‘Bitmeyen Öykü’ Michael Ende’nin bir romanıdır. Kitabın sonunda öykünün ucu açık kalır.
Benzer biçimde fantastik yaratıların tamamına yakınında, kahramanların sonu belirsiz kalır veya hiç olmaz.
Örneğin bilimkurgu roman ‘Uzay Macerası 2001’in sonunda öykü tümüyle belirsiz kalmıştı. Sonradan devamı ek ve yama yapıldı.
Örneğin Conan, 1.000’in üzerindeki macerasının yalnızca birisinin sonunda, yaşlanmış biri olarak, batıya doğru yola çıkar ve bir daha ondan haber alınamaz ki bu da bitmeyen bir öyküdür.
Bu türden bir sonu bitmeme, çizgiromanların hem ticari gereksinimidir, hem de bir tiplemeyi 10’un üzerinde kişi yazıp çizebildiği için, zaten bu yaratıcılık açısından kaçınılmaz bir sonuçtur.
Son zamanlarda bunun istisnaları görüldü. 2 ayrı şirketin çıkardığı diziden birindeki Örümcek Adam öldü (2011).
Aynı kahramanın hem ölüp, hem de sağ kalması çizgiromanları bile aşan bir çoğul okuma ve hiper-tekst durumu yarattı.
Bunların dışında öykünün sonunun bitimsizliği durumunu yaratan başka etkenler de var:
Conan 2 x 900 sayfalık maraton soluklu ve bitimsiz öyküsündeki, ana 2 öykünün birbirine geçişimi, her öykünün bazı öykücüklerinin (farklı yazarlar ve çizerler ile) epeyi çeşitlemeleri, bir türden bitimsizlik örneği.
Çizgiromanların yeniden ve yeniden olağan ve aşırı yorumlanması başka bir bitimsizlik örneği.
Çizgiromanların öykülerinin (aşırı) uzaması ve akışın / sonun belirsizleşmesi (bu post-modern bir durum veya yazınsal özel bir çaba değil) diğer bir bitimsizlik örneği.
Tüm bunların temel nedeni, 1960’lardan ve 1990’lardan sonra, 2010’larda da çizgiromanlarını okur profilinin değişmesi nedeniyle, onları yeniden çeşitlendirme gereği.
Ancak, bu yalnızca ticari bir format içinde kalmıyor. Bir de olağan yaratıcıların öyküleri tükendiği için, eskiden kendine pazarda yer bulamayan uçuk kaçık öykülü çizerler ve yazarlar da kendine ve eserlerine yer ve yayınsal olanak buluyor duruma geldi. Örneğin, Wolverine’in klasik serisindeki zaman yolculuğu ile ilgili maceranın bir bölümünde, konu hiper-teksti aşıyor, meta-teksti aşıyor, tekst-öteye ve/ya tekst-değile ulaşıyor ki bunun nedeni yazılı metindeki limit sonsuz bölü imleri (slash): Böylelikle o kadar çok ve / veya üstüste oluyor ki hepsi hesaba katıldığında metin sonsuz çeşitlemede okunabilir olabiliyor ve bu yalnızca 1 sayfa gibi sınırlı-sonlu bir alanda yaratılabiliyor ki bu daha önce hiç yapılmamıştı, edebiyatta bile.
İşte bu sözünü ettiğimiz limit sonuz çeşitlemeli öykü bitimsizliği, tam da tarihi momentle çakışıyor: Birçok gelecek, hepsi mümkün, hangisinin gerçekleşeceğinin pek önemi yok. Yani, çizgiromanlarda da öykünün nasıl biteceğinin aslında hiç önemi yok. Bilgisayar oyunlarında buna, kahramanların sonlarını tek tek hiper-oyun metinler ve görüntülerle anlatmak yolu da denenmiş durumda.
Tabii burada sorunsal şu: Kaybolan öykü değil önemli olan, o kaybolan öykünün içinden belirginleşen yeni öykü önemli olan. (Onu da yeniden yazılacak çizgiroman çeşitlemeleriyle izleyeceğiz yakın gelecekte.)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Benzer biçimde fantastik yaratıların tamamına yakınında, kahramanların sonu belirsiz kalır veya hiç olmaz.
Örneğin bilimkurgu roman ‘Uzay Macerası 2001’in sonunda öykü tümüyle belirsiz kalmıştı. Sonradan devamı ek ve yama yapıldı.
Örneğin Conan, 1.000’in üzerindeki macerasının yalnızca birisinin sonunda, yaşlanmış biri olarak, batıya doğru yola çıkar ve bir daha ondan haber alınamaz ki bu da bitmeyen bir öyküdür.
Bu türden bir sonu bitmeme, çizgiromanların hem ticari gereksinimidir, hem de bir tiplemeyi 10’un üzerinde kişi yazıp çizebildiği için, zaten bu yaratıcılık açısından kaçınılmaz bir sonuçtur.
Son zamanlarda bunun istisnaları görüldü. 2 ayrı şirketin çıkardığı diziden birindeki Örümcek Adam öldü (2011).
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Aynı kahramanın hem ölüp, hem de sağ kalması çizgiromanları bile aşan bir çoğul okuma ve hiper-tekst durumu yarattı.
Bunların dışında öykünün sonunun bitimsizliği durumunu yaratan başka etkenler de var:
Conan 2 x 900 sayfalık maraton soluklu ve bitimsiz öyküsündeki, ana 2 öykünün birbirine geçişimi, her öykünün bazı öykücüklerinin (farklı yazarlar ve çizerler ile) epeyi çeşitlemeleri, bir türden bitimsizlik örneği.
Çizgiromanların yeniden ve yeniden olağan ve aşırı yorumlanması başka bir bitimsizlik örneği.
Çizgiromanların öykülerinin (aşırı) uzaması ve akışın / sonun belirsizleşmesi (bu post-modern bir durum veya yazınsal özel bir çaba değil) diğer bir bitimsizlik örneği.
Tüm bunların temel nedeni, 1960’lardan ve 1990’lardan sonra, 2010’larda da çizgiromanlarını okur profilinin değişmesi nedeniyle, onları yeniden çeşitlendirme gereği.
Ancak, bu yalnızca ticari bir format içinde kalmıyor. Bir de olağan yaratıcıların öyküleri tükendiği için, eskiden kendine pazarda yer bulamayan uçuk kaçık öykülü çizerler ve yazarlar da kendine ve eserlerine yer ve yayınsal olanak buluyor duruma geldi. Örneğin, Wolverine’in klasik serisindeki zaman yolculuğu ile ilgili maceranın bir bölümünde, konu hiper-teksti aşıyor, meta-teksti aşıyor, tekst-öteye ve/ya tekst-değile ulaşıyor ki bunun nedeni yazılı metindeki limit sonsuz bölü imleri (slash): Böylelikle o kadar çok ve / veya üstüste oluyor ki hepsi hesaba katıldığında metin sonsuz çeşitlemede okunabilir olabiliyor ve bu yalnızca 1 sayfa gibi sınırlı-sonlu bir alanda yaratılabiliyor ki bu daha önce hiç yapılmamıştı, edebiyatta bile.
İşte bu sözünü ettiğimiz limit sonuz çeşitlemeli öykü bitimsizliği, tam da tarihi momentle çakışıyor: Birçok gelecek, hepsi mümkün, hangisinin gerçekleşeceğinin pek önemi yok. Yani, çizgiromanlarda da öykünün nasıl biteceğinin aslında hiç önemi yok. Bilgisayar oyunlarında buna, kahramanların sonlarını tek tek hiper-oyun metinler ve görüntülerle anlatmak yolu da denenmiş durumda.
Tabii burada sorunsal şu: Kaybolan öykü değil önemli olan, o kaybolan öykünün içinden belirginleşen yeni öykü önemli olan. (Onu da yeniden yazılacak çizgiroman çeşitlemeleriyle izleyeceğiz yakın gelecekte.)