe çalıştırmak üzere Afrika’dan zenci köleler getirdiler. İç Savaş sonrası kölelik resmen kalmış olsa da günümüzde bile zencilere karşı aşağılamalar halen sürmektedir. Zamanla Kaliforniya limanından ülkede çalışmak için Çinliler akın etmeye başladı. Meksika sınırından ise değişik yollar ile Latinler. Böylece Amerika her milletten ve her dinden insanlardan oluşan bir çeşni haline geldi. Lakin yönetenler her zaman beyazlardı. Beyazlar sadece yönetmekle kalmadı bütün mal ve hizmetleri kendilerine göre düzenlediler. Beyaz ırkın mutlak hakimiyeti bütün sektörlerde kendini gösterdi. Bu durumdan sanat dünyası da etkilendi. Kitaplar, filmler ve çizgi romanlara da beyaz ırk hakimdi.
Konumuz çizgi romanlar olduğundan beyaz ırk hakimiyetini çizgi romanların kardeşi saydığım beyaz perdede irdeleyelim. Dikkat edecek olursanız yıllarca sinema filmlerinin başrolleri hep beyaz erkeklerin oldu. Televizyon yaygınlaşmaya başladığında da durum değişmedi. Bütün esas oğlan rolleri beyaz erkeklere verilirken esas kız da beyazdı. Toplumun bir aynası olan beyaz perde cinsiyet eşitliğinden de uzaktı. Yani beyaz ırk hakimiyeti vardı ama bu sadece erkek egemen toplum mantığı ile hareket ediyordu. Çok az sayıda kadın toplumda ön plana çıktığı gibi çok az kadın sinemada başrol aldı. Aynı şekilde kadın karakterin kendi adına yayınlandığı çok nadir çizgi romanlar çıktı. Genç çizgi roman okurları için garip gelecek ama şimdilerde erkeklere kök söktüren kadın kahramanlar çok pısırık rollerdeydiler. Çoğunlukla görsellik amacıyla kullanılan kadın kahramanlar toplumdaki kadına bakışı yansıtıyordu. Zamanla kadınlar toplumda söz sahibi olmaya başladığında önemli makam ve mevkilere geldiklerinde sinemada ve çizgi romanlarda da başrol oynamaya başladılar.
Amerika’da başta zenciler ve Kızılderililer toplumda hak ettikleri yere gelmek için yıllar boyunca çok meşakkatli mücadeleler verdiler. Geri planda kaldıkları dönem boyunca sinema ve çizgi romanlarda da yan karakter olarak kaldılar. Aynı şekilde diğer milletlere mensup olup sonradan Amerikan vatandaşı olanlarda figüranlıktan öteye gidemediler. Amerikan politikası sonucu 2. Dünya savaşı boyunca Almanlar ve Japonlar, soğuk savaş bitene kadar Ruslar sonra Çinliler her zaman kötü adam rollerinde oldular. Hakim din Hristiyanlık olsa da hakim mezhep olan Protestanlık karakterlerin dinini yansıttı. Böylelikle çok az miktarda Katolik Hristiyan karakter olduğu gibi diğer din ve mezheplere pek yer verilmedi. Müslümanlar ise çoğunlukla kötü adam rollerinde gözüktü.
Ama 2000’li yıllara geldiğimizde internet erişimin artması sosyal medyanın gelişmesi ile yıllarca görmezden gelinen bütün konular açıkça konuşulur oldu. Toplumda farklılık ve çeşitlilik önemsenmeye başladı. Bünyesinde çeşitlilik barındıran kurum ve kuruluşların kamuoyundan olumlu tepkiler aldığı fark edildi. Böylece birçok şirket cinsel eşitlik, ırksal eşitlik, dinsel eşitlik adı altında reformlar yapmaya başladı veya yapar gözüktü. Yıllarca sadece hikâyelerde, sinema filmlerinde gördüğümüz, sadece fantezilerde olur dediğimiz şey oldu ve bir siyahi ABD başkanı seçildi. Başkanlık seçimlerinde bile toplumun bütün kesimlerine hitap etmenin önemi fark edildi.
Bu durudan özel sektörün özellikle ticari faaliyet gösteren kuruluşların etkilenmemesi düşünülemez. Böylelikle şirketler satış ve pazarlama faaliyetlerine yönelik reklam çalışmalarında diversity’i dikkatle kullanmaya başladı. Sinema filmleri bundan etkilendi. Kaçınılmaz olarak çizgi roman yani comics sektörü de etkilendi. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklama çalıştığım diversity (çeşitlilik) kavramı konunun başında sorduğumuz soruların cevabı. Sonuçta çizgi roman şirketleri kar amaçlayan ve satışlarını arttırmaya odaklanan ticari kuruluşlar. Dolayısıyla çok satmak için toplumun bütün kesimlerine hitap etmeliler. Feminist kadınlar için başrolünün kadın olduğu, diğer ırklar ve dinler için ise başrolünde siyahi, Latin Amerikalı, Asyalı, Müslüman olan karakterler olan dergiler çıkmaya başladı. Homoseksüel karakterler daha ön plana çıkmaya başladı.
Bir zamanlar Spider-man ölüp (Ultimate Evreninde) yerine bir zencinin geçeceği haberini ilk duyduğumuzda forumumuzda ne kadar tartışmıştık. O zamandan bu zamana değişiklikler artarak devam etti. Thor’un çekicini bir kadının devralmasını, Kaptan Amerika ünvanını bir siyahinin sürdürmesi, Müslüman bir Green Lantern Müslüman bir Ms. America olmasını, Homoseksüel Midnighter’ın kendi dergisi olmasını artık yadırgamamak lazım. Ticari faaliyet gösteren bir şirketin toplumun bütün kesimlerine hitap edip maksimum kar hedeflemesinin adıdır diversity. Bu yazdıklarımın ışığında çizgi roman dergilerinde çeşitliliğin artmaya devam edeceğini ön görebiliriz.
Aşağıda çizgi romanda popüler olan diversity örneklerinden bir kısmını görebilirsiniz.
1. Spiderman (Peter Parker - Beyaz Erkek) - Spiderman (Miles Morales - Siyahi Erkek)
2. Logan (Wolverine) - Laura Kinney (All-New Wolverine)
3. Steve Rogers (Beyaz Kaptan Amerika) - Sam Wilson (Siyahi Kaptan Amerika)
4. Odinson (Beyaz Erkek) - Jane Foster (Kadın Thor)
5. Carol Danvers (Beyaz Kadın) - Kamila Khan (Arap Kökenli Müslüman Kadın)
6. Hal Jordan (Beyaz, Hristiyan) - Simon Baz (Arap, Müslüman)
7. Tony Stark (Beyaz, Erkek, Demir Adam) - Riri Williams (Siyahi, Kadın, Demir Adam)
8. Nortstar,Bat Woman, Midnighter, Apollo, Bunker, Green Lanter (Earth 2'deki) (Popüler Homoseksüel Karakterlerden)
9. A-Force (Kadın takımı)
Not: Çizgi roman hakkında makale yazmam konusunda beni teşvik eden değerli ağabeylerim Zeki (ertuğrul) ve Cemil (yeryüzü) Ağabeylerime saygılarımla...
Son düzenleme: