Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Teks'deki karakterleri görünce dayanamadım.Hepsi de Teks'in dostları.Kim olduklarını
da yazayım:
Ayaktakiler soldan sağa:Gros Jean,General Davis,Jim Brandon,Cochise,Teks,Kaplan Jack
Kit Willer,Tom Devlin,El Morisco.
Oturanlar soldan sağainkerton ajanı Mac Parland,Montales,Kit Karson ve Pat Mc Ryan.
Bu güzel resmi paylaştığın için teşekkürler Kadri Balta...
Resimlere bayıldım,teşekkürler KadriBalta.
Dün bir konuşmaya-didişmeye şahit oldum,
Tayyip taraftarları ve karşıtları arasında,
düşündüm biraz...
"Demokrasi çoğunluğun görüşünün geçerli
olmasını değil,azınlığın görüşünün de korunmasını,
yaşatılmasını gerektirir."
(bir diğerine zarar vermeden,dememe gerek var mıydı?)
"Sürekli içki içmek" en az sigara kadar zararlıdır.
Sigara dumanı içene verdiği kadar çevresindekilere zarar verir,
alkolse 1.derecede içene zarar verir.
Kamusal alanda sigaranın yasaklanmasıyla
içkinin yasaklanması aynı değildir,farklı nedenleri olmalıdır.
Örneğin araç kullanırken alkol alınmaz,
başkalarına zarar verme ihtimali vardır...
Binlerce yıldır insanlar farklı
uyuşturucu,uyarıcı,keyif verici maddeler
deniyor,hayatın tekdüzeliğinden kaçmak,
acılarını dindirmek ya da farklı deneyimler yaşamak
için zaman zaman iyi-kötü şeyler kullanıyorlar...
Keşke ikisi birden yasaklansaydı da
görseydik neler olduğunu,nelerin değiştiğini ya da
değişmediğini....
Bu konuda hiç bir yorum yapmak istemiyorum, bizler TÜRK'üz ve tarihimizde bu ve bunun gibi bir sürü olaylara rastlmak mümkündür. Bir şeyi yaparken yapmak isteyen altına imzalarını atanlar nerden geldiklerini ve daha önceleri tarihimizde bu ve bunun gibi olayların sonucunun ne olduğuna bakarak kararların altına imzalarını atmaları gerekmektedir.
Her şey güzel de, tamam dinen yasak ama;
Dinimizde en büyük yasaklardan bir taneside, FAİZ,
İçkiden korkma bu kadar
Suyun bile fazlası zarar
İçki damarlarındaki kanı hızlandırır
İçinde aslan yatıyorsa aslanı
Sırtlan yatıyorsa sırtlanı uyandırır
Ölçüyü kaçırırsan da mideni bulandırır
Su, ekmek, yemek, uyumak, eğlenmek
Ve hatta sevmek
Önemli olan bunlarda bile aşırıya gitmemek
Öyleyse ne olsun sadece içkiyi kötülemek…
Bağnazlık ve tutuculuk, insana ve doğasına yapılmış en büyük hakarettir ve aslına bakarsanız içki ve sigaradan daha çok zararlıdır. Kullananların çok küçük bir kısmı aşırıya kaçıyor diye yasaklama ve kısıtlama getirmenin tek mantığı da kendi dünya görüşünü başkalarına da empoze etmektir. Dünya üzerinde hiçbir yerde içki ve sigara üretilmese, belki burada hepimiz bunu destekleriz, ama yakın vadede böyle bir şey olmayacağı açık.
Görülen o ki, zaten karşı çıkacak olan da kalmadığı için açık açık da telaffuz etmeye de başladılar artık, kendi dünya görüşleri çerçevesinde tek tip, aklını ve hayatını dogmatik bilgilere endekslemiş, bilimi ancak cep telefonu ve bilgisayar kullanmaktan ibaret sanan, kadınları da sarıp sarmalanmazlarsa şeytana hizmet edip erkekleri baştan çıkartacak bir varlığa indirgeyen bir nesil yetiştirmek....
M.Kemal Atatürk, zamanında Türkiye halkının asırlardır Osmanlı hanedanı tarafından bilinçli olarak cahil bırakılması sonucunda bir vakıa olarak ortaya çıkan bu durumu görmüş ve yaptığı devrimlerle bizleri medeniyet hedefine yönlendirmişti, ancak geçen zamanda ordu dışında bu devrimleri ve laikliği korumakta biz halk olarak, sivil insiyatif olarak ne derece gayret gösterdik bunu da kendimize sormamızda fayda var...
Bence ülkemizde çizgi roman kesinlikle yasaklanmalıdır..Çünkü insanlarda yasaklara karşı ilgi vardır, bu yasak sayesinde çizgi romana ilgi en az 100 kat artacaktır..Bir avuç olan biz çizgi roman severlerin sayısı bu sayede yüzbinlere çıkacaktır..
İşleri parayı veren düdüğü çalar mantığına indirgemek doğru değil. Suudi Arabistan ve İran'da da neredeyse batı dünyasında olan çoğu şey yasak, ama parası olanlar kapalı kapılar arkasında herşeyi de buluyor, içiyor, yapıyor. Peki çok parası olmayan ne yapsın? Cebinde 15-20 TL parası olan üniversiteli gencin 4-5 TL'ye bir şişe bira almasını bile önleyip onu başka mecralara yönlendirmeye çalışan bir zihniyet sadece bu kısıtlamalarla kalmaz devamını da getirir, işte o zaman da yaşanılan yer yaşanılmaza doğru gider.
İşin doğrusu ve güzeli, zararlı öngörülen şeyler varsa bunları yasaklarla, cezalarla insanlara empoze etmek değil, yasakların olmadığı bir toplumda bireylerin ne yapıp yapmayacağına, işin doğrusuna kendilerinin karar vermesini sağlamaktır. Herşeyde işe dini de karıştırmak, zaman gelir dini de sulandırır ve insanları dinden de soğutabilir. İçkinin aşırısı sağlığa mı zararlı, evet, o zaman devlet bu konuda bilgilendirici çalışmalar etkinlikler yapabilir, ama kısıtlama, cezalandırma yapmadan, insanların ne yapacağına metazori karar vermeden, sen bilmezsin, aşırıya kaçarsın, ben daha iyi bildiğimden yasaklıyorum demeden yapmalıdır bunu....
Böyle siyasi ve dini tabanlı aslı astarı olmayan yasaklar, egemen ya da egemenliği tekeline almış kitlelerin kalan maraba tayfasını sindirmek, aşağılamak, onu iyice böcek gibi hissettirerek kendinin dev gibi görünmesini sağlamanın ve çıkarlarını cepte tutmanın garantisidir. Bir takım sarıklı zebaniler habire "zina" "gençlerin ahlaksızlığı" vs vs derken 14-17 yaşında küçücük kızları o devasa şeyh hazretleri kimlikleriyle kucağa oturtmanın ve tepki almamanın garantisini sağlıyorlar aslında. Zaman zaman konuşup dalga geçtiğimiz bir dolu, "hastasını göbeğinden tedavi eden" üfürükçü tayfasının yegane silahıdır yasakçılık ve bu yolla kendi dışındaki maraba tayfasını küçültmek aşağılamak. Bizzat şahit olduğum, okuduğum duyduğum onlarca iğrenç olay anlatabilirim, ama mesele bunların anlaşılmasında değil, bu düzene bağ eğmekte.
Çizgi romanların yasaklanması üzerine okkalı yazılar hazırlayıp deşmek lazım aslında. Hala üstü kapalı yasaktır çizgi romanlar. "Hala bu şeyleri mi okuyorsun" sorusuna maruz kalmamış kaç kişi var aranızda? Kaç tane okulda editlenmiş, sansürlenmiş, uygun görülenleri seçilmiş haliyle bile olsa çizgi roman kütüphanesi gördünüz? Göremezsiniz. Çünkü kökenleri 1950'lerde yatar. 50'lerin Amerika'sında yatar. Frederic Wertham denen çok bilmişin 50'lerin Cadı Avı'yla geçen Mac Carthy döneminde kendine egemen sınıflarda paye edinebilmek için ortaya attığı "Masumun İğfali", çizgi romandan başlayıp neredeyse tüm okumanın Türkiye gibi orta doğu ülkelerinde suç sayılmasını müthiş destekler bir ABD ihraç metaforuna dönüştürmüştür. Wertham'ın kuyuya attığı taş, kuyunun kendisi olmuştur adeta. Çizgi romanları aşmış, okumanın bizzat suç teşkil edilmesine yol açmıştır. Oysa Kur'an-ı Kerim'in tariflediği orijinal İslam anlayışının ilk ve en büyük ibadetinin "okumak ve bilmek" olduğunu, insanlığın ancak okuyarak ve bilerek kurtulabileceğini bu yasakçı yobazlara anlatmak ne kadar da farzdır. Oysa bunu söylemek bile yasaktır. İslamın kutsal kitabını bile kendi dilimizden okumak neredeyse yasaktır. Sarıklı zebani "vayy vıyy, viyy!..." nidalarıyla kimsenin anlamadığı ama duyunca tüylerinin ürperip korkuyla titrediği arapça naralarını atıp, serbest serbest küçücük kızları nasıl göbekten tedavi eder sonra?...
Çizgi romanın yasaklanması üzerine makale hazırlamak gerekir diye düşünüyordum ama kitap yazmak lazım aslında.
Ah be dostlarım işte tam bu yüzden yasakladılar gündemi değiştirmek için.Bakın bizler bile sayfalarca tartışıyoruz herşeyi unuttuk. Halbuki ben rakıyı unutmak için içerdim AKP tüm alkollere bedelmiş bakın herşeyi unutturuyor bize